2 gün sürecek olan 3. Türkiye-İran Forumu Van’da başladı. İlki 2014 yılında gerçekleştirilen ardından da 2’inci İran’da yapılan formun 3’üncüsü yeniden Van’da düzenlendi. Gerçekleştirilen buluşmada Türkiye-İran arasındaki 30-50 milyar dolarlık ticaret hacmi masaya yatırılırken farklı oturumlarda farklı konu başlıkları konuşulmaya başlandı. Forumun açılış konuşmasında iki ülkeden önemli isimler işbirliğini değerlendirirken, ön plana çıkan konu daha önce de defalarca konuşulduğu gibi 300 yılı aşkın sorunsuz komşuluğa rağmen işbirliğinin daha çok ileriye taşınması oldu. Toplantıda konuşan Van Valisi İbrahim Taşyapan, İran’da sınırda olan iller için “Onlar bizim komşu şehirlerimiz ve kardeşlerimizdir” dedi.

 

Türkiye Asya Stratejik Araştırmalar Merkezinin (TASAM), "İnisiyatif Doğu Anadolu Projesi" kapsamında, İran Dışişleri Bakanlığı Politik ve Uluslararası Araştırma Merkezi (IPIS), Van Valiliği ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) işbirliğiyle düzenlenen "3. Türkiye-İran Forumu" Van'da başladı. Double Tree By Hilton Otel’de gerçekleştirilen ve "30-50 milyar dolar ticaret hacmi için fırsatlar" adı altında gerçekleştirilen forumun açılışında konuşan TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, 2016 yılında yapılması planlanan formun bazı gelişmeler nedeniyle ertelendiğini söyledi.

 

 

BÖLGEDEKİ EN BÜYÜK 2 ÜLKE

Türkiye ve İran'ın hem kendi iç alanında hem de arka plan interlantları itibariyle güç kapasitesiyle bölgedeki en büyük iki ülke konumunda olduğunu anlatan Şensoy, şunları söyledi: “Şüphesiz Türkiye ve İran hem kendi iç alanında hem de arka plan interlantları itibariyle yumuşak güç kapasitesi bölgedeki en büyük 2 ülkedir. Bu forumda bu kapasitenin gelişmesine katkı yapamaya devam edecektir. Bu yeni küresel trendler ve bölgesel dengeler düzenin de geliştirilen Türkiye-İran stratejik işbirliği din, dil, tarih ve coğrafya söylemlerini karşılıklı bağımlılığa taşıyan bir model ihtiyacını karşılamada örnek teşkil edecektir. Siyasi iradenin içini dolduracak bir yol haritası ve envanter tanımlamasına olan ihtiyaç ivedi ve elzemdir.”

 

ŞENSOY: SİNERJİYİ TAŞIMAMIZ GEREKİYOR

2 ülke işbirliği konusunda bir sıkıntının olmadığını ifade eden Şensoy, bu işbirliğinin içinin doldurulması gerektiğini söyledi. Şensoy, “Bölgede Arap Baharı ile başlayan türbülansta ilan edilmemiş bir süreç derinleşerek devam etmektedir. Bölge ülkeleri arasından ki temelsiz rekabet bu bunalımı derinleştirmekte 20. Yüzyılın başındaki sonuçlarının yaşanma ihtimali her geçen gün kuvvetlendirmektedir. Karşılıklı bağımlılığı derinleştiren ve ulusal önceliklere etki yapan bir politika için Türkiye ve İran var olan sinerjiyi bölgeye taşımalı ve daha fazla inisiyatif almalıdır.” İfade etti.

 

 

“İHTİYAÇ MEDENİYETİN ÜSTADIDIR”

Şensoy konuşmasında şunları dile getirdi: “Bu prensipte yola çıktığımızda liyakat ve eleştirel düşünceyi yücelten bir desteklikle karşılıklı bağımlılığı inşa edebileceğimiz ortadadır. Bugün bu konferansın konusu olan “30-50 Milyar Dolar Ticaret Hacmi İçi Fırsatlar”da vurgulandığı gibi Türkiye ve İran arasındaki hacmin 50 milyar Dolara ulaştırmak hem siyasi krizlerin minimuma hem de karşılıklı oluşturulan bu bağımlılığı için çok büyük bir sinerji kaynağı olacağını da görmemiz gerekiyor. İhtiyaçlarımızı başkalarından karşılamaya devam ettiğimiz müddetçe konuşmaya ve konjoktürel krizlerle yüzleşmeye devam edeceğiz.”

 

 

ŞENSOY: VAN 2 ÜLKE İÇİN ÖNEMLİDİR

Türkiye-İran ilişkilerinde güçlü bir işbirliğinin ihtiyaç olduğunu ifade eden Şensoy, “Bu anlamda da bölgenin taşıdığı şartları da göz önüne alındığında da zamanın daha verimli kullanılması gerektiği ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde karşılıklı bağımlılığı göz önünde bulundurmamız ortadadır. Çünkü Türkiye-İran ekonomileri bir birini tamamlayan özelliklere sahiptir. Van’ın buradaki sınırıyla ve oynayabileceği rolüyle bu konferans ve diğer çalışmalar teyit etmektedir. Önümüzdeki zihinsel eşik karşılıklı bağımlılığı derinleştiren yüksek rekabet ve yüksek işbirliği perspektifidir. Dönem dönem 2 ülke arasında yaşanan söylem bazındaki teknik krizlerin diğer alanlara yansıtılmadan yönetilmesi ve inisiyatiflerin aksamamasıdır. Çünkü umuyoruz ki sağduyu bunu gerektirir.” Dedi.

 

 

ROUHISEFAT: POZİTİF YAKLAŞIM OLMAZSA OLMAZ

IPIS Başkan Yardımcısı Mohsen Rouhısefat da formun İran ve Türkiye arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkileri değerlendirmek için önemli olduğunu söyledi. İran'nın Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelere birçok fırsat tanıdığını belirten Rouhısefat, Türkiye ve İran ilişkilerinin tarihsel geçmişinin göz önüne alınması gerektiğini söyledi. Rouhısefat ilk olarak şunları söyledi: “Başta Türkiye olmak üzere diğer tüm komşu ülkelere İran ilişkilerini geliştirme konusunda fırsat vermesi aynı zamanda İran ile tarihi ve kültürel geçmişi şunu gerektiriyor ki 2 ülke gelecekti ilişkilerini geliştirmek için farklı alanlarda potansiyellerini değerlendirsinler ancak bu iş karşı ülkeye pozitif yaklaşım edinmeden olmaz. Özellikle siyasi makamların bazı yapay terimlerden uzak durması gerekiyor. Bu konuşulan konuşmaların genel halk algısına ne kadar etkili olacağının farkında olmaları gerekiyor.”

 

 

“2 ÜLKENİN BİRÇOK POTANSİYELİNİ KULLANABİLİRİZ”

2 ülkenin potansiyellerinin kullanılabileceğini söyleyen Rouhısefat, “Bunların İran-Türkiye ilişkilerini bilmeleri gerekiyor. 3. Ülkelerle olan ilişkilerde İran-Türkiye ilişkileri arınmalıdır. Buda doğrultul da ortak menfaatlere vurgu yapmak çok etkili olabilir. Orta Doğu’nun sorunlarını çözmek içim bölgesel anlamda 2 ülkenin birçok potansiyelini kullanabiliriz. Sorunlar yaşanan Ortadoğu’nun sorunlarını çözmek için bölgedeki aktörler özellikle Türkiye ve İran’ın diyaloglarının artırılması gerekir. Bölgesel konularda tekelcilik bırakılmalıdır. Aşırıcı karşı çıkmak ve bunlarla mücadele etmekte 2 ülkenin en önemli görevlerinden bir tanesi olmalıdır. Terörizm ve aşırıcılık bölgemiz ve dünyayı en çok tehdit eden sorunlarından bir tanesidir. Buda çok boyutlu ve uzun vadeli çözümler ile bununla mücadele edebiliriz.” Şeklinde konuştu.

 

 

ROUHISEFAT: ÇOK CAZİP BİR PAZARDIR

Rouhısefat konuşmasını şöyle sürdürdü: “Siyasi ilişkilerin yanı sıra ekonomik, kültürel, sanayi, enerji ve aynı zamanda genel diplomasiyi de güçlendirmek 2 ülkenin ilişkilerinin derinleşmesine daha çok yardımcı olacaktır. İran-Türkiye pazarı 2 ülkenin tüccarları için çok cazip bir pazardır. Ancak bu alanda 2 ülkenin çok kapsamlı bir haritasının olmamasından bu anlamda ilişkilerin derinleşmesi adına ihracat ve ithalatta kolaylaştırmak sorunların ortadan kaldırabilir. İran petrol ve enerjide en önemli ülkelerden bir tanesidir. Türkiye ise enerji ve petrolü dışardan karşılayan bir ülkedir. Bu anlamda Türkiye, İran’ın potansiyelini tam anlamıyla kullanamamıştır. Su gibi enerji alanlarında da işbirliğinin artırılması kaçınılmazdır. Aynı zamanda diplomasi konusuna da baktığımızda ilişkiler geliştirilmelidir. 2 ülkenin kültürel etkileşimini ve halkların etkileşimini daha çok artırabiliriz. Bu konuya odaklanmak şu anada var olan olumsuz görüşü ortadan kaldırabilir. Bu konuya dikkat etmek ve halkımızı olumsuz etkilemesi engellenebilir.”

 

 

“2 ÜLKE İÇİN ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR”

Yapılan Türkiye-İran forumunun büyük bir yatırım olduğunu söyleyen Rouhısefat son olarak, “İran’ın 3 tane sınır ili ile Türkiye’nin sınır illerinin ekonomik anlamada insanların ve diğer insanların burada toplanması 2 ülke adına önem arz etmektedir. Önerim şu olacaktır. Biz burada olan insanlarımızı diğer foruma da davet edelim. Aynı zamanda bu şekilde deklarasyonu daha rahat bir şekilde uygulanabilir yapacağız. Son olarak, bu forumu yapan ve emeği geçen herekse çok teşekkür ediyorum.” Dedi.

 

 

TÜRKMENOĞLU: AKTİF OLMASI GEREKİYOR

23. Dönem Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu Türkiye ve İran ilişkilerinin temelinde derin bir imparatorlukların izinin yanı sıra İslam medeniyetinin etkilerinin büyük olduğunu ifade etti. Bu yıl 100 bine yakın İranlı turistin Van'ı ziyaret ettiğini anımsatan Türkmenoğlu, "İki ülkeye sınır olan illerin ticarette daha aktif olması gerekiyor. Sınır illerinin ticaretinin gelişmesi iki ülkenin ticaretini de geliştirir. Bu anlamda bu gibi forumların iki ülkenin ticari, siyasi ve ekonomik ilişkilerinin gelişmesi açısında önemlidir." Dedi.

 

 

DELKHOSH: İKİ ÜLKE DİNAMİK BİR GÜCE SAHİPTİR

İran Ankara Büyükelçiliği Masalahatgüzarı Alireza Delkhosh da iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesini engelleyen bakış açısının zarar verdiğini belirtti. İki ülkenin ortak sınıra ve kültüre sahip omasının önemine değinen Delkhosh, "İki ülkenin güvenlik ve siyasi konularda ortaklık yapması gerekiyor. Özellikle iki ülkenin sınır illeri arasındaki sorunların çözülmesi başlatılan çalışmalar devam edememiştir. İki ülke içten dinamik bir güce sahiptir. Bazı kara bulutlar iki ülke arasındaki ilişkileri bozmaya çalışıyor. İlişkilerdeki zirveyi ve yolu düşünürsek bu kara bulutlar sadece zahmetimizi arttırır. İlişkilerimiz çok güçlü olmalı ve bölgede yaşanan olayların bu ilişkileri zedelemelerine izin vermemeliyiz." diye konuştu.

 

 

BİRDAL: SAĞLAM ARGÜMANLAR VAR

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Orhan Birdal da iki ülkenin köklü medeniyetlere sahip olduğunu ve ilişkileri geliştirmek için de iyi belirtilerin olduğunu anlattı. Birdal şöyle konuştu: “Türkiye ve İran ezeli ve ebedi iki dost ülkedir. Bundan da önemlisi bu iki ülke dünyanın ve Orta Doğu’nun köklü tarihine damga vurmuş medeniyetlerin bugünkü temsilcileridir. Bu tarihsel miras, her iki ülkeye şimdi ve sonrası için tarihsel misyon ve sorumluluklar yüklemektedir. Böyle bir sorumluluk anlayışı içinde ortak değerler ve çıkarların çatısı altında birleşip, bölgede gelişmenin ve kalkınmanın yollarını açmak elbette bize düşmektedir. Bugüne kadar inişli çıkışlı bir grafik izleyen iki ülke ilişkilerinin bundan sonraki dönemde ivme kazanarak devam edeceği yönünde güçlü ve sağlam argümanlar vardır. Bu noktada şunu hatırlara getirmekte de fayda vardır: İki ülke sınırı 1639’dan beri barışın ve sağlam ilişkilerin sembolüdür.”

 

 

BU TOPLANTI VAN’A YAKIŞTI

Van’ın İran’a olan sınırıyla ilgili de konuşan Birdal, “Yaklaşık 560 kilometrelik bu sınırın yaklaşık 300 kilometresi Van ili sınırları içindedir. Bu da bu forumun burada gerçekleştirilmesi açısından anlamlıdır. Van gibi sadece ülkemizin veya bölgenin değil, dünyanın kültürel ve tarihi mirasının çok önemli şehirlerinden birinde gerçekleştirilen böyle bir organizasyon, bölgesel iş birliği imkan kapasite ve kabiliyetlerinin arttırılması açısından önemli bir fırsat sunmaktadır. Van’ın böyle bir iş birliği eğilimine kapı olması, zemin hazırlaması tarihsel misyonuna da yakışmaktadır. Burada bulunan herkese bu vesileyle teşekkürlerimi şimdiden ifade etmek isterim. Buradan çıkacak sonuçların ve alınacak kararların iki ülke ilişkileri açısından hayırlara vesile olmasını temenni ederim.” İfadelerini kullandı.

 

“VAN GÖLÜ 2 ÜLKE İÇİN ÖNEMLİDİR”

Van Gölü’nün 2 ülke için büyük önem taşıdığını söyleyen Birdal şunları ifade etti: “Bazargan/Gürbulak ve Çeşme Saray-Dilucu bölgeleri olmak üzere iki ana sınır noktası üzerinde çalışmanın uygun olduğu görüşü ortaya konmuştur. TCDD tarafından yürütülen çalışmalar tamamlanmıştır. İran tarafının kendi çalışmalarını tamamlamasını beklemekteyiz. Van Gölü Geçişi de iki ülke ticareti açısından önemlidir. Van Gölü feribotlarında yaşanan sorunlar, feribot işletme maliyetlerinin yüksek olması, Elazığ-Tatvan hattının coğrafi ve fiziksel durumu ve bu hat üzerindeki işletmecilikle ilgili problemler nedeniyle İran ve ilerisi ülkelere yapılan taşımalar istenilen seviyede ve kalitede gerçekleştirilememektedir. Bu durum, hem bekleyen yüklerdeki artış sebebiyle tren işletmeciliğimizi olumsuz yönde etkilemekte hem de müşteri taleplerinin yeterince karşılanamaması sonucunu doğurmaktadır.”

 

 

BİRDAL: ÇABA SARF ETMEKTEYİZ

Birdal konuşmasında, “Bununla birlikte ülkemizin İran ve Orta Asya ülkeleriyle ticaretinde önemli bir rolü olan Van Gölü’ndeki seyir süresini 1 saat düşürecek ve taşıma kapasitesini ise 7 kat artıracak 2 adet hızlı ve yüksek kapasiteli (50 vagon kapasiteli) feribot yapımı projesi devam etmektedir. Van gölünde çalışacak 2 adet yeni feribot ile Van-Tatvan arası 49 mil seyahat süresi 4,5 saatten 3,5 saate düşecektir. Feribotların taşıma kapasitesi 4 bin tondur. Yolcu kapasitesi 350’dir. Daha önceki feribotlar 4 adettir. Vagon taşıma kapasitesi 10-12 vagondur. 40 yaşlarındadır. 1. feribot test sürüşleri başarılıdır. Birtakım ekipmanların konulması için yükleniciye teslim edilmiştir. 2. feribot da suya inmiştir. Fakat donanım çalışmaları sürmektedir. İkisini de en kısa zamanda tam randımanla hizmete almak için yoğun çaba sarf etmekteyiz.” Dedi.

 

“YOLCU TRENİ SEFERLERİ HİZMETE KONULACAK”

Yol bakım çalışmaları gibi çalışmalar hakkında da bilgiler veren Birdal son olarak şunları kaydetti: “Elazığ-Van-Kapıköy hattındaki yol bakım çalışmaları gibi nedenlerle Transasya ekspresi ve Van-Tebriz trenlerinin seferleri 01 Ağustos 2015 tarihinden itibaren geçici olarak durdurulmuştur. Transasya ve Van-Tebriz yolcu trenlerinin yeniden sefere konulması da gündemimizdedir. Trenlerin tekrar seferlerine başlatılmasıyla ilgili talebimiz İran Demiryollarına ve İran Demiryollarının yolcu taşıma imtiyazı verdiği RAJA Demiryolu Taşımacılık Şirketine bildirilmiştir. Ancak, talebimize ilişkin bu güne kadar herhangi bir cevap alınamamıştır. Orta Asya’ya yapılacak ihraç taşımalarının İran ile yapılacak “Blok Tren Anlaşması” ile Türkmenistan’ın Aşkabat şehrine yaklaşık 8-10 gün içerisinde ulaştırılabileceği düşünülmektedir. Kapıköy (İran-Türkiye Sınırı)-Tebriz-Tahran-Meşhed-Sarakhs (İran-Türkmenistan Sınırı) demiryolu güzergâhı üzerinde, 926 km’lik Tahran-Meşhed parkuru çift hatlı olarak inşa edilmiştir.”

 

HASDEMİR: DÜNYA BARIŞI İÇİN ÖNEMLİDİR

Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Fatih Hasdemir de İran ve Türkiye arasındaki potansiyelin fazla olduğunu, bu durumun da yoğun çalışmaları beraberinde getirdiğini anlattı. Hasdemir, iki ülkenin ilişkilerinin hem bölge hem de dünya barışı için önemli olduğunu aktardı.

 

TAŞYAPAN: GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ

Van Valisi İbrahim Taşyapan da Türkiye ve İran ülkelerinin coğrafyasının Avrupa kıyılarından Hint Okyanusuna kadar uzanan bir bölgeyi kapsadığını, bu büyük coğrafyanın birçok imkanı beraberinde getirdiğini belirtti. Taşyapan, “2 ülkeden gelen değerli katılımcılar hepinize hoş geldiniz diyorum. Söylenecek sözler epeyce söylendi. Tabi ki yaptıklarımızdan bahsedelim ve geleceğimizi de planlayalım ama en azından formumuzun 3’üncüsünü yapıyoruz. Yaptıklarımızdan bahsedeceksen 3’üncüsünü bugün yapıyoruz. Güzel bir başlangıç ve devam ediyor.” Şeklinde konuştu.

 

“İRAN VE TÜRKİYE KADİM DOST ÜLKELER”

Türkiye ile İran’ın dost ülkeler olduğunu söyleyen Taşyapan şöyle devam etti: “Bunu her zaman söylüyoruz. Coğrafya kaderdir deniliyor. Bu güzel bir sözdür. Hakikatten coğrafyamız kaderimizdir. Bugün Türkiye ve İran ülkelerinin coğrafyası Avrupa kıyılarından Hint Okyanusuna kadar uzanan bir bölgeyi kapsıyor. Sadece 2 ülke. Büyük bir coğrafya ve büyük bir imkanlar barındıran ve büyük medeniyetler barındıran bir coğrafyadır. Dolayısıyla bunların değerini kıymetini bilmek bunları imkana dönüştürmekte bizim görevimizdir. Her cağın üreticileri kendi zamanındaki fırsatları yakalayarak ülkelerine o fırsatı geleceğe taşımak konusunda iyi değerlendirerek bunları geliştirmelidir.”

 

TAŞYAPAN: İRAN’IN YAKIN ŞEHİRLERİ BİZİMDİR

Taşyapan konuşmasının devamında, “Şu anda bu ülkenin üreticileri olarak bunu yapmaktayız. Her ülkenin kendine özgü öncelikleri, avantajları ve dezavantajları var. Bunları bir araya getirdiğimiz zaman buradan iyi bir sinerji çıkması gerekiyor. Bizde bunun için uğraşıyoruz. Vekilimiz biraz önce burada İran’ın şehirlerini sayarken, Sayın Tebriz Vali Yardımcımız söyledi, bu kenardaki şehirlerimizi biz kendimizden saydığımız için onların adını anmıyoruz. Hoy, Tebriz, Urmiye, Erdebil gibi şehirler artık bizim komşu şehirlerimiz. Bizim en yakımız şehirlerimizden daha yakın şehirlerimiz ve kardeşlerimiz. Dolayısıyla sayın vekilimizin İran’da görmediğimiz şehirleri görelim dedi.”

 

“İRAN’IN BÜYÜK İMKANLARI VAR”

İran ile aralarında sıcak ilişkilerin olduğunu kaydeden Taşyapan, “Bu ilişkilerimiz çok güzel bir düzeyde. Dolayısıyla sınır illeri valileri olarak işbirliği toplantılarında bir araya geliyoruz, yollarımızın bağlantılı olması, gümrükle ilgili yaşanan sorunlarda bir araya geliyoruz. Dolayısıyla iyi bir dostluğumuz ve işbirliğimiz var. İran büyük bir ülke ve büyük imkanları var. Türkiye’de aynı zamanda büyük medeniyetler kurmuş bir ülke. Biz bakıldığı zaman Van şehri olarak Türkiye’nin en doğunda gözüküyoruz. Ama önümüzde büyük bir dünya daha açılıyor. Burada en büyük partnerimizdir.” Dedi.

 

“SINIR KAPILARI SAYIMIZ 3 TANEDİR.”

Taşyapan konuşmasında son olarak şunları kaydetti: “Van şehri bugün Türkiye’nin Orta Asya’ya ve oradan da uzak doğuya açılan demiryolunun başlangıcıdır. Hudut kapılarımızın sayıları bugün 3 çıkmıştır. Kapıköy Sınır Kapımızda bu yıllın sonlarına doğru güzel bir gümrük binasıyla ve duble yollarıyla her türlü ulaştırmaya, ticarete, sanayinin gelişmesine her türlü altyapıyı oluşturacaktır. 2 ülke arasındaki gelişmenin olabilmesi için öncelikle kuvvetli bir siyesi irade gerekir ve bunun arkasında da bu kuvvetli siyasinin altını dolduracak çalışmalar yapılması gerekir. Bunları hem sanayiciler hem de bürokratlar yaparlar. Biz burada her iki tarafı bir araya getiriyoruz. Yaptıklarımızı daha iyi bir yere taşıyor olabiliri konuşmak ve bunun üzerinden de dünyanın genel içerisinde 2 ülke nerede duruyor, nasıl bir imkanlar var. Bunları konuşmak için bu forumlar var.”


ŞEHRİVAN GÜNCEL: ÖNDER ALTINAL / MERAL YILDIZ

Editör: TE Bilisim