(Yumurta meselesi ve AK Parti Van milletvekili aday adayları üzerine)

 

Cumartesi günü, Van’ın yeni televizyon kanalı olan Kanal M’de Ak Parti’nin aday adaylarından Vahdettin İnce, ‘Adayın Günlüğü’ adlı programda kendi adaylığına ve seçime dair değerlendirmelerini paylaşıyordu.

Geçen seçimde de Van’da milletvekilliği adayları arasında yer alan İnce, süreci değerlendirirken Van’ı da işin içine koyarak bir ‘yumurta’ örneği vererek programı ilginç bir hale getirdi.

Konuşmasının odağına “Eğer bir yumurta dışarıdan bir güç ile kırılırsa, hayat biter. Ama eğer o yumurta içeriden bir güç ile çatlayıp kırılırsa, hayat başlar. Zira doğru dönüşümler hep içten gelir” vardı. 

İnce Van’ın kabuğunu kırmayı bekleyen bir kent olduğundan, ülkede siyasetin önemli ‘çekim’ merkezi olmasından, potansiyelinin yüksek olmasından ve benzeri daha bir çok konudan yumurta metaforu üzerinden söz etti.

Bir çok noktayı özetle “Çözüm dışarıdan değil içeriden gelir.” Şeklinde yorumlanabilecek o ‘yumurta’ benzetmesi üzerinden götürdü.

Çok da hoşuma giden bir metafor oldu. Diğer aday adaylarının bir çoğunun program boyunca “Ben şöyleyim, ben böyleyim.” Diye kendilerini anlatma çabalarının aksine İnce’nin ‘ince’ mesajları programı daha keyifli bir hale getirdi.

 

***

 

İşin ilginç yanı, Ak Parti’nin gündüz yapılan ve 169 aday adayının yarıştığı temayülü yerinde izleyip seçim alanında epeyce vakit geçirdikten hemen sonra da ‘twitter’ üzerinden bir kişisel görüş paylaştım.

Dedim ki:

“Van’la hiç bağı olmayan, seçimden seçime kente gelip aday adaylığı başvurusu yapan, ardından da turistik geziler yapıp Van’a hizmet etme vaatleri verenleri inandırıcı bulmayan bir tek ben miyim? Van’ın temsilcisi olmak Van’da yaşayan isimlerin hakkıdır. Turist gibi vekil olmaz.”

Olmaz kardeşim.

Bakın size ilginç bir bilgi vereyim. Ardından Van vekillerinin neden Van’da yaşamasının gerekliliğini anlatayım.

Ama ondan önce de acı bir rakam paylaşayım.

Van’da Son 3-5 dönem milletvekilliği yapan isimler arasında, görev süreci bittikten sonra dönüp Van’da yaşayan tek bir isim var.

O da şu an il başkanlığı yapan Kayhan Türkmenoğlu. Bunu da il başkanı olduğu için yapmıyor. Vekillik görevi biter bitmez geri dönüp Van’da yaşamaya devam etti.

Üstelik iş yeri şehrin merkezinde, herkesin gidip gelebileceği bir yerde. Bizim gördüğümüzü görüyor, duyduğumuzu işitiyor.

Bu küçük ama anlamı ‘büyük’ bir detaydır.

 

***

 

Dönelim sitemimiz ile ilgili detaya...

Ama öncesinde bir siyasetçiden değil bürokrattan söz etmek isterim.

3 Temmuz’da Van’a gelip 4 Temmuz’da “Bismillah” diyen Van Valisi Murat Zorluoğlu, Van’a geldiğinde şu turistik geziye gelen aday adayları gibi, “Ben Van’a hizmet edeceğim” ya da “Vallahi ben Van’ı çok seviyorum, Van’a çok hizmet edeceğim.” Hatta “Ben Van’a aşığım, Van’ı hizmet etmek boynumun borcudur.” Gibi klişelere girmedi.

İsteseydi o da “Van’a borcum var, ödemeye geldim.” Gibisinden reklam kokan hareketlerle işe girişebilirdi.

Ama demagoji yapmaya gerek duymadan, direk kitabın orta yerinden konuştu.

 

“Van Çevre Yolu, OSB Lojistik Üssü, Yeni Şehir Stadyumu, Atıksu Arıtma Tesisi, Kent İçi Ulaşım Mastır Palanı ve Hafif Raylı Sistem, Mevcut Katı Atık Tesisinin Rehabilitasyonu ve Yeni Katı Atık Tesisi Yapımı. Yeni Hükümet Konakları ve Emniyet Hizmet Binaları Yapımı, Cazibe Merkezi Programı Kapsamında Başlayacak Yeni Yatırımlar, il merkez ve ilçelerimizin yol, kanalizasyon vb. alt yapı eksiklikleri gibi çalışmaları başlatmak ve başlamış olanları da süratle tamamlamak için var gücümüzle çalışacağız.” dedi.

Hem de ilk görev gününde.

Varın dersini nasıl iyi çalıştığını siz düşünün.

 

***

 

Şimdi işin siyasi boyutuna gelelim.

Van’da yaşayan, bu kentte bir toprağı olan, kendisinden şikayetçi olduğumuzda gidip yanına uğrayabileceğimiz bir yakını olan, iyi ya da kötü bir bağı olan isimleri vekil olarak görmek istemek bizim hakkımızdır.

Bu konuda ‘mikro’ bir milliyetçilik yapmamız abesle iştigal değildir, olamaz da!

Neden çünkü Vanlı artık kendi sorunlarını bilen, Van’a sorunları konuşmaya da değil direk çözümü anlatmaya gelen isimlerin hizmet etmesi elzem bir konu.

Sokaktaki çocuğu çevirip sorsanız, “Nedir senin derdin çocuğum?” desen çocukcağızın dönüp:

“Abi Çevre Yolu...” diye başlayıp size liste yapacağı bir hale geldik.

Şimdi gelip bize hikaye anlatmaya ne gerek var?

Birileri gelip yumurtayı hep dışardan kırmaya çalışıyor. Haliyle olmuyor.

İstediğimizi alamıyoruz. Lam’ı, Cim’i yok bu işin.

 

***

 

AK Parti’nin aday adayı listesinde tam 169 isim var.

Bu isimlerin arasında ‘kadrolu’ diyebileceğimiz isimler var.

‘Laf olsun torba dolsun’ diye aday olanlar var.

Beklentisi olan var, farklı niyetleri olan var, hatta kendisini temize çıkarmaya niyet edenler bile var.

Ama derdi Van olan, kalkınma olan, hizmet olan, Van olan da var.

Öyle ya da böyle bu insanlar sonuçta Ak Parti’den Van milletvekilliği adaylığına namzetler. Ve bu kadar büyük bir teveccüh (169 aday) öyle boş yere olmasa gerek.

Ve bu isimlerin bir çoğu ile günlük hayatta yüz yüze geldiğimiz, Cumhuriyet’ten geçerken selam verdiğimiz isimler.

Mesela, KOSGEB’deki görevini bırakın aday adaylığı başvurusu yapan Bilal Emre Yörük’ün konuyla ilgili çok güzel bir paylaşımı vardı buna dair. Kendisini anlatırken süslü laflar yerine şöyle bir cümle kullanmıştı:

“Değerli büyüklerim, hemşerilerim, Van sevdalısı dostlarım; doğup büyüdüğüm, sokaklarında top oynadığım, acı ve sevinçleri yaşadığım, insanlarını gördüğümde umutla dolduğum, başım üstüne diyen elleri öptüğüm şehrimizden aday adayı oldum.”

Bir çoğu gibi yıllarca Van dışında takılıp Van’a gelir gelmez kente mega projelerin vaatlerini vermemiş. Bize bizlerden birisi olduğunu net bir şekilde iletmiş.

Kendisine özel bir sohbetimizde “Vaatleriniz nedir?” diye sormuştum. Verdiği cevap aynen şöyleydi:

“İlk işim şu caddede (Maraş caddesi dediğimiz olayı işaret ederek) bir ofis tutmak olacak. İnsanları kafileler halinde Ankara’ya getirip yormaya gerek yok. Benim insanım derdini kendi kentinde anlatabileceği bir ofis olduğunu bilecek. Burada söyleyeceği sorununun Ankara’ya iletildiğinden emin olacak.”

Makul. Benim için bir çok milletvekilinin ezberlediği vaatlerden çok daha makul bir ‘vaat’ bence. Ki bunu aleni bir destek vermek ve desteğimi göstermek için falan da yapmıyorum. Sadece konumuza dair iyi bir emsal.

Daha kendisi bile Van’ın derdi, kederini bilmeyen bir insanın Ankara’da oturup bize hizmet etmesi hayalden başka bir şey değildir.

Birbirimizi kandırmayalım.

 

***

 

Derdimiz ile dertlenebilecek kadar bizi bilen isimler olsun diyoruz ya hani...

Mesela siz Van’ın ciddi bir trafik sorunu olduğunu bir kaç saatlik bir ziyaret için gelen bir milletvekiline ya da bakana anlatabilir misiniz? Ya da Çevre Yolu’nun ne kadar hayati olduğu konusunda ne kadar etkili olabilirsiniz?

Ve yine Siz Van’a Kuzey Van Demiryolu hattının mutlaka yapılması gerektiği konusunda günü birlik ziyarete gelen başka bir kentin vekilini ikna edebilir misiniz?

Edemezsiniz.                    

Biz de edemiyoruz işte! Yıllardır kimseyi ikna edemiyoruz.

İşte bu yüzden de diyoruz ki, kabuğunu kırmaya hazır olan bu kentte, kabuğu kırmak içeridekilerin işidir.

Bu kent kendi vekilini, bu kentten çıkarmak istiyor ve AK Parti başta olmak üzere diğer partilerin buna mutlaka kulak vermek zorundadır.

 

***

 

Van’ın gelip kentte hatıra fotoğrafı çektiren, fahri Vanlılara değil bu kentte artık şehir içinde araç kullanmanın zulme dönüştüğü gibi konuları bilen temsilcilere ihtiyacı var.

O yüzden dışarıdan ağabeylere, yıllar önce Van’dan ayrılıp kariyerini Van üzerinden şekillendirmek isteyenlere, parasını, unvanını Van ile birleştirip Ankara’ya taşınmak isteyenlere görev vermek bu kente kazandırmayacak.

Bu kente hizmet etmeyecekse de bırakın Vanlılar etmesin. Bu kadar açık ve net.

Ona göre temayülden çıkan sonuçları tüm bu hususlar ile birleştirip öyle yorumlayıp 8 kişilik listeyi öyle yazın. Biz “Van’ın milletvekili adayı kim olmasın?” sorusunun cevabını verdik. Artık kimlerin olması gerektiğine de AK Parti il başkanlığı ve genel merkezi karar versin.

Van’ın vekili kim olsun üzerine de daha sonra görüş bildirebiliriz.

 

 

Editör: TE Bilisim