ŞEHRİVAN ÖZEL: ÖMER FARUK TOKTAŞ/ERDAL ERBAŞ- Türkiye’nin ve Van’ın en önemli değerlerinden olan Van Gölü gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Son yıllarda gölün temizlenmesi, korunması konusunda artan duyarlılığa rağmen kirlilik de aynı ölçüde artarken Vanlılar koruma kanunu talep etmeye devam ediyor. Hali hazırda devasa bir arıtma tesisi yapılmasına rağmen koruma konusunda devlet eliyle bir kanun çıkarılmasını şart olarak vurgulayan çevreciler gölün korunması konusunda çağrılarını sürdürüyor. Bu isimlerden birisi olan Van Çevre Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, gölün kirlilik konusunda ciddi bir tehlike altında olduğunu vurguladı. Gölün korunması için arıtma tesisi ile birlikte derelerin filtreler ile arıtılması gerektiğini vurgulayan Kalçık, bununla birlikte en önemli adımın koruma kanunu olduğunu vurguladı. Kentteki herkesin koruma kanunu noktasında elini taşın altına koyması gerektiğini söyleyen Kalçık, “Buradaki birinci sorumluluk biz Vanlılara düşüyor. Eğer gerçekten biz değerlerimize sahip çıkmak istiyorsak bir baskı unsuru olup; yerel yönetimle, merkezi yönetimle bu sorunu çözmek için gerekeni yapmalıyız.” Dedi.

430 kilometrelik kıyısı ve 3 bin 570 kilometrekarelik su yüzeyiyle kapalı havza özelliğinde olan Van Gölü’nün etrafında Van ve Bitlis olmak üzere iki il, 9 ilçe, 166 köy ve fabrikalar yer alıyor. Van Gölü havzasında yaşayan bir milyonu aşkın insanın evsel atıkları ise herhangi bir arıtmaya tabi tutulmadan doğrudan göle akıtılması arıtma tesisi ihtiyacını tekrar gündeme getirirken bir yandan da Van Gölü’nün özel çevre koruma bölgesi olarak ilan edilmesinin gerekliliğini gözler önüne seriyor. Van Gölü’nün özel çevre koruma bölgesi olarak ilan edilmesi adına daha önce birçok teklif sunulmasına rağmen herhangi bir sonuç alınamazken özel çevre koruma bölgesi ilan edilen Salda Gölü, Tuz Gölü ve Uzungöl örnekleri Van Gölü’nün de bu özel çevrelere dahil edilmesi ihtimalinin mümkün olabileceğini gösteriyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçık bir an önce bir önlem alınmadığı takdirde yapılan araştırmalara göre Van Gölü’nün 25-30 yıl içerisinde bir bataklığa dönüşeceğini belirtti.

“DÜNYA ÇAPINDA BİR DEĞERE SAHİP”

Van Gölü’nün sunduğu imkanlara ve özelliklere değinen Kalçık gölün Dünya çapında bir değer arz ettiğine dikkat çekti ve “İnsanların gerçekten korumaya değer bir değeri varsa bunu korumak için gerekeni yerine getirmelidir. Van deyince en temel değerimizin Van Gölü olduğunu söylemek mümkündür. Van’ı Türkiye’de ve çevresinde bulunan her şeyden ayıran önemli kılan özelliği Van Denizi’nin olmasıdır. Yine Dünya’da dahi eşi ve benzeri çok az olan bir özelliğe sahip ki bu da sodalı ve tuzlu olmasıdır.”

“SU DEMEK HAYAT DEMEK”

“Bir başka özelliği de Dünya’nın hiçbir yerinde bulunmayan uçan balıklarımızdır. İnci kefali ismi Van Balığı isminin yanında her ne kadar daha kötü dursa da biz alışılagelmiş artık inci kefali diyelim. Böylesine güzide özellikleri olan bir göle, denize sahibiz. Su demek hayat demektir. Yüzde 70’inin sudan oluştuğu bir evrende yaşıyorsak ve vücudumuzun yarısından fazlası yine sudan oluşuyorsa suyun olmadığı yerde yaşam yoktur diyebiliriz.” İfadelerini kullandı.

“25 YIL SONRA BİR BATAKLIĞA DÖNÜŞECEK”

Bir gün içerisinde Van Gölü’ne aktarılan atıklara dikkat çeken Kalçık “Özellikleri saymakla bitmeyecek ve önemi tartışılmaz bir biçimde açıkça ortada olan bu değere ne kadar sahip çıkıyoruz? Van’da yaklaşık 1 Milyon 200 Bin insan yaşıyor. Bu insanların dolaylı ya da dolaysız bir şekilde Van Gölü’ne günde 56-57 Bin metreküp evsel atığı dökülüyor. Şu anda Tuşba sınırları içerisinde bulunan ve Van’ın en arıtmaya en çok ihtiyaç duyan bölgesinde saniyede 1800-1900 litre kanalizasyon atığı arıtılmadan göle dökülüyor. Akademisyenlerin çok yakın bir tarihte yaptıkları tespitlere göre eğer bir an önce bir tedbir alınmazsa 25-30 yıl sonra Van Gölü bir balçık çukuruna dönecek ve yok olacaktır. Bizim faydalanacağımız değil korunmamızı gerektirecek bir hal alacaktır. Böyle vahim bir tablo ile karşı karşıyayız.” Şeklinde konuştu.

“ÇÖZÜM YOLU BASİT”

Van Gölü’nde ki kirliliğin önüne geçmek için iki çözüm yolu olduğunu belirten Kalçık şu şekilde konuştu: “Aslında çözüm arayışları içerisinde olmak yerine bir an önce harekete geçmek asıl yapılması gerekendir. Bunun iki çözüm yolu vardır; birincisi yerleşim alanlarının olduğu yerlere biyolojik arıtmanın yapılması gerekiyor. İkincisi ise Van Gölü’ne akan derelerin arındırılması ve bir filtreleme yöntemi ile içlerinde yerleşim alanlarından taşıdıkları atıkların arındırılmasıdır. Bununla ilgili çalışmalar yapıldığı takdirde bir nebze olsun Van Gölü’nü kurtarmış oluruz. Tüm bunların yanında canlıların göl ile olan bağlantısını kesmiş durumdayız.”

ERDOĞAN’DAN ADIM BEKLEMEK YANLIŞ OLMAYACAK

“Kamu kurumları Van Gölü’nü kurtarmak adına çalışmalar yapmak yerine buraları işgal etmiş durumdadırlar. Bildiğiniz gibi Ahlat’ta Van Gölü kıyısında bir cumhurbaşkanlığı köşkü yapılmaktadır. Van Gölü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı bu kadar cezbetmişken kendisinden Van Gölü’nün çevre koruma kanunu ile alakalı bir adım beklemek yanlış olmayacaktır.”

“TÜM SEÇİLMİŞLERİMİZ BU KONUDA BASKICI OLMALIDIR”

Belediyenin, milletvekillerinin ve merkezi yönetimin konuyla ilgili çalışmalara ağırlık vermesi gerektiğini belirten Kalçık “Van Gölü Çevre koruma kanununu bir an önce çıkarılarak kimsenin Van Gölü’nü kirletmediği, işgal etmediği bir vizyon kazandırılmalıdır. Bununla ilgili daha önce defalarca teklifler sunuldu hala bir sonuç çıkmamasını anlamış değilim. Buradaki birinci sorumluluk biz Vanlılara düşüyor. Eğer gerçekten biz değerlerimize sahip çıkmak istiyorsak bir baskı unsuru olup; yerel yönetimle, merkezi yönetimle bu sorunu çözmek için gerekeni yapmalıyız.”

KORUMA KANUNU İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAK ZORUNDAYIZ

“Biz Van Gölü’nün sahibi değil; bekçisi ve emanetçileriyiz. Geleceğe ve gelecekteki tüm canlılara yaşanabilir bir Van Gölü bırakmak istiyorsak bugün üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Buradan açıkça bir çağrıda bulunarak seçilmiş olan herkese belediyeye, milletvekillerine, merkezi hükümete bu koruma kanununun çıkarılması için çalışmalarına ağırlık vermeleri gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Çok sık kullandığım bir sloganı söylemek istiyorum; Van Gölü yoksa Van yoktur.” Diye ekledi.

Editör: TE Bilisim