Malum, kentin gündeminde Van Güçbirliği Platformu var.

 

İlk toplantısını konuşma-kaynaşma ile yapan Van Güçbirliği Platformu geçtiğimiz günlerde 2’inci kez toplandı. İki toplantıyı da yakından takip edip, konuşulanları can kulağı ile takip ettim. Gazete olarak da konuşulanların her satırını vatandaş bilsin diye bıkmadan, usanmadan yazıp okuyucularımızla paylaştık.

 

Konuşulanlara geleceğiz, fakat ondan önce şu sıralar varlığı tartışma konusu olan Güç Birliği ile ilgili birkaç kelam etmekte fayda var.

 

Bilindiği gibi kentte deyim yerindeyse tüm dinamiklerin olduğu Güç Birliği’nde Van Büyükşehir Belediyesi ile birlikte diğer DBP’li belediyeler bulunmuyor. Bir de siyasi parti olarak HDP. Onların bu birlikte yer almaması ilk toplantıdan beri konuşuluyor, tartışılıyor. Her ne kadar gerekçenin ‘siyasi’ olduğu bilinse de gözler ‘makul’ gerekçelerin birinci ağızdan açıklanmasındaydı.

 

Toplantıya bir gün kala HDP kanadı yaptığı açıklama ile Güç Birliği’nde neden olmadıklarını dile getirdi. O açıklamayı hatırlamak gerekirse, katılmama nedenleri şu şekilde verildi:

 

-Kent Konseyi varken böyle bir oluşuma gerek yok.

-İl valisi bir siyasal partinin çalışmalarını hangi yasal dayanağa göre yürütmektedir.

-Böylesi bir yapının belediyeler başta olmak üzere valilik, kamu kurumları, siyasi partiler, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, muhtarlar olmak üzere geniş kapsamlı yapı dururken; bunun aktifleştirilmesi ve geliştirilmesi gerekli iken, suni gündemler oluşturan güçbirliği gibi platformların sorunların çözümüne gölge düşürdüğünü düşünmekteyiz.

-Sonuç olarak ‘Güçbirliği Platformu’ adı altında oluşturulan platformun belli siyasal amaçlar hedeflenerek oluşturulduğu, sorunları çözmekten uzak sadece oyalama ve beklenti yaratmanın ötesinde bir fayda sağlayacağına inanmamaktayız.

 

Bu noktada HDP’nin göz önünde bulundurması gereken şeyler var. Örneğin:

 

Kent Konseyi’nin durumu…

HDP bu noktada yaptığı açıklama ile aslında eleştiri yaparken çok ‘zayıf’ bir noktayı tartışmaya yeniden taşıyor.

 

“Kent konseyi varken Güç Birliği’ne gerek yok” şeklinde bir ifade verilirken aslında Kent Konseyi’nin dünü ile ilgili bir çalışma yapılmadığı görülüyor?

 

Sorarım:

 

Hangi kurum, kuruluş, STK temsilcisi Kent Konseyi toplantısına katılıyor?

 

Kent Konseyi’nin toplantılarına gerek büyükşehir gerek ilçe belediyelerinin en yetkili isimlerinden hangileri katıldı şu ana kadar, hangi aralıklarla bu konseyde bilgilendirmeler yapılıyor?

 

Kentteki STK’lar ile ilgili zamanında düzenlenen çalıştaya STK’ların bile katılmadığı bir Kent Konseyi’nin bu noktada daha güçlü bir düzeye getirilip ondan sonra tartışmaya dahil edilmesi gerekmiyor mu?

 

Bence eleştirileri yaparken Kent Konseyi kartını oynamadan önce bir kez daha düşünmekte yarar var.

 

Şehrivan’ın da katıldığı Kent Konseyi toplantılarında şimdiye kadar ne büyükşehir belediye başkanları, ne diğer ilçe belediye başkanları ne de kurum amirleri yer almadı.

 

Allah aşkına, CHP Van il başkanı Cemal Şen’in her hafta katıldığı toplantılarda kimler gelip Van adına birkaç çift laf etti?

 

Ha, Güç Birliği’nin eğer siyasi bir oluşum olduğu öne sürülecekse, ki bu HDP’nin açıklamasında sürülmüştü… Fakat izlediğim kadarıyla şimdiye kadar böyle bir durum olmadı. Hiçbir parti adı da 2 toplantıda da zikredilmedi.

 

Sadece gazeteci olarak izlediğim Güç Birliği’nin yapısını da yakından inceliyorum.

 

Bir kere oluşum tamamıyla sivil. Yani hiçbir kurumun egemenliğinde değil. İlkine DAKA ev sahipliği yaptı, ikincisine Van TSO…

 

Siyasileştirildiği belirtilen yapıda bulunan AK Parti Van milletvekili Beşir Atalay oluşumun yönetim kurulunda değil. Sadece mütevelli heyetinde yer alıyor. Asıl yönetim kurulunda yer alan ve olması gereken Van Büyükşehir Belediyesi. Bu konuda talep ortaya konulursa Güç Birliği’ne başkanlık etmesine de kimsenin bir itiraz olmayacak.

 

Velev ki, kapalı kapılar ardından siyaset yapılıyor, hükümet pohpohlanıyor, böyle bir ortamda Van Baro’sunun, CHP’nin, OSB Başkanı Şemsettin Bozkurt’un, Van TSO Başkanı Necdet Takva’nın durması mümkün mü? Kent ve diğer konularda ‘dik’ duruş sergileyen bu isimlerin böyle bir durumda ilk tepkiyi verecekler olacağından emin olun…

 

Bu noktada…

 

Yıllardır kent adına bir birliktelik, bir ortak ses, bir lobi oluşturulamadığından yakınıyoruz.

 

İlk kez bir birliktelik sağlanıyor. Kente dair aklında, fikrinde ne varsa herkes orada dinleniyor, toplantının gündemine göre tüm konular tek tek not ediliyor.

 

En basitinden ilk toplantının ana gündem maddesi olan Kapıköy konusu ikinci toplantıya kadar çözülüyor ve müjdesi bu toplantıda paylaşılıyor. Bu küçümsenecek bir olay mı?

 

Van’ın Çevre Yolu yine bu toplantıda konuşuluyor ve gelinen noktayla ilgili gelişmeler burada paylaşılıyor?

 

Van’dan giden Bölge İdare ve Bölge Adliye Mahkemeleri bu toplantıda sorgulanıyor…

 

Anlayacağınız Van’ın böylesi bir oluşuma ihtiyacı varken, bu birliği iyiden iyiye bir siyaset kazanının içine atmak, katılanları ister istemez bir siyaset birliğinin içinde olduğu için eleştirmek doğru değil.

 

Nihayetinde Van Büyükşehir, 2014’ten bu yana bu kentin en yetkili ve büyük icra makamı. Bunu Türkiye’nin batısına bakınca anlamak mümkün. Hizmet ve yatırım noktasında en büyük yetkilere sahip bir Büyükşehir’in bu toplantıya değil katılımcı olması, gelip sahip çıkması gerekiyordu.

 

Çünkü bu kentte ciddi bir de iletişim problemi olduğu apaçık ortada!

 

Açık konuşalım, kentin dinamikleri bir büyükşehir belediyesi ile hiçbir ortamda bu platformda olduğu gibi bir araya gelme ve sorunları aktarma şansı bulmaz, bulması mümkün bile değil.

 

Ha madem bu siyasi bir oluşumdur. O zaman Büyükşehir Kent Konseyi’ne sahip çıkacak, güçlendirecek, kurumsal bir yapı kavuşturacak ve bir güç birliği oluşturup kentin dinamiklerini davet edip ‘işbirliği’ isteyecek…

 

Aksi takdirde eleştirmek, karşı çıkmak bir kazanç değil…

 

Van’da bir ilk olan bu oluşuma katılmamak elbette ‘keyfiyetten’ ibarettir ve yarı siyasi de bir tavır sergileyerek büyükşehir, tam siyasi tavırla HDP de katılmayabilir. Lakin eğer bu kentin tek bir sorunu bile çözüm bulacaksa, Van ilk kez bir araya gelme fırsatı yakalamış ve dertlerini konuşma fırsatı bulduğu bir ortam yaratmışsa, en azından hiçbir şey söylemeden ve katılmayarak saygı duyulması gerekiyor.

 

Van gibi birçok anlamda dezavantaj yaşayan bir kentin, tez zamanda gerçekten bir şeyler kazanması için ciddi anlamda bir ‘ortaklığa’ ihtiyacı var. Keşke bu ortaklıkta Van Büyükşehir de olsa… HDP de…

 

Bir gazeteci gözüyle olmalarının bir şey kaybettirmeyeceği düşüncesindeyim.

 

Bir kez daha düşünün derim.