Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokolle yaklaşık 3 ay önce Türkiye'deki 6 hastanede hayata geçirilen "manevi destek" uygulaması Erzurum'da olumlu sonuçlar verdi. Erzurum Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Erdoğan, "Bu çalışma, hastalara, hasta yakınlarına ama en az o kadar önemli olan kendi çalışanlarımıza manevi anlamda inanılmaz destek oldu.” Dedi.
Sağlık Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokolle Türkiye'deki 6 hastanede hayata geçirilen "manevi destek" uygulamasının, Erzurum'da olumlu sonuçlar verdiği bildirildi. Türkiye genelindeki 6 ilde yaklaşık 3 ay önce hayata geçirilen "manevi destek" pilot uygulamasıyla başta hayati risk taşıyan sağlık sorunlarıyla mücadele edenler olmak üzere talep eden hasta, hasta yakını ve sağlık personeline, sabır, tefekkür, dua pratiği, kader anlayışı ve inancı gibi dinsel temalar içeren destek sağlanmaya başlandı. Uygulamanın yapıldığı Erzurum Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi'nde de din görevlileri Yasemin Algın ve Ömer Kızılırmak, oluşturulan "manevi destek biriminde", talep eden hasta, hasta yakını ve sağlık çalışanlarına yardımcı olmaya çalışıyor.
"UYGULAMANIN NE KADAR DOĞRU OLDUĞUNU GÖRDÜK"
Erzurum Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Fazlı Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, henüz birkaç aydır süren uygulamada aldıkları sonuçlardan çok memnun olduklarını ifade etti. Projede ortaya çıkan sonucun, "uygulamanın ne kadar doğru olduğunu" gösterdiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu çalışma, hastalara, hasta yakınlarına ama en az o kadar önemli olan kendi çalışanlarımıza manevi anlamda inanılmaz destek oldu. Biliyoruz ki hastaneler, insanların rahatsızlandıkları dönemlerde, manevi açıdan kendilerini çok desteğe muhtaç hissettikleri yerlerdir. Hastalıklar, bizim zaman zaman zafiyetimizi ortaya koyan, kendimizi zayıf, güçsüz hissetmemizi sağlayan durumlardır. Bu tür durumlarda manevi destek sağlayan birimlerin olması, hastalarımızı ve çalışanlarımızı son derece mutlu ediyor."
Erdoğan, projenin henüz çok yeni bir uygulama olmakla birlikte hem hastalar hem hasta yakınları hem de sağlık çalışanlarındaki memnuniyetle olumlu sonuçlarını görmenin mümkün olduğunu ifade ederek, "İnşallah bu uygulama, bundan sonra da hastalara, yakınlarına ve çalışanlarımıza çok daha yüksek bir moral motivasyon kaynağı olacak" dedi.
ÖZEL EĞİTİM ALDILAR
Projede görev yapan din görevlisi Ömer Kızılırmak ise bu alanda çalışmadan önce konuyla ilgili Ankara'da özel eğitim aldıklarını söyledi. Erkek hasta, hasta yakını ve personeliyle kendisinin, kadın hasta ve hasta yakınlarıyla ise birlikte görev yaptığı kadın din görevlisi Yasemin Algın'ın ilgilendiğini dile getiren Kızılırmak, haftada 4 gün süreyle hastanede görev yaptıklarını ve talep eden hasta, hasta yakını ve sağlık çalışanlarıyla görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Hasta mahremiyetine çok önem verdiklerini ve tüm görüşmelerin bu hassasiyetle gerçekleştiğini ifade eden Kızılırmak, "manevi destek" uygulamasını şu örneklerle anlattı: "Bir kanser hastası vardı ve tedaviyi kabul etmiyordu. Bizden talep edildi ve hastayla görüştük. Görüşmede, 'bu vücudun kendisine emanet olarak verildiğini, dolayısıyla bu emanete iyi bakması ve sabırla tevekkülle hareket etmesi gerektiğini' anlatarak tedavi almasında yardımcı olduk. Bu hastamız bu görüşme sonrası tedaviyi kabul etti. Bazı hastalarımız var; bize 'ben dinimi dört dörtlük yaşıyorum, hatta sigara bile içmiyorum. Bu hastalık niye beni buldu' diye düşünebiliyor. Bunlara işte manevi destek vererek, dini motiflerle bu hastalığın kendisini bulmasındaki sebepleri anlatarak ve sabrettiği takdirde bunun kendisi için daha kazançlı olacağını onlara ifade ediyoruz. Bunun farkına varmasını sağlayarak tedaviye yardımcı oluyoruz."
Kızılırmak, hastanedeki görevinin başlangıcından bu yana görüştüğü herkesten olumlu sonuçlar aldıklarını belirterek, "Aslında maneviyat hepsinde var. Biz sadece kıvılcımı ateşe dönüştürüyoruz. O şekilde hareket ediyoruz. Manevi tedavinden sonra herkes teşekkür ederek, memnun olarak ayrılıyor" dedi.
