Hüsnü M. Özyeğin Vakfı’nın organize ettiği ve Doğu Anadolu Projesi (DAP) Başkanı Adnan Demir, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) Planlama Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay, üniversite öğretim üyeleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, Hüsnü M. Özyeğin Vakfı proje koordinatörleri, Van, Bitlis ve Tatvan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri, çiftçiler ve sektör temsilcilerinin katıldığı çalıştay programı 2 gün sürdü. Yaklaşık 20 kişiden oluşan heyet ilk olarak Kavar Havzası’nda yer alan Kolbaşı ve Yassıca köylerinde incelemelerde bulundu. Proje kapsamında kadınların üretim süreçlerinde daha aktif rol almasını sağlamak amacıyla yalnızca kadınların yer aldığı arı yetiştiriciliği, el sanatları, çiçek yetiştiriciliğindeki çalışmalar değerlendirildi. Japonya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin yaptırdığı köy evinde bir araya gelen heyete Bolalan, Dibekli, Yassıca, Kolbaşı köylerinde devam eden proje hakkında koordinatörler Murat Bayramoğlu, Nurcan Baysal ve Kemal Uyanık tarafından bilgi verildi. Kadın çiftçilerin de katıldığı bilgilendirme toplantısında Kavar Kırsal Kalkınma Projesi’ne devam etmesi için kamu ve özel sektörün desteği tartışıldı. Akşam geç saatlere kadar köyde gözlemlerini sürdüren heyet daha sonra Tatvan ilçe merkezinde iki ayrı değerlendirme çalıştayı yaptı.

 

Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şemsa Özar’ın moderatörlüğünde gerçekleşen çalıştayda, Kavar Havzası’nda 5 yıldır uygulanmakta olan projenin devamı için Hüsnü M. Özyeğin Vakfı ve kamunun desteğinin devamının sağlanması gibi kırsal politika önerileri tartışıldı. Kavar Kırsal Kalkınma Projesi’ne beş yıllık dönemde toplamda 4 milyon 321 bin TL harcama yapıldı. Bu harcamaların 1 milyon 712 bin TL’si M. Hüsnü M. Özyeğin Vakfı, 1 milyon 397 bin TL’si kamu kuruluşları, 1 milyon 211 bin TL ise Kavar Havzası’nda yer alan çiftçiler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları tarafından sağlandı.

 

DAP DESTEĞİYLE ERZURUM, ELAZIĞ VE BİTLİS’TE ÇİFTÇİ EĞİTİM MERKEZLERİ KURULACAK

 

Çalıştayda konuşan Doğu Anadolu Projesi (DAP) Başkanı Adnan Demir, Kavar Havzası Projesi’nin sivil inisiyatif ve yerelin sahiplenmesinin önemli olduğuna vurgu yaptı. Hüsnü M. Özyeğin Vakfı’nın farkındalık oluşturmasının önemine de değinen Demir, “Proje ilk aşamasını tamamlamış. Bundan sonrasında şuna bakmak gerekir, bu havza hangi misyonu üstlenmelidir? Hangi yönüyle öne çıkmalıdır? Hangi potansiyellerin harekete geçirilmesi gerekir? Bunu destekleyecek altyapı kapasitesi ve gerekli yatırımlar nelerdir? DAP bu konuda üniversitelere yıllık 5.8 milyon TL destek veriyor. DAP desteğiyle Erzurum, Elazığ ve Van’da çiftçi eğitim merkezleri kurulacak. 7 ildeki üniversitelere ahır yapımı, hayvan alımı gibi konularda destek veriliyor. Bölgede para problem değil, yeter ki bir şey yapmaya istekli insanlar olsun. Yaygınlaştırma sürecinde öncelikle bir planlama yapılmalı. O plan kapsamında kamunun yapacakları da belirli olacaktır. DAP ihtiyaç analizi ve planlama sürecinde hizmet alımı yapabilir. Sonrasında iş akışı, bütçe planı, sorumluluk dağılımı belirlenir. Uygulayıcı kurum belirlenir. Yerel düzeyde bir yürütme ve yönlendirme komitesi oluşturulur. Bu alanda uzman bir firmanın da danışmanlık vermesi gerekir. Eğer planlama ve uygulama süreçlerini yürütecek ve yerelde çalışacak kurumlar olursa DAP destekler. Yaygınlaştırma konusunda IPARD - LEADER programı etkili olacaktır” dedi.

 

DAKA, KAVAR HAVZASI PROJESİNE DESTEK SAĞLADI

 

DAKA Yönetim Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay da, çalıştayda yaptığı değerlendirme konuşmasında, Kavar Havzası’ndaki çalışmaların kalkınmaya olan etkileri ve oluşturacağı çarpan etkileri bakımından önemli olduğuna vurgu yaptı. DAKA’nın ‘Kırsalda Umut Var’ projesinin TRB2 bölgesinde uygulanması için destek sağladığını anımsatan Çakay, “Buradaki çalışmalar kalkınmaya olan etkileri ve oluşturacağı çarpan etkileri bakımından önemli. Bu projeden alınacak dersler, bundan sonrası nasıl planlanabilir. Bu proje bölgemizin önemli olduğu için DAKA bu süreci destekledi. Kavar projesi mikro bir kalkınma programı olarak değerlendirilebilir. Buradan çıkarılacak dersler çok önemli. Gençlerin kalkınma süreçlerine katılmaları çok önemli. Vakfın bu süreci desteklemesi de önemli. DAKA bu örneği yaygınlaştırabilir. Hedef topyekun kalkınmayı sağlamaktır. Bu kapsamda da Kavar, bir başarı öyküsüdür ve önemli bir örnek oluşturmaktadır” dedi.

 

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk ise, “Türkiye’de şu an 8 bin tarımsal kalkınma kooperatifi var. Bunların yüzde 10’u, yüzde 50 kapasiteyle çalışsa kırsal kalkınır. Kadın kooperatifleri yerine kooperatiflerde kadını tartışmamız lazım. Proje kapsamında bir çiftçi eğitim merkezi kurulması ve bu merkezin kamu ile iletişimde olması iyi olur. Pazarlama konusunda sürdürülebilirliği sağlamak için kamunun Tatvan özelinde bir girişim oluşturması gerekir” dedi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Van İl Müdürlüğü’nde görevli Ziraat Mühendisi Yusuf Taşkın da, “Üretimi arttırmak yetmez, verimliliği arttırmak gerekir. Vakıf çekilirken yerelde etkin bir insan kaynağı bırakması gerekir. Örneğin köy koordinatörleri gibi. Projenin kapsamının insan kaynağı, bütçe gibi konularda yerel tarafından da hayal edilebilir olması lazım” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Sektör Yöneticisi Leyla Alma da, “Türkiye’deki gıda, hayvancılık ve tarım alanlarında Avrupa Birliği standartlarına ulaşmak hedefleniyor. IPARD uygulaması diğer AB projelerinden biraz farklı. Tüm yetkiler Tarım Bakanlığı’na devredilmiş durumda. Ama bu süreçte gecikmeler yaşandı ve doğrudan kırsala yönelik desteklemeler henüz başlayamadı (devir yetki henüz gerçekleşemedi). 2014 sonuna kadar başlaması planlanıyor. Her il için bir koordinatör olacak, yerel planlamalar ve stratejiler oluşturulacak. Amaç talebin yerelden gelmesi ve ihtiyacın yerelde belirlenmesi. Bu yerel stratejiler arasında da bir işbirliği olması bekleniyor. Kavar modeli, kırsal destekler hayata geçirilmeye başlandığı zaman çok önemli olacaktır” dedi.

 

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Temsilcisi Ülker Şener ise, “Kamunun baştan itibaren projenin içinde olmaması, sonradan dahil edilmesi projenin güçlü yanlarından birisi. Türkiye’deki kooperatiflerin çoğunun problemi kamuya bağımlı olmaları. Türkiye’nin kırsalı çok homojen, o yüzden bu proje her yere yaygınlaştırılamaz ama belli bölgelerde uygulanabilir. Bu da bölgesel arası farklılıkları iyi analiz etmeyi gerektiriyor. Devlet kırsal kalkınmayı ekonomik anlamda ele alıyor. Bu projenin önemli farklılıklarından biri de sosyal kapasitenin güçlendirilmesine önem verilmesi” şeklinde konuştu.

Hüsnü M. Özyeğin Vakfı ve Kavar Proje Koordinatörü Murat Bayramoğlu ise, “Kalkınma ve kamu yan yana getirildiğinde aşılmaya çalışılan ama hala çok çaba gerektiren bir alan demokrasi. Kalkınma çalışmaları demokratikleştirilmediği sürece, ne kadar çaba harcansa da bir yerde tıkanıyor. Demokratik mekanizmalar kurulmalı ve güçlendirilmeli. Desteği sağlayan ve alanlar arasında eşit ilişki kurulması önemli” dedi. 

 

Editör: TE Bilisim