Van’da iki yıl önce meydana gelen depremlerin ardından geçici barınma için kurulan ve bir bölümü kaldırılamayan konteynerleri boşaltmaları istenen depremzedelerin 41 gündür açlık grevi sürüyor. Van Valisi Aydın Nezih Doğan'ın Radikal gazetesine ‘Sigortalı iş bulana kadar kira yardımı yapacağız’ açıklaması da eylemi bitirmedi. Açlık grevinde bulunanlar, kira yardımı değil kalıcı konut istediklerini söyledi.


Van'da 23 Ekim ile 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen Richter ölçeğine göre 7.2 ve 5.6 büyüklüğündeki depremlerden sonra Van ve Erciş İlçesi'nde depremzedelerin geçici barınmaları için 34 konteyner kent kuruldu. TOKİ tarafından depremzedeler için yapılan 15 bin 343 konutun geçen yıl 23 Ekim'de teslim edilmesinin ardından, konteyner kentler kademeli olarak kaldırıldı. Ancak bazı konteyner kentlerde, kiracı olan ve kendisine konut çıkmayan yaklaşık 500 aile yaşamlarını sürdürmeye devam etti. Verilen sürenin dolmasına rağmen konteynerlerden çıkmayan depremzedelerin elektrikleri kesildi. İpekyolu Caddesi'nde bulunan Anadolu konteyner kentte zor koşullar altındaki yaşam mücadelesi veren 110 aileden 30'u, 28 Ağustos'ta açlık grevine başladı. 41 gündür açlık grevinde bulunan depremzedeler, kendilerine kalıcı konut verilene kadar da açlık grevini sürdüreceklerini söyledi.

VALİ: KİRA YARDIMI YAPILACAK


Van Valisi Aydın Nezih Doğan, Radikal gazetesine verdiği demeçte ‘konteyner kentte kalanlara kira yardımı yapacaklarını söyledi. Vali Doğan Radikal gazetesine verdiği demeçte şöyle dedi: “Ailelere mağduriyetiniz ne zaman biterse 1 yıl olur 2 yıl olur ne zaman biterse o zamana kadar biz bu ailelere kira yardımı etmeye hazırız. İyi bir işe girip sigortalı çalışıncaya kadar. Çünkü Van'da birçok aile aynı durumda yaşıyor. Şu anda Van'da 14 bin aile konut için sırada bekliyor. Evler yapılsa bile bu ailelere sıra gelmesi çok zor. Almış olduğumuz bu kararı da, STK'lar parti yöneticileri ve belediye başkanı ile konuşarak aldık. Artık konteyner kentin boşaltılması gerekiyor. Yine kiraya çıkacak bu ailelere de sağlık, eğitim gibi birçok yardımda da bulunacağız.”

“KALICI KONUT İSTİYORUZ”


Kendileri için düşünülen kira yardımının çözüm olmayacağını söyleyen grev sözcüsü Ali Ahi ise şunları söyledi: “Biz açlık grevine bizim için kalıcı bir çözüm oluşturulması için girdik. Zaten burada yaşayan birçok ailede çalışabilecek kişi yok. Evin yetişkinleri ya hasta, ya da çalışamaz raporu olan kişiler. Biz kiraya gitsek bile bunun sonu yok. Bizler için en ideali baştan da dediğimiz gibi kalıcı konut. Biz bunu istiyoruz. Talebimiz karşılana kadar da açlık grevini sürdüreceğiz.”

 

MAZLUM-DER DE HAREKETE GEÇTİ

 

Açlık grevindeki depremzedeler için Mazlum-der Van Şubesi de harekete geçti. Mazlum-der Van Şubesi konteynerde açlık grevine giren depremzedelerin sorunlarını ve çözüm önerilerini hazırlamış olduğu bir raporda birleştirdi. Mazlum-der Van Şube Başkanı Yakup Aslan, daha önce birçok kez bu konuda çağrılar yaptıklarını ancak herhangi bir çözüm bulunmadığını dile getirerek, “Son çare olarak depremzedelerin yaşadıklarını bütün milletvekillerine, yazarlara, medyaya ve duyarlı STK'lara duyurmak maksadıyla ekte hazırladığımız olayın özetini ve çözüm önerilerimizi içeren bir yazıyı gönderdik.” Dedi.

 

MAZLUM-DER: YAŞAMLARINI İDAME ETTİRECEK ORTAM HAZIRLANMALIDIR

 

Aslan, hazırlamış oldukları yazıda şu ifadelere yer verdi:

“Van ilinde 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde iki büyük deprem meydana geldi. Yaşanan bu afet bütün Van halkını olumsuz etkilemekle birlikte, bu afetten en çok etkilenenler ekonomik durumu kötü olan vatandaşlarımız olmuştur. Bu bağlamda deprem sonrası oluşturulan ve ‘Konteyner Kent’ olarak nitelendirdiğimiz yerleşim yerlerinde kalan vatandaşlarımızın bir süredir kamuoyuna da yansıyan bir takım ciddi problemleri bulunmaktadır. Bu vatandaşlarımız genel olarak deprem öncesinde de bir meskeni bulunmayanlardan oluşmaktadır. Yine deprem öncesi sahip oldukları işlerini de çok büyük oranda kaybeden kişi ve ailelerden meydana gelmektedir. Deprem sonrası TOKİ tarafından yapılan konutlar hak sahiplerine belli taksitlerle satılarak teslim edildikten sonra, devlet tarafından mevcut konteynerlerin kaldırılması kararı alınıp, bu zeminde çalışmalara başlanmıştır. Ancak yukarıda değindiğimiz her türlü sosyal imkandan yoksun belli bir grubun gidecek bir yerleri olmadığı için, bu konteynerleri boşaltamamışlardır. Bunun üzerine vatandaşları çıkmaya zorlamak amacıyla konteyner kentlerin elektrikleri kesilmiştir. Elektriklerinin kesilmesi ve terk edilmişlik duygusuyla, uzun bir zamandır konteynerlerde kalan deprem mağdurları da açlık grevine başlamışlardır. Açlık grevinin kamuoyuna yansıması üzerine, Mazlum-der konuyla ilgilenmiş ve olayı araştırmaya başlamış, yapılan ayrıntılı araştırma ve soruşturmalar neticesinde, vatandaşların haklı olduğu sonucuna varılmıştır. Bunun üzerine sorunu çözmek için çaba göstermeye başlamış, yerel düzeyde yapılan girişimler bu anlamda sonuçsuz kalmıştır. Sorunlarına yetkililerin duyarsız davranması ve çözüm beklentilerinin karşılık bulmaması depremzedelerin açlık grevlerini bir süreden sonra ölüm orucuna dönüştürmelerine neden olmuştur. Açlık grevinden sonra başlatılan ölüm orucu eylemi, bilahare derneğimizin de ricası sonucu dönüşümlü ve süresiz açlık grevine çevrilmiştir. Başlatılan açlık grevi halen sürmektedir. Sosyal devletin bireylere barınacak bir yer, yaşamlarını idame ettirecek iş bulma (ortam hazırlama) ve eğitim imkânlarından yararlandırma zorunluluğunun bulunduğu hususu artık tartışılmamaktadır. Özellikle deprem, sel ve benzeri olağanüstü durumlarda ise bu yükümlülük bir vecibe haline gelmektedir. Bu nedenle sorunun çözümü için mağdur vatandaşlarla yapılan görüşmeler sonucunda kısa ve orta vadeli olmak üzere aşağıda belirttiğimiz çözüm önerilerini hazırlayıp, tarafınıza sunmak bir zorunluluk haline gelmiş bulunmaktadır.”

 

MAZLUM-DER: ÇOCUKLAR SOĞUKTAN ÖLEBİLİR

 

Kısa vadede çözüm önerilerini de sıralayan Başkan Yakup Aslan, “Öncelikle karanlıkta yaşamak zorunda kalan depremzedelerin yaşadığı mekâna acil bir şekilde elektrik verilmelidir. Bölge koşulları itibariyle havanın hızla soğumasıyla, elektriklerin bağlanması ısınma sorununun çözümüne de katkı sunacaktır. Çünkü bu sorun çözülmezse, bir hafta ya da 10 gün içinde özellikle çocukların soğuktan yaşamını yitirmesi bile söz konusu olabilir.

Çocukların okula gidebilmesi ve eğitim alma temel hakkından yararlanabilmek için, eğitim imkânları oluşturularak, okul servisi tahsis edilmelidir. 4 ayrı konteyner kentte yaşayan depremzedeler, mümkünse en büyük yerleşim alanı olan Anadolu konteyner kentte toplanmalıdır. Böylece daha pratik hizmet sunulması mümkün olacaktır. Depremzedelerin sağlık hizmetlerinden hakkından yararlanması sağlanmalıdır. Rehabilitasyon hizmetlerine kesinlikle önem verilmelidir. Kalıcı bir çözüm bulununcaya kadar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Müdürlüğünün desteği artarak devam etmelidir.” Dedi.

 

MAZLUM-DER: BU SORUNA DUYARLI DAVRANILMALIDIR

 

Orta vadeli ve kalıcı çözüm önerilerini de sıralayan Aslan şöyle devam etti:

“Depremzedelerin “Dar Gelirli Statüsünde” kalıcı konut sahibi olmaları sağlanmalıdır.

İstihdam sorunu mutlaka çözülmelidir. Çünkü deprem sonrası kahir ekseriyeti işini de kaybetmiştir. İşsizlik ise malum olduğu üzere ayrıca aile içinde de ciddi sorunlar yaşanmasına sebebiyet vermekte ve hatta boşanmaya bile sebep olmaktadır. Toplumun sorunlarına duyarlı olmanız dolayısıyla, hem toplumun sorunlarını çözme zemininde etkili olmanız, hem de sorunun dolaylı/direkt bir şekilde toplumun sosyo-ekonomik yapısını etkilemesine seyirci kalmayacağınıza inanmamız nedeniyle, şahsınızın soruna duyarlı davranarak, sorunun çözümünde etkin olacağınıza olan inancımız tamdır. İlgi ve alakalarınızı bekleriz.


Orhan AŞAN

 

                                                              

 

Editör: TE Bilisim