BDP'li Sırrı Sakık gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. BDP Muş Milletvekili ve Meclis İdare Amiri SırrıSakık, Türkiye'nin ilk kez barışa bu kadar yakın olduğunu söyledi.Sakık, Başbakan'ın bu sorunu çözmesi halinde Nobel Barış Ödülü'nüalabileceğini savundu.Cihan Haber Ajansı(Cihan) muhabirinin sorularını cevaplandıran Sırrı Sakık, Öcalan ilebaşlayan müzakere sürecini değerlendirdi. Çok olumlu bir ikliminyakalandığını dile getiren Sakık, ilk kez Türkiye'nin farklıkesimlerinin bir arada barışı ortak bir sesle seslendirmeye başladığınıifade etti. "ZOR BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ" Herkeste bir umut oluşturduğunu anlatan Sakık, ciddiprojeler olmayınca bu görüşmelerin aksaya bildiğine dikkat çekti. İlkgünden beri çözümün adresinin Öcalan olduğunu söylediklerini hatırlatanSakık, bu görüşlerinden dolayı saldırılara maruz kaldıklarını anlattı.Çatışmaların barış sürecini etkilediğini dile getiren Sakık, "Sayın Türk'ün cenazede söylediği şuydu: 'Barış sürecinde herkes dikkatli davranmalı. Kandil'in bombalanması soruna katkı sunmaz.' Ciddi şekilde geçmişten bugüne deneyimlerden yola çıkarak söylüyoruz, bu tür saldırılar görüşmeleri aksatıyor. Siz Türk halkının hassasiyetlerinden bahsediyorsunuz ama Kürt halkının da hassasiyetleri var. Eğer siz birileri ile barışırsanız, onlara silahları uzatarak barışamazsınız. Silahları susturarak veya hatta parmakları tetikten çekerek bunu sağlayabilirsiniz. Ülkeler arasındaki kural da budur, aşiretler arasında da kural budur. Hatta bağışlayın aşiretler arasında kavga olacağı sırada iki köy arasında köpeklerini bile denetim altına alırlar. Aman aman karşı tarafa saldırmasın. Çünkü her an buradan farklı bir şey çıkabilir. Yani bu kadar hassas bir süreçten geçiyoruz. Bunlar yapılırken operasyonlar devam ediliyor. 'Operasyonlar olmasın' sesi, sayın Başbakanı rahatsız etmemeli. Ne kadar Türk halkının hassasiyeti varsa da Kürt halkını da hassasiyeti var. Yani bu konuda acıları yarıştırarak sonuca varamayız. Evet, hepimiz acı dolu yıllar yaşadık ama bu silahlar biran önce susmalı, susmasını istiyoruz. Susması içinde herkesin duyarlı olması gerekir. Çünkü zor bir süreçten geçiyoruz." dedi. "DÜN MECBURDUK, BUGÜN MAHKUM OLDUK" Barışakarşı hızlı adımlarla ilerlenmesi gerektiğini vurgulayan Sakık,Paris'teki olayın ilk kez Türkiye'nin ciddi şekilde barışa yakın adımlarattığı için yaşandığını ifade etti. Uluslararası güçlerin, Türkiye'niniç barışını istemeyen güçlerin, güçlü bir Türkiye istemeyen güçlerinsorunun çözümünü istemediğini dile getiren Sakık, Türkiye'nin kendiKürt'ü ile barıştığı zaman güçlü Türkiye olacağını vurguladı.KürtlerinTürkiye açısından bir tehlike değil bir büyüme, dostça, kardeşçe birarada yaşayabilmek adına büyük bir şans olduğuna dikkat çeken Sakık,herkesin eşit haklarda, yasalarda, anayasalarda kendilerini ifadeedebilecek bir Türkiye istediklerini belirtti.Böyle bir Türkiye arzuladıkları için birilerinin rahatsız olduğunu anlatan Sakık, şöyle devam etti: "Dün mecburduk barışmaya, bugün mahkum olduk. Bu Paris'teki olay, son olay bize onu gösteriyor. Bizim mahkumiyetimiz var, bu ülkeye barış getirmeye. Çünkü bu ülkede halklar, artık barışı istiyor. Yıllardır PKK ile dost olan ülkeler bile barış sürecinde PKK'ya ciddi şekilde düşmanlıkta yapabilirler. Yani barış bu kadar zordur. Başbakan da bunu görmelidir. 'Ben talimat verdim, git, gel falan' bunlar sorunun çözümüne çok katkı sunmaz." "ERDOĞAN NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ ALABİLİR" Başbakan'ın bu konuda tarih yazabileceğini dile getiren Sakık, "Bu ülkede barışı sağlarsa Nobel Barış Ödülü'ne aday olabilir, alabilir. Çünkü böyle bir şans var ve bu konuda ben de hep söylüyorum, altını çizerek söylüyorum; Başbakan'ın Türkiye kamuoyu üzerinde ciddi etkinliği var, ciddi bir halk desteği var. Söylediği her sözün arkasında milyonlar var. Bu büyük bir şans ve Türkiye toplumu bunu bildiği için sayın Başbakan'a ciddi bir kredi açtı. Her seçimde oyları artıyor ve bu sorunun çözümüyle ilgili söylemleri değiştikçe, yani çözümle ilgili oylar artıyor. Bunun yanında mesela sayın Öcalan'ın da Kürt halkı üzerinde ciddi bir etkinliği var. Silahlı güçler üzerinde ve Kürtler üzerinde. Bu şahsiyetinde bu sürece büyük katkısı olabilir. Çünkü tarih böyle bir fırsat sunuyor. Bu fırsatı kullanmalıyız, değerlendirmeliyiz. Başbakan da değerlendirmelidir, Öcalan da değerlendirmelidir ve bizde BDP olarak DTK olarak bizde böyle bir sürece katkı sunmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz." diye konuştu. "PKK'NIN YAKASINA YAPIŞMALIYIZ" PKK'nınbarış istemezse bunu açıkça deklare edebileceğini savunan Sakık,Paris'teki olayı herkesin çok iyi araştırması gerektiğini belirterekolayın Fransa hükümetine bırakılarak çözülemeyeceğinin altını çizdi."Paris hükümeti ne kadar sorumluk içerindeyse bizde o kadar sorumluluk içindeyiz." diyen Sakık, şunları söyledi: "Çünkü barış sürecini biz sürdürüyoruz. Sonra da orada tetiğe basıyor, üç insan yaşamını yitiriyor. Bunu araştırmalıyız. Kimdir, neyin nesidir ve bugünü kadar barışa karşı hangi birimler, yani bir direnç sergilediler, bunu öğrenmek hepimizin hakkıdır. Sayın Başbakan'ın konuşması da daha önce iç çatışma falan diyordu da ama dün daha temkinli konuşuyor. Onun için bizim bunları bilme hakkımız vardır. Kim nerede ne yaptı, nasıl böyle bir uluslararası bir güç müdür, devletin derinliklerinden midir veyahut da iddia edildiği gibi bir PKK içerisinden midir; bunu hepimizin bilmesi gerekir. Bu vesileyle geçmişte yapılan bir çok gelişmeler, sonuca varmadan askıya alındı."Görüşmelerin kurumsal olarak içinde olmak istediklerini anlatan Sakık, görüşmelerin açık yapılması gerektiğini belirterek, "Bu görüşmeler açık yapıldığı zaman eğer bu barış sürecine PKK engel oluyorsa; yani bir yol haritası varya Kürtlerin bir halk olarak kabul edilebilecek Kürdün üzerindeki baskıları kaldırabilecek, yasalar, anayasa güvencesi altına alınacaksa böyle bir proje varsa ve buna engel PKK oluyorsa hepimiz PKK'nın yakasına yapışmalıyız. Ama sorun bu değilse, yani salt bu sorunu Kürt sorunun çözmek yerine PKK'yı çözmek adına böyle bir diyalog ve çözüm varsa hepimiz bu yapıya karşı onların yakasına yapışıp yani sorun haysiyet sorunu değil bu ülkede bir sorun var." şeklinde konuştu.     
Editör: TE Bilisim