Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Robert Koch tarafından M. tuberculosis basilinin keşfedildiği gün olan 24 Mart 1882 gününe ithafen 1996 yılından itibaren her yıl 24 Mart tarihinde dünya genelinde “Dünya Tüberküloz Günü” etkinlikleri düzenlenmesini önermiştir. Bu kapsamda her yıl olduğu gibi bu yıl da ülkemizde tüberküloz (verem) hastalığı konusunda toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalıkla ilgili dünyada yaşanılan gelişmelerin paylaşılması amacıyla düzenlenen “24 Mart Dünya Tüberküloz Günü” etkinlikleri çerçevesinde bütün yurtta çeşitli faaliyetler yürütülmektedir. Bu kapsamda bir açıklama yapan Van Halk Sağlığı Müdürü

Dr. Yakup İmren, Türkiye genelinde verem hastası sayılarında azalma olduğunu söyleyerek, hasta sayısının her yıl yaklaşık yüzde 6-7 oranında azaldığını belirtti.

 

HEDEF MİLYONDA BİR

“Dünya Tüberküloz Günü” nedeniyle bir açıklama yayımlayan Van Halk Sağlığı Müdürü

Dr. Yakup İmren, Tüberküloz hastalığıyla ilgili bilgiler paylaştı. İmren, “Yeni çalışmalar başlattık. 2015 yılına kadar tüberküloz görülme sıklığının ve tüberkülozdan ölüm hızının 1990 seviyesinin yarısına düşürülmesidir. Ülkemizde yürütülen çalışmalar neticesinde 2015 yılı gelmeden bu hedeflere ulaşılmıştır. Bu hedeflere; politik kararlılık, yeterli altyapı, personel, bütçe ve eğitim uygulamaları sonucunda veremle mücadelede görev alan sağlık çalışanlarının özverili çalışmaları ile ulaşılmıştır. Dünyada tüberküloz eliminasyonu konusunda belirlenmiş olan hedef ise 2050 yılına kadar küresel tüberküloz insidansının milyonda birin altına düşürülmesidir. Bakanlığımız bu hedefe ulaşmak için gereken her türlü çalışmayı kararlılıkla yürütmektedir. Bu amaca yönelik olarak bu yıl sağlık kurumlarında ve toplumda tüberküloz enfeksiyon kontrolü konusuna ağırlık verilmiş, halkı ve sağlık çalışanlarını bilgilendirmek amacıyla afiş ve broşürler hazırlanmıştır. Bu çalışmalar kapsamında 2014 yılında; sağlık kuruluşlarında kullanılacak tüberküloz enfeksiyon kontrolüne yönelik hazırlanan rehberin yayımlanması, ülke genelinde tüberküloz aktif sürveyansı uygulamasına başlanılması, çok ilaca dirençli ve yaygın ilaca dirençli tüberkülozla mücadele konulu ulusal eylem planının hazırlanması ve toplum sağlığı merkezi verem savaşı dispanseri birimlerinin radyoloji ünitelerinin yenilenerek daha etkin hale getirilmesi için çalışmalar yürütülmesi planlanmaktadır.

 

HASTA SAYISINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ

Ülke genelinde hasta sayısında büyük düşüşlerin olduğunu söyleyen İmren, “Türkiye’de ve İlimizde verem hastası sayıları yıllar içerisinde azalmaktadır. Yeni tespit edilen tüberküloz hasta sayısı her yıl yaklaşık yüzde 6-7 oranında azalmaktadır. Günümüzde önceki 10 yıla oranla verem hastası sayısı dörtte bir oranında azalmıştır. 2012 yılında verem savaşı dispanserlerine kayıtlı toplam tüberküloz hastası sayısı 14 bin 691’dir. İlimizde 86’dır. 2005 yılında 162 hasta varken 2012 yılında 86’dır. Hastaların yüzde 59’u erkek, yüzde 41’i kadındır. İlimizde yüzde 57 kadın yüzde 43 erkektir. Yüzde 64’ünde akciğer tüberkülozu varken, yüzde 36’sında akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin vb.) İlimizde yüzde 48 akciğer yüzde 52’si akciğer dışıdır. Ülkemizde verem hastalarının tedavileri doğrudan gözetim altında uygulanmakta olup yeni vakalarda tedavi başarısı oranları yüzde 90’lardadır.” Dedi.

 

AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

Veremin hala bütün dünyada tıbbi ve ekonomik imkânı yetersiz olan insanlar arasındaki başlıca ölüm nedeni olduğunu söyleyen İmren, “Ekonomik seviyesi düşük, sağlık ihtiyaçları yeterince karşılanamayan kişilerde vereme yakalanma daha sık görülür. Beslenme verem hastalığının önlenmesinde çok önemlidir. Maddi imkânsızlıklar yüzünden dengesiz ve yetersiz beslenen kişilerde görülme ihtimali fazladır. Bu genelde sosyoekonomik düzeyi düşük gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan bir problemdir. Kalabalık ortamlarda bulunma, şehir hayatı risk faktörlerindendir. Bunun yanında yapılan çalışmalar ırklar arası farkın da verem hastalığında etkili olduğunu göstermektedir. Alkol kullanımı verem riskini 10 kat arttırır. Ayrıca şeker hastalığı, çok stresli bir yaşam, kanser bu hastalığın oluşmasında etken rol oynamaktadır.” Dedi.

 

BULAŞICI BİR HASTALIK!

Verem hastalığının kalıtsal değil bulaşıcı bir hastalık olduğunu ifade eden İmren, “Hastaların öksürme ve hapşırmaları sırasında etrafa saçtıkları verem mikroplarının sağlam kişiler tarafından solunması ile bulaşır. Ülkemizde verem hastalığının teşhis ve tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır. İlaca dirençli vakalar da dâhil tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan bütün ilaçlar Bakanlığımızca temin edilerek ücretsiz olarak hastalara verilmek üzere sağlık kuruluşlarına dağıtılmaktadır. Tedavi süreci en az 6 ay süren bu hastalıkta düzenli ve eksiksiz ilaç kullanımı büyük önem arz etmektedir. İlaç tedavisine başlandıktan 15-20 gün sonra bulaştırıcılık büyük oranda azalmakta, tedavisini önerilen sürede eksiksiz şekilde kullanan hastalar yüzde yüze yakın oranda şifa bulmaktadır. Bireyin ve dolayısıyla toplumun tüberküloz hastalığından korunmasında en önemli husus, tüberküloz hastalarına erken tanı konması ve en kısa sürede tedaviye başlanmasıdır. Bu nedenle iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi şikâyetleri olan vatandaşlarımızın verem açısından kontrollerinin yapılabilmesi için en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerekmektedir.” İfadelerini kullandı. 

Editör: TE Bilisim