Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ekipleri, birçok olayda canlarını hiçe sayarak görevlerini başarıyla yerine getiriyor.

 

Ekipler deprem, çığ, sel, trafik kazası ve heyelan gibi birçok olaya anında müdahale ediyor.

 

 

Göçük ve enkazları umursamadan hayat kurtarmak için büyük cesaret örneği gösteren ekipler, zaman zaman günlerce ailelerinden uzak kalıyor.

 

 

Van'da 2011 yılında  yaşanan yıkıcı depremlerde halkın ilk yardımına koşan AFAD ekipleri, birçok kişiyi enkaz altından canlı çıkarmayı başardı.

 

 

AFAD çalışanı Faysal Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok meslekte olduğu gibi kendi mesleklerinin de hayati riskler taşıdığını söyledi.

 

 

Meslek hayatı boyunca pek çok olaya müdahale ettiğini anlatan Işık, "Bir afet olduğu zaman insanlar oradan kaçmaya çalışırken biz görevimiz dolayısıyla kazazedelerin yardımına koşmak zorundayız." dedi.

 

Işık, yaşanan büyük depremlerin ardından artçı sarsıntılar meydana geldiğini belirterek, buna rağmen görevlerini sürdürdüklerini aktardı.

 

 

Sarsıntılar nedeniyle enkaz altında kalma riskleri bulunduğunu dile getiren Işık, şöyle konuştu:

 

"Birçok durumda yaralanan arkadaşlarımız da oluyor. Ama zor durumda olan insanların yardımına koşmak mutluluk veriyor. Bir insanı enkaz altından çıkarmak saatler sürüyor. Onu çıkarmaya çalışırken bir taraftan da psikolojisinin iyi olması gerekiyor. Enkazdan birini çıkarmıştım, ismim aklında kalmış. 2 gün sonra bir telefon geldi. Beni arayanı tanımadım. Dedi ki 'beni enkazdan çıkardınız.' O öyle deyince çok mutlu oldum. İyi ki bu mesleği seçtim."

 

 

"OLAY YERİNDEN AYRILAMAZSINIZ"

 

AFAD çalışanı Özkan Aba ise insanlara yardım etmek için zor olmasına rağmen bu mesleği seçtiğini vurguladı.

 

Asıl mesleğinin öğretmen olduğunu belirten Aba, "Ama hiçbir zaman öğretmenliğe geçmeyi düşünmedim. Çünkü burada beraber risk aldığın arkadaşların var. Bir insanı kurtarmak ve onlarla bir şeyleri paylaşmak tarif edilebilecek bir şey değil." diye konuştu.

 

 

Mesleğinin zorluklarına değinen Aba, şunları kaydetti:

 

"Çalıştığımız esnada olay yerinden ayrılmak ya da kaçmak gibi bir durum söz konusu olamaz. Çok zor durumda olan birini ölmek üzereyken yeniden hayata kazandırmak paha biçilemez bir duygu. Ancak sevdiklerimiz bu uğurda fedakarlık yapmak zorunda kalıyor. Küçük bir kızınız uyandığı zaman 'babam nerede' diye soruyor. Annesi de 'baban gelecek' diyor. 2-3 gün bazen evinize gidemiyorsunuz. Eve gittiğiniz zaman da kızınızın 'babam geldi' demesi bütün yorgunluğunuzu alıyor. Eşiniz yeri geldiğinde hem anne hem baba olmak zorunda kalıyor."

 

 

"HAYATIMIZI RİSKE ATIYOR, ENKAZ ALTINA GİRİYORUZ"

 

AFAD Van Birlik Müdürü Sadi Ekin de ekiplerin 24 saat nöbet tuttuğunu, buna rağmen mesleklerini severek yaptıklarını söyledi.

 

 

Mesleklerinin hem zor hem de kutsal olduğunu vurgulayan Ekin, şunları kaydetti:

 

"Sevmeyen bir insan bu mesleği yapamaz. Çünkü yeri geliyor hayatımızı riske atıyor ve enkaz altına giriyoruz. Enkaz altındayken artçı depremler oluyor ve geri kaçmanız gerekiyor ama diğer yandan yaralıyı orada görüyoruz. Burada da vicdan meselesi ön plana çıkıyor. Hiçbir zaman yaralıyı enkaz altında zor durumda bırakıp gitmek bize yakışmaz."

Editör: TE Bilisim