Orhan AŞAN-Şehrivan


 

Sanatçı ve bileşenlerin bir araya gelmesiyle kurulan Van Sanat Platformu kuruluş amaçlarını açıkladı. Eski Tekel binası önünde bir araya gelen platform üyeleri ‘Savaşa Karşı Sanat’ sloganıyla sanatın iktidar zihniyetinden uzak özgür alanlarda yaygınlaşması istemiyle bir bildirge yayımladı.

‘KENT KARANLIĞA GÖMÜLMÜŞTÜR’

Van’da sanatçı ve bileşenlerin bir araya gelmesiyle kurdukları Sanat Platformu bir basın açıklaması yaparak kuruluş amaçlarını açıkladı. Eski Tekel binası önünde bir araya gelen Platform üyeleri, kendisini geliştiren ve devrimci dinamiklerle toplumsal dönüşümleri oluşturan aydın ve sanatçıların sesine bir çığlık olmaya çalışacaklarını söyledi.
Platform adına açıklamayı okuyan Şenol Balı, Tarihi birçok kadim uygarlığa dayanan ve güneşin kenti diye adlandırılan Van geçmişten günümüze bir köprüdür. 1915’e kadar Sanat ve Kültür alanında birçok ilke ve devinime sahne olmuş kent sonrasında karanlığa gömülmüştür. Bizlerde Sanatın gelişmesi, yaygınlaşması ve halka ulaşması adına birçok sanatçı ve aydınla bir araya gelerek tarihi ve kültürel mirası sahiplenmek içgüdüsüyle günümüzün en yakıcı ve sarsıcı silahı olan sanatın her alanda var olabilmesini istiyoruz. Ayrıca ‘Savaşa Karşı Sanat’ sloganıyla sanatın iktidar zihniyetinden uzak özgür alanlarda yaygınlaşması istemiyle bildirgemizi yayınlıyoruz.” Dedi.

‘ÇIĞLIK OLMAYA ÇALIŞACAĞIZ’

Sanatçının üretimlerini rahatlıkla ifade edebilmesi için demokratik tavırdan yana olmayan anlayış her zaman halkın önünde ciddi bir engel olarak bulunmuştur. Diyen Balı, “Bizlerde bu durumdan derin rahatsızlık duyuyoruz. Kendisini geliştiren ve devrimci dinamiklerle toplumsal dönüşümleri oluşturan aydın ve sanatçıların sesine bir çığlık olmaya çalışacağız. Tekelci, pazarlayıcı ve emek sömürücü zihniyet her daim tüm toplumların gelişmesine mani olmaktadır. Ekolojik yaşamın kültürel ve sanatsal tavrımızı şekillendirmesi gerekirken popüler kültür hayatımızın her alanına empoze edilmiş ve bu algı sistemi toplumumuza egemen olarak bizleri yabancılaşmaya götürmüştür. Günümüz hegamonik benmerkezci düzen yaşamın tüm alanlarını gasp edip tekeline aldığı gibi bu kentin sanatını da bir avuç elit kesimin insafına bırakmak istemektedir.” Dedi.

‘AĞITLAR YAKILMASIN DİYE BU YOLA ÇIKTIK’

Sanatın dar çerçevelere sığdırılıp, kişilere mal edilemeyeceğini ifade eden Balı, şöyle konuştu:
“Evrensel ve toplumsal beğenilerin, arayışların bir potada eriyerek sembolleştiği ve yaşamımızda anlam bulduğu sanat hiçbir zaman dar çerçevelere sığdırılıp, kişilere mal edilemez. Sanat toplumsaldır ve toplumsal değerleri yansıtır. Toplumsal değerlerimiz geçmişimizde gizlidir şiarıyla geçmişin durağanlığına sığdırılmak istenen tarihi, akıcı ve ilerici sanatla birleştirip bir kilim gibi ilmik ilmik dokumak ve buluşturmaktır temel hedefimiz. Toplumsal gerçekliliğimizle, kültürümüzle, sanatımızla ve tarihimizle buluşmak köklerimizin derinliklerine inmek, gün yüzüne çıkarıp insanlıkla buluşturmak için yola çıktık. Amacımız bir iktidar oluşturmak değil tam tersi oluşarak süregelen tüm baskı aygıtlarını da kabul etmeyerek yıkılmasını sağlamaktır. Bizimkisi erklerin olmadığı bir yaşam düşüdür. Aklın kalıplara sığdırılmış tabusal düşünceleri kırılmalı ve kabuklar parçalanmalıdır. Yani an eylem zamanıdır. Düşünmek, yaratmak zamanıdır. Devrim zamanıdır. Böylece nihayetinde hayat sanata dönüşecektir. Yani sanat topluca üretilecek, paylaşılıp çoğaltılacak ve birlikte yaşanacaktır. Özgürlüğün önündeki engeller sanatla aşılacaktır. Sanatla hayata bir anlam katacağız. Mülkiyet temasını terk edip toplumsallaşıp insanın kendisine ve doğasına olan yabancılaşmasını engelleyeceğiz. Çünkü mülkiyet olmamalıdır. Yaşamda herkes bir şair, bir yazar, bir dansçı, bir sinemacı ve iyi bir hikaye anlatıcısıdır. Bu sebeple önümüze bir fırsat çıkmıştır. Etkili bir silah olan sanatı yaşamla bütünleştirme fırsatını yakaladığımıza göre ya bu başarıyı sağlayacağız ya da sonsuza dek yaşamın bir kenarında oturup kaçırdığımız fırsatlara ağıtlar yakacağız. Bizler işte bir daha ağıtlar yakılmasın diye bu yola çıktık. Şu anda gösteriden ibaret olan meta toplumu yıkılmalı sanatsal bir dünya ve toplum inşa edilmelidir. Gri tonlarla boyanan beyinlerimiz gökkuşağına dönüşüne kadar hayatı yeniden sanatla
buluşturana dek, fırçalarımızla, şiirlerimizle, tiratlarımızla, danslarımızla ve çığlıklarımızla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu anlayışla yola çıkarak iktidarlaşan ve tekelleşen yaşamımızı cendere altına alan tüm fikirlere karşı yola çıkıyoruz. Halkın sanatsal ve kültürel dünyasını zenginleştirmek maksadıyla hayatın tüm renklerini kucaklıyoruz. Başta çocukları düşünerek, hiyerarşik düzenlerin sanatı kendi lehlerine kullanmalarını engellemek için üretim ve örgütlenme alanının her yer olduğunu var ederek, faşizm, cinsiyetçilik ve uyuşturucu bataklığına bulaşmış veya bulaşma riski olan halkımızı aydınlatma konusunda kendimizi sorumlu gördük. Bu konuda sanatın bir lüks değil aslında bir gereklilik olduğunu düşünerek tüm kamuoyuna Van ilindeki tüm sanatçı dostlarımızla beraber tek güç olduğumuzu bildirmek isteriz.”

‘YALNIZ OLMADIKLARINI GÖSTERMEK İSTİYORUZ’

Balı konuşmasının sonunda ise şu ifadelere yer verdi: “Tüm sanat dinamiklerini harekete geçirip sanatsal üretimi arzulayan üretici arkadaşlarımızın kendilerini bu şehirde yalnız hissetmemeleri için ortak inisiyatif oluşturduk. Biz biliyoruz ki kendini yalnız hissetmeyen sanatçı daha çok üretim için çabalayacak hem toplumunu hem de çevresine karşı daha duyarlılık gösterecektir. Böylece hem Van hem de çevresinin çehresi pozitif anlamda bir değişim yaşayacaktır. Bu tabi ki çok hızlı bir şekilde gerçekleşecek değildir. Ama şu da bir gerçektir ki bu değişimi başlatacak olan tek varlık bu kentte sanat ve kültür duyarlılığını ruhunda hisseden bu ilin gerçek üreticileri olan sanatçılardır.”

Editör: TE Bilisim