Van ve bölge gençliğinin sorunlarını ve çözümlerini hedefleyen Van Gençlik Çalıştayı zirve programında konuşan AK Parti Van Milletvekili ve MKYK üyesi Osman Nuri Gülaçar gençlikle ilgili önemli mesajlar verdi. Konuşmasına organizasyonda emeği geçenlere teşekkürlerini sunarak başlayan Gülaçar, “Van Gençlik Çalıştayı adı altında birbirinden kıymetli kurum ve kuruluşların, yine birbirinden kıymetli gençlerle birlikte gençlerin sorunlarını gündemine aldığı uzun bir çalışmanın sonucunda, bugün güzel bir final yapmak için toplanmış bulunmaktayız. Eğitim, aile, göç, kalkınma, istihdam gibi ülkemizin, hatta dünyanın çokça tartıştığı, kıymetli ve bir o kadar da netameli konu başlıkları üzerinde gençlerle el ele vererek kafa yormaya, sorun alanlarını belirlemeye ve çözümler üretmeye yönelik böylesi bir çalışmadan dolayı emeği geçen kurum ve kuruluşlara ve siz değerli gençlere teşekkürü bir borç biliyorum. Çalıştay vesilesiyle şehrimize teşrif eden kıymetli misafirlerimize, kentimize hoş geldiniz diyorum, umarım buradan güzel dostluklar ve güzel anılarla uğurlarız sizleri, ayaklarınıza sağlık” dedi. 

 



Muhtemel ‘Keşke’ler için uyarı 


Gençliğin, yaşamının bu dönemini bitirmiş insanların istisnasız tümü için özlemle ve biraz da pişmanlıklarla anılan bir dönem olduğunu ifade eden Gülaçar, “Gençlik özlenir, çünkü gençlik yılları insanın en idealist, en enerjik olduğu yıllardır. Mücadele etmeye, azmetmeye, hayal etmeye en meyyal olduğu çağ gençlik çağlarıdır. Gençlik aynı zamanda, keşkelerle anılan bir dönemdir. Çünkü bu yıllar insanın en saf, en doğal ve samimi olduğu çağlardır ve bu açıdan yaptıklarımız ya da yapamadıklarımız için iç çektiğimiz dönemlerdir. Yani gençlik, insan yaşamında bir şeyleri başarmaya en yakın olduğu ve aynı zamanda bir şeyleri yanlış yapmaya en meyyal olduğu bir dönemdir. Buradan çıkaracağımız sonuç, siz gençlere, toplumsal, ekonomik ya da siyasal her türlü meselenin çözümü için büyükleriniz olarak bizlerin ve sizden sonra gelecek nesillerin ihtiyacı var. Toplumun; sizlerin enerjisine, cesaretine ve üretmesine ihtiyacı var. Ancak bunu sizden beklerken, bizlerin de size karşı en önemli bir görevimiz var. Sizin yaşayacağınız muhtemel ‘keşke’ler için sizleri uyarmak ve yönlendirmektir. Gençlik, kıymetli bir sermayedir ve bu sermayenin doğru işlere kanalize edilmesi, hem gençlerin hem de toplumun geri kalanı için hayati önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı. 
Gençliğin önemine değinen Gülaçar, konuşmasını şöyle sürdürdü: 
“Sizlerin, komisyonlardaki yoğun çabalarınız ve uğraşlarınız sonucunda bugüne getirdiğiniz ve bu çalıştay vesilesiyle kamuoyuyla paylaşacağınız çalışmalarınızı önemli kılan husus, bizler için hayati derecede ehemmiyet kesbeden gençlik mefhumunu ve gençlerin yaşadığı problemleri gündemine almasıdır. Daha da önemlisi bu problemlerin belirlenmesi ve çözümler üretilmesi sürecini yine siz gençlerle beraber yürütülmesidir. Mezuniyet sonrası karşılaştığınız iş bulma, düzenli bir yaşam kurabilme, içinde yaşadığınız toplumun saygın bir bireyi olarak yaşamınızı devam ettirme gibi istek ve taleplerinizin tartışıldığı, gündemleştirildiği bir çalıştay, umuyorum ki hepimiz açısından gerekli farkındalığı oluşturur ve gençliğe yönelik yapılacak yeni çalışmaları beraberinde getirir.” 

 



“Lütfen potansiyelinizin farkında olun” 


Gençlere değiştirme ve dönüştürme potansiyellerini hiçbir zaman küçümsememeleri gerektiğini ifade eden Gülaçar, “Lütfen potansiyelinizin farkında olun. Sizler bu toplumun arızalı yönlerini düzeltmeye mahirsiniz. Bu kabiliyet siz de fazlasıyla var. Ancak sizden istirhamım bu değişim ve dönüşüm sürecinin çevrenizden, oradan buradan değil, kendinizden başlayın. Önce kendinizi değiştirin ve kendinizi geleceğe hazırlayın. Bu ülkeyi, bu toplumu daha güzel günlere taşıyacağınıza dair hayalleriniz mutlaka olsun, ancak bu hayallerin ilk durağı yine siz olun. Bunu başarırsanız, kendinizle başlayarak, ailenizi ve çevrenizi ve yaşadığınız şehri değiştirebilirsiniz. İşte o zaman, 21 yaşında İstanbul’u fethedebilirsiniz, işte o zaman 18 yaşında Peygamberimizin emri üzerine İslam ordusuna kumandan olabilirsiniz. İslam tarihinden bir bedevi kadının hikayesiyle toparlamış olayım. El Mufaddal bin Zeyd, ‘Müslüman bir bedevi kadının oğluna gözleri dokununca ona hayranlık duydum, çocuktaki terbiye, nezaket, güzel söz ve davranış çok mükemmeldi. Kadını çağırıp sordum, oğlunu nasıl bu kadar güzel yetiştirebildin? Kadın şu cevabı verdi, çocuğum beş yaşını doldurunca onu iyi bir terbiyeciye verdim. O, ona önce Kur’an okutup ezberletti. Sonra yararlı şiirler nakledip, öğretti. Kendi milletinin öz değerlerini, iftihara vesile geçmişlerini anlatarak çocuğa tarihini ve milletini sevdirdi. Dede ve babalarının güzel eserlerini, iyi hasletlerini bir bir öğretti. Çocuk ergenlik yaşına gelince ona ata binmeyi, at üzerinde çevik hareketler göstermeyi öğretti. Sonra silah kuşanma şeklini talim etti. Kabile ve oymakların çadırları arasında onu dolaştırıp bağırıp çağıranların, inleyip sızlayanların sesini duymasını sağladı. Gençlik, bütün toplumların en büyük sermayesidir. Fakat gençliği aileden, eğitimden, toplumsal ilişkiler ağından ayrı değerlendiremezsiniz. En önemlisi de konumunuzu, değerlerinizi ve medeniyetinizi merkeze koymadan çözemezsiniz. Radikal bir şekilde sorgulamalar yapmalıyız. Uyuşturucu müptelası olmuş gençlerin problemlerini, sadece bağımlılığın tedavisi ile çözemezsiniz. İslam’ın temel kurallarından biri de bir şey haramsa ona götüren yollar da haramdır. Uyuşturucu veya daha farklı bir bağımlılığın yollarını kapatmak, set çekmek aileden başlar. Bilinçli ve şuurlu bir aile, çocuklarının toplumun en saygın insanları olma bilinciyle, sonrasında ilk adımını attığı eğitim kurumunun, o kurumdaki terbiyeci, eğitimci ve öğreticilerinin ona katacağı katma değerle yol alır. Sözü fazla uzatmadan medeniyetinize, köklerinize dönecek, çare ve çözümü burada arayacaksınız. Bu da çok ciddi toplumsal bir değişim ve dönüşümle gerçekleşir. Emeği geçen her bir gencimize yürekten teşekkür eder, organizasyonu düzenleyen kurum ve kuruluşlarımıza şükranlarımızı arz ederiz” şeklinde konuştu. 

Editör: TE Bilisim