Bir dönemler et konusunda Türkiye’nin önde gelen kentlerinden birisi olan Van’da tarımsal üretim değerinin yüzde 74’üncü canlı hayvan değeri oluşturmasına rağmen Van son aylarda vatandaş et yiyemeyecek noktaya doğru ilerliyor. Van TSO’nun geçtiğimiz günlerde hazırladığı bir raporda kentin tarımsal üretimde kişi başına canlı hayvan varlığı bakımından ülke ortalamasının oldukça üstünde olduğu yönündeki araştırma sonuçlarına rağmen kent bu yoğunluktan nasibini alamıyor. Zira yıl boyunca hayvan yetiştiren çiftçilerin pahalı yem alıp ucuza elinden çıkardığı büyük ve küçükbaş hayvanlar şu sıralar reyonlarda 40 TL’nin altına düşmüyor. Vatandaşın kırmızı et yeme konusunda iyice zora girdiği şu süreçte gelinen nokta vatandaşın canını sıkarken Küçükbaş Hayvan Varlığı ile Türkiye 'de 1’inci sırada yer alan Van’ın bu durumu tezat oluşturmaya devam ediyor. Zira daha önce defalarca gündem olan konu ile ilgili et üreticileri yüksek yem fiyatlarından yakınırken bu yüksek fiyatları marketlere ve kasaplara bağlamıştı. Kasaplar ise gelinen noktadaki yüksekliği kırmızı etin yeterli olmadığına bağlıyor ve devletin bu konuda adım atmasını bekliyor. Herkesin farklı bir nedene bağladı aşırı yüksek fiyatlar altın ile yarışırken vatandaş şu sıralar kırmızı et değil bol bol beyaz et tüketmeye yöneliyor…

 

NEREYE GİDİYOR BU ET FİYATLAR?

Tarım ve hayvancılık sektörünün çözüm bekleyen sorunları, yem, nakliye ve enerji maliyetlerindeki artış trendiyle birleşerek et ve süt fiyatlarında hissedilir artışlar olarak kendini gösteriyor. Ancak esas sorun süt ve et fiyatlarının yükselmesi değil, ülkemizin tarım ve hayvancılık alanındaki kronikleşen sorunlarının çözümlenememesinden kaynaklandığı söyleniyor. Şehrivan Gazetesi olarak Van’da hizmet veren kasaplarla, bu işin başındakilerle görüştük ve sıkıntının neyden kaynaklandığını sorduk.

 

VATANDAŞ DEĞİL KASAP DA DERTLİ!

Türkiye, tarım ve hayvancılık üretimi alanında önemli bir potansiyelesahip. Ne var ki bugüne kadar bu potansiyeli gerçekleştirecek doğru ve kalıcı politikalar geliştirilip, sistemli bir şekilde uygulanmamış. Ülkemizin tarım ve hayvancılıkta vardığı noktada var olan sorunlar, mevcut yapı içerisinde çözümsüz bir hale dönüşmüş. Bu nedenle de tarım ve hayvancılıkla ilgili kısa vadeli çözümlerin yerine ciddi reformların gerçekleştirilmesi bir zorunluluk halini almış. İnsanlarımızın uygun fiyatlarla süt ve et ürünleri tüketebilmesi, sağlıklı nesillerin yetişebilmesi adına tahıl üretimi, çiftçiler, süt ve et üreticilerinin gerçek anlamda desteklenmesi, ardından süt ve et fiyatlarının normal seviyelere, kalıcı olarak düşürülmesi sağlanmalı. Ekonomideki krizle birlikte Van’da da et fiyatları her gün artarak devam ediyor. Fiyatların yüksek olmasından yakınan vatandaşlar et satın alamadıklarını dile getirirken, kasaplar da satış yapamadıklarından yakınıyor

 

KIRIMIZ ETİN FİYATI 28-30 TL CİVARINDA

Dostlar Kasabı sahibi Kasap Hüseyin kırmız et fiyatının 28 TL olduğunu belirtti. Hüseyin, “Kırmızı et fiyatları 28 TL’den başlıyor. Geçtiğimiz yıllara göre bu fiyat elbette ki yüksek. Ancak şu da bilinmelidir. Eskiden çok fazla ithal et yoktu. Türkiye’de yeteri kadar et vardı, piyasada ki et oranı düştü. Bunun yanı sıra vatandaş eti çok fazla tüketmeye başladı. 28 TL gibi bir fiyat batıya göre çokta yüksek değil. Batıda fiyatlar 35-40-45 TL’ye kadar çıkabiliyor. Biz yine çok yüksek fiyata et satmıyoruz. Ancak bölgenin ekonomik durumu ve vatandaşımızın gelirine baktığımız zaman bu fiyatın düşürülmesi gerekiyor. Bunun içinde sadece kasaplar, kırmızı et üreticileri yeterli değil. Bakanlık bunun için ciddi bir çalışma yürütmesi gerekiyor. Van’da en ideal et fiyatı bana göre 15-18 TL civarında olmalı. Biz eti şu aralar 20-21-22 TL civarında alıyoruz. 27-28 TL civarında ise satıyoruz. Vatandaş fiyatlara pek yaklaşmıyor bizde bu anlamda sorunlar yaşıyoruz.” Dedi. Kasaplarda belirtilen bu fiyatlara rağmen marketlerde et fiyatları çok daha fahiş seviyede seyrediyor. Zira bir çok marketti et fiyatları 40 TL’nin çok üstünde alıcı bekliyor!

 

CİHAN: YÜKSEK FİYAT BEYAZ ETE YÖNLENDİRİYOR

Cihan Et Kasabı sahibi Hamdullah Cihan kırımız etin yüksek olmasından dolayı vatandaşın beyaz ete yöneldiğini ifade etti. Cihan vatandaşın et yememe gibi bir durumu olmadığını, pahalı olmasından dolayı vatandaşın alım gücünün olmadığını belirti. Cihan şu ifadelere yer verdi: “Son yıllarda sürekli et piyasasında bir problem yaşanmasına rağmen kimse ayakları yere basan bir proje ya da vatandaşı bilgilendirici bir açıklama da yapmadı. Bizler kasap olarak bu işin içinde olan insanlar olarak et fiyatlarının alımda ve satımda daha uygun olmasını ve satışların yükselmesini vatandaşında kırmızı eti gönlünce tüketmesinden yanayız. Her geçen gün vatandaşımızın alım gücü düştü. Bugün vatandaş kırmızı eti sevmediğinden değil pahalı olmasından dolayı satın alamıyor tüketemiyor. Vatandaşların tercihi olan beyaz etin kilosu ise 7-8 TL civarında. Vatandaşımız kırmızı etteki boşluğunu beyaz et yani genelde kilosu 7 TL civarında olan tavuk eti ile doldurmaya çalışıyor.”

 

“ARTIŞIN ÖNÜNE GEÇTİK AMA…”

Her gün artan et fiyatlarının gidişatını Et ve Süt Kurumu Piyasa İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı ile yaptığımız görüşmede et fiyatlarındaki artışın önüne geçmek için ithalatı arttırdıklarını belirterek, 2015 yılına göre düşüşü yakaladıklarını söylediler. Yılbaşından sonra artışın hızını azda olsa kestiklerini ifade ettiler.

 

ORTADA BİR ÇELİŞKİ VAR!

Büyükbaşta yeteri kadar hayvan olmamasıyla birlikte küçükbaş hayvancılıkta lider olan Van’ın durumu ise ister istemez kafaları karıştırıyor. Zira Türkiye’deki diğer tarım ve hayvancılık kentleri ile birlikte Van küçükbaş hayvancılıkta açık ara zirvede yer alıyor. Çünkü büyükbaş hayvan sayısı 2014 yılı itibariyle 164 binin üzerinde olan Van’da, küçük baş hayvan sayısı ise tamı tamına 2 milyon 691 bin 934! Yani Van’ın bu durumda kırmızı hayvan üreticiliğindeki zirveyi kırmızı etin piyasaya sürülmesi hatta ülke geneline pazarlama konusunda da zirvede yer alması gerekiyor. Fakat buna rağmen et piyasasındaki istikrarsızlık sürüyor. Çiftcinin ucuza sattığı küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar marketlerde çok düzensiz ve yüksek fiyatlarla alıcı buluyor. Et üreticileri bu durumdan şikayet ederken, aynı zamanda emeğin karşılık bulmadığından yakınıyor. Eski günlerini mumla arayan Et ve Süt kurumunun Van’da son yıllarda tempoyu düşürmesi de bu konuda etkili olurken kırmızı et konusunda köklü bir düzenleme ve denetimin gerekliliği bir kez daha ortaya çıkıyor. Zira hiçbir tarafın kazanmadığı et piyasasında vatandaş kırmızı et yiyemeyecek, üretici ise kar etmeyip pes edecek noktaya geldi…

 

FİYATLARIN AŞIRI YÜKSELMEMESİ İÇİN ACİLEN VE ÖNCELİKLİ OLARAK NELER YAPILMALI?

Kısa vadeli, sonuçları tam kestirilemeyen ve plansız adımlarla ülkemiz tarım ve hayvancılığını bir serüvene sürüklemek yerine, aşağıda sıralanan başlıklarla belirtilen konularda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca gerekli reformların gerçekleştirilmesi gereklidir. Bu reformlarla hem tüketicilerin mutfak masrafları azaltılabileceği gibi, hem de tüketim arttırılarak, enflasyonun düşürülmesi ve üretimin desteklenmesi anlamında da olumlu adımlar atılmış olunacaktır.

 

TAHIL DESTEKLEME

Ülkemizde süt ve et fiyatlarının yükselmesinin en önemli nedeni yem üretiminde kullanılan tahıllar ve yağ bitkilerinde yaşanan maliyet sıkıntısıdır.

 

1. Maalesef tahıl üretimi için çiftçilere verilen destekler yeterli düzeyde değildir.

2. Bu nedenle yem sanayii ve besicilerin ihtiyacına cevap verecek tahıl üretimi gerçekleştirilememektedir.

3. Verilen destekler hasattan sonra değil ekimden önce açıklanmalıdır.

4. Bölgelerde göre hangi üründen verim alınacaksa o ürünler desteklenmelidir.

5. Tüm tahılların ithalatı serbest olmalı ve serbest piyasa fiyatı ile destekleme fiyatı arasındaki fark çiftçimize direkt ödenmelidir. Böylelikle süt, et, tavuk, yumurta gibi proteinlerin maliyetleri yükselmeyecektir.

Direkt ödemeler yetersiz olduğundan dolayı, yüksek tutulan gümrük vergileri nedeniyle tahıl ithalatı ülkemizde çok kısıtlı miktarda ve yüksek maliyetle yapılabilmektedir. Dolayısıyla iç pazarda oluşan yoğun talep, tahıl fiyatlarını suni olarak artırmakta ve başta tüm temel proteinlerin üretim maliyetlerine negatif etki etmektedir.

 

SÜT TOZU İTHALATINA MÜSAADE EDİLMEMELİ!

Zaten arz talep ilişkisi ancak dengelenen süt sektöründe, süt tozu ithalatı nedeniyle fiyatlar ciddi olarak düşebilmekte ve bu noktada süt hayvanlarının kesime gönderilmesi, buzağı popülasyonunu etkilemekte ve et fiyatlarının önce suni olarak düşmesine sonra da çok yükselmesine sebebiyet vermektedir.

 

DAMIZLIK SIĞIR İTHALATI CAZİP HALE GETİRİLMELİ

 

Hayvan sayısının azalması ve hayvan başına düşen verimin yükselmeyişi süt ve et fiyatlarını yükseltmektedir. Türkiye’deki süt üretiminin arttırılması verimli damızlık popülasyonunun artışı ile mümkün olabilecek, süt ve et fiyatlarının aşırı yükselmesi engellenerek, fiyatlar dengede tutulabilecektir.

 

KAYIT DIŞI VE HAKSIZ REKABET ENGELLENMELİ

 

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, büyükbaş hayvanların %30 ila 35’nin ve küçükbaş hayvanların %65 ila 70’nin gayri resmi olarak kesildiğini tahmin etmektedir. Kaçak hayvan ve et giriş çıkışı, satışı ile birlikte oluşan tabloda, kayıt altında çalışan işletmeler için haksız rekabet ortamı yaratılmakta ve denetimsizlik kayıt dışını teşvik etmektedir.

 

VETERİNERLİK HİZMETLERİ GELİŞTİRİLMELİ

 

Türkiye’deki hayvan mevcudu koruma altına alınmalıdır. Kaçak hayvan hareketleri ile hayvan hastalıkları kolayca yayılmakta, hastalıklar nedeni ile hayvan popülasyonu azalmakta veya verim düşüklüğü gündeme gelmektedir. Geliştirilecek veterinerlik hizmetleri ile hayvan sağlığı, bulaşıcı hastalık riski gibi konularda olumlu ilerlemeler kaydedilmeli, hayvan varlığı ve verimi güvence altına alınabilmelidir.


ŞEHRİVAN GÜNCEL: MERAL YILDIZ – ÖZEL HABER

Editör: TE Bilisim