ŞEHRİVAN ÖZEL: ÖMER FARUK TOKTAŞ- 7 bin yıldan daha eski bir tarihe sahip Van şehrinde Urartular ve daha nice medeniyetlerin devasa eserleri, kalıntıları ve buluntuları gün yüzüne çıkarılıyor. Kentte son dönemlerde yapılna arkeolojik kazılarda her geçen gün yeni zenginliklere ulaşılıyor. 7 bin yıldan uzun bir tarihte bir çok medeniyete başkentlik yapan Van’da sayısız zenginlik bulunmasına karşın başta Urartu olmak üzere bir çok zenginlik konusunda sahiplenme duygusu bir türlü oluşmuyor. Aynı sitem, 20 yılı aşkın bir süredir Van’da Urartular’ın izini süren İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Konyar tarafından bir kez daha dile getirildi.

Son dönemlerde UNESCO dünya miras listesi aday listesine giren eserleri, tarihi ve kültürel alanları ve daha bir çok güzelliği ile çokça ziyaret edilen illerden birisi olan Van, buna rağmen tarihi sahiplenme konusunda eksik kalmaya devam ediyor. 7 bin yıldan daha uzun bir geçmişe sahip olan kentte son dönemlerde çok önemli kazılar, araştırmalar ve çalışmalar yapılsa da Van kenti bu çalışmalarda beklenen sahiplenmeli göstermiyor. Özellikle Van’daki en önemli medeniyetlerden birisi Urartular konusunda elde edilen zenginliğe rağmen Van bu anlamda eksik kalıyor. En son Dünyanın En Büyük Urartu Müzesi ünvanı ile açılan Van Müzesi ile bu anlamdaki büyük bir eksiklik kapanmasına rağmen daha nice eser kente ve kentin turizmine kazandırılmayı beklerken, bu çalışmaların en önemli isimlerinden birisi olan, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Konyar dünden bugüne Urartu’ların izindeki çalışmaları Şehrivan’a değerlendirdi. Van’daki kazılardan, ortaya çıkarılan tarihe kadar bir çok konuya değerlendiren Konyar, bu noktada Van’ın sahiplenme eksikliğine de değindi. Van’nı yeni müzesinin büyük bir açığı kapatmasına rağmen Van’da daha büyük bir sahiplenme olması gerektiğini kaydeden Konyar, Van’ın tarihi dokusuna sahip çıkmadığı eleştirisini yaptı.

VAN’IN URARTU GİBİ BİR ZENGİNLİĞİ VAR!

Görkemli yapısı, tarihi eserleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken Van Kalesi'nde kazı çalışmaları sürüyor. Eski Van Şehri, kalesi ve höyüğünde 2010 yılından bu yana yapılan kazı çalışmaları, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında Türkiye'nin birçok üniversitesinden, alanında uzman birçok kişinin katılımıyla devam ediyor. Urartu Kralı 1. Sardur'un M.Ö. 840-825 yıllarında Van Gölü kıyısına inşa ettirdiği ve Urartular'ın 250 yıllık hâkimiyetinin izlerini taşıyan Van Kalesi’nin köklü tarihi her geçen gün yeni bulgular ve tespitlerle daha da zenginleşiyor. Kalede kazılar, yeni buluntular, tarihi ve kültürel zenginlikler çıkmaya devam ettikçe Van’ın bu anlamdaki zenginliği de artıyor. Tüm bu çalışmaları aralıksız sürdüren Konyar ve ekibi ise çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Son dönemlerde bir çok ilk ile gündeme gelen Konyar ve ekibi son dönem kazılarını ve Van’a dair bir çok konuda Şehrivan’a özel açıklamalarda bulundu. 10 yıl gibi bir süredir Van Kalesi’nde sürdürülen çalışmalara liderlik eden Konyar çalışmaların başladığı ilk günlerden bu yana elde etmiş oldukları gelişmelere, Van’ın tarihi ve kültürel değerlerine neden sahip çıkmadığına ve Urartu Tarihi’nin Van için ne denli önem arz ettiğine dair birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.

10 YILDA BÜYÜK İŞLER YAPILDI!

Tüm teknik imkânları kullanarak 10 yıllık bir süredir Urartu medeniyetine dair Van’da yer alan tarihi değerleri gün yüzüne çıkarmak için çalıştıklarını belirten Konyar “2010 yılında bu alanı kazmaya başladık. Aslında 3 ayrı sektörden oluşuyor bu kazılar. Eski Van Şehri, Van Kalesi siteleri ve Van Kalesi Höyüğü. Eski Van’da ki Türkistan bölümüne çalıştık. Yaklaşık 800 yıllık Selçuklu, Osmanlı, Akkoyunlu dönemi mimarlık eserlerine çalışıyorduk. DAP ve DAKA destekli daha sonra imitasyon ve restorasyon yapılarak ayağa kaldırılacak bir sistem kurduk. Yine proje çerçevesinde biz bir animasyon çalışması da yaptık. Fakat Eski Van’ın şöyle bir sorunu var, 47 hektarlık bir alan hepsini kazmak hepsini ortaya çıkarmak hem arkeoloji bilimi hem de diğer fiziki koşullar ile çok mümkün olmuyor.”

EN UFAK TAŞ BİLE BELGELENDİ

“Yaklaşık 100 yıldır bu alanda kazı çalışması yapılıyordu fakat belgeme ve kayıt noktasında birçok sorun mevcuttu. Biz bu 10 yıllık süreçte Van Kalesi’nin, yaklaşık her bir taşının belgelemesini yaptık. Drone teknolojisi ve yanında birçok yöntem kullanıyoruz. Bütün yeni dijital sistemleri kullanarak o alanı planlıyoruz. Şuan Van Kalesi’nin tamamının 3 boyutlu modellemesi yapılıyor. Yaklaşık bir haftadır 3 drone ile birlikte modelleme yapıyoruz bitince gayet güzel olacak. Kalenin bütün detaylarını göreceksiniz ama siz de takdir edersiniz ki kale çok büyük. Şuan ki mevcut lojistik imkânlarda kalenin tümünü ortaya çıkarmak mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

“TARİHİ DOKUYA ZARAR VERMEDEN AYAKTA TUTUYORUZ”

Yeni ortaya çıkan yerleşim yerlerini tarihi dokusuna zarar vermeden ayakta tutmaya çalıştıklarını belirten Konyar sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Burada model olarak üretilen aslında Van Kalesi Höyüğüydü, burada çok steril, homojen aynı mimari yapıyı yansıtan bir kent planımız vardı. Burada yaklaşık 1500-2000 m2 bir alanda Urartu yapılarını ortaya çıkardık farklı olan şuydu; Biz sivil bir mimari bekliyorduk aslında ama hep kamusal alanlar olduğunu gördük. Saray kısmına hizmet eden belki kâtiplerin, belki yüksek aristokratların, devlet büyüklerinin yaşadığı bir alan formatı gördük. İçindeki tasarımın çok standart ve birbirini tekrarlayan bir tasarım olduğunu gördük. Bu da Urartu’nun karakteristik yapısını bize yansıtıyor. Urartuların yapı tasarımları önceden karar verilmiş ve her yerde aynı şekilde kullanılmıştır. Eski TOKİ projeleri gibi görüyorum. Bütün mimari yapılar, kullandığı kerpiç modelleri olarak, hepsini aynı şekilde kullanıyor aynı yapı tipleri oluşturuyor.”

TOPRAK ALTINDAKİ YAPILAR GÖRÜNÜR HALE GELDİ

“Biz şöyle bir proje geliştirdik; zaten planları mimarisi, dokusu hepsi vardı biz yine Kültür Bakanlığı tarafından verilen izinler içerisinde tekrar pasif koruma yöntemleri kullanarak görünür hale getirdik. Çünkü kerpiç çok kötü bir yapı malzemesi kullanımından 2 yıl sonra yapı kaybolmaya başlıyor. Ama bugün gördüğünüz mimari sürekli yenilenecek koruma önlemlerini devam ettireceğiz. Bizim projemiz bir Vanlının, bir turistin buraya girdikten sonra yaklaşık 1500 m2 bir alanda bütün Urartu mimarisini algılaması. 3000 Bin yıl öncesinde bu insanların nasıl evlerde yaşadıklarını öğrenmeleri.”

BURADA 7000 YILLIK BİR TARİH YATIYOR

Van Kalesi’nin Urartu tarihi anlamında köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirten Konyar “Son 10 yılda yaptığımız kazılar sayesinde Urartu tarihi noktasında da çok yeni şeyler katıyoruz. Çünkü biz kaleyi değil höyük kazıyoruz burada 7000 yıllık bir yerleşme süreci yerleşme tarihi var. Bu 7000 yılın sürecini başka hiçbir yerde göremezsiniz. Yani bunu Ayanıs Kalesinde, Toprak Kalede veya Çavuştepe de göremezsiniz burada o insanların hikâyesini tarihini formasyonunu, değişimini izleyebiliyoruz. Burada bize materyal kültür anlamında çok şey veriyor ama bizim kaygımız; Urartu nasıl kuruldu, nasıl yıkıldı, onlardan sonra bu bölgeye kim hâkim oldu. Bu kurguların büyük bir kısmı bugün büyük bir oranda tarafımızdan çözülmeye çalışılıyor tabii ki tartışmaya açık bir şekilde çalışılıyor.” Diye ekledi.

KONYAR: BU KENTİN TARİHİ DOKUSUNA SAHİP ÇIKILMIYOR!

Birçok kez Van’ın sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimlerinin kentin tarihi ve kültürel dokusuna sahip çıkmadığını dile getirdiklerini belirten Konyar “Kent belleği dediğimiz unsur Van’da yok. 7000 Yıllık bir tarihin üzerinde yaşanıyor ama ne yazık ki kentin hiçbir yerinde bu kültürü fazla göremiyorsunuz. Bizim bu noktada çok fazla ürettiğimiz projeler var. Arkeopark projeleri üretmek istiyoruz. Van’ın bu 7000 yıllık sürecinde hem mimari hem de insani açıdan nasıl bir hikâye yaşadığını hepsini ortaya koymak ve tartışmak istiyoruz. Bu kentin belki biraz talihsizliği o noktada. Belki Van’a da özgü değil bu süreci yakalamak arkeolog olarak bir kültür tarihçisi olarak kentin bütün tarihlerini sivil toplum örgütlerine ben her seferinde bütün riski göz önüne alarak hep konuşurum. ‘Siz hiçbir zaman görevlerinizi yerine getirmiyorsunuz. Bu kentin tarihine kültürel dokusuna hiçbir zaman sahip çıkmadınız korumuyorsunuz.’ Diyorum. Bunun nedenlerini algılamak benim için çok güç.”

VAN’DA O FARKINDALIK BİR TÜRLÜ OLUŞMUYOR!

“Ben kendim 1967 yılından beri İstanbul Üniversitesi adına çalıştığımız binada onu yaşayabiliyoruz. Hayatımızın her yerine Urartu girmiş durumda ama burada 7000 yıllık bir süreç var ama mahallenin şu tarafında ki farkındalık çok tartışılır. Bunu beceremiyoruz. Bunlar yerel yönetimlerin derdi, yerel yönetimlerin kültürel yapıya sahip çıkması gerekiyor. Van’da böyle bir sorun var. Bu sorun nasıl aşılır bilmiyorum. Bu durum siyaset üstü bir durum. Her gelen aynı şekilde bu konu hakkında bir adım atmıyor. Bunu çözmek ömrümüzü alır gibi geliyor. Yapabilir miyiz bilmiyorum fakat biz o noktada bütün gayretimizi gösteriyoruz. Yaptığımız her şey Van için. Ben 26 yıldır burada çalışıyorum ilk 17 yaşında buraya geldim ilk çalışmalarımı burada yaptım. Bu şehri sahiplenmek istiyoruz fakat kentinde bu noktada bize çok sahip çıkması gerekiyor.” Şeklinde konuştu.

“ÇOK GÜZEL BİR MÜZE OLDU”

7 yıllık bir aranın ardından açılışı geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Van Urartu Müzesi hakkında da konuşan Konyar “Bence çok güzel bir müze oldu. 7 Yılın hakkını verdi diyebilirim. Bazen istenmeyen nedenlerden dolayı süreç uzayabiliyor. Fakat açılışı yapıldı ve aslında çok güzel bir müze oldu. Umarım ufak tefek bazı eksiklikleri de giderilir. Bence şuan da bu noktada Türkiye’de açılan nadir müzelerden biri oldu. Çünkü eser kapasitesi çok iyi. Urartu’nun çok zengin bir eser kapasitesi vardı çok iyi sergilenmiş. Sadece Urartu değil orada neotik dönemden 10.000 yıllık bir tarih var. Urartu müzesi diyoruz ama Urartu döneminden çok önce başlayan bir süreç var o müzede. Her anlamda çok örnek bir müze olduğunu düşünüyorum.” dedi.

“KAZILARIN SONLANDIRILDIĞI HABERLERİ MANİPÜLASYONDUR”

Son zamanlarda Van Valiliği’nin kazıları sonlandırdığına dair basında yer alan haberlere değinen Konyar bunların bir manipülasyon olduğunu belirterek “Dediğim gibi bizim kazılarımız devam ediyor. Son süreçte Valilik noktasında kazıların sonlandırıldığına dair söylemler oluştu. Bu bir manipülasyon gibi geliyor. Biz tamamen Kültür Bakanlığına bağlı bir ekibiz. Valiliklerin öyle bir yetkisi yok. Sadece koordinasyon eksikliğinden dolayı bazı lojistik malzemelerimiz alındı onların geri verileceğini düşünüyorum. O nokta da Sayın Valimiz defalarca buraya gelip ziyaret etti onun iyi niyetini bize nasıl baktığını görebiliyorduk.” İfadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim