Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Van İl Teşkilatı, üye ve gönüllüleri ile piknikte bir araya geldi.

 

HÜDA PAR Van İl Teşkilatı, üye ve gönüllüleri Van’ın Tuşba ilçesinin Van Gölü sahilinde piknikte bir araya geldi. Düzenlenen programa HÜDA PAR Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Doyar, Genel İdare Kurulu Üyesi Mehmet Mehdi Oğuz, İl Başkanı Rasim Sayğın, İlçe başkanları ve İl Gençlik Kolları Başkanı Ömer Arslan’ın yanı sıra HÜDA PAR üye ve gönüllüleri de katıldı.

 

Düzenlenen piknik programı, HÜDA PAR Van İl Gençlik Kolları Başkanı Ömer Arslan’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Program kahvaltı ile devam ederken ardından HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Eğitim İşleri Başkanı Mehmet Ali Doyar bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmanı bitimiyle üye ve gönüllüler çeşitli aktiviteler için alandan ayrıldı.

Program sırasında bir konuşma yapan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Eğitim İşleri Başkanı Mehmet Ali Doyar, “ Rabbimiz tabareke suresinde çok açık bir ifadeyle herkesin anlayabileceği bir dille bu dünyada insanların imtihandan geçtiğini ifade ediyor. Biz bunu bir sınav salonuna benzetecek olursak sınav salonundaki öğrencinin heyecanı yaşadığı gibi ve sınav sonrasını hayal ettiği gibi aslında Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kişi de aynen bu şekilde bu dünyada ve ölümden sonrasını o telaşla imanın bir gereği olması hasebiyle düşünmektedir. Fakat bakıyoruz ki içinde bulunuduğumuz bu sınav salonunda maalesef insanlar Allah’ın çok güzel yarattığı cazibeli olan dünya hayatına aldanmakta, bu dünyayı ebediymiş gibi zannetmekte ve bu dünyadan hiç ayrılmayacakmış gibi yatırımda bulunmakta ve üst üste yığmaktadır.” ifadelerini kullandı.

 

“DAHA O BÜYÜK HESAP GELMEDEN KENDİNİZİ HESABA ÇEKİNİZ”

Ölümün aniden geleceğini, insanı ahiret hayatı için hazırlıksız yakalayabileceğini ve bundan dolayı muhasebemizi de çok iyi yapmamız gerektiğine değinen Doyar, “Peygamber(a.s.v) Birgün ashabında etrafında bulunduğu bir ortamda elinde bir çubuk bulunurken yere bir çizgi çiziyor ve ashaba bu çizginin ne olduğunu biliyor musunuz? Diye soruyor. Ashabta Allah ve resulü daha iyi bilir diye cevap verirken Hz. Muhammed(a.s) de diyor ki; İşte bu insanın emelidir. Yani insanın arzularının, ulaşmak istediğinin ifadesidir. Daha sonra ondan daha yakın bir çizgi çizerek peki ya bu çizgi nedir biliyor musunuz? Diye soruyor ve yine ashab Allah ve resulü daha iyi bilir diye cevap veriyor. Peygamber(a.s) da şöyle buyuruyor; İşte bu da insanın ecelidir diyor. Ecel insan ve onun emeli arasına girer, onun emeline ulaşmasına mani olur. Netice itibariyle eceli taktir eden Rabbimizdir. Nasıl ki bizi yarattığı zaman bize sormayarak tamamiyle kendisi taktir ettiyse, ölümümüzü de ecelimizi de o taktir eder. Onun için ne zaman olduğunu bilmediğimiz ölüm her an kapımızı çalabilir. Günlük hayatımızda hepimiz şahit oluyoruz ki çocuğuda ,gencide, yaşlısıda, erkeği ve kadını da ölür.  Hiçbirisi belki ölümü o an için beklememektedir. Her an bizimde kapımızı çalacak olan ölüme bir müslüman olarak hazırlıklı mıyız? Diye kendimizi sürekli muhasebeden geçirmemiz gerekiyor. Bizde kendimizi muhasebe ederek acaba sınav salonundaki bu imtihandan nasıl çıkacağız, ölüm ne zaman yakalayacak bizi, biz acaba ne kadar hazırlıklıyız? Diye düşünmeliyiz. Şuan yolda giderken bir kaza olabilir. Bu konuda hiçbirimizin en ufak bir garantisi yoktur. Buna ne kadar hazırız? Diye peygamber efendimizin buyurduğu gibi “Daha o büyük hesap gelmeden kendinizi hesaba çekiniz” diye bize yol gösteriyor.” şeklinde konuştu.

 İnsanların kendi istek ve arzularına göre bırakılmaları durumunda adaletten ayrılacaklarına değinen Doyar, “Biz kendi elimizde değiliz, kendi hayat programımızı kendimiz çizmiyoruz. Doğarken sorulmadığı gibi ölüncede sorulmayacak ama adil olan merhametli olan bizi bizden daha çok düşünen bir rabbimiz var ki ne kadar şükr ile hamd etsek azdır. O insanın heva ve heveslerini dikkate almış olsaydı bizim hayatımız alt üst olurdu. Çünkü insan çoğu kere adaletten ayrılır ve zulmeder, çoğu şeyi düşünemez, akledemez hatalarla iş yapar.  Müslüman olarak diyeceğiz ki bu dünya bizim için kalıcı bir mekan değildir. Bizim bu dünyada yapacağımız yatırımın akıllıca olanı ve bu dünyada yapacağımız yatırımın fayda getirecek olanı ahirette bunun karşılığını alacağımız yatırımlardır. Bu da Rabbimizin bize emrettiği şekilde bir hayat sürmektir diyeceğiz. Rabbimiz bize ne emretmişşe bu dünyada onları yaptığımız zaman işte onlar sınavı kazanmamıza vesile olacaktır. Yine aynı şekilde rabbimiz bizden neyi nehyetmiş ise biz onlardan uzak durduğumuz zaman işte bunlar da bize ahirette yine hayır kazandıracak ve orada bize güzel bir mekan hazırlamaya yardımcı olacak şeylerdir diyerek bunları düşünmemiz gerekiyor.” dedi.

 

“İSLAM BİZİM HAYATIMIZIN TAMAMINI KUŞATMIŞTIR”

Allah’ın insanlara gönderdiği İslam diniyle insanlara yol gösterdiğini ve kuşattığını belirten Doyar, “Allah ile bağlarını koparan insanlar bu dünyanın cazibesine aldanır, bu dünyada kendi nefislerinin peşinden koşar ve günlerini kendilerine göre gün etmeye çalışırlar. Yani bu dünyanın güzelliklerinden kendilerine istifade etmeye çalışırlar. Ahiret uzak olduğu için akıllarını da az kullandıkları için sanki hiç ölüm gelmeyecekmiş gibi sadece günün etkisinde kalır yarının hesabını yapmazlar. Rabbimiz bize İslam diye bir din indirmiştir ki bu bizim hayatımızın tamamını boşluk bırakmayacak şekilde kuşatmaktadır. Sabah uyandığımızdan akşam yatağa girinceye kadar biz neyle karşılaşacak olursak o konuda mutlaka rabbimizin bu din ile beraber gönderdiği ya bir emri veya bir nehyi vardır.” ifadelerini kullandı. 

Editör: TE Bilisim