“Hacca gitmek için yola çıkan ey hüccac!

Geriye dön, önce bana gel sonra hacca git.”*d

Gavs’ul Azam Abdulkadir-i Geylani

 

Rahman’ın buyruğuyla Resulullah’ın (SAV) davetiyle gidilen yer; Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere…

 

Tarihler 27.01.2015’i gösteriyor:

Hakikatin sizi çepeçevre sardığı, adeta bütün hücrelerinizle bir gerçeğe, bir çağrıya odaklandığınız işte o an…! Karşınızda bütün ihtişamıyla KABE-İ MUAZZAMA…!

 

Baktıkça doyamadığınız, baş gözüyle gönül gözünüzün ve kalbinizin TEK olana yönelmesi…!  İste istediğin kadar… aç gönül elini Mevlaya, ne dilersen verilecek. Her bakışınızda biraz daha heynetli ve azametli KABE…!

 

Tavafta kadın erkek yok Adem var. Mahşeri kalabalıktaki Adem duruşu…

 

Tavafta her Hacer’ül Esved köşesine geldiğinizde Allah (CC)’nin yeryüzündeki elini fark edip teslim olmak için bütün azalarınız yarış halinde…

 

Rabbim, kulların sana biat etmek için Hacer’ül  Esved’te nasıl da izdihama hatta ölümlere neden olmaktalar…!

 

Ya Safa ve Merve’deki say… Kadın erkek herkes; hem köle, hem zenci, hem de bir kadın olan Hz. Hacer Annemizi taklit etmek için nasıl da koşturuyorlar!!! Subhanallah…

 

Ne zenci, ne köle, ne beyaz, ne hür, ne kadın, ne erkek… Herkes kul, herkes takvası kadar kul… Ve herkes kul olabilmek için yarış halinde.

 

Ah HİRA!!! Dile gelsende Resulümüz (SAV) ‘ın kainatın yükünü nasıl yüklendiğinden, ne müjdelere ne uyarılara tanık olduğundan bahsetsen…

 

Hazreti Hatice Annemizin (RA) islama hizmet için, nefsimizin badirelerini aşmayı temsil eden o dik yokuşları çıkarak nasıl uğraş verdiğini anlatsan…Ne sırlarla dolusun ve kalbimizin en derinlerine nasıl da işledin!!

 

İşte Mekke-i Mükerreme’den ayrılış; büyük bir hüzün, ve akabinde büyük bir sevinç ufukta… En Sevgililerin mekanı Medine-i Münevvere’ye hicret var…

 

Sizi çepeçevre saran bütün benliğinizle kitlendiğiniz Kabe-i Muazzama’dan, Mekke-i Mükerreme’ye doğası, iklimi ve insanıyla daha yumuşak ve AŞK dolu bir mekana yol alıyorsunuz.

 

İzdihamların yaşandığı Ravza ziyaretinde bulunan “Cennet Bahçesi”ndeki iki rekat namazdan sonra, Resulullah (SAV)’ın minberine baktığınızda O’nu (SAV) tüm maneviyatınızla vaaz verirken hissedip; o kütüğün ağlamasını duyar gibisiniz…

 

Ya avluda Yeşil  Kubbe’yi seyretmek için sabahlamak? Muhteşem… Yemesek, içmesek, uyumasakta hep seyretsek Yeşil Kubbeye yansımış Nur Cemalini(SAV)…

 

Ravza’da beş vakit imama tabî  olup namaz kılarken –Acaba Resulüm (SAV) da böyle mi okurdu? Yoksa O (SAV) mıdır önümüzde namaz kıldıran?- demeden bir vaktiniz geçmez…

 

Ve UHUD!!!

 Hz. Hamza (RA) için feryad edip dile gelen Uhud. “Eğer Hamza’yı Medine’ye götürürseniz, ben de Medine’ye gelirim.”  Buyruğunun muhattabı… Mus’ab bin Umeyr gibi 70 güzide sahabe-i kiramı bağrında saklayan Uhud. (Peygamber Efendimiz (SAV)  Uhud Şehitlerinin başı ucunda durduktan sonra: “Ben sizin Allah (CC) katında diriler olduğunuza şahidim. – Ashab-ı Kirama dönerek- Bunları ziyaret edin ve selamlayın, Allah’a yemin ederim ki bunlar kıyamete kadar selamlayana karşılık verir.” Buyurdu. (Miratü-l Harameyn c. 2  s. 1026) )

 

Veysel Karani Haretlerine 32 dişini söktüren aşkın adıdır Uhud… ( Hz. Veysel Karani’nin Uhud Harbinde Hz. Peygamber (SAV)’ın mübarek  dişinin kırıldığını duyup, hangi dişi olduğunu öğrenemeyince 32 dişini söktüğü rivayet edilir.)

 

Zalimler ne bilsin Hakk’ı böyle seven var ve ümmet onların duasıyla kurtulacak. Hey koca destansı Uhud! Şefaatin seni ziyaret edene haktır. Oradaydık, doymadık, iki defa çağırdın elhamdülillah…

 

Okçular tepesine çıktığınızda sakın ha Resulullah (SAV)’a söz verip yerine getirmeden ayrılmayınız. Yoksa kayıplar veririz şu hayatta, inanca, ibadete, kulluğa dair…

 

Anladık ki bu kutsal yolculuktan feyiz, bereket ve manevi hediyeler almanın yolu vardır. O da şudur:

Gavs’ul Azam Abdulkadir-i Geylani Hazretleri buyurur  “Hacca  gitmek için yola çıkan ey hüccac! Geriye dön, önce bana gel sonra hacca git.” Bu cümlelerden anladık ki; bir mana terbiyecisine gönlünü teslim et, tabi ol ve etrafına değil; gelecek ilhamlarla, hikmetlerle, sırlarla meşgul ol. Tıpkı Kabe-i muazzama’nın örtüsünün siyah olması gibi. Kim bilir ne gizemler ve hikmetler içerir. İşte oralardan istifade etmekte böyle bir şeydir. Sır, gizem ve hikmetlere açık olmak için çevreye gözünüzü kapatın; manaya açın.

 

Sabrı öğrenin, yardımlaşmayı, şefkati, cömertliği ve isarı öğrenin. Göreceksiniz ki oradaki ve dünyadaki herkes mükemmel. Kötülemeyin! Ve bilin ki yüzleşmeniz gereken bir şey varsa nefsinizdir. Arının ve dönün…

 

Kelimelerin boğazınızda düğümlendiği, göz yaşlarınıza kirpiklerinizin engel olamadığı dönüş anında, vedalaşmayın! En kısa zamanda görüşmek için söz alın…

 

Dönüncede yüreğinizle, bedeninizle ordaki sinerjiyi eş, dost, akraba herkese hissettirin  ki her geçen gün kervan genişlesin.

 

Muhabbetle ve Muhammed (SAV)’la kalın…

 

* : Gavs’ul Azam Abdulkadir-i Geylani, İlahi Armağan

 

Geylanlı Hanımlar Eğitim ve Kültür Derneği’nin Bitlis, Diyarbakır, Van, İzmir, Balıkesir ve Ankara’da bulunan üyelerinden bir ekiple ve Diyarbakır Diyanet İşleri Müdürlüğüne bağlı çok kıymetli Hocalarımız eşliğinde  27.01.2015 tarihinde  Umre ziyaretini yapmak nasib oldu. Elhamdülillah…

 

Geylanlı Hanımlar Eğt. ve Kült. Der. Bşk.

Selma MEDENİ YÜZER 

Editör: TE Bilisim