Kafayı sürekli olarak siyaset, kavga, dövüş ile de meşgul etmemek gerek.

Bazen rahatlamak gerek.

Kentin o ağır gündemi altında ezilip kalıyoruz bazen.

O onu eleştirdi.

Şu şuna ateş püskürdü.

Şu başkan oldu.

Şu istifa etti.

Falan filan.

Gerçekten bazen gına geliyor.

Öyle diyorlar hani.

Ne yapmalı?

 

Yine Van eksenli ama farklı bir şeyler için kafa yormalı.

Bunu uzun süredir yapan birileri var.

Adı Van Gölü Aktivistleri.

Van konusunda, Van Gölü konusunda, Van Gölü civarındaki kentler konusunda hassasiyetleri olan bir gruptan oluşan duyarlılar ekibi sadece bu tür işlere kafa yoruyor.

 

Kampanyalar yapıyorlar.

Etkinlikler düzenliyorlar.

Koşturuyorlar.

Ses yükseltiyorlar.

Ve bunların hepsini siyasetten ve hamasetten uzak tamamıyla daha yaşanabilir bir Van ve çevresi için yapıyorlar.

Son zamanlarda önemli konulara dikkat çektiler.

Bir çok konuda öncü oldular.

Bu tür oluşumlar kıymetlidir.

Aynı grup ve bir kaç doğa severlerden oluşan dernekle birlikte dün Şehrivan aracılığı ile yine güzel bir konuyu gündeme taşıdılar.

 

Şimdi malumunuz.

Bacasız fabrika turizm!

Yani dünyaları üretmek kadar önemli bir mesele.

Kentler için olmazsa olmaz.

Bunu fırsata dönüştürenler kaybediyor.

Çeviremeyenler ise sadece fotoğraflara bakabiliyor.

Şimdi biz fotoğraflarda iyi çıkıyoruz da.

Van halkı olarak kendi kentimizi hep kendimize anlatıp duruyoruz.

 

Van sevdalıları olarak sahip çıkmadığımız kente ağıt yakıp durma gibi de ilginç bir halimiz var.

Ama hadi birşeyler yapalım dediğimizde de herkesin acele işleri çıkıveriyor.

Şimdi dünya artık yeni bir arayış içerisinde.

Yani öyle Antalya’ya gideyim, ya da İspanya’ya gideyim.

Deniz, kum, güneş tatil yapayım olayı artık yeni düzenle birlikte değişime uğradı.

Tamam tatil hala revaçta.

Ama daha önemli şeyler oluyor.

 

Avrupa başta olmak üzere günlük hayatın ve bitmek bilmeyen iş hayatının stresine katlanamayan insanlar yeni arayışlar içerisinde.

Artık Paris’e gitmek kesmiyor.

Roma’da alışveriş tat vermiyor.

Para harcamak rahatlatmıyor.

İnsanlar yeni rotalar arıyor.

“Nereye gideyim de farklı bir şeyler göreyim?” diyorlar.

 

Ya da farklı lezzetlerin peşine düşüyorlar.

Gastronomi turizmi diye bir şeyler çıktı.

Bakın Gaziantep, Kayseri ekonomisine gastronomi ile büyük katkılar sağlamaya başladı.

Yine bunun yanında en sakin kentler dikkat çekiyor.
İnsanlar gidip de sakinlikten faydalanmak için harita didik didik yeni yerler arıyor.

Ya da tarihi ve kültürel rotalarda dolaşıyor.

Bisiklete biniyorlar...

 

Sırtlarında çantaları ile insanlar doğanın içinde kaybolmak istiyor.

Tarihe şahitlik etmek istiyor.

Aha işte tam da burada Van Gölü Aktivistleri ve diğer doğa severler diyor ki:

Van işte!

Aradığınız yer Van.

Tarih var.

Doğa var.

Kültür var.

Huzur var.

Sakinlik var.

Yani tam yeni arayışların mekanı.

 

İranlıların alışveriş ile meşgul olduğu bir süreçte geriye kalan tüm güzellikler olduğu gibi duruyor.

Bu insanlar buraya dikkat çekiyor.

Gelin bu güzergahları yeni rotalar yapalım diyorlar.

Bunun için ses yükseltiyorlar.

Ama sadece onların çabaları yetmiyor.

Bu işe birilerin daha el atması gerekiyor.

Yani siyasiler.

Yöneticiler.

Bürokratlar.

Biz Vanlılar.

Burada bir Van olduğunu sadece biz Vanlılar’ın bilmesinin çok bir artısı yok.

 

Doğru bir tanıtım ile Van yeni bir rota olabilir.

Bakın dünyada dengeler değişirken.

Dünyanın merkezi de değişiyor.

10-20 yıl sonra dünyanın merkezi Çin’e kaymayacak mı?

Avrupa artık tadını-tuzunu kaçırmayacak mı?

ABD o ihtişamını yitirmeyecek mi?

Eee? İnsanlar nereye gidecek. Aha da bu coğrafyaya gelecek.

Bu coğrafya da insanların yeni rotası olacak.

 

Ama biz yapmazsak başka kentler yapacak.

Çünkü artık güzel kentler değil.

Doğru tanıtılan kentler kazanıyor.

Kim daha girişkense ora kazanıyor.

Biz böyle susarsak kimse burada bir Van olduğunun da çok farkında olmayacak.

O zaman aktivistlerin, doğa tutkunların çağrısına hep beraber ses yükseltelim.

Haydi o zaman:

“Sesimizi duyan var mı?”

Editör: TE Bilisim