Down by Law. Türkçe’ye ‘İçeridekiler’ olarak uyarlanmış 1986 yapımı, Jim Jarmusch’un yönettiği bir film. Siyah beyaz çekilen ve bir dostluk hikâyesini anlatan bir film. Film iki karakter olan Waits ve Lurie’nin tartışması ile başlar ve sürekli kavgaları ile devam eder. Hapisten kaçınca aynı kaderin ormanında bulurlar kendilerini. Ormandan kurtulmaya çalışan karakterler harap olmuş bir şekilde nihayet yolu bulduklarında içlerinden Tom Waits’n yol için hayranlıkla söylediği ilk kelime de ‘medeniyet’tir.

 

***

 

İki bin yılı aşkın bir süre önce ‘yol’ işine bu kadar büyük önem veren Roma İmparatorluğu’nun huzur değil yol götürme işi de taktiktir, kritik bir hamlesi. Medeniyet ve adalet götürmediği yerlere ‘yol’ yaparak halkların desteğini kazanan Roma İmpatarorluğu’nun ‘yol’ hamlesi öyle boş bir hamle değildi muhakkak.

 

***

 

Yol medeniyettir diyen birisi daha var. 2013 yılında ODTÜ’deki yol tartışmaları başını alıp gittiğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan enfes bir çıkışı oldu. O dönem yol yapımı konusundaki tartışmalar sürerken Erdoğan, şöyle bir yorumda bulunmuştu: “Yol medeniyettir. Ama medeni olmayanlar yolun kıymetini anlamazlar. Önünde cami bile olsa yol oradan geçecekse o camiyi yıkar, o camiyi gider başka yerde inşa ederiz.”

Biz cami yıkmasını beklemiyoruz fakat Van hiç böyle cesur çıkış yapan hizmet ehli isimleri de görmedi ne yazık…

 

***

 

Kıssadan hisse: Belediyecilik ile ‘medeniyet’ arasında ciddi bir bağ var.

Geçmiş dönemlerden akıllarda bu anlamda ne kaldı derseniz: Van Belediye Başkanı rahmetli Mustafa Çohaz örneğin. İkinisan Caddesi’ni açan, Zübeyde Hanım ve Milli Egemenlik Caddeleri’ni genişleten başkan olarak akıllarda. Ekibinden Hamit Acar örneğin… Burhan Yenigün döneminden ne kaldı derseniz; yeni açılan yollar, seyyarlar, Cumhuriyet ve Maraş Caddesi’ndeki büfe ve tabela düzenlemesi gibi dokunuşlar geliyor aklıma.

-Şimdi Van’ın trafiğinin önemli bir yükünü üstlenen Şabaniye Yolu’nun açılması konusundaki girişimleri bir devrimdi.

-Cumhuriyet Caddesi’nin üst sokağı, Ordu Caddesi Ulu Cami civarında seyyarlar ile kapatılmış sokağın temizlenmesi o dönem çok büyük tartışmaların, kavgası oldu. Ama bir devrimdi.

-Cumhuriyet ve Maraş’ın büfelerden temizlenmesi bir devrimdi.

-Gözümüzün içine giren, kafamıza çarpan, Caddenin üzerine sağlı sollu uzanan reklam tabelalarının kaldırılması bir devrimdi…

-Oto Galericilerin şehir dışına çıkarılması bir devrimdi…

 

***

 

Bazen devrimleri gerçekleştirmek güçtür. Size büyük bedellere mal olabiliyor.

Burhan Yenigün belediye başkanlığı döneminde ‘alt yapı’ya çok emek, zaman ve para harcadı. Yani belediyeciliğin görünmeyen tarafına çok çalıştı.

Düşünüyorum da, bunları yapmak yerine Cumhuriyet’te, Maraş’ta 10 bin kişilik iftarlar falan verseydi, alt yapıyı bir kenara bırakıp ‘süsleme’ işine girseydi, işi gücü bırakıp ‘bilbord’lara reklam yapsaydı belki de ikinci kez aday olduğu başkanlığı kaybetmeyecekti.

Velhasıl… Dereden çok sular aktı. Yenigün sonrasında çok şey değişti memlekette. Ondan sonra iki dönemlik BDP/DBP dönemi oldu. Şimdi başkan vekillikleri halkın deyimiyle ‘kayyum’ dönemi var. Yenigün sonrası süreçte Van’da kelle götürebilecek tarzda ‘devrimler’ çok yaşanmadı. Belediyecilik birçok anlamda risk işidir. Kimse de riske girmedi. İşte riske girilmeyen işlerden sadece bir kaçı:

 

***

 

-Örneğin on yıllardır kimse ‘ruhsat’ işine el atmadı. Şehir tıka basa dolup ama Van’ın belki yüzde 50’den fazlası hala resmi kayıtlarda tarla olarak görünüyor. Ruhsatı olmayan binalara elektrik, su, internet veriliyor. Ama kimse hani bunun ruhsatı demiyor.

-Cumhuriyet Caddesi ve Maraş Caddesi’ne dokunulmadı. Çünkü etkisi büyük olur. Kelle götürecek cinsten. O yüzden topa giren olmadı. Trafiğe kapatılması, tek yön olması gibi birçok konu sadece sohbetlere konu oldu. Tartışmaya bile açılmadı.

-Şabaniye’den sonra ‘yol’ açma girişiminde bulunan olmadı. Karayolları ‘destekli’ olmasına rağmen Şabaniye yolu daha yeni geçen aylarda tam anlamıyla açılabildi. Kamulaştırması, davası derken yıllar sürdü. Ondan sonra da şuraya bir ‘medeniyet’ getireyim diye yol açma çabasına giren olmadı. Üstelik trafikten, araçtan, park yokluğundan boğulurken bile…

-Bu kentin yamalı İmar’ı konusunda öne çıkan olmadı. Van Büyükşehir’i kaldırmayan İmar deprem dönemi hükümetin ve bakanlığın eliyle aradan çıkarıldı. Her ne kadar masa üstünde çizilse de yıllarca kalsa değişmeyecek olan o dönem bakanlık eliyle değişti. Çilesi hala bitmedi.

-Çevre Yolu bir türlü yapılmadı. 18’e takıldı, kamulaştırma olmadı. Van’a büyük bir ‘medeniyet’ katacak olan Çevre Yolu bitmedi gitti. Belediye altından çıkamadı. Olay yine Ankara’ya taşındı. Van’a özel bakanlar kurulu kararı çıktı. Şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın inisiyatifinde. Bir babayiğidin şu ‘medeniyeti’ artık Van’ın etrafına sermesi bekleniyor.

 

***

 

Anlayacağınız. Kimse çok topa girmek istemiyordu. Kimse koltuğundan, rahatından, hatta açıkça söyleyeyim ‘oy’undan olmak istemiyordu. Gel gelelim şu içinde bulunduğumuz yeni dönem ‘kelle’ götürmeyecek bir ‘devrim’ fırsatı sundu Van’a. Büyükşehir dâhil tam 12 belediyede başkan vekilleri/kayyum’lar var. Meclis yok, muhalefet yok, itiraz yok, red yok… Ve ‘devrim’ yapmaya müsait belediyede şu an önemli isimler var. Kurumsallık ‘nedir’ iyi bilen bir isim olan Genel Sekreter Mustafa Yalçın eliyle Van’da ihtiyaç olunan o dokunuşlar gelmeye başladı. Uzun yıllardır şahitlik etmediğimiz ‘büyük’ hamleler yapılmaya başlandı. Daha doğrusu ‘büyükşehirler’ için ‘küçük’ Van için ‘büyük’ hamleler diyelim biz şuna. 

 

***

 

Ne mi oldu?

-Cumhuriyet ve Maraş caddeleri masaya yatırıldı. Önce park ile istila edilen şeritler engeller ile kapatıldı. Sonra cadde için tek şerit kullanılacak şekilde projeler çizildi. Fizibilite çalışması başladı. Bu ay ise ‘Parkomat’ bu ay ihale ile birlikte start alıyor.

-İskele’nin çift yön için çalışmalar sürüyor.

-Alternatif yol arayışları başladı. Akköprü deresi hizasınca yeni bir yol açma ve diğer alternatifler üzerine çalışılıyor.

-Van’ın önemli caddelerinden şerefiye caddesi bölünmüş yola dönüştü.

-Kentin kavşaklarına ayar çekildi. ‘U’ dönüşleri azaltıldı, kavşaklar eklendi, hamleler sürüyor.

-En önemlilerden biri kenti boğan minibüsler kentin içinden uzaklaştırıldı. Depolama alanlarına kaydırıldı. Kent minibüs zulmünden kurtuldu. Nefes aldı.

-Beşyol Civarı Hz. Ömer Cami karşısındaki daracık ara önce minibüslerden kurtuldu, sonra cadde tam 3 katına kadar genişletildi. Kent bir noktadan daha nefes aldı.

Yukarıdaki hizmetlerin hepsi halkın desteği ile birlikte karşınıza ‘halkı’ alacağınız hamleler. Kolay değil. Zira bir tarafı yaparken ister istemez bir tarafı yıkıyorsunuz. Ama bu konuda sorumluluk alan ve ‘kurumsal’ düşünen bir ekip var. Yalçın bu işi Kayseri’de yıllarca yaptı. Memleketin uzun vadedeki yararına olacak işlerde çekinmeden ‘hamle’sini yapabiliyor.

 

***

 

Üstelik yanında tecrübeli isimler de var. Burhan Yenigün dönemini iyi bilen, Van’ı iyi bilen ve o dönem bizzat ‘rol’ alan ve uzunca yıllar ‘pasif’e alınan isimlerle bu işler yürüyor. Van Büyükşehir’de ‘zor’ işler bir nevi kurumsallık ve tecrübenin ortaklığı ile yürüyor. “Büyükşehir nasıl yönetilir?” sorusuna en iyi cevap olabilecek Kayseri’den Yalçın ile şimdiye kadar doğru adımlar atıldı. Uygulamada da ‘belediyeyi’ temsilen halkın ayağına giden, belediyeciliği halk ile yürütmeyi bilen isimler devrede. Alanda kah vatandaş ile buluşan kâh caddede çalışmaları denetleyen belediyecileri arar olmuştuk. Haksız mıyım?  Biz yıllardır kendimizi Gaziantep, Malatya, Kayseri, Konya gibi kentlerle kıyaslamıyor muyuz? “Ah onlar gibi olsaydık” diye iç geçirmiyor muyuz? Bu kentlerin ruhunda kurumsallık var. Bırakalım o kurumsallık biraz Van’a da uğrasın. Bu sürecin sonunda ya bu kurumsallıktan faydalanıp ‘şanslı’ çıkacağız ya da yeniden başa saracağız.

 

***

 

Anlayacağınız Van’ın ‘şansı’ olarak görülen bu süreç 2019’a kadar sürecek. Ve bu süreç en iyi şekilde değerlendirmeli. Van’a düşen de bu süreçte yukarıda saydığım isimler gibi yöneticilerin yanında olmak ve desteklemek. Kent adına alınacak kararlarda ‘radikal’ de olsa destek vermek gerek. Gün minibüsçüler için durağını birkaç yüz metre kaydırma, esnaf için birkaç ayından feda etme, vatandaş için toprağından feragat etme günüdür. Bir daha böyle kurumsal bir ekip yakalar mıyız bilinmez. Ama vakit varken ‘iş’ yapmaya çalışan ekibe bu şansı vermek gerek.


***

 

Ezcümle: Yol medeniyettir. Kentte birileri ‘medeniyet’ inşa etmeye çalışıyorsa ‘buyur’ etmek gerekiyor. Ama…

-Birileri hizmet ederken, belediyede işler için ‘pazarlık’ ve ‘aracılık’ yapanlar…

-2019’un Van’ın kaderi olduğunu bilmesine rağmen kendisine ve etrafına ‘çalışanlar’

-Reklam işine kendisini kaptırıp hizmeti unutanlar…

-Birileri hizmet ederken hizmeti bir kenara bırakanlar, yol bile yapamayıp asfalta yama yapıp ‘hizmet’ diye pazarlayan belediyeler. Sizin de gittiğiniz yol, yol değil. Bilesiniz…