BDP Tuşba adayı Öner Yiğit yeni büyükşehir yasası ile ilgili birçok sıkıntının yaşandığını dile getirerek Özel İdare ve ilçe belediyelerde daha şimdiden büyük problemler yaşanacağını belirtti. Özellikle kurumlarda ciddi boyutta sıkıntılar olduğunu dile getiren Öner; “Asıl paralel devlet Van’dadır, hiç kimse bunun aksini iddia edemez. Bu insanlar bir biri ile çalışmak istemiyorlar. Bunu bizzat oranın müdürleri dile getiriyorlar. Biz vali ile çalışmak istemiyoruz diyorlar. Cemaatçi olanlar şuanda kenara çekilmiş durumdalar. Böyle olunca da kesinlikle işler aksıyor” dedi.

BDP Tuşba Eş Başkan Adayı olan ve ayrıca Özel İdarede de Başkan Vekilliği yapan Öner Yiğit, Van’ın büyükşehir olması ile birlikte çıkarılan 6330 sayılı yasayı değerlendirdi. Ak Parti’nin güçlü olduğu illerde ilçe belediyeler ile ilgili çalışması tamamlamasına rağmen Van’da bu anlamda çalışmaların olmadığını ve ilçe belediyelerinde büyük sıkıntılar yaşanacağını kaydetti. Öner; “Şunu anlamıyorum bu seçilenler, seçimden sonra halka nasıl cevap verecekler? Bir binamız daha yok. Anlayacağız bu 6330 sayılı yasa boşa düşmüş oluyor. Büyükşehir belediyeyi devir etmez ise bu işler ve çalışmalar nasıl yapılacak aklım hayalim almıyor” dedi.

YİĞİT: BİR BİNAMIZ BİLE YOK!

Van’ın büyükşehir olması ile birlikte yeni yasanın getirmiş olduğu sıkıntıları değerlendiren BDP Tuşba Eş Başkan Adayı Öner Yiğit, bugüne kadar Tuşba ve İpekyolu ilçelerinin bir binaya sahip olması gerektiğini vurguladı. Özel idarede çalışan işçiler ve yeni kurulacak belediyelerin gelecek günlerde büyük sıkıntılar yaşatacağını belirten Yiğit: “Bildiğiniz gibi yeni çıkan bir 6330 sayılı büyükşehir yasası var. Bu yasa İl özel idaresine ait personelin dağıtımı, taşınmaz malın dağıtımı var. Bunu yaptıkları zamanda; bildiğiniz gibi Tuşba ve İpekyolu’nda yeni bir ilçe, örnek veriyorum Tuşba’nın nüfusu 138 bindir. İşte 138 bin nüfusa oluşturulacak norm ne kadardır. Örnek olarak 303 daimi işçi ve 100 tane de memur. Şimdi bunlar oluşturulurken bildiğiniz gibi Valilikte kurulmuş olan bir koordinasyon başkanlığı ve bunun yanı sıra birde paylaştırma başkanlığı var. Bu komisyonun başkanlığını yapan ise validir. Ama vali bugüne kadar ne Tuşba için ne de İpekyolu için herhangi bir çalışma yürütmediler. Örnek olarak yaklaşık olarak bir 15 gün sonra bu ilçe için bir belediye oluşturulacak ve bu belediyenin oluşturulması için birde bütçe oluşturulacak. O bütçe nereden geliyor? O da elbette ki halktan gelmiş olan bütçe oluyor. Yani merkezi bütçeden bu para harcanıyor. Peki, sorarım: insanlar kendilerine yol, su, alt yapı ve bunun gibi birçok hizmet beklerken bir binanın yapılması doğru mudur? Bu yeni kurulacak belediyelerin hizmet verecek olan binalarının şimdiden belirlenmesi gerekmiyor mu? Ve bunun yanı sıra elinizde mevcut binalar bulunuyor. Bu binalardan bir tanesini geçici olarak vermeniz gerekmiyor mu? Bu seçim çalışmaları ve seçim bittikten sonra yarın bir gün hangi parti olduğu önemli değil bu ilçede kazanacak ve halka hizmet götürecek. Peki, bu nasıl olacak? Binanın ilk önce belirlenmesi gerekilmiyor mu? Ne yapılması gerekiliyor? Valinin birincil olarak bu iki ilçenin binalarını oluşturması gerekiyor. Personelinin bugüne kadar dağıtılması gerekiliyordu ama oda yok, bunun yapılması gerekiliyor.” Sözlerine yer verdi.

“DİĞER İLLERDE BU SIKINTILARIN HİÇBİRİ YOK”

Her hangi bir adımın atılmadığında şikâyetçi olan Yiğit, “AKP kendine yakın olan illerde ve kendisini güçlü hissettiği yerlerde bu sıkıntılar yok” dedi. Yiğit daha sonra şöyle devam etti: “Bu yapılacak işlerin hepsi valiye ve komisyonda yer alanlara bırakılmış. Kim var bu komisyonda; Vali, il özel idare genel sekreteri ve sekreter yardımcısı, mali işlerden sorumlu stratejik işler müdürü ve bunun yanı sıra daha aklıma gelmeyen birçok isim yer almaktadır. Bunun yanı sıra şuna da değinmek istiyorum. Van ile birlikte büyükşehir olan diğer illerin hemen hemen hepsinde bu işler tamamlanmış durumdadır. İlk önce binaları tahsis edilmiş. Bu yapılmamışsa bile bir yer geçişi olarak öneriye sunulmuş ve bu öneride kaymakamlığa sunulmuş. Bu belediye başkanlığına sunulamaz. Niye sunulamaz? Çünkü daha belediye başkanı belli değil. Ben bu çalışmaları yapılan illeri AKP yakınlıkları olduğu için görüyorum. Yani kazanmaları yüksek olan illerde bu çalışmalar yapılıyor.”

“TAŞERON İŞÇİLER NİSAN’DAN SONRA İŞSİZ KALACAKLAR”

İŞ-KUR işçileri içinde bir çalışmanın yapılmadığını ve Nisan’dan sonra işsiz kalacaklarını belirten Yiğit şu sözlere yer verdi: “Ben bu konu üzerinde kesinlikle çok duran birisiyim. Bakın özel idarede bizim toplamda 608 işçimiz bulunmaktadır. Bu 608 işçinin norm kadro anlamında diyelim ki 303’ü Tuşba’ya gidecek, 500 tanesini diyelim ki İpekyolu’na gidecek. Bunun toplamı ne yapıyor 800 işçi yapıyor ve burada yaklaşık olarak 200 kişilik bir eksik bulunuyor. Bu işçilerin durumunun ne olacağı şuanda belli değil. Hiç kimse bu durum ile ilgili konuşmuyor ve bir açıklama yapmıyor. Bu işçilerin durumu ne olacak, bu işçiler nerede çalışacak, hangi kurumda çalışacaklar ve maaşlarını nerde alacaklar? Bunlar bu ay itibari ile büyükşehrin havuzuna aktarılacaklar. Ki muhtemelen vali bey bunu imzalamıştır. Bunun yanı sıra birde hizmet alımı ile alımı (taşeron) işçiler var, bunlarında toplamı bildiğim kadarıyla 100’ün üzerinde olması gerekmektedir. Bu arkadaşlarında durumu ne olacak belli değil ve bu arkadaşlar bir de kredi kullanmışlar. Kimse bu konuda açıklama yapmıyor ve inanın ki her gün yüzlerce kişi bana gelip bu konuyu benimle görüşüyor ve benimle sohbet etmek istiyor. Bununla ilgilenen valinin kendisidir ancak herhangi bir çalışma yapılmış değil. Örnek olarak Urfa’da bu çalışmaların hepsi bitmiş ve muammada kalan hiçbir şey yok. Ama burada öyle bir şey söz konusu değil. İŞ-KUR işçilerinin 1 Nisan itibari ile sözleşmeleri bitiyor. Bu insanların nereye gidecekleri belli değil. Bu insanların çoğu ise Tuşba’ya geliyor ve Tuşba’yı istiyorlar. Ben bunlara soruyorum neden Tuşba diye, bana bize siz sahip çıkarsınız diyorlar. Bu insanların kafasında her hangi bir isim bulunmuyor, kime gideceklerini bilmiyorlar ve bu yüzden de kendilerine en yakın gördükleri insanlara gidiyorlar. Bu taşeron işçilerin nereye gidecekleri belli değil ve Nisandan sonra işsiz kalacaklar.”

YİĞİT: MÜDÜRLER VALİ İLE ÇALIŞMAK İSTEMİYOR

Özel idarede görev yaptığı dönemde yaşanılan bu sıkıntılar için Vali ile görüşmek istediklerini ancak Valinin kendilerine 18 gün sonraya randevu verdiğini belirten Yiğit ‘Atama ile gelen birisi, seçilmiş birisine 18 gün sonraya randevu veriliyor’ dedi. Yiğit ayrıca paralel devlet asıl Van’da yaşandığını belirterek, ‘Hiç kimse bir biri ile çalışmak istemiyor. Özellikle müdürler vali ile çalışmak istemediklerini belirtiyorlar’ dedi. Yiğit: “Vali ile görüşmek için birçok adım attık. Vali beyden randevu istedik, bize 18 gün sonra için bir randevu verdiler. Bu ilin yöneticileri kimdir? Sizde çok iyi biliyorsunuz ki seçilmiş insanlardır. Ancak atanmış olan birisi, seçilmiş birisine 18 gün sonraya randevu veriyor. Sizce de bu akıl alır bir şey midir? Ben o zamanla meclis başkanıydım. Biz elimizden gelen her şeyi yaptık randevumuzu istedik ancak bize 18 gün sonraya randevu verildi. Şimdi için öyle bir şey söz konusu değil. O zamanlarda biz elimizden geleni yaptık ki bu basına da düştü. Özel idarede işçiler ile ilgili kararları biz alıyorduk. Biz o dönem bu işçiler ne olacak diye kararlar aldık. Mesela bunların içlerinde bulunan çoğu işçi düz işçilerdir. Düz işçiler ne demektir, vasıfsız demektir. Ama bu işçilerin çoğu da üniversite mezunu olan işçilerdir. Peki, bu insanlar ne olacaklar? Gidip çöpçülük mü yapacaklar yoksa boşta mı kalacaklar? Biz gelin bu adamlara kanunlar çerçevesinde bir vasıf verelim dedik ancak kabul edilmedi. Valilik bunu kabul etmesine rağmen, valinin imzası olmasına rağmen bu kabul edilmedi. Bu vali geldikten sonra il özel idaresinin hiçbir işi ile ilgili olmadı. Bu imza atılıp kabul edilmemesi, vali değişikli falan filan her şey paralel devlet ile ilişkilidir. Asıl paralel devlet Van’dadır, hiç kimse bunun aksini iddia edemez. Bu insanlar bir biri ile çalışmak istemiyorlar. Bunu bizzat oranın müdürleri dile getiriyorlar. Biz vali ile çalışmak istemiyoruz diyorlar. Cemaatçi olanlar şuanda kenara çekilmiş durumdalar. Böyle olunca da kesinlikle işler aksıyor” dedi.

“İL ÖZEL İDARE ARAÇLARI SEÇİM ÇALIŞMALARI İÇİN KULLANILIYOR”

Özel idarede bulunana tüm araçların valilik bünyesinde olduğunu belirten Yiğit, araçların nerede olduğundan haberdar olmadıklarını söyledi. ‘Biz araçların filomuzda olduğunu biliyorduk ancak araştırdım ki hiçbir aracımız ne filoda ne de ilçelerde bulunmuyor’ dedi. Yiğit ayrıca bu araçların seçim kampanyası için kullanıldığını belirterek ‘AKP’nin arka bahçesi gidiyor tüm çırpınışlar bunun içindir’ dedi. Yiğit şu sözlere yer verdi: “Anlayacağınız personelin durumu çok vahim. Bunu yanı sıra araç dağıtımında sıkıntılar var. Düşünün ki Nisan ayının her hangi bir günde sel felaketi yaşandı. Ki biliyorsunuz Van’da Nisan ve Mayıs ayların bu sel felaketleri oluyor. Hangi ilçeye, nasıl, ne kadar araç dağıtılacak bu konu ile ilgili herhangi bir çalışma bulunmuyor. İl özel idaresinin makam araçları dâhil tüm araçları valilik bünyesinde bulunuyor ve biz bu araçların nerede olduğunu bilmiyoruz. Bu araçlar kesinlikle sahada da değiller. Şimdi siz bana bugüne kadar niye böyle bir açıklama yapmadığımı soracaksınız. Personeli geçtim de özellikle araçlarla ilgili biz araçları kendi filomuzda hatta ilçelerde olduğunu biliyorduk. Ben bu araçların bu yerlerde bulunmadığı fizibilite çalışması yapmaya başladım dönem anlamış oldum. Bu çalışmayı yaptım bitirdim ve baktım ki bizim araçlarımız ortalıkta yok. Bir de nerden öğrendim biliyor musunuz? Bunu tüm samimiyetimle sizlere söylüyorum, valilik bünyesinde bulunan araçların seçim sürecinde çalıştırıldığını öğrendim. Bu kesin bir bilgidir, ben o araçları gördüm ancak herhangi bir şekilde belgelemedim. Çünkü bu bize yakışmaz. Ben hasta olduğum bir dönemde yani hastanedeyken, hastane doktorunun bir tanesinden bunu bizzat kendim duydum. Dedi ki akşam saatlerinde seçim çalışmaları kapsamında evime geldiler ve bende evimi açtım. Daha sonra ben bunları yolcu ettiğimde, Van Valiliğinin beyaz minibüsü ile birlikte, sağlık müdürlüğüne ait bir minibüs gördüm. Bu araçların bize yani özel idareye sahip olduğu sayısı toplamda 283’tür. İşte Jeneratöründen tutun, greyderinden tamperli kamyonuna ve minibüslerine kadar tüm araçların sayısı 283’tür. Ayrıca şunu da belirtmek isterim, araç vermeye yetkisinden tutun diğer tüm şeylere kadar özel idarenin yetkilisi validir. Orada çalışan müdürler inanın ki sadece imza atmaya yetkilidirler. Ben size şu kadarını söyleyeyim AKP’nin arka bahçesi gidiyor ve tüm çırpınışlarda bunun içindir. Yani anlayacağız bu özel idaredeki işler belediye bünyesine geçecek diye kanunsuzluk almış başını gidiyor”

YİĞİT: VALİNİN HER ŞEYDEN HABERİ VAR

Vali’nin İl Özel İdaresi’nin tek yetkilisi olduğunu belirten Yiğit ‘müdürlerin orada sadece imza yetkisi var’ dedi. Yiğit: “Ben vali beyin bundan haberdar olduğunu düşünüyorum. Kendisi bunu bildiği halde kesinlikle bunu bilmiyordum da demez. Siz bence kendisi ile de görüşün ve bunu kendilerine sorun. Bugüne kadar yani 5 yıl içerisinde soruldu ancak bir cevap alınmadı. Bugünden sonra da biz sorsak yine bize cevap vermezler. 2011 seçimlerinde Zahir Kandaşoğlu beni aradı ve aynen şunları söyledi; “Siz nasıl bir il genel meclisiniz. İl özel idarenin tüm araçları milletvekilleri danışmanlarının altındadır” diye. Bende kendilerine bunu bana değil gidip vali beyinde kendisine sorun dedim. Kendileri valiye soramadığı içinde olay kapandı. Bunu ancak valiye basın mensupları sorabilir. O zamanda ne kadar doğru cevap verilir, bilemiyorum. Bakın il özel idaresi kapatılıyor bence gidip özel idarenin denetim raporlarını bir inceleyin. Bu denetim raporunu geçtiğimiz yıllarda bir milletvekilimiz, bir basın mensubu olarak bunu yaptılar. O dönemde ortaya çıkan çok büyük bir yolsuzluk var. Bakın bu konuda müfettişler ve denetimciler geldiler. Geldiklerinde ilk olarak benimle görüştüler ve sordukları ilk soru şuydu; il denetim raporlarını siz mi hazırlıyorsunuz yoksa hukukçular mı hazırlıyor? Ben kendilerine biz hazırlıyoruz dedim. Ancak onları il denetim raporlarının bizlerin hazırladığına inanıyordular, inanmak istemiyorlardı. Bu kadar kaliteli bir iş çıkacağına inanmadıkları için bizlere de inanmıyordular. Kendileri bütün sistemi hazırladıkları için bir de karşıda BDP olduğu için inanmıyordular. Kesinlikle bir yardım aldığımızı düşünüyordular. Bu yüzden sizlerin bu raporları incelemenizi isterim” diye devam etti.

“KOCAELİ DOSTLUK PARKINI BİZLER YAPTIK”

Yiğit başta Kocaeli dostluk parkının kararının kendilerinin aldığı ve ayrıca bunun için kendileri bütçe hazırladıklarını belirterek, ‘Kocaeli sadece oturaklar gönderdi’ dedi. Ancak giden valinin bu parkı Kocaeli’ne mal edildiğini belirtti. Yiğit şöyle devam etti: “Bakın bizler özel idarede 38 işçi çalıştırıyorduk. Bunların 16’sı Vanlı ve geriye kalan diğer 22’si ise dışardan olan insanlardır. Bize bu insanlara kadro vermemiz gerekiyor ve kararın alınması gerekiliyor dediler. Ancak bunlar bizim bunun için karar alacağımıza inanmıyordular. BDP’nin bu insanlar için karar çıkaracağına inanmıyordular. Ancak biz oturduk ve hemen toplandık bu insanlar için kadro çıkardık. Biz hiç kimsenin ekmeği ile oynayamayız. Ama biz bunları yapmamıza rağmen onlar bu işi kendi adına yapmışlar gibi gösteriyorlar. Bugün KÖYDES kapsamında yapılanlar ve bunun yanı sıra diğer birçok çalışmaların hepsinde bizim almış olduğumuz kararlar var. Şimdi asıl mevzuya yani en önemli konuya geleyim. Biz ayrıca bu açıklamaları yaptıkları yanlıştan geri dönsünler diye yapıyoruz. Bakın Van merkezde yapımına devam edilen ve özel idarenin taşınmazı olan City Van büyükşehir belediyesine bırakılmış. B kampüsü dediğimiz ve yıllardır tartışılan köy hizmetleri bölge müdürlüğünün yeri. Bildiğiniz gibi bu yer şuanda mahkemelik bir yer ve bu yerde Van büyükşehir belediyesine bırakılmış. Şimdi bu ne anlama geliyor? İşte nasılsa AKP büyükşehir belediyesini kazanamayacak bırakın bunlar mahkemede ne oluyorsa olsun. Yuniplik nerede bulunuyor? Edremit sınırları içerisinde bulunuyor. Kime verilmesi gerekiliyor? Edremit’e verilmesi gerekiliyor. Ama burada milli eğitime verilecek. Edremit belediyesini kazanacaklarını bilseydiler, bunu Edremit belediyesine bırakacaklardı. A kampüsü yani Özel İdaresinin yeri. Şuanda İpekyolu ve Tuşba’nın belediye binası yeri var mı? Yok. Kimin sınırları içerisinde ve kime verilmesi gerekiliyor? Elbette ki İpekyolu’na bırakılması gerekiliyor. Burada yatırım izleme komisyonu merkezine bırakılıyor. Bu merkezinde toplamda yaklaşık olarak 40 personeli bulunuyor. Peki, o devasa yer bu 40 kişilik personelin bulunduğu merkeze mi bırakılacak? Buda aynı mantıktan kaynaklanıyor. İpekyolu elimizden gitmiş bırakın onlar ne yapıyorsa yapsınlar. Çitören Hizmet İçi Eğitim Binasını biliyorsunuz. Orada da devasa bir bina bulunmaktadır. İnsanlar orada tatil yapıyorlar, dinleniyorlar. Orası Tuşba sınırları içerisinde, Tuşba’ya bırakılması gerekiliyor. Ancak Diyanet İşlerine bırakılmış. Niye? İmamlar orada daha iyi tatil yapsınlar. Tuşba kongre merkezi ve fuar alanı kimin projesidir? AKP bizim projemizdir diyor. O projenin ihalesini yapan İl Özel İdaresidir. 13 trilyon 34 bin TL’ye ihalesi yapıldı Kalkına bakanlığı tarafında desteklendi. Ancak bunlar kalkıp bizim projemizdir, dediler. Edremit ya da Kocaeli diye anılan dostluk parkı. Arkadaşlar bunun karar organı bizleriz, orayı bizler satın aldık ve raporumuza şunu yazdık ‘halkın dinlenebileceği mesire alanı, parkı’ ve biz yaklaşık olarak 250 bin TL kendi bütçemizden harcadık. Dedik ki halkımız orada dinlesin ve güzel vakit geçirsin. Giden vali dedi ki orayı Kocaeli yaptı. Kocaeli oraya ne gönderdi biliyor musunuz? Sadece üzerinde Kocaeli yazan oturaklar ve sahilde bulunana o 4 tane büyük musluğu göndermiş. Orayı kime bırakmış, bizim aldığımız bilgiye göre Edremit kaymakamlığına bırakılmış. Bu açıklamadan sonra inşallah bundan geri dönüş yaparlar. Ben bunun açıklamasını kendim yaptım ve kamuoyu ile paylaştım.”

YİĞİT: YOLU OLMAYAN KÖY KALMA(MIŞ)!

AK Parti’nin seçim için bastırdığı el kitapçığını incelediğini belirten Yiğit, ‘halkımız bu kitapçı kesinlikle okusun, bende inceliyorum ama hiçbir şey bir biriyle uyuşmuyor’ dedi. Yiğit: “Ben AKP’nin çıkarmış olduğu bir kitapçığa kesinlikle hayret ediyorum. O kitapçıkta şu çok dikkatimi çekti yolu olmayan köy kalmadı deniliyor. Bir gidip bakın bakayım yolu olan köy var mı? Ben bu kitapçığı inceliyorum. Hiçbir rakam diğer bir rakam ile uyuşmuyor. İnsanlarımız bunu okumuyorlar keşke okusalar da neyin ne olduğunu görseler ve çok iyi analiz etseler. Bakın 2008 yılında köy yolları için 1 trilyon bütçe ayrılırken, 2009’da biz il genel merkezine geldiğimizde bu para 16 trilyona bütçe ayırdık. Herkes bize şu soruyu sordu; nerden buldunuz bu parayı? Ben bütçe başkanıydım ben bile bu olaya şaşırmıştım. Nerden bulduk, nerden geldi bu para? Peki, nerden geldi o para biliyor musunuz? O dönem valiliğin yapmış olduğu bütün fuzuli harcamaları kesmişiz ve bu parayı elde etmişiz. Bunların hepsi hazırladığımız raporlarda bulunuyor. Bir araba kornası 6 bin TL’ye takılmış, bir aracın yıllık yıkama ücretine 56 bin TL ödenmiş falan filan işte” sözlerine yer verdi.

“HALKIMIZ İSTEMEZ İSE ÇADIRDA ÇALIŞACAĞIZ”

Yapacakları çalışma ve projelere de değinene Yiğit, ‘halkımız ne isterse onu yapacağız. Bir belediye binası istemezler ise çadırda çalışacağız’ dedi. Yiğit şöyle devam etti: “Bakın yapılmayan binalar olsun diğer birçok sıkıntılar olsun ve bu sıkıntıları gidermek adına yapacağımız çalışmalarımız için, projelerimiz için biz kesinlikle her zaman halkımıza gideceğiz. Bina konusunda da halkımıza soracağız bina istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Halkımız bunu istemezlerse biz çadırda çalışacağız. Buna ne kadar dayanırız bilmiyorum ama bu şekilde devam edeceğiz. Bu sadece bizim ilçemiz için geçerli değil. Tüm belediyelerimizde bunları yapacağız. Halkımız yaptığımız bir çalışmayı istemezlerse biz o çalışmayı yapmayacağız. Bunu anketler ile değil bire bir görüşerek ya da oylama yaparak gerçekleştireceğiz. Bizim projemiz halkımızın istekleridir. Halk ne dese o olur. Bizim diğerleri gibi bir bütçemizde yok. Kendi imkânlarımız ile seçim dönemimizi geçiriyoruz. Seçimden sonra bu yüzden halkımız ile birlikte olacağız. Bakın ayrıca ilk konuştuklarımız için bir şey söyleyeyim. Bildiğim kadarıyla diğer büyükşehirlerde tam olarak ne oluyor bilmiyorum. Ben burada Van için konuşuyorum ve Van’ı sorunlarını dile getiriyorum. Birçok ilde bunlar tamamıyla bitmiş ama eksik kalan, yapılmayan veyahut tam olarak durumları nedir bilemiyorum. Kaymakamlıklar falan belli oluyor ancak biz kaymakamlığın nerde olduğunu bile bilmiyoruz, kaymakamlığı bile tanımıyoruz. Şunu anlamıyorum bu seçilenler, seçimden sonra halka nasıl cevap verecekler? Bir binamız daha yok. Anlayacağız bu 6330 sayılı yasa boşa düşmüş oluyor. Büyükşehir belediyeyi devir etmez ise bu işler ve çalışmalar nasıl yapılacak aklım hayalim almıyor”

Editör: TE Bilisim