Van’da 2011 yılında yaşanılan iki büyük depremin ardından tüm Türkiye hatta Dünya seferber olmuş ve Van için insanlar üzerindeki elbiseleri çıkarıp destek olmak için bizlere göndermiş ve milyonlar yardım etmek için seferberlik ilan edilmişti. Yaşanılan doğal afetten sonra 646 kişi hayatını kaybetmiş ve yüzlerce insanda yaralanmıştı. Bu büyük afetten sonra yaşanılan dramın ardından Edirne’den Karsa, Trabzon’dan Antalya’ya herkes yardımlarda bulunmuş ve destek için her türlü yardımda bulunmuştu. Ha keza Soma için de bu duyarlılığın alası gösterilmişti… Ama bunu şu anda Şengal ve Rojava’da yaşanılan katliamlar için söylemek çok zor.

Hele ki her yardım tırının gitmesinden sonra odaların, STK’ların ve derneklerin vermedikleri destek için yapılan çağrılar ve alınamayan cevaplar ise her geçen gün tepkilere neden olmaya devam ediyor.

***

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adı altında terör estiren terör örgütü çocukları öldürüyor, kadınları satıyor ve erkeklerin ise kafalarını kesiyor. Bu katliamlardan kaçanlar ise dağlara, ovalara ve kalelere sığınıyor ve yaşam mücadelesi veriyor. Hatta ve hatta aldığımız haberler ve okuduklarımızda çocukların susuzluktan ölmemesi için çocuklara kan bile içiriliyor.

Van’da yaşanılan depremlerden sonar üstündekileri Van’a gönderenler Rojava ve Şengal için neden göndermiyorlar. Bırakın üstlerini göndermek neden sessiz kalıyorlar?

EN ÇOK ÇADIR BİZDE VAR DA NEYE YARAR!

Yaşanılan bu katliamları göz önüne aldığımız zaman hele ki Van gibi deprem yaşamış olan bir kentin STK’larının sessiz kalması ise akıllara durgunluk veriyor.

STK’ların dışında Van halkı bu katliamlar için elbette ki seferber olmuş durumda ancak gelin görün ki bu yardımları yabanlar ise sadece içleri acıyan insanlardır. Sizin de bildiğiniz ve takip ettiğiniz gibi Van deprem döneminde en çok yardım alan özelliklede giyim ve barınma adına en büyük yardımı alan Van şimdiler bir çadırı Şengal’deki Ezidilere ve Kürtlere çok görüyor.

Şengal’de yaşanılan katliamlar için insanlar seferber oluyor ama bu insanlar içinde seferber olduklarını sadece düşünenler de var. Bunlar yardımda yapmaktan çok reklam yapanlardır. Türkiye’deki iller içinde en çok çadıra sahip olan Van’ın böyle bir yardımlaşma örneğini göstermemesi bizlerin ne kadar duyarsız olduğumuz ve hatta nankör olduğumuzun göstergesidir. İnsanlar o sıcaklarda susuzluktan ve açlıktan ölürken bizler barınmak için bir çadırı nasıl fazla görebiliriz bu bambaşka bir sorun. Halen bile her evde en az birkaç çadırı olan kaç yüz insan olduğunu bilmeyen mi var?

Buna rağmen gözler Van Depremi sonrasında sesleri hiç dinmeyen STK’ların sahiplenmesini arıyor. İşlerine geldiği zaman bir birinin arkasında duruna ve çıkar için her şeyi yapan bu saydıklarım, yardım ve acı paylaşmaya gelince neden susuyorlar?

Parmakla değil, binlerce, yüzbinlerce insanın gösterdiği insanlar olun benim, bizim ya da sizin 3 parmakla gösterileceği insanalar değil. Bir birinizi kovalamayın, gerek sizi seçmiş halkınıza gerekse de sizi tepeden atayan insanlar için halkınızın arkasında olun, bir birinizin değil.

Hadi siz sustunuz ya yerel yönetimler, ya siz meslek kuruluşu temsilcileri. Ya siz şenliklere, eğlencelere, olmadık gezilere para harcayan sözde esnaf temsilcileri?

Belediyeler ve özelliklede belediye başkanlarının seçimlerde verdikleri vaatleri bir sonraki seçimlere yıl daha doğrusu aylar kala çalışmalar yaptıklarını çok iyi biliyoruz. Bu yüzden belediyelere önerim hazır boş zamanınız varken bu savaşa göz yummayın ve halkın iradesi olarak halkın iradesinden yana olun.

Olayı siyasi düşüncelerden sıyırın.

Mesela, Sırf DBP çağrısını yapıyor diye bu insanlardan yardımı esirgeyenlerin ya da ismi hitap edilerek yardım yapmaya çağrıldığı için ‘zorunlu’ yardım yapanların samimiyetleri de konuşulması ayrı bir konu.

Yine bir diğer önemli detay ise DBP dışında diğer partilerin sürece dâhil olmaması. A Partisi - B Parti fark etmez. Böyle bir zamanda herkesin bir arada olması ve destek için bir birine kenetlenmesi gerekmiyor mu sizce de?

Mevki, makam ve koltuklarınızı çok güvenmeyin yarın bu sizin de başınıza gelebilir. İsimlerinizin önündeki o kısaltılmış mertebeler sadece isimlerinizi uzatmaktadır. Ondan başka hiç bir şey değildir. Bu yüzden halkın kapısına gidin ve gerek Kürtler gerekse de Ezidiler için bir arada olun. Madem Van adına konuşmaktan, Van içinde bulunduğu zor durumu tartışmaktan aciz, eyleme geçmeyecek haldesiniz bari böylesi insanı bir durumda konuşun da varlığınız ile yokluğunuz arasındaki farkı bilelim, anlayalım.

O yüzden olayı siyasi, kitlesel, ideolojik olarak görmeyin. Depremi, afeti gören insanlar olarak yaşanan dramı bilen insanlarız. Aramızdaki tek fark bizim yaşadığımız doğal afeti onların insanlık dışı bir tavırla hareket eden gözü dönmüş bir gruptan görmeleri!

Eğer mesele sadece yaşanan o insanlık dramıysa: Dilinizi yutmadıysanız sessiz kalmayın!


Önder Altınal yazdı...

 

Editör: TE Bilisim