Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş mecliste düzenlediği toplantıda Van depreminden sonra devam eden sorunları ve Türkiye’nin konuştuğu PKK saflarına katılan çocuklar ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Van depreminden sonra meydana gelen sorunların çözümü için yetkililere çağrı yapan Aktaş, dağa çıkan çocuklarla ilgili de çarpıcı bir çağrı yaptı.

Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında "Van'da deprem sonrasında yaşanan sorunların giderilmesi için gerekli tedbirler alınarak, kamu olanakları en kısa sürede vatandaşlarımıza sunulmalıdır, yetkilileri görevlerini yapmaya davet ediyorum" dedi. Van depremi ile ilgili sorunların hala devam ettiğine vurgu yapan Aktaş, hem bazı depremzedelerin mağduriyetinin hem de konutları pahalıya aldığını düşündüğü diğer vatandaşların sorunlarının çözülmesi gerektiğine vurgu yaptı. "TOKİ'nin inşa ettiği konutlar, yardım mantığından ziyade, vatandaşların mağduriyeti üzerinden ticaret yapma mantığıyla satışa sunuldu. Başka illerdeki konutlar 55 bin TL'ye satılırken, Van'da 65-85 bin TL arasında satıldı" dedi.

Aktaş, 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van'da meydana gelen depremlere değindi. Depremde 636 kişinin hayatını kaybettiğini, 4 binden fazla kişinin yaralandığını belirten Aktaş, depremden sonra yapılan hasar tespit çalışmalarının sağlıksız kentleşmenin doğal afetten daha tehlikeli bir afet olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Aktaş konu ile ilgili olarak; “23 Ekim 2011 ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen depremler Van ilimizde büyük acılara sebep olmuştur. Depremlerin kış aylarında meydana gelmesi yaşanan acıları ve trajedileri bir kat daha da arttırmıştır. Yaşanan depremlerde 636 kişi hayatını kaybetmiş 4 binden fazla kişi yaralanmıştır. Depremden sonra yapılan hasar tespiti çalışmaları sağlıksız kentleşmenin doğal afetten daha tehlikeli bir afet olduğu gerçeğini gözler önüne sermiştir. Öyle ki onlarca binanın ruhsatı ve projesinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Hasar tespit çalışmalarının sağlıksız yapılması sonucu 9 Kasım 2011 tarihinde yaşanan ikinci depremde onlarca kişi hayatını kaybetmiştir. Sağlam raporu verilen binaların da yıkıldığı görülmüştür.” Dedi. Aktaş ayrıca; “Deprem riskinin en yüksek olduğu Van ilimizde de hem deprem öncesinde; hem de depremden sonra alınması gereken tedbirler zamanında alınmadığı için; vatandaşların mağduriyetleri katlanarak artmıştır.” Şeklinde konuştu.

BAŞKA İLLERDE 55 VAN’DA 85!

Aktaş, aradan 3 yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen Vanlı depremzedelerin sorunlarının bitmediğini kaydetti. Depremden sonra yardımların depremzedelere ulaştırılmasında yaşanan sorunların aylarca sürdüğünü, kış şartlarının da yarattığı olumsuzluklar eklenince depremden kurtulanların pek çok acı durumlarla karşılaştığını iddia eden Aktaş, "TOKİ'nin inşa ettiği konutlar, yardım mantığından ziyade, vatandaşların mağduriyeti üzerinden ticaret yapma mantığıyla satışa sunuldu. Başka illerdeki konutlar 55 bin TL'ye satılırken, Van'da 65-85 bin TL arasında satıldı" dedi.

YETKİLİLERİ GÖREVE DAVET ETTİ!

Deprem sonrasında insanların yerleştirildiği konteynırlardan da çıkmalarının istendiğini ve bunun için de elektrik ve suları kesilerek pek çok baskılara maruz kaldıklarını öne süren Aktaş, "Bu sorunların giderilmesi için gerekli tedbirler alınarak, kamu olanaklarının en kısa sürede vatandaşlarımıza sunulması gerektiğini belirtiyor, yetkilileri görevlerini yapmaya davet ediyorum" diye konuştu.

“FEYZİOĞLU’NA YÖNELİK ÜSLUP DOĞRU DEĞİLDİ”

Kemal Aktaş, "Danıştay töreninde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu arasında yaşanan diyaloğun" sorulması üzerine, "Başbakan'ın, yürütmenin başı olarak bütün bu sorunları çözmesi gerekirken, baroların ve sivil toplum örgütlerinin bu konudaki girişimlerini taraflı olarak değerlendirmesi, karşı tarafı suçlayan, töhmet altında bırakan söylemlerde bulunması, yalancılıkla suçlayarak saygı ölçülerini de zedeleyen bir üslubu geliştirmesi doğru değildir" şeklinde konuştu.

HDP’DEN SİYASİLERE KANDİL TEKLİFİ

"Dağa kaçırılan çocuklar" ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Aktaş, dün, cezaevlerinde çok zor durumda olan onlarca hasta tutuklu için düzenledikleri basın toplantısında da bu sorunun sorulduğunu anımsattı. Aktaş, Türkiye'nin birinci önceliğinin bu sorun olduğunu, ağır hasta olan bir insanı bile bile demir parmaklıklar arkasında, ailesinden uzak bir şekilde tutmanın yanlış olduğunu söyledi. Dağa kaçırılan çocuklar konusunda açık olduklarını, bütün partilerin birleşerek Kandil'e gitmesi önerisinde bulunduklarını anımsatan Aktaş, "Birlikte bu sorunun çözümüne ilişkin formüller bulalım ve bu sorunu bütünlükle ele alalım" dedi. 

Editör: TE Bilisim