Mazlum-Der Başkanı Yakup Aslan Esra Fm’de yayınlanan Adil Mikrofon programına konuk oldu. Merkür TV-Esra Fm Genel Yayın Yönetmeni İskender Sezek’in hazırlayıp sunduğu ve ‘Adil Mikrofon’a’ konuk olan Mazlum-Der Van şube Başkanı Yakup Aslan 28 Aralık 2011 yaşanan Roboski Katliamı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Aslan, Roboski olayının ilk ve son olmadığını, tüm ısrarlara rağmen Roboski’nin üzerinin örtüldüğünü ve sorgulanmadığını ifade ederek, katliamları gerçekleştirenlerin yargı tarafından korunduğunu belirtti.

Esra FM’de yayınlanan ‘Adil Mikrofon’ programına konuk olan Mazlum-Der Şube Başkanı Yakup Aslan, 2011 yılında yaşanan ve 34 kişinin yaşamını yitirdiği Roboski olayıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Roboski katliamını gerçekleştirenlerin yargı tarafından korunduğunu söyleyen Aslan, “Bugünün yargı zihniyeti hala değişmedi. 34 kişinin ölümü halen aydınlatılmadı. Aksine üzeri örtüldü.” Dedi

“ROBOSKİ DEDİĞMİZ İÇİN SUÇLANDIK”

Sürekli Roboski’yi gündeme getirdikleri için suçlandıklarını söyleyen Mazlum-Der Başkanı Yakup Aslan, “Hak bildiğimizi söylemeye devam ettik. İktidarda olan güçler, ‘Israrla Roboski diyorsunuz’ diye bizi suçlamayı ihmal etmediler. Ama biz her seferinde kimsenin arka bahçesi olmadığımızı söyledik. Herkes bizi kendi renginde görmek istemesine rağmen, biz kendi rengimiz olmayı tercih ettik.” Dedi. Uludere’nin bu topraklarda mazlumiyetin simgesi olduğunu belirten Aslan, Roboski olayının ilk ve son olmadığını, tüm ısrarlara rağmen Roboski’nin üzerinin örtüldüğünü ve sorgulanmadığını ifade etti. Aslan, “Katliamları gerçekleştirenler yargı tarafından korunuyor. Bugünün yargı zihniyeti hala değişmedi. 34 kişinin ölümü halen aydınlatılmadı. Aksine üzeri örtüldü.” Dedi.

‘HALK YAYLALARA ÇIKAMIYOR’

Okuyan kardeşine veya çocuğuna para göndermek amacıyla halen sınırdan geçmek ve kaçakçılık yapmak zorunda kalan vatandaşların olduğunu belirten Aslan, “Devletin kaçak, vatandaşın ise sınır ticareti dediği bu bölgelerden vatandaş gelir elde ediyor. Bölgede uzun zamandan beri yaşanan çatışmalar sebebiyle halk yaylaya çıkamıyor, tarım ve hayvancılık yapılamadığından vatandaş geçimini kaçakçılık ile sağlamak durumunda kalıyor.” Şeklinde konuştu.

‘BU COĞRAFYA VE BATI ARASINDA FARK VAR’

Önceki yıl İstanbul’un Fatih semtinde Roboski için verilen iftar yemeği sırasında ellerinde satır ve pala olan bir kaç kişinin saldırısına uğradıklarını ifade eden Aslan, Veli Küçük döneminde Van’da toplu cinayetlerin işlendiğini, sorgulamaların yapılmadığını belirtti.
Faillerin şuan potansiyel olarak aramızda dolaştığını söyleyen, Aslan, “Olaylar yargı tarafından örtbas ediliyor. Bir yandan 34 vatandaşın katledilmesi, bir yandan da cesetlerin katırlar ile aileleri tarafından köye götürülmesi günümüz Türkiye’sine yakışmıyor. Geçen yıl Gürpınar ilçesinde babasının sırtında çuvalla hastaneye götürülmek istenen küçük çocuğun ölümü de bunun bir başka örneği. Bu coğrafyada yaşanan ayrımcılık ile batıda yaşanan sahiplenme arasında fark var.” Dedi.

‘HÜKÜMET ANNELERİN FERYATLARINA SESSİZ KALDI’

Acının dilinin olmadığını söyleyen Aslan, “Roboski çok kötü bir yer, annelerin gözyaşları ile sulanmış bir yer. Her şeyden önce oraya insani olarak bakmak lazım. Ülkenin o kadar gelişmişliği ile övünen hükümet, annelerin feryatlarına sessiz kaldı. Katırlar sırtında taşınan bedenler bütün dünyaya insanlık trajedisini gösterdi. Anneler ‘bir umut’ diye yukarıda dolaşan uçaklara bağırarak yardım istediler. Zaten ilk müdahale yapılsaydı birçoğunun kurtulma durumu olurdu. Ben o insanları daha iyi anlamak için kendi çocuğumu alıp oraya gittim. İlk önce çocuğum korktuğu için gelmek istemedi. Fakat çocuğumla o annelerin, o babaların yanına gittikten sonra oğlum dönmek istemedi. Roboski’yi sözlerle anlatmak imkansız. Ama insan olan herkesin bu katliama sessiz kalmaması gerekiyor.” Dedi.

‘YETERİNCE KANA DOYDUK’

Ülke’de suç işleyenlerin iktidara yakınlığı olması durumunda aklandığını söyleyen Aslan konuşmasını şöyle tamamladı: “Ülkemizde suç işleyenlerin iktidara yakınlığı varsa, çeşitli bahanelere sığınıp yolsuzluk ve hırsızlıktan aklanıyorlar. Ancak bir kesim eğer iktidara muhalif ise, ne yaparsa yapsın aklanamıyor. Eğer bu ülkede adalet yoksa ayrımcılıklar, aksaklıklar, ötekileştirmeler, potansiyel düşmanlıklar yargıyı üzerinde bir baskı aracı görüp kullanmaya devam edecektir. Ümit ediyorum ki insanlar yargıyı, militarist güçleri, politikayı, siyaseti veya devletin imkanlarını istediği gibi kullanmaz. Eğer devlet insan içindir diyorsak, devletin insanların hizmetinde olması gerekir. Roboski sembolik bir mücadeledir. Burada işlenen bütün cinayetlerin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Roboski’de işlenen cinayetin çok trajik sonuçları olmuştur. Roboski’deki aileler erdemli olmak haricinde başka bir dil kullanmadılar. Bu katliamı yapanları ötekileştirmeyip, etnik kimlik vurgusu yapmadılar. Yeterince kana doyduk. Roboski’ye adaletin getirilmesi lazım. Burada kin ve düşmanlık söz konusu olmadı. Tek isteğimiz adaletin getirilmesidir.”


ŞEHRİVAN

Editör: TE Bilisim