Halkın Hukuk Bürosu tarafından yapılan açıklamada, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı rehin alan iki DHKP-C'li ile yapılan müzakerelere ilişkin bilgi verildi. Halkın Hukuk Bürosu'na bağlı olarak çalışan iki avukat da müzakerelere katılmıştı. Açıklama, şöyle:

 

GÖRÜŞMELERE POLİSLER DE KATILDI:

Olayın öğrenildiği saatten itibaren eylemcilerin ve Başsavcı vekilinin talebi doğrultusunda görüşmelerde bulunduk. Sekiz saat süren görüşmelerin bütünü cep telefonu ve odada mevcut dahili telefon ile yapılmıştır. Telefonun ucundaki eylemci kendisine 'Berkin' ismi ile hitap edilmesini istemiş ve görüşmeler bu isimle sürdürülmüştür. Bu görüşmelere siyasi şubede amir sıfatında sorumlu bulunan polisler ve müzakere uzmanı bir polis de katılmıştır. Yine eylemcilerin isteği doğrultusunda İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan da katılmışlardır. Bu katılımlar ve görüşmeler çeşitli aşamalardan geçerek ilerlemiş, eylemcilerin bildirmiş oldukları süre dolmuş olmasına karşılık müzakereler sürmüş ve sonuç almaya doğru adımlar atılmıştır.

 

'ÜÇ POLİS AÇIKLANSIN' TALEBİ:

Eylemcilerin ileri  sürmüş oldukları şartlar tartışılmaya başlanmış, ilerleyen aşamada birinci madde olarak bahsettikleri Berkin Elvan’ın katil zanlılarının açıklanması yolundaki talepten vazgeçmeyeceklerini ancak diğer taleplerden vazgeçebileceklerini-tartışabileceklerini bildirmişlerdir. Bu doğrultuda son görüşmeler olay zanlılarının açığa çıkarılması üzerinden yürümüştür. Eylemciler, müzakereci  polislerin bu isimleri bulma yönündeki zaman darlığı ve kendi maddi imkansızlıklarını ileri sürmeleri üzerine, soruşturma dosyasında mevcut fotoğrafları belirttikleri umutadalet isimli twitter hesabı üzerinden yayınladıklarını bildirmişler ve bu fotoğraftaki isimlerin açıklanmasını istemişlerdir. Bir süre sonra eylemciler, rehin alınan savcı ile görüştüklerini, savcının kendilerine kriminal inceleme sonucunda açığa çıktığı belirlenen bir isim ve iki sicil numarası  bildirdiğini bu isimlerin yayınlanarak suçlarını itiraf etmelerini istemişlerdir. Bu talep müzakereci polislerce mümkün görülmemiş ancak bu açıklamayı avukatların yapmasını önermişlerdir.

 

SON GÖRÜŞME VE KURŞUN:

Bu öneri üzerine biz görüşmeci avukatlar ve İstanbul Barosu başkanının sorumluluk alması ile isimlerin tarafımızdan açıklanabileceği ve aramızda geçen diyaloğun basına ve kamuoyuna aktarılabileceği iki tarafa da söylenmiştir. Bu öneri eylemcilere iletildiğinde, avukatların yanında bir emniyet müdürünün olması halinde öneriyi kabul edebileceklerini, bunun dışında bir şey konuşmayacaklarını, cevabı beklediklerini, konuyla ilgili son görüşmeyi yapacaklarını söylemişlerdir. Müzakereci polisler bir emniyet müdürünün bizlerle açıklamaya katılmasının mümkün olmadığını belirtmesi üzerine eylemcilerle tekrar telefon irtibatı kurulmuştur. Bu görüşmede telefonun ucundaki eylemci telefonu “son görüşme” diyerek açmış, cevabı dinledikten sonra telefon kapanmış, akabinde silah sesleri duyulmuş, silah seslerinin  duyulması ile beraber hazır bulunan özel birlikler hareketlenmiştir. Ancak silah sesinin nereden geldiğini ve kime yöneldiğini görmeyip yalnızca seslerini duyduğumuzdan ötürü atışın kim tarafından yapıldığını bilemiyoruz. Çok sayıda seri ateş sesleri duyuldu ardından orada bulunanlardan bomba patlatılacağı için kulaklarını kapatmalarını istediler. Bu bomba müzakere sürerken hazırlanmıştı. Bomba hazırlıkları sürerken içeride bulunan eylemciler slogan atmaya devam ettiler.

 

VE MÜDAHALE:

İlk bombanın patlamasının ardından kısa süreli bir sessizlik oldu, sonra içeriden yeniden silah sesi ve marş sesi duyulmaya başladı. Marş devam ederken seri atış yapan makineli tüfek olarak algıladığımız atışlar oldu. Sonra ikinci bir bomba daha patladı. Biz dışarıdaki konuşmalardan içeride sıkı bir barikat olduğunu anlıyorduk ve polisler içeri girmekte zorlanıyorlardı. Silah seslerinden anladığımız kadarı ile yaşanan iki taraflı bir çatışmaydı ve eylemciler polis içeri girdikten sonra da silahla karşılık veriyorlardı. Silah sesleri kesildikten sonra son olarak birkaç el silah sesi duyuldu ve emreden bir ses, ateşi durdurarak daha fazla devam etmelerini önledi. Ardından içeride bomba olabileceğinden endişe edilerek bir süre bomba araması yapıldı ve bizim fünye olduğunu düşündüğümüz üçüncü bir patlama daha yaşandı.


Haber: İSMAİL SAYMAZ - Radikal

Editör: TE Bilisim