ŞEHRİVAN ÖZEL: HAMİT KARAKUŞ-  Afganistan, Pakistan ve diğer çevre ülkelerde yıllardır devam eden iç savaş ve beraberinde yaşanan maddi nedenlerden dolayı anavatanlarını terk etmek zorunda kalan binlerce göçmen zorlu şartlar altında İran ve Türkiye koridorunu kullanarak Avrupa’ya gitmeye çalışıyor. Ülkelerinde yaşanan iç savaş ile birlikte maddi olanakların kısıtlanması, savaşa ortamından kurtulmak, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde daha iyi yaşam şartları hayali ile yollara düşen göçmenler, hayat mücadelesi veriyor. Son dönemde İran güzergâhı üzerinden Türkiye sınır kapısından yasal olmayan yollarla getirilen göçmenler; insan tacirleri vasıtasıyla yurt dışı, Ankara, İstanbul ve İzmir hayali ile kandırılarak Van’a bırakılıyor. İnsan tacirleri tarafından kişi başı bin 500 ila 2 bin dolar alınarak, zorlu yol şartları altında yurda yasal olmayan yollarla getirilen yabancı uyruklu göçmenler, kimi zaman yarı yolda bırakılıyor, kimi zaman da soğuk hava koşullarına dayanamayarak hayatını kaybediyor. Donarak hayatını kaybeden kaçak göçmenlerin cesetleri bazen karların erimesiyle ortaya çıkıyor. Aralarında kadınlar, çocuklar ve engellilerin bulunduğu binlerce göçmen Van Şehirlerarası Otobüs Terminalini mesken tuttu. Otogarda çaresizce bekleyen vatandaşlar, Vanlılar’ın desteği ile karınlarını doyurup hayatta kalmaya çalışıyor.

SAYILARI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR!

Van’da geçtiğimiz yıllardan bu yana devam eden kaçak geçişler son aylarda tam anlamıyla zirveye çıktı. Kış aylarından bu yana Van’a akın eden göçmenlerin girişleri artarken, son dönemlerde kaçak operasyonları da bu geçişleri izledi. Bir çok göçmen daha göç yolunda kış aylarındaki soğuk hava şartlarında hayatını kaybetti. Van’a gelmeyi başaranlar ise Van’da hayata tutunup başka şehirlere gitme hayali ile kentte kaldı. Bir çoğu da kaçakçılar tarafından başka şehirler ve ülkeler vaad edilerek Van’a getirildi. Van’da bekleyip iş ve aş bulacakları İstanbul gibi şehirlere gitmenin hayalini kuran göçmenler hali zaman içerisinde yürek burkan manzaraların oluştuğu bir hale geldi. Van’ın neredeyse dört bir yanında boş alanlarda, köşe ve bucaklarda hayatta kalmaya çalışan Afganlar kuru ekmeğe muhtaç hale geldi. Van otogarında yardımseverler her öğünü birisi karşılayacak şekilde yardımcı olmak için sıraya girdi.

VANLI HAYIRSEVERLER BAKIYOR AMA...

Günden güne daha kötü şartlarda yaşayan göçmenler için Vanlı hayırseverler seferber oldu. Hatta Van otogarında bazı isimlerin de girişimiyle hayırseverler sırasıyla yemek vermek için bir düzen oluşturdu. Her öğün bir ismin yemek getirip dağıttığı göçmenler bu vesileyle sıcak yemek yeme ve çocuklarını besleme fırsatı buldu. Bir çoğu kuru ekmekle hayatta kalırken hayırseverlerin el atmasıyla aç kalmaktan kurtulan göçmenlerin buna rağmen durumları hala belirsizliğini koruyor. Toplama merkezlerinin dolup taştığı, binlercesinin de Van’ın dört bir yanında kaldığı göçmenlerin çaresiz bekleyişi sürerken kış ayları ve soğukların başlamasıyla birlikte ne yapacakları ise belirsizliğini koruyor...

“2 BİN 100 DOLAR VEREREK BURAYA GELDİK”

Sayısı her geçen gün artan göçmenler umut taciri kaçakçılar tarafından aldatılmaya devam ederken bir çoğu farklı şehir ve ülkeler diye Van’da kaderine terk ediliyor. Ortada kalan göçmenler bir umut Van otogarında bekliyor. Terminaldeki kaldırımlarda, otogar içinde, yeşilliklerde yaşamaya çalışan Afganlar’ın hikayeleri ise yürek burkuyor. Bu isimlerden birisi olan ve Şehrivan’a konuşan Akim Said isimli göçmen yaşadığı durumu şu sözlerle ifade etti, “2 bin 100 dolar vererek buraya geldik. Ancak memleketimize geri gönderecekler. İnsanlar bize yemek veriyor. İhtiyaçlarımızı karşılıyorlar. Yaklaşık 15 gündür ben burada yatıyorum. Biz İstanbul’a gitmek istiyoruz ama gidemiyoruz. Büyük ihtimal bizi geri gönderecekler”

“VAN’DA ÇOK SIKINTI YAŞADIK”

Besma Kerimi isimli göçmen kadın da, bin 500 dolar vererek geldikleri Van’da çok sıkıntı yaşadıklarını belirtti. Hem konaklama hem de yiyecek sıkıntılarının olduğunu dile getiren Kerimi, çocuğunun kötü şartlardan dolayı hastalandığını söyledi. Kerimi gibi bir çok kadın otogarda yaşarken çocuklarını zor şartlarda hayatta tutmaya çalışıyor. Bir çok çocuk dışarda yatıp kalkarken hijyenden uzak ve kötü şartlarda bekleyişini sürdürüyor.

HAKİMİ: 50 KİŞİ BİR MİNİBÜSE BİNDİRİLDİK

Kaçak yollarla Türkiye’ye geçiş yaptıklarını ve bir haftadır burada konakladığını dile getiren Ali Ahmet Hakimi ise, Türkiye’ye gelmek için çok para verdiklerini ifade etti. İnsan tüccarlarının tahsis ettiği minibüse 50 kişinin bindirildiğini ve minibüste nefes almakta güçlük çektiklerine dikkat çeken Hakimi, ülkelerinde yaşanan savaştan dolayı buna mecbur olduklarını kaydetti.

VAN’DAKİ GERİ GÖNDERME MERKEZLERİNDE YER KALMADI!

Yaşanan iç savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan göçmenler, Van Şehirlerarası Otobüs Terminalini mesken tuttu. Yaklaşık olarak bin 500 kişiden oluşan göçmenler, terminalde yardımsever insanların imkânlarıyla yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Son dönemde İran koridorunu kullanarak yasal olmayan yollarla insan tacirleri vasıtasıyla yurda izinsiz giriş yapan yabancı uyruklu göçmelerin yaşadıklarını sıkıntılar, terminallerde kalma nedenleri ve birçok sorunun yanıtını Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Nüfus ve Göç Araştırmaları Müdürü Prof. Dr. Orhan Deniz, Şehrivan Gazetesi’ne yanıtladı. Prof. Dr. Deniz, göçmenlerin yarısına yakınının Türkiye’de kalmak için geldiğini belirterek, yeni göç politikalarına ihtiyaç olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Deniz, “Otogar da yaşanan yığılmanın sebebi ise, göçmelerin ‘Seyahat Belgesi’ olmaksızın otobüslerde bilet alamama nedeniyle, otogarda seyahat belgesi alıncaya kadar beklemek durumunda kalmasından kaynaklanıyor. Seyahat Belgesi’nin verilme sebebine değinirsek, Van’daki geri gönderme merkezilerinin kapasitesinin çok üzerinde bir yığılma olmasından dolayı başka illere gönderilmek zorunda kalınıyor” ifadelerini kullandı.

NEDEN TÜRKİYE’Yİ TERCİH EDİYORLAR?

Konuya ilişkin Şehrivan Gazetesi’ne konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Nüfus ve Göç Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Deniz, Türkiye gelen yabancı uyruklu göçmenlerin çoğunlukla ülkelerinde yaşanan istikrarsız durum, ekonomik yapının kötü olması iç savaş ortamı ve maddi nedenlerden dolayı göç etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Özellikle İran ile Türkiye koridorunun Avrupa’ya önemli bir geçiş noktası olduğunu vurgulayarak, Türkiye’yi seçme nedenlerine değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Göçmenlerin Türkiye’yi seçme nedenine değinirsek; Türkiye göçmenlerin ana transit geçiş koridorları üzerinde yer alıyor. Ülkemizde etkili olan faktör, Avrupa’ya geçişte ve diğer ülkelerle kıyasla en kestirme güzergâhta yer almasıdır. Bir diğer faktör ise, göçmen kaçakçılarının Türkiye güzergâhında yıllardır süre gelen faaliyetlere, dolasıyla bu bölgeyi çok iyi tanıyor olması ve ağ oluşturmalarıdır. Dolasıyla yıllarıdır bu ağın aktif bir şekilde devam etmesi göçmen kaçakçılarını ülkemize yöneltiyor. Bir diğer neden de, Türkiye’nin doğu sınır kontrollerinin coğrafi koşularla birlikte zor olmasından kaynaklanıyor” diye belirtti.

DENİZ: GÖÇMENLER CİDDİ PROBLEMLERLE KARŞILAŞIYOR

Yasal olmayan yollarla geçiş yapan göçmenlerin çok ciddi problemlerle karşılaştıklarını ifade eden Prof. Dr. Deniz, geçiş süreci içerisinde uzun mesafeleri yaya geldiklerini, içlerinde yaşlıların ve çocukların olması zor durumda kalmalarına neden olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Deniz, “Özellikle İran tarafında yer alan sınır kuvvetlerinin ateş açması, sınırda mayınlı bölgede mayına basmaları ve kış ayarında kar ve tipi sonucu yollarını kaybederek donarak ölmeleri problem teşkil ediyor” dedi.

“SON YILLARDA CİDDİ BİR ARTIŞ VAR”

Prof. Dr. Deniz, son yıllarda önemli adımların atıldığını fakat buna karşın göçmen kaçakçılarının da kendilerine yeni rotalar belirlediklerini söyledi. 2017 yılında Türkiye'de yakalanan düzensiz göçmen sayısının 175 bin civarında olduğunu, fakat bu sayının 2018 yılında 260 binin üstüne çıktığını belirten Prof. Dr. Deniz, "Buda Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmeye çalışan göçmenlerin sayısındaki ciddi artışa işaret ediyor" dedi.

DENİZ: OTOGAR’DA YAŞAN YIĞILMANIN SEBEBİNİ AÇIKLADI

Türkiye’ye giriş yapan göçmenlerin bir kısmının Doğu Beyazıt-Erzurum güzergâhı kullanarak batı illerine gittiğini ve önemli bir kısmının da Van’a geldiğini belirten Prof. Dr. Deniz, “Göçmenlerin bir kısmı Geri Gönderme Merkezi veya İl Göç İdaresi’ne başvurarak ‘Uluslararası Koruma Başvurusu’ yaptığını diğer bir kısmının ise, ‘Seyahat Belgesi’ alarak Türkiye’nin batı illerine gitmeye çalışıyor. Otogar da yaşanan yığılmanın sebebi ise, göçmelerin ‘Seyahat Belgesi’ olmaksızın otobüslerde bilet alamama nedeniyle, otogarda seyahat belgesi alıncaya kadar beklemek durumunda kalmasından kaynaklanıyor. Seyahat Belgesi’nin verilme sebebine değinirsek, Van’daki geri gönderme merkezilerinin kapasitesinin çok üzerinde bir yığılma olmasından dolayı başka illere gönderilmek zorunda kalınıyor”

“GÖÇMENLER YARISI TÜRKİYE’DE KALMAK İÇİN GELDİ”

Göçmenlerin hepsinin Türkiye'ye, Avrupa'ya gitmek için gelmediklerini belirten Prof. Dr. Deniz, bir taraftan da Türkiye'yi hedef ülke seçen kitlelerin olduğunu söyledi. Geçmişte bu göçmenlerden az bir kısmının Türkiye'de kalmayı düşündüklerini, fakat şu an neredeyse yarıya yakınının ülkede kalmak için geldiklerini söyledi. Bunun önemli bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Deniz, Türkiye'nin gelecekte bir göç ülkesi olarak anılmasını sağlayacak verilerden bir tanesi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Deniz, "Geçmiş yıllarda önemli bir kısmı Avrupa'ya gitmeye çalışıyordu. Özellikle Avrupa’da istihdam olanakları ve çalışma koşullarının ücretlerinin iyi olması daha önce giden göçmenlerin hikayeleri göçmenleri Avrupa'ya iterken şimdi Türkiye'deki özellikle ekonomik koşulların son yıllarda daha iyi olması, Avrupa'daki İslamofobi ve göçmenlere yönelik ırkçı söylemler ve davranışların yoğunlaşması özellikle Afganistan ve İran göçmenlerinin Avrupa yerine Türkiye ye yönelik göç hareketlerini bekleyebiliriz" dedi.

“ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA DA GÖÇMEN SAYISINDA ARTIŞ BEKLİYORUZ”

İran'da 1 milyon 600 binin üzerinde Afganistan kökenli göçmenin olduğunu da belirten Prof. Dr. Deniz, "İran'daki göçmenlerin koşulları her geçen gün ağırlaşıyor. Genel olarak İran'daki ambargonun etkilerinin hissedilmesi ile birlikte bu durumdan en çok etkilenecek kesimler göçmenler olacak. Bu durum onları yeni arayışa itecek. Önümüzdeki yıllarda da göçmen sayısında artış bekliyoruz. Özellikle İran'daki Afganistan kökenli göçmenlerin sayısında ciddi artış var. Ve İran'a uygulanan ambargonun etkilerinin ağırlaşması ile birlikte Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmeye çalışan göçmenlerin sayısında bir artış bekleyebiliriz" dedi.

YENİ 'GÖÇ' POLİTİKALARINA İHTİYAÇ VAR

Son olarak çözüm noktasına değinen Prof. Dr. Deniz, "Yıllara göre dalgalanmalar olsa da genel trend artmaya yönelik. Ve biz bu göç akımlarına hep maruz kalacağız. Bu nedenle de bizim ülke olarak yeni göç politikalarına ihtiyacımız var. Uyumdan tutun göçmen akışını teşvik etmeyecek uygulamalara kadar birçok alanda yeni göç politikalar üretmemiz gerekiyor. Göçmenlerim mağduriyeti önlenmesi, hem ülkenin güvenliğinin ve sınır güvenliğinin sağlanması noktasında göçmen kaçakçılarının üstüne ciddi şekilde gidilmesi gerekiyor. Türkiye’deki göç politikalarında bir sertleşmeye ihtiyacımız var. Bu mesajın göçmenlere verilmesi gerekiyor. Türkiye’nin göçmenlere cazip bir ülke olmadığı mesajı bir şekilde verilmesi gerekiyor. Bu mesajın verilmesiyle göçmen akışını azaltacaktır. Avrupa ülkeleri uyguladığı katı göç polimalarına benzer politikaya dönüş yapmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim