“Ben Hz. Muhammed’in Miraca çıkıp Rabbi ile görüştüğüne bütün kalbimle inanıyorum.”(Dostoyevski)

 

Merhamet ufkunun nazlı Güneşi, Kainatın biricik çiçeği, kendisine inananlarla birlikte üç yıllık boykota maruz bırakılmış, dağ gibi amcasını, fedakar eş Hatice-tül Kübra’sını kaybetmiş hüzün yılını yaşamakta ve bir teselli beklemekte Alemlere Rahmet Nazlı Nebi…

 

İşte O müjde ve ötelerden büyük bir Rahmani Emirle gelen ayak sesleri… Kâbe’nin Hatim kısmında yatan Nuru Hüda olan kâinatın biricik incisinedir bu büyük ve kimseye nasip olmamış buluşma…

 

Miraç inkâr edilemeyecekti çünkü Rabbi Rahim İsra 1. Ayet ve Necm 7-18. Ayeti Kerimeleri ile bu İlahi Mucizeyi anlatacaktı.

 

“Ayetlerimizi göstermek için, kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya yürüten Allah, Sübhan’dır (bütün noksanlıklardan münezzehtir).

 

Muhakkak ki O, en iyi işiten, en iyi görendir.”(İsra-1)

 

Bereketin, feyzin armağanları oluk oluk aktığı, beşeri hislerden tertemiz bir kulluğa, en ulvi mertebeye ulaşmanın adıydı Miraç…

 

Resullullah’ın (s.a.v.) mübarek şahsında, insanlığın önüne açılmış, sınırsız bir terakki ufkuydu Miraç…

 

Bu Eşsiz Gece Yürüyüşü Nasıl Gerçekleşecekti?

 

Recep Ayının 27. Gecesiydi. Cenab-ı Hak1kkın daveti üzerine, Hz. Cebrail (a.s.) eşliğinde ata benzer beyaz bir cennet hayvanı üzerinde çeşitli mekânlara uğrayarak gerçekleşecekti bu kutsal yürüyüş.

 

Ve gelindi Mesci-di Aksa’ya oradaki Peygamberlere namaz kıldıran Server-i Nebi(s.a.v.)ayrıca hutbe okuyarak Muallak Taşı’nın üzerinden heyecan dolu yükselişe başladı.

 

Göğün yedi katını tek tek mülahaza ederek baba, amcası başta olmak üzere; HZ. İbrahim,    H. Musa, Hz. Harun, Hz. Yahya, Hz. İsa, Hz. Yusuf, Hz. İdris gibi peygamberlerle görüştü.

 

Karşılaştığı her durumu Hz. Cebrail(a.s.) O’na (s.a.v.) açıklayacaktı. Aynı zamanda bir beşer olan Hz. Peygamber (s.a.v.) Cebrail(a.s.) a itiraz etmeyerek bir müridin, mürşidinin önünde nasıl bir teslimiyet göstermesi gerektiğini de göstermiştir.(Hâlbuki Hz. Cebrail(a.s.) de olmak üzere O (s.a.v.) yaratılmışların en üstünüdür ve kimselerin rehberliğine ihtiyacı yoktur.)

 

Aşkla Yürünecek Mekân Neresidir?

 

Hz. Cebrail (a.s.) la beraber (Kâinatın Bittiği Yer) Sidre-i Münteha’ya gelindi. Hz. Cebrail (a.s.) Buradan öteye bir adım dahi atamayacağını, atarsa yanacağını, bundan sonraki mesafeyi AŞKLA kat edeceğini bildirdi.

 

Mecmual Fezail adlı esere kulak verelim:(“Pek çok evliyadan işittim ki Seyyid Abdulkadiri Geylani, Miraç gecesinde Peygamber Efendimizi (s.a.v.) gördü. Bu mübarek gecede” Velayeti Muhammediye Makamı” ve Mahbupluk veraseti,Hilati” ile şereflendi. Allah Ondan razı olsun Seyyid Abdulkadiri geylani’den (r.a.) nakdildiğine göre Dedem Peygamber (s.a.v.) Miraca çıktığında, Sidret-ül Müntaha’ya ulaşınca,(a.s.) durdu ve:

 

“ Ya Muhammed! Bir parmak ucu geçersem yanarım” dedi. Allah(c.c.) insanların ve cinlerin seyidinden istifade edebilmem için benim ruhumu o makama gönderdi. Seyyid Abdulkadir-i Geylani devam ediyor:” Onunla şereflendim ve büyük makamlara kavuştum. Yüksek verasete ve Hilafete eriştim. Burağın yerine geçtim. Hatta dedem Resullullah (s.a.v.) sırtıma bindi ”Kabe Kavseyn” makamına (Allah-u Teala’nın (c.c.) bulunduğu perdenin önüne) kadar dizginlerim elindeydi.Ve;

 

-“Ey oğlum, ey gözümün nuru! Benim bu iki ayağım senin boynunda; senin ayakların ise, Allah-u Teâlâ’nın bütün Velilerinin boynundadır.” buyurdu.(Ayrıca bakınız: Batmayan Güneş Kitab-ı Sıkke-i Tastiki Gaybi ve Bazı Mevlid-i Şeriflerin Miraç bölümüne)

 

Allah-u Teâlâ’yı Gördü mü?

 

“Aşikâre gördü Rabbül İzzet’i

 

Ahirette görür öyle ümmeti.”

 

Süleyman Çelebi

 

Zaman ve mekândan münezzeh olan Cenab-ı Hak 2kın Cemaliyle bizzat müşerref olmuştu; İki Cihan Srveri8s.a.v.)Ümmetinin de Cennet’e gireceği müjdesini almıştır Miraç’ta…

 

Bazı Ulema ve Alim’in gönül gözüyle Hz. Peygamber(s.a.v.) in Allah-u Teala’yı gördüğünü söylemiş olsalar bile; İmam Eşari, Abdulkadiri Geylani, İmam Rabbani, İmam Nevevi bizzat baş gözüyle Hz. Peygamber(s.a.v.) in Hz. Allah’ı gördüğünü bildirmişlerdir.

Allah-u Teâlâ Şah Damarımızdan Daha yakın İse Neden Allah (c.c.) Buluşmak İçin O kadar Mesafe Kat edilmiş ve 70 Bin Perde Geçilmiş?

 

Cenabı Hak her şeye her şeyden daha yakındır. Fakat her şey o’ndan oldukça uzaktır. Tıpkı herkes güneşi görebilir. Güneş her şeyi aydınlatır, ısıtır fakat 150 milyon kilometre uzakta bulunur. Günşe yakın olmak için ay gibi bir büyüklüğe sahip olmak gerekir ki bu ay yaratılmışlar içinde Hz. Peygamber (s.a.v.) dir ve bu muazzam buluşma insanların en ekmeli olan Resullullah’a (s.a.v.) nasip olmuştur. Kaldı ki evliyalar dahi çeşitli boyutlarda Allah-u Teâlâ’yla manen görüşürler. Hz. Musa (a.s.) ın Allah’ın Cemali’ne direk dayanamayıp dağa yansıyan nuruyla yetinen durumuna Hz. Peygamber (s.a.v.) bizzat şereflenmiş böylece yaratılmışlar arasındaki farkını ortaya koymuştur. Bu buluşma bu ümmete de bir armağan olarak ta Allah-u Teâlâ’nın izniyle gerçekleşmiştir.

 

Miraç’ta Neler Gösterildi?

 

Cennet, Cehennem, Ahiret Menzilleri ve Âlemler gösterildi.

 

Gelen Armağanlar Nelerdir?

 

50 Vakit sevabında 5 vakit Namaz, Amenarresulu, Tahiyyat duasıyla ve şirk dışında ümmetten bir kez La İlahe İllallah diyen herkesin cezasını gördükten sonra Cennete gireceği müjdesi gibi pek çok ikramla dönmüştür Alemlerin Sulatanı (s.a.v.)

Ve Dönüş

 

Pek çok dünyevi ve uhrevi durumları, gördükten sonra Mekke’ye dönüş yaptı. Hz. Resullullah (s.a.v.)

 

Kâbe’nin yanında bulunan halka olanları bir bir anlattı. Deliller gösterdi. Yine de körleşmiş zihniyeti inandıramadı. Ümmetten olduğunu iddia edip inanmayanları. Günümüzde de olduğu gibi. Ve, fakat Sıddıkiyet lakabıyla ün yapacak ve tarihe altın harflerle sadakatini yazdıracak olan eşsiz dost Hz. Ebubekir “ O (s.a.v.) söylediyse doğrudur.” Cümlesiyle teslimiyetini birkez daha kâinata haykırmıştır.

 

Netice :

 

“O (s.a.v.) buyurduysa doğrudur.” cümlesine layık olmasak da son nefesimize kadar Hz. Resullullah’la gelen her şeye inandık ve itaat ettik.

 

Miracın kutlu olsun Ey Alemler Güneşi, Müjdeler olsun Hüzün Yıllarına, Ümmete Müjdeler olsun. Bu muazzam hadiseyi yaşatana Hamd-u Senalar olsun. Yaşayan Resulü Ekrem’ine, Ashabına ve kardeşleri olan Nebi’lere salat-u selam olsun.

 

Müminin Miracı olan namazla Miraç’a Çıkmak temennisiyle…

Editör: TE Bilisim