Geçtiğimiz hafta Van Valiliği, DAKA stratejik partnerliğinde, IPIS ile TASAM ev sahipliğinde 26-27 Aralık 2015 tarihlerinde Tahran’da gerçekleştirilen forum sonrası Van’da ‘İran-Türkiye İş Forumu Değerlendirme Toplantısı’ yapıldı.

 

Geçtiğimiz yıl ilki Van’da gerçekleştirilen Türkiye-İran İş Forumu toplantısının ikinci ayağı 26-27 Aralık’ta İran’da gerçekleşti! İki ülke ilişkilerinin çok da ahım şahım olmadığı bir dönemde İran’a çıkarma yapan aralarında Van TSO, DAKA, OSB ve diğer yöneticilerin de bulunduğu forumda Van heyeti diğer illerin aksine iki ülke arasındaki görüşmelerde yine ‘ciddi’ görüşmelere imza attı. Van ve İran ile ilişkilerde yine tüm şartları zorlayan heyet Kapıköy ve diğer ilişkiler noktasında beklenen adımların atılması gerektiğinin sık sık vurgularken Van’da yapılan değerlendirme toplantısında toplantının önemli isimleri o toplantıyı yorumladı. Van TSO Başkanı Necdet Takva Hoy-Razi yolunu çok tartıştıklarını belirtirken, “İranlılara şunu söyledik, 400 yıldır komşuyuz bir sorunumuz yok ama 4 yıl içerisinde yapabilecek işleri 400 yıldır yapabilen iki ülke değiliz. Artık bu söylemlerden biraz arınalım, güreş minderindeki el ense ilişkilerinden daha ileriye gitmemiz gerektiğini söyledik.” İran’a çok da iyimser gitmemesine rağmen Van anlamında verimli görüşmeler yaptıklarını söyleyen DAKA Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci ise; “Orada bilinirliliğimiz, farklılığımız, İran’ın bundan sonraki tüm ilişkilerinde Van’ı bir aktör olarak görmesi sadece form içerisinde değil de diğer anlamada yani uluslararası işbirliği toplantılarında da o farkı yarattığımıza inanıyorum.” Dedi.

 

AYAKLARININ TOZUYLA DEĞERLENDİRME YAPTILAR

26-27 Aralık tarihlerinde Tahran’da gerçekleştirilen Türkiye-İran Forumu sonrası Van’da değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Van Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirilen değerlendirme toplantısında iki ülke arasında ilişkiler ele alındı. Van Valiliği ve TASAM İşbirliği ilki geçen sene Van’da gerçekleştirilen Forumun ikincisi bu yıl Tahran’da gerçekleşti. Van TSO’da yapılan toplantıya katılan Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, DAKA Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci ve Ajans Asya Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Güler Tahran’da gerçekleştirilen foruma dair değerlendirmelerde bulundular.

 

DEMİRCİ: OTURUMLAR DAHA ÇOK BÖLGESEL İŞ BİRLİĞİNE YÖNELİKTİ

İlk olarak foruma dair açıklamalarda bulunan DAKA Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci, toplantının ilk olarak Tebriz’de yapılacağını belirterek, “Tereddüdümüz vardı ilk zamanlar. Ayrıca son zamanlarda Türkiye İran ilişkileri son derece kötüye gitmişti. Özellikle Suriye’den kaynaklı ilişkiler limoni idi. Tebriz’de yapılacak olan forum daha sonra Tahran’a alındı. İsabet bir karar oldu aslında. 26-27 Aralık’ta da Tahran’da 2 günlük forum gerçekleştirildi. Eş zamanlı ve farklı oturumlar şeklinde gerçekleştirildi. Özel oturumlarda gerçekleştirildi. Özel oturumlar daha çok bölgesel iş birliğine yönelikti. Genel oturumlarda Türkiye-İran ilişkileri, uluslararası İran’ın ambargodan çıkışı ile ilgili birlikte ortaya çıkan yeni fırsatlar, finansal ve ekonomik ilişkilerde daha sektörel derinleşmeye nasıl gidileceği ile ilgili konular taraflar arasında müzakere edildi. Yorucu bir programdı. Geç saatlere kadar süren bir forumdu.” Diye belirtti.

 

“FARK YARATTIK”

Demirci’nin koordinatörlüğünün ardından değerlendirme yapan Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, forumun şeffaf ve açılımlı olduğunu dile getirerek, “Belki de zamanlama açısından en doğru bir zamanda yapılan bir İran-Türkiye Form toplantısı oldu diyebilirim. Çünkü şuan halı hazırda Türkiye-İran ilişkileri üzerinde çok tartışılan bir dönemdeyiz. Uluslararası düzeyde, diplomatik düzeyde de zaman zaman her iki ülkenin basın ve medya unsurlarının da çok yoğun gündemleştiren bir bakış açısıyla birbirlerini eleştirdikleri bir dönemde aslında göreceli olarak da İran’ının sağlıklı bir ev sahipliği ile bizimde şeffaf açık bir şekilde dinlemeleri bizim için bir başarı olarak değerlendirmekteyiz. Bu açıdan da değerlendirdiğimizde Van’ın ön plana çıkması taleplerimizin orada bütüncül bakış açısıyla değerlendirilmesi oldukça değerlidir. İleriye yönelik ciddi bir fayda sağlayacağını düşünüyorum. Orada bilinirliliğimiz, farklılığımız, İran’ın bundan sonraki tüm ilişkilerinde Van’ı bir aktör olarak görmesi sadece form içerisinde değil de diğer anlamada yani uluslararası işbirliği toplantılarında da o farkı yarattığımıza inanıyorum.” ifadelerine yer verdi.  

 

TAKVA: EN İYİ DENEYİMİ AKTARABİLECEK ÜLKEDE TÜRKİYE’DİR

Zamanla açısından Van’ın bu denli ağırlıklı olarak konuşulup yarattığı etkilerin kısa zamanda somut bir çalışma ile hissedebileceğine inandığını vurgulayan Takva, “Özellikle Van’ın ön plana çıktığı bu form toplantısı bundan sonra İran’ın ilgi ve alakasının Van üzerinden oluşacağından hiçbir şüphem yoktur. Türkiye- İran Formunda on tane oturum gerçekleşti. Bu 10 oturumda da Van heyetinin katılımı vardı ve bir oturumu da biz yönettik. Özellikle Banka, finans ve sektörsel işbirliği olanaklarının konuşulduğu bir oturumdu. Bu oturuma İran yoğunluklu bir katılım olmuştu. Şu anda İran devlet sistemi, aşağı yukarı ekonominin yüzde seksenini kendi eliyle elde edebilir bir durumdadır. İran şuna karar vermiş görünüyor, artık yüzde seksenlik devletin egemenliğini azaltılmasını ekonomik politikalar ile azaltılması hedefleniyor. Bu da en iyi deneyimi aktarabilecek ülkede Türkiye’dir. Dolayısıyla bu anlamda biz İran’ın bu Ekonomideki değişim kararlılığını ikame edebilecek ciddi bir deneyime ve potansiyele sahibiz. Bizler orada şunu açık bir şekilde söyledik, iki ülkenin başka yere taşıma olanağına sahip değilse o zaman bu coğrafya içerisinde birbirlerini kollayıp ortak pazarlar çerçevesinde ortak yollarda yürüyebilirler. Bu açıdan baktığımız zaman Türkiye’nin ve İran’ın bu imkânı yok.” diye belirtti.

 

“SAĞLIKLI BİR ETKİLEŞİM OLABİLİR”

Ne Türkiye’nin nede İran’ın batı ülkeleri ile rekabet etme gibi bir şanslarının olmadığını dile getiren Takva, “Dolayısıyla rekabet üstünlüğümüz olan bir coğrafyalar ise Asya ülkeleri, Orta Asya, uzak doğunun bir kısmı, kaskaysa ülkeleri, Ortadoğu ve Arap yarım adasıdır. İran’ında bu anlamda rekabet üstünlüğünün olduğu tarif edilebilecek coğrafyalar bunlardır. Farklı coğrafyalar ile rekabet etme şansı yoktur. Bu anlamda bütün enerjilerini bir araya getirip, işte biz 400 yıllık komşuyuz muhabbetlerinin ötesinde, kazan, kazandır mantığı ile işbirliğini vurgulamaya çalıştık. Şu an Türkiye’nin arasındaki üç konu ön plana çıktı. Bu üç seçenek ise, Jeoekonomik seçeneği, Jeopolitik ve Jeostrateji seçenekleridir. Bu Ortadoğu coğrafyası çerçevesinde bu iki ülkenin bundan sonraki işbirliği hangi temel üzerinde biçimlendirileceğini yapılabilir ise sağlıklı bir etkileşim olabilir. Bu anlamda bütün panellerde siyasal tartışmalar da dahil olmak ile birlikte Türkiye ve İran’ın bundan sonra Jeoekonomik bir işbirliği ile diğer sorunlarında zan içerisinde aşılabileceği bir tablo ortaya çıktı.” Dedi.  

 

TAKVA: DOSTLUK, KARDEŞLİK, KOMŞULUK BU MU?

Hoy-Razi yolunu çok tartıştıklarını söyleyen Takva, “Batı Azerbaycan eyalet valisi biz şuanda orada imal edebileceğimiz 4 tane çelik köprünün ihalesini yaptık ve bahar mevsimi ile birlikte yapımına başlanacak. Asfaltlama çalışmaları ile birlikte 2016 yılı sonunu kadar biteceğini söyledi. Bizde şunu söyledik, 400 yıldır komşuyuz bir sorunumuz yok ama 4 yıl içerisinde yapabilecek işleri 400 yıldır yapabilen iki ülke değiliz. Artık bu söylemlerden biraz arınalım, güreş minderindeki el ense ilişkilerinden daha ileriye gitmemiz gerektiğini söyledik. Bizim şuanda 4 tane sınır kapımız var. Gürbulak, Alicanyıldır, Kapıköy ve Esendere bu 4 sınır kapısında da sorun var. Dostluk, kardeşlik, komşuluk bu mu yani. Pasaportsuz geçişlerin sağlanmasını söyledik ve talep ettik. Bizim bu talebimize karşılık ise onlar güvenliği gerekçe gösterdiler. Biz sınır kapıları ile ilgili bütün sorunları orada dile getirdik, onlarda bunların hepsini yazdılar.” İfadelerine yer verdi.  

 

“İRAN’IN ÇÖZMESİ GEREKEN KONULAR VAR”

İran’da ekonominin büyük ölçüde devletin elinde olması sebebiyle sorunların üst düzey belirli anlaşmalar çerçevesinde çözülmesi gerektiğine işaret eden Takva, “Özellikle bankacılık sektöründe finansmanın serbest dolaşımı konusunda sorunlar var. Örneğin Tahran’da uluslararası bir düzeyde 5 yıldızlı bir otelin inşasına ilişkin bir fırsat olduğunu bizlere ifade ettiler. Şimdi biz birini oraya bu inşaat için yönlendirdiğimizde malların ve finansmanın ve paranın transferinde sorunlar var. İran’ın çözmesi gereken konular var. İran’da çok banka var ama hepsi kendi içinde işlem gören bankalardır. Uluslararası para dolaşımının ve Avrupa ülkelerinin ve diğer ülkeleri ile olduğu gibi çalışmaması ile birlikte çok sıkı bir denetimin olduğu da görülmektedir. Bizler Van için gerekli çalışmaları ve girişimleri yapmaya devam edeceğiz.” Şeklinde konuştu.

 

BOZKURT: DÜNYA AMBARGO UYGULARKEN TÜRKİYE KARŞI ÇIKMIŞTIR

Takva’nın ardından değerlendirme yapan Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, işi somuta indirmeyi hedeflediklerini açıklarken, insanımızın yaşamında ekonomiye dönüşebilecek adımlarla ilgili somut önermelerde bulunmaya çalıştığına değindi. Bozkurt, “Ülkemdeki daha çok onların işte global perspektifte baktığı, ülkemizin kendi açılarından istikrarsız politika gözlemlerini biraz daha yumuşatmaya yönelik ülkemizin geçmişten beri İran üzerinde uygulamış olduğu ambargoya karşı çıkarken, Türkiye bu şiddete rağmen dünya ambargo uygularken Türkiye buna karşı çıkmıştır. Bu bilinsin, Türkiye’nin, İran’ın bir dostu ve müttefiki olduğu. Burada bizim kapılarımızı özellikle dostluk ve ekonomi k işbirliklerini fırsata çevirmek, kapıları birbirimize kapatmamak gerektiği, kapılara ardına kadar açmamız ve bunu bizim insanımızın yaşamında ekonomiye dönüşmesi için gerek İran hükümetinin gerekse bizim hükümetimizin gerekli adımları atması bir an önce çok kısa bir mesafe yollarımızdaki, 100 km’lik yolların otoban haline gelmesi hem İran hem Türkiye’ye yakışır bir modernizasyona kavuşması için münasebetler gerçekleştirmesi ve yatırımlar yapması önerisinde bulundum” ifadelerini kullandı.

 

“VAN’I İYİ TANITMAYA ÇALIŞTIK”

Bozkurt’un ardından kısa bir açıklama yapan Ajans Asya Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Güler, “Birçoğunuz biliyorsunuzdur. Türkiye-İran arasındaki birçok toplantıda ben yıllardır bulunuyordum. Benim için şu ana kadar katıldığım en önemli toplantılardan diyebilirim. Şöyle de diyebilirim bu işi organize eden TASAM ve TİFİS ikisi de büyük düşünce kuruluşu ve bu kurumların hazırladığı raporlar birinci elden bu işin yetkililerine ulaştığı için bu anlamda çok büyük sonuçları olacağına inanıyorum. Forumda gördüğüm şu daha önceki İran’ın tavırlarını görünce ve şimdi ki İran’ın tavırlarını görünce bundan sonraki ticari ilişkilerimiz noktasında ben biraz daha umutluyum her ne kadar iki ülke arasındaki bazı sorunlar olsa da Ticaret anlamında bundan sonraki işbirliği anlamında daha verimli gördüm. Oradaki formu çok iyi hazırlandıklarını ve daha çok somut adımlarla geldiklerini gördüm bu da daha çok bizim işbirliğimiz açısından çok önemlidir. Değerli başkanlarım değindiler orada özellikle Van’ı, bölgeyi ön plana çıkarmayı amaçladık. Eğer İran ile ilişkilerimiz gelişecekse bu zaten birinci mihenk taşının Van olması gerektiğini söyledik. Onlarda zaten bunun farkındalar bundan sonraki süreçte benim bu forumdan çıkardığım şu: “İran çok büyük bir pazar olarak önümüzde duruyor. Dünya’nın tüm ülkeleri İran’a daha çok girmeye çalışacaklar. Burada biz Türkiye olarak daha iyi pozisyon alırsak özellikle bölge ve Van olarak gelecekte biz bu işin merkezine oturabiliriz.” Bu anlamda çok somut bir toplantı oldu bizler orada elimizden geldiğince Van’ı iyi tanıtmaya çalıştık, iki ülke arasındaki işbirliğinin özellikle siyasetin dışında olması gerektiğini, ticaretin zaten böyle bir olgu olduğunu anlattık. İlişkiler ticaret üzerinden gelişirse siyaseti de pozitif yönde etkileyeceğini anlattık, bu anlamda çok olumlu bir forum oldu ve devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Biz keşke Van’da bir çalıştay yaparak gitseydik daha verimli olabilirdi ama gelecek için çok umutluyum. Şu ana kadar katıldığım tüm toplantıları göz önüne aldığımda eğer sonuç çıkacaksa bu forum bir milat olabilir. Artık bizlerin de bundan sonrasını iyi devam ettirmemiz ve işbirliğine devam etmemiz lazım. Özellikle Van, Urumiye ve Xoy’uda işin içine katıp daha verimli işler yapabiliriz diye düşünüyorum.” Diye belirtti.  

 

DEMİRCİ: TİCARET HACMİMİZ 13 MİLYAR DOLAR

Son olarak değerlendirmelerde bulunan DAKA Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci, giderken tereddütlü olduğunu kaydederek, fakat forumun o şekilde gerçekleşmediğine dikkat çekti. Demirci, “Dönüşte nasıl bulduğumu sordukların beklediğimin epey üzerinde olduğunu dile getirdim. Ancak bu her şeyin çok mükemmel devam ettiğinin işareti değil. İranlılar bize bir doğrudan mesaj gönderdiler birde satır aralarında mesaj gönderdiler. Ben daha çok satır aralarında vermek istedikleri mesajları dikkate alarak değerlendirme yapacağım. Çünkü İran katılımı çok üst düzey bir katılımdı. Bizim orada yaptığımız konuşmalar direk İranlılar tarafından anlaşıldı ve İran’ın koridorlarında konuşulmaya başlandı. Öncelikle İran’la olan ticaret hacmimiz 13 milyar dolar. Bunun 4 milyar doları Türkiye tarafının 9 milyar doları ise İran tarafına ait. Türkiye genellikle imalat sanayisine yönelik mal satıyor ama daha çok İran’dan enerji alıyor.” Dedi.  

 

HİÇBİR SEKTÖRDE İTHALATTA BİRİNCİ SIRADA DEĞİLİZ

İran’ın Ülkeye imalat yönde sattığı mal sayısının kayda değer bir hacim tutmadığına vurgu yapan Demirci, “Bizim esasen 13 milyar dolarlık konan 30 milyar dolar hedefin çok gerisinde. Ve o hedef konduğu vakit bizim hali hazırda 30 milyar dolar hedefini yakalamış olmamız gerekiyordu. Bir diğer sıkıntı ise ticaretimizin enerji ile alt sekmen ürün ticaretinin arasına sıkışmış olmasıdır. Bugün İran’ın ihtiyacı olan ama yarın mutlaka bir şekilde kendisi de üretmek durumunda olduğunu düşünen ve dolayısıyla pazarlarını tam açmak istemediği alanlara denk geliyor. O yüzden biz ne kadar müzakere edersek edelim İran’a başka bir teklifle gidilmediği takdirde bu rakamın artma şansımız çok fazla yok. İran’daki hiçbir sektörde ithalatta birinci sırada değiliz. En yüksek olduğumuz üçüncü sıra. Birinci sıralarda Almanya ve İngiltere’den alıyor ve diğer şeyleri de Türkiye’den temin etme yoluna gidiyor. Demek ki biz Almanya ve İngiltere’ye göre kalite ve fiyat açısından rekabet edemiyoruz. Aslında bu durum yarın tersine dönebilir. İran yarın bizden aldıklarını kendisi üretip bize satmak isteyebilir.” İfadelerini kullandı.  

 

“BURADA HEPİMİZE GÖREV DÜŞÜYOR”

30-35 yıllık İran ambargo sürecinde Türkiye ile İran ilişkilerini geliştirildiğini kaydeden Demirci, “Ve bunun avantajını kullandık. Ambargo kalktığı vakit İran artık bu sınırların dışında hak arayışına girecekti. Bizlerde bu konuda hazırlıklı olmalıyız. Önerim İran ve Türkiye’nin ithalatında artan sektörler var. Bunlardan bir tanesi medikaldir. İran’la bunların ticaretini geliştirmeye yönelik projeler üretmeliyiz. Bu ülkelerin ilişkilerin artmasında olumlu sonuçlar doğurur. Bizim İran’la olan ticaretimiz 100 milyar doları çok rahatlıkla geçebilir. Ama bunun gerçekleşmesi için önerdiğim hususlar için tedbirler alınır ve uygulamaya konulursa. Burada hepimize görev düşüyor. Umutsuz da değilim. İkinci husus ilk açılış toplantısında İPİS Başkanının söylediği bir söz vardı. Orada demek istediği şey ‘Bizde belirleyici olan ekonomi değil belirli olan siyasettir. Biz dış politikamızı uyumlu hale getirirsek dış ilişkilerimizde daha fazla gelişir’ dedi. Oysa bizde belirleyici olan ekonomik ilişkilerin ilerletilmesi dış ilişkileri deha uyumlu hale getirecektir. Aslında orada İPİS başkanı satır arasında başka bir şey daha da söyledi. ‘Eğer ekonomi dış ilişkileri belirliyor olsaydı siyasi ilişkilerin en kötü olduğu dönemde İngiltere ile ticari ilişkilerimiz en üst düzeydeydi’ ve bu doğru bir durum. Ve toplantıda örneklerde verildi. Türkiye ile İsrail’le arasında siyasi ilişkiler bozulmasına rağmen ekonomik ilişkiler bozulmadığı belirtildi. Bu durum Türkiye İran içinde geçerli.” Diye belirtti.  

 

GELECEĞE BAKMAK ZORUNDAYIZ

Türkiye ile İran arasında gerçekleşen pazar alanında her iki ülkenin de ürettiği ve dış pazar alanında birbirine mal satmanın mümkün olmadığına dikkat çeken Demirci, “Dolayısıyla İran’ın bazı konularda ayak diremesinin sebebi de odur. İran’ın Kapıköy’ün sıkıntılı olan yolunun yapılması ilgili noktalarda topu taca atmasının sebebi budur. Açmak istemiyor o pazarı açık bir şekilde. Aslında İranlılar geçmişi bir türlü unutmuyorlar. O yüzden de yanaşmıyorlar. Evet, ambargo dönemlerinde dostluk ilişkilerimiz vardı. Ama biz artık geçmişten ziyade geleceğe bakmak zorundayız. Bir başka konu hem pragmatik açıdan hem de inanış açısından önemlidir. İranlılar için Şiilik çok önemlidir. Bizim o konuda bilgi sahibi olmamız gerekiyor.” Dedi.

 

BİZİM ZATEN DERDİMİZ BÖLGESEL

Yapılan konuşmaların ardından gazetecilerin soruları yanıtlandı. Gazeteci Ömer Aytaç Aykaç’ın olayların artması ile turistlerin Van’dan çekildiği, İran ile ülkeler arasındaki çok da iyi bir durumda olmayan ilişkilerin bölgesel hamleler ile yeniden canlandırılıp canlandırılamayacağını ve yaşanan sorunların bölgesel anlamda çözülüp çözülmeyeceğini aktardı. Buna karşılık cevap veren DAKA Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci, “Türkiye İran forumu Tahran’da yapıldı. Birçok kesim katıldı foruma. Biz oraya bölgesel düzeyde yaşanan sıkıntıları çözmek üzere teşebbüs ettik. Bizim zaten derdimiz bölgesel. Van’ın ismini bir merkez olarak kazıdık. Benim düşüncem diğer sınır illeri de işin içine katarak bölgesel işbirliği gibi her yıl biri Van’da diğeri Tebriz veya başka bir İran ili olacak şekilde bir yapıya dönüştürülebilir. İkincisi de bu toplantıları eko toplantılarla senkronize etmek. Forumdan iki gün önce başlatmak ve onun çıktılarını bakanlar üzerinde görüşmelerin verisi haline getirerek ve orada çözüme ulaşmak üzere sunmak. Bunun üzerine çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” Dedi.

 

ÇOCUKÇA TUTUMLAR VAR

Soruya ek olarak kısa bir açıklama yapan Takva, “iki yıldır orada sadece Van var. Biz beşinci sınır illeri ekonomik iş birliği toplantısında farkımızı çok net olarak ortaya koyduk. İran ile Yani Van artık İran ile Batı Azerbaycan eyaletiyle çok odak bir merkez haline geldi. Bu anlamda uluslararası işbirliklerinde oluşan lobilerde artık Van’ın etkisi olmadan çok sağlıklı bir altyapı ve iletişim kuracaklarını zannetmiyorum. Böyle bir durum olması durumunda sanırım ki İran bunu ret edecektir bu kadar net söylüyorum. Tabi herkesin emeği ve katkısıyla ilgilidir. Herkesin bu işle ilgili farkındalığı önemli düzeyde yükseltmesiyle ilgili bir meseledir. Mesela orada Şemsettin Bozkurt’la beraberken Konsolos bize dedi ki ‘Bizi Erzurum’dan kurtarın’ yani bu söyleniyor. Rıza Bey dedi ki ‘Neden bir bina yapmıyorsunuz’ İşte burada bir muhatap bulmamız lazım. İran’da işte Erdebil konuşuluyor. Ya şu mütekabiliyet, angajman, iki ülke arasındaki sen yaptın ben yapmadım gibi çocukça tutumlar var. Diplomasi dediğimiz şey aynen budur. ‘Küstüm oynamıyorum’ muhabbeti var yani bunu da söyledik yani bırakın bu tutumları, bu küstüm oynamıyorum tavrı doğru değil. Van-İran arasında, 30 Km yol var sen muktedirsin 3 ayda, 5 ayda yapabilecek durumdasın yap artık orayı. Ben 8 saatte ulaşayım, kapatayım ya da açayım sen yap önemli olan budur.” Şeklinde konuştu.  

 

ŞU AN BİZ GELİNCİK’İ KAPIKÖY’DEN DAHA FAZLA KONUŞUYORUZ

Özeleştiri yaptıklarını kendi hükümetlerinin, kendi devletlerinin eksikliklerini konuştuklarını söyleyen Takva, “20 tane madde var orada bu yirmi Madde’nin aşağı yukarı on tanesi bizim hayata geçirmemiz gereken bölgesele konuları çözmede anlamında acil konular, diğer 10 tanesiyse sizinle ilgili. Diyorlar ki neden bizim trenimiz vapurla gidiyor? Bizde istiyoruz doğru Kuzey Van Gölü demiryolu hattı olsun. Ama ne oldu işte 2 tane feribot yapıldı bir tanesi seferlere başladı. Önceden 10 tane vagon biniyordu şimdi 50 tane vagon olacak. Güzel şeyler oluyor konuşuyoruz bunları. İran’daki bütün ilçeler arasındaki bağlantılar duble yollar ama yıllardır Esendere yolu bir türlü yapılmadı. Ben de dedim ki iki ülkenin de imajı yerlerde hiç kusura bakmayın. Yani şu kapılara gidin imajınız yerdedir. Sizin de imajınız yerdedir bizimde imajımız yerdedir, beni bu konuda hiçbiriniz ikna edemezsiniz. Yani bu düzeyde de o panellerde doğaçlama tartışmalar oldu. Bölgesel gelişmeler ve Van’ın farkındalığı açısından herkesin her kesimin bunu yüksek tutması lazım bizim başka şansımız yok. Orada küçük de olsa büyük de olsa o enerjiyi buraya taşımanın yollarını bulmamız lazım. 10-15 gün içerisinde yine Tebriz’e gideceği billboardlarımızı asacağız. Urumiye’ye gideceğiz, Salmas’a gideceğiz. Salmas meselesi hem Esendere’nin hem de Kapıköy’ü iyileştirmesi açısından bizim belki de keşfettiğimiz en önemli kaldıraçlardan biridir. Olup olmaması meselesi ayrı bir şeydir ama Salmas Belediyesi, Van Büyükşehir ile kardeşlik protokolü yaptı. Biz oranın Ticaret Odasını çok ciddiye alıyoruz. Bu gelişmeler Kadıköy’ün daha hızlı çözüme kavuşturulmasına katkı sağlayacak. Burası çözüme kavuştu mu tekrar Esendere’ye döneceğiz.” Diye belirtti.  


ŞEHRİVAN GÜNCEL: MERAL YILDIZ

Editör: TE Bilisim