İkinci el araçlarda en çok yapılan usulsüzlüklerin başında aracın kilometresi ile oynanması geliyor. Bu kusuru görerek anlamak mümkün değil. Kilometresi ne kadar düşük ise aracın değeri de o kadar yüksek oluyor. Her aracın belirli bir kullanım ömür var. Kullanım ömrü de aracın kullanıldığı kilometre ile çok yakın bağlantılı.

Milliyet'ten Prof. Dr. Erol Ulusoy, ikinci el araçlarda herkesi ilgilendiren bu konuya ilişkin önemli bir yazı paylaştı: 

"Kaporta hakkındaki hileler, hemen küçücük bir alet olan mikron aleti ile anlaşılabilir. Ama oynanmış kilometre öyle mi? Bunu ancak yetkili servislerde teknik aletlerle incelenme sonucu tespit etmek mümkün, çıplak gözle tespiti mümkün değil.

Elbette hemen hatırlatayım, aracı satın almadan sigorta kayıtları ve TÜV belgeleri de incelenirse, kilometre ile oynanıp oynanmadığı yine de anlaşılabilir.

Baktık, aracın 2019 yılı muayenesindeki kilometresi 100 bin, ama 2020 yılında satışa çıkarıldığında üzerindeki kilometre göstergesinde 50 bin km yazıyor. Araç 50 bin km geri viteste gitse bile kilometresi düşmeyeceğine göre, burada kilometresi ile oynanmış bir araç söz konusu!

Alıcı farketmemişse 

Araçta kilometre oynanması olduğunu bilerek satış yapanın bundan sorumlu olacağında şüphe yok. Farkında olmadan kilometresi oynanmış bir aracı satın alan kişi, bunu fark etmemiş ve kendisi de sonradan satışa çıkarmış olabilir.

İşte Yargıtay, kilometresinde oynama olduğunu bilmeden satış yapanın da bundan sorumlu olacağına dair karar verdi. 13. Hukuk Dairesi’nin 2015/40748 E., 2017/6751 K sayılı kararına konu olan olayda, alıcı, noterde yapılan satış sözleşmesi ile 18.09.2012 tarihinde 2. el bir araç satın alır.

Aracın kendisine 137.839 km olarak satıldığını ancak satın aldıktan bir süre sonra aracın 2008 yılında 205.223 km’de iken işlem gördüğünün ortaya çıktığını iddia ederek, satıcıya karşı dava açar. Ona göre, aracın kilometresi ile oynanmıştır ve kendisi de aracın kilometresi konusunda kandırılmıştır.

Davacı olan alıcı ayrıca araçta başka ayıpların da ortaya çıktığını iddia ederek, ödediği bedelin faizi ile tahsili veya 2.500 TL değer kaybı ile birlikte arızalar nedeniyle yapılacak masraflar için de 7.179 TL’nin davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini ister.

Araç sahibi sorumlu

Mahkeme, davanın kabulü ile 2.500 TL değer kaybının davalı satıcıdan alınarak davacıya verilmesine karar verir. Karar temyiz edilir. Yargıtay 13’üncü Hukuk Dairesi, uyuşmazlığa Türk Borçlar Kanunu’nun 219’uncu maddesi ve devamındaki hükümlerin uygulanacağını belirttikten sonra, satıcı araçtaki ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağını söyler.

Dava konusu uyuşmazlıkta, satıcı aracı sattığını kabul etmekte, ama aracı başkasından, araçtaki kilometre ile oynama şeklindeki ayıptan haberdar olmadığı savunmasını yapmıştır. Ama sonuçta, bilse de bilmese de satıcının satılan araçtaki ayıplardan sorumlu olduğu kararı verilir.

Bilerek alırsa sorun yok

Fakat burada önemli olanın, alıcının araçtaki ayıpları bilerek satın almamış olmasıdır. Yani aracı görüp inceleyerek ayıplı olduğunu bilerek satın alan kişi, sonradan ayıp iddiası ile satıcıya dava açamaz.

Editör: TE Bilisim