Geçtiğimiz günlerdebir basın açıklaması yaparak AK Parti ile Gülşen Orhan ile ilgili sert ifadelere yer veren BDP Van İl Başkanı Musa İtah’ın açıklamalarına Ak Parti Van Milletvekili Orhan’dan cevap geldi. İtah’ın “Gülşen Orhan’ın akrabaları önce bizim ilçe başkanımıza saldırdı, daha sonra da kendi yetkisini kullanarak devlet güçlerine bizim araçlarımıza günde üç defa hukuk dışı bir şekilde ceza yazdırdı” şeklindeki açıklamalarına, verdiği cevapta, “İl Başkanı bize karşılık adeta bir tehditname hazırlamış” dedi.

 

BDP’nin 12 Ekim tarihinde gerçekleştirilen bir basın açıklamasında konuşan BDP Van İl Başkanı Musa İtah’ın AK Parti ve milletvekili Gülşen Orhan ile ilgili açıklamalarına Orhan’dan sert bir cevap geldi. Gülşen Orhan ile ilgili çarpıcı iddialar kullanan ve basın açıklamasında ağır sözler sarfeden İtah’ın konuşmasına Orhan’dan cevap gecikmezken Ak Partili vekil özellikle böyle bir süreçte BDP’nin böyle bir dil kullanmasının doğru olmadığını söyledi.

 

“BUNUN ADI TEHDİTNAME!”

 

Orhan BDP’nin o tarihte yaptığı açıklamanın bir basın açıklamasından ziyade bir tehditname olduğunu söyledi. Özellikle İl Başkanı İtah’ın “Kimse için sokaklar tekin olmayacaktır” ifadesinin apaçık bir tehdit olduğunu söyleyen Orhan, şu ifadelerle İtah’a tepki gösterdi; “12/11/2013 tarihinde,BDP Van İl Başkanı bir basın açıklaması yapmış. Buna daha doğru bir isim verebiliriz: Bir tehditname hazırlamış ve okumuş. Burada değişik kurumlarla ilgili iddialarda, suçlamalarda bulunmuş. Sonra da her basın açıklamalarında, her konuşmalarında adetleri olduğu şekilde şahsımdan söz açmayı ihmal etmemiş, daha önce yalanladığım, kendilerini doğru söylemeğe davet ettiğim konularda iftira atmaya devam etmiş ve hedef göstermiştir. Sayın İl Başkanının her durumdan dramatik bir tablo çıkarma çabasını elbette anlıyorum. Zira barış iklimindeyiz. Bu iklimde çatışma dilinden beslenenlere fazla bir rol kalmıyor. Var olan barış ve huzuru çarpıtmak, ortada bir savaşın devam ettiğine kitlesini inandırmaya çalışmak, sanal korku cereyanları oluşturmağa çabalamak, kendileri açısından siyaseten anlaşılabilir. Zaten beyanatın tamamı okunduğunda kendi ifadeleri kendisini açık şekilde ele veriyor.Bu ve bunun gibi çıkışlarının tamamında önümüzdeki yerel seçimde yapacakları antidemokratik davranışlar, saldırılar, tehditler için kendilerince bir meşruiyet zemini oluşturmaya çalışıyorlar. Bunu zaten ifade de ediyor kendisi: ‘Hiç kimse için sokaklar tekin olmayacaktır.’, ‘Kimse seçim politikalarını rahat şekilde yürütemeyecektir.’ İfadeleri ne anlama geliyor bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”

 

“BDP’NİN BU ÇIKIŞLARINA ALIŞKINIM”

 

Öte yandan İtah’ın Bahçesaray’da gerçekleşen bir tartışmayı da Orhan’ı hedef göstererek anlatması üzerine konuyla ilgili ifadelere de değinen Orhan, “Rica ederim, ‘Sokaklarda size saldıracağız, belki sizi öldüreceğiz, seçim çalışması yaparsanız başınıza geleceklerden biz sorumlu değiliz, sizi şimdiden uyarıyorum!’ demek değil midir bu sözlerin anlamı? Bu sözleri söyleyen siyasi kişiliğin bir sonraki cümlesinin ‘demokrasi’ kelimesiyle başlaması sizce de ironik değil midir?Bu kadar tehditkâr olan ve sokaklarda bu kadar pervasız olduğunu kabul ve beyan eden kişinin ‘beni sokakta, caddede falan kişi darp etti’ demesi komik gelmiyor mu?Bu kadar aleni lâfazanlık insanların zekâsıyla dalga geçmek olmuyor mu?İşin doğrusu BDP Van örgütünün bu çıkışlarına şahsen alışığım ben. Yok ilçe başkanını dövdürmüşüm yok arabalarına ceza kestirmişim vs.. Hangi araba kimindir, hangi ışığı ihlal etmiştir, hangi trafik kuralını çiğnemiştir, kim uğraşabilir bu konularla. Beni tanıyana izahata zaten gerek yok. Kendileri de bunun iler tutar tarafının olmadığını biliyorlar. Ama niyet kötü olunca söyleyeceklerin hududu da kalmıyor.Şahsımla ilgili ifadelerinin cevabı daha evvel ilgili kişilerce verilmişti. Ancak öyle görünüyor ki Bahçesaray çarşısının orta yerinde, yüzlerce vatandaşın gözü önünde cereyan eden bu olayı bir kez daha açılama gereği hasıl olmuştur. Bdp Bahçesaray teşkilatı ve konuya yalan üzerine kurgulanmış şekilde sahip çıkan Van teşkilatı, olaya şahit olan yüzlerce kişinin gözünün içine baka baka bu yalanlara nasıl devam edebiliyor o da ayrı bir konu.” Şeklinde konuştu.

 

BAHÇESARAY’DA NELER YAŞANDI?

 

Geçtiğimiz günlerde Bahçesaray’da yaşanan olayı ve sonrasında yaşananları da anlatan Orhan, konuyu BDP Genel Başkanlığı nezdine de taşıdığını ifadelerek olayla ilgili şu sözlere yer verdi, “24/10/2013 tarihinde, Bahçesaray çarşısı içinde, biri belediye meclis üyesi olan iki akrabamın yanına, BDP ilçe başkanı gelip büyük olan kardeşi yanına çağırıyor. İkisi biraz uzağa konuşmak için gidiyor. BDP ilçe başkanı, ‘Siz yazın köyleri gezerken, partimizi ve milletvekilimizi eleştirmişsiniz’ diyor. Akrabam cevaben, ‘Partinizi eleştirdiğimizi hatırlamıyorum, ama siyasette eleştiri normaldir, asla hakaret etmemişiz etmeyiz de’ diyor. Bunun üzerine BDP ilçe başkanı, ‘Bizi eleştirmek haddinize değil, dilini kestiririm’ deyip bir de burada ifade edilemeyecek bir küfür savuruyor. Akrabam söylenenleri iade edip kendisine, yoluna gitmesini, olay çıkartmamasını söylüyor. Bu arada yanlarına gelen diğer kardeşe ise, Bdp ilce başkanı tokat atarak saldırıyor, o da karşılık veriyor.Ben olayı duyar duymaz, BDP genel başkanı Sayın Selahattin Demirtaş'ı arayıp, bu haksız olayı ve provokasyon girişimini, duyduğumuz rahatsızlığı ilettim. Olayın görüntülerinin de tesadüfen çekilmiş olan bir video kaydında mevcut olduğunu, arzu ederlerse kendilerinin izleyebileceğini ifade ettim. Kendisi, üzüntüsünü belirterek, partisinin il teşkilatına gerekli uyarıyı yapacağını ifade etti. Sayın Demirtaş'ın bu ifadeleri üzerine kendisine duyarlılığından dolayı teşekkürlerimi ifade ettim. Bu nedenle, BDP yayın organlarında olay tam da aksi şekilde vuku bulmuş gibi servis edildiği halde, şahsım olarak bir açıklama yapmaya gerek duymadım. Ancak, bu yayınların hemen akabinde olayı yaşayan belediye meclis üyemiz bir açıklama yaptı. O açıklamayı da merak edenler, yerel haber gazetelerinden okuyabilirler.”

 

“BU SÜRECE ZARAR VERMEYİN”

 

Orhan son olarak ise demokrasi ve sürecin hassasiyetine değinerek sözlerini şöyle tamamladı; “Tüm bu olumsuz çabalara rağmen, yeniden tüm kardeşlerime sesleniyorum. Kürtlerin eski  devlet sisteminden çektiği 80 yıllık zulmün sonunda beklenen yol, mücadele verilen yol, siyaset yolu-demokrasiyi inşa etme yoluydu. Bugün, o yolda yürüyoruz Kürtler ve Türkler olarak. Bu süreçte, silahın gölgesi ve baskılar kısa süreli yerel siyasi mücadelelere umut olabilir, ancak Kürtlerin hak ettiği ve umut içinde beklediği kalıcı barış bekleyişini uzatmaktan başka bir etki yapmayacaktır. Demokrasi kültürü, bu güne dek bölgemize yabancı olmuş olsa da, ona alışmakta hepimizin üzerine düşenler var. Barış yolunda alınan mesafe, herkes için kıymetli ve hayatidir.”

 

İTAH NE DEMİŞTİ?

 

Öte yandan geçtiğimiz günlerde uzunca bir açıklamayla AK Parti ve Gülşen Orhan aleyhinde iddialarda bulunan İtah, özetle şu ifadelere yer vermişti, “Bütün bu uyarılarımıza rağmen AKP hükümetinin, Valiliğin ve Emniyet Müdürlüğünün uygulamaları giderek şiddetini artırarakr Kürt halkı üzerinde baskı politikaları geliştirilmeye çalışıldı. Bir an önce Vali’nin istifa etmesini ve hükümetin bu alçakça hareketlerden dolayı özür dilemesini bekliyoruz. Aksi takdirde bizim onurumuza uzatılan diller karşısında hiç kimse için sokaklar tekin olmayacaktır. Hiç kimse seçim politikalarını rahat bir şekilde yürütmeyecektir. Bizim araçlarımıza aynı günde üç dört defa trafik cezaları ypazılmaktadır. Gülşen Orhan’ın akarbaları önce bizim ilçe başkanımıza saldırdı arkasından da bizim ilçe başkanımızı ziyaret ettiğimizde Orhan kendi yetkisini kullanarak devlet güçlerine bizim araçlarımıza günde üç defa hukuk dışı bir şekilde ceza yazdırmaktadır.”

Editör: TE Bilisim