Özlü Söz: Ben ümmetim üzerine, ancak onları doğru yoldan saptıracak önderlerden korkuyorum.

Hz. Muhammed (sav) (Tırmizi)

Dinimiz İslam'da üç mübarek ayların sonuncusu olan Ramazana kavuştuk. Rabbim, bütün İslam aleminin kurtuluşuna ve Kuran'a dönüşüne vesile olacak şuurla amel etmeyi nasip etsin.

90 yıl evvel hilafetin ortadan kaldırılması ile birlikte bugün o kaldırılışın sancılarını bütün İslam alemi çekmektedir. Hilafeti kaldıran güç niçin kaldırdığını ve neyi hedeflediğini iyi biliyordu. Ama ne yazık ki Müslümanlar aradan geçen bu kadar zaman içinde maruz kaldıkları batı hayat standardı ve eğitimi neticesinde hem davalarını hem de İslam'ın dünya hayat görüşünü unuttular. Ve batı Müslümanlar bir daha tarih sahnesine siyasi bir güç olarak çıkmamaları için ümmeti ırklara ayırarak onların kutsanmış bir fikirmiş gibi ulusalcılığa büründürdü.

Osmanlı devleti dağıtılıp hilafet ortadan kaldırıldıktan sonra ortay irili ufaklı devletçikler oluşturuldu. Tabi ki başlarına da batı ile entegre olmuş işbirlikçi yöneticiler ile...

Ve bunun adına "ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı" denilerek bir kutsiyet atfedildi. Oysa bu söz bir Müslüman için ümmetin dağıtılıp Allah'ın haram kıldığı ırkçılık üzere bir yapı oluşturulmuştu. Allah insanı yaratırken meleklerin ve Şeytanın ona secde etmesini emretmişti. Melekler Allah'ın emri diye secde ederken Şeytan ırki üstünlüğünü ön plana çıkararak Allaha isyan etti ve zalimlerden olarak ilk ırkçı unvanını aldı. Yani deyim yerinde ise günümüzdeki tanımı ile ilk faşist Şeytan oldu.

Allah'ın yolunu bırakan her topluluk veya ulus ırkiyat üzere kendini bina ederken aslında Şeytani bir yol ve rejim oluşturduğunu bilmeli...

Allaha ait olmayan mutlaka Şeytanidir...

Hilafetin kaldırılmasından sonra İslam coğrafyası sınırları batı emperyalizmi tarafından çizilen uydu devletler oluşturuldu. Tabi bunun ana nedeni Tevrat'ın hükümlerinin yerine getirilip İsrail devletinin kuruluşunu gerçekleştirmekti. Bu başarıldı ve İsrail Osmanlı devletinin 1923 yılında yıkılmasının ardından 1948 yılında hem de dünyada benzeri görülmemiş bir terör soncunda kuruldu.

İsrail'in kurulması için hilafet kaldırılıp İslam coğrafyası sınırlarla bölünürken bugün İsrail'in hegemonik açılımı için bu ilk bölünme ve durum yetmemektedir. Çünkü Müslümanların elinde hala Kuran var ve Müslümanlar eğer Kuran'a dönüş yaparlarsa hem İsrail yok olur hem de hedeflediği Arz-ı Mev'ud üzerinde kurmaya çalıştığı büyük imparatorluk gerçekleşmez.

İsrail'in hayalinin gerçekleşmesi için İslam coğrafyasının mevcut durumu isteğe cevap vermemektedir. Tekrar bir parçalanmaya ve bölünmeye mutlaka uğraması lazımdır. Bu plan çerçevesinde başlatılan Arap Baharı bu işin ilk adımıydı. Ve bu adım atıldı....

Arap Baharının ardından parçalanma ve bölünmenin hız kazanması için Müslümanların en hassas oldukları mezhep meselesi öyle bir hale getirilerek bir nifak tohumu olarak aralarına atıldı ki artık önü alınamaz olaylara gebe bir coğrafya önümüzde oluk oluk kanların akıtıldığı bir konuma sokulmuştur.

Suriye'ye Sünni Müslüman adı altında gönderilenler ve bugün IŞİD olarak bildiğimiz bütün o grupların örneği konumundaki terör militanları için radikalliklerinden taviz vermeyen Türkiye'deki İslamistler bugün meydanda yokturlar. IŞİD onlara nasıl ruh hastası olduklarını Musul'da 1700 polisi sadece Şii oldukları için katlettiklerin öğretmiş olmalı.

İşte Ramazana Siyonizm'in emeli gerçekleşsin diye işbirliği kurduğu İslam coğrafyasındaki yöneticilerin küfre hizmet etmesi ile oluşan mezhepsel düşmanlık bu mübarek Ramazan ayında da kan akıtılmasına sebep oldu. Amerika gelecekte İsrail'e yarımcı olması için suni olarak kurdurtmak istediği Kürdistan Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de sınırları belirlendi. Barzani artık vakit geldi derken IŞİD terör militanlarının Irak'ta kendi halkını katlederken ABD'nin desteği doğrultusunda bir uydu Kürdistan'ın kurulmasının yolunu açıyor.

Her ulus nasıl kendi devletini kurma hakkını istiyorsa Kürtlerin de bu hakkı kullanması elbette ki Kürtler tarafından istenmesi hakkıdır. Ama coğrafyamıza dışarıdan bir müdahale ve istek doğrultusunda bir dayatma olduğunda durumu değişir. Çünkü bu defa İsrail'in emeli gerçekleşsin diye devreye Amerika girmektedir. Amerika bugüne kadar nereye girdiyse orasını hegemonyası altına alarak sömürmüştür. İşte Amerika'nın eli ile kurulacak bir Kürdistan bağımsız olmayacaktır. Ve eğer Kürdistan Ortadoğu çocuklarının kanı üzerine kurulacaksa diğer devletçiklerden bir farkı da kalmayacaktır.

Suudi ailesinin rejimi ile birlikte ABD'ye bağlı diğer ülkelere baktığımızda Müslümanlar ikiye ayrılmaktadır. Amerika'dan yana olanlar Amerika'ya karşı olanlar. İşte herkes bu ikileme göre safının belirlemeli.

Türkiye bu konuda ABD ile birlikte hareket ettiği ortada. Çünkü kendi topraklarında Kürtlere bir yer vermemektedir. Perde arkasında kararlaştırılan galiba bu...

Çözüm süreci başlatılırken işin içinde A. Öcalan hep vardı ve gelinen noktada Türkiye'deki Kürtler entegrasyona razı edildiler. ABD'nin eli ile kurulacak Kürdistan Barzani'ye teslim edilmesi öngörüldü ki Barzani güçleri Kerkük üzerinde hak iddia ederek ve vaktin geldiğini söylemekle perde arkasında belirlenenin teyit edildiği atılan adımlarla kendini göstermektedir.

İsrail'in yayılmacı ve hegemonyacı emeli gerçekleşsin diye İslam hilafetini kaldırarak coğrafyayı bölen ve bu bölünmenin ardından ikinci bir defa bölmek için mezhep ayrılıklarını çıkarıp silahlı bir çatışmaya çeviren Amerika inanın hiç kimsenin dostu ve gelecekti yardımcısı değildir. Tarihte hangi kafirin Müslümanlara yardımcı olduğu ve onları koruduğu görülmüştür.

İslam coğrafyasının çocukları Siyonist İsrail'in emeli gerçekleşsin diye katledenler iyi bilsinler ki Hz. Muhammedin haber verdiği İsrail'in yok olması gerçekleşecek ve onların 1982 yılında Siyonist Oded Yinon adlı Yahudi'ye hazırlattıkları o planda Allah'ın izni ile gerçekleşmeyecektir. Çünkü gelecekte Müslümanlar İslam Birliğini kurarak mezhebi hiçbir hesabın içinde olmaksızın adaletle dünya hakimiyetini ele alarak Allah'ı razı edecek adımları atacaklardır.

IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin Sünni Müslümanlık adına hareket etmeleri hiçbir şekilde hakikati göstermemektedir. Onlar Ürdün'deki ABD üstlerinde eğitim alarak coğrafyamızda İsrail'in emelin gerçekleştirmek isteyen maşalardır.

Rabbimizden niyazımız, İslam coğrafyasında kardeş kavgalarının son bulması ve akan kanın durması için İslam Birliğinin acilen kurulması için bu mübarek Ramazan ayın vesile kılınmasıdır.

Selam ve dua Allah'a gerçek manada tabi olan kullarına…