O havanın oluşmasındaki kaygı sadece Van’ı öyle ya da böyle bırakıp gidecek olan zenginlerin kenti terk etmesi nedeniyle yas tutacak olmamız değil, kentte oluşturduğu psikolojik havaydı bir yandan da.

Kiminin kulak ardı ettiği, kiminin kesin ifadelerle yalanladığı o günlerden sonra başlayan Kobanî eylemleri sonrası oluşan OHAL görünümlü ortam herhâlde şu sıralar Van’ın yaşadığı durgun ve gergin havanın en büyük müsebbibi oldu.

Hatırlarsanız yaşanan olayların ardından başlayan provokasyon tartışmaları ile birlikte Doğu ve Güneydoğu’da yapılan ‘gecikmeli’ sağduyu çağrıları da işte bu yüzden bazı tepkiler almıştı.

Tam da bu olaylar devam ederken TÜSİAD’ın iki yıldır mücadelesi veren 60 işadamı ile Van’a çıkarma yapacağı şeklindeki açıklama bir anda umut verdi.

Birilerinin bize bu işleri uygulama ile mi göstermesi gerekiyor acaba?

***

Yüzünü bölgeye çeviren veya binbir rica ile kente ve diğer doğu illerine gelen işadamı da yatırımcısı da karşılık beklemeden bölgeye yatırım yapmak istediği için değil, bir ‘ışık’ gördüğü için geliyor.

Bunu yaparken de doğudaki işadamlarına sunulmayan ama batılı zengini daha zengin etmek için çıkarılan teşfik paketlerinden faydalanırken, ‘İstemem yan cebime koy’ politikası güderken bir taraftan da bunu tam bir lütuf olarak göstermekten öteye geçmiyorlar.

İşte bu yüzden depremden bu yana daha çok ‘yerli’ yatırımcıya yüz çevirip teşfiğini de, çağrısını da, desteğini de Van dışındaki yatırımcılara yapan isimlere hep şunu sunduk: Önce kendi yatırımcınıza sahip çıkın. Biz birşeyleri başarabildiğimiz andan itibaren bu insanlar çağrılarla değil zaten koşarak bölgeye geleceklerdir.

İşte bu yüzden Van Mermer’i, Van Boru’yu, Van Çimento’yu, Doğu İnşaat’ı, Orsay Yapı’yı, Van’ın yerli marketlerini, bakkallarını, manavalarını ve daha nice kente değer katan yatırımların altına bedenlerini koyan işadamlarını ve Van’ın kendi esnafını harcamayın, kollayın dedik.

Kolladık mı? Hayır…

Aksine yıpratmak için, “Gittiler, gidiyorlar, gidecekler!” diye diye algıları altüst ettik.

Van’ın kendi yerli yatırımcıları bile Van’da zor dururken hepimizi hala; “200-300 yatırımcı Van’da yatırım yapmak için kuyrukta bekliyor” sözleri ile uyutmaya, oyalamaya devam ediyorlar.

Çok merak ediyorum varsa yatırım bekleyen birileri hiç çekinmeyin, davet edin başlasınlar yatırımlarına. Yok, bu sadece yatırımcı çekmek için yapılan bir blöf ise miadı çoktan doldu bilin isterim…

***

Van’da yapılacak her büyük çaplı toplantı, panel, program öncesi büyük bir heyecan duyuyor ve o programlardan Van’a çıkan payı dikkatle takip ediyorum.

Geçtiğimiz ay Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Van’daydı örneğin. İhracat rakamlarını açıklama üzere Van’daydılar. Ekonomi Bakanı da buradaydı yine. O toplantı öncesi Van’ın Hakkari’nin ve bölgede ülkelere sınırı bile olmayan illerin ihracat rakamlarının altında kalması gündem olmuş ve bu toplantıda masaya yatırılır diye ummuştum.

Ama ne oldu?

“Van Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu kırdı.” İbaresi Van’ın da Van’da yapılan toplantının da Van’ın ihracatının da önüne geçti. Van’ı konuşamadık.

Türkiye-İran Van Forumu’nda sektörel derinleşme umuduyla katıldığımız toplantılarda sünni-şii tartışmaları, Ortadoğu politikalarından Van’ı konuşmak için çok az zaman bulduk, stratejik derinlikte aradığımızı bulamadık.

6 Kasım için büyük bir heyecan yaratıldı. İki yıldır beklenen TÜSİAD ziyareti gerçek oluyordu. Önceki gün de Van TSO ile Vadsiad’ın ortak açıklaması ile program duyuruldu. Kolay değil aralarında Türkiye’nin devlerinin bulunduğu o işadamlarının gelmesi öyle kolay iş değil…

Onların sermayeleri de kendileri de ‘güveni’ fazlasıyla sever. Tamam sevsin de, Van TSO böylesi bir program için seferber olurken hazırlıklar başlarken gün içinde TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı bir açıklamasının satır arasında Van ziyaretini iptal ettiklerini sıkıştırıveriyor cümle aralarına…

İlgili kurumlar bile belki bihaberken durumdan çözüm sürecinin sıkıntılı geçtiği bir dönemde süreç ile ilgili kaygılarını belirten bir açıklama yapıyor TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer. Ne gariptir TÜSİAD olarak sürecin ekonomik ayağına destek verdiklerini kaydederken şu cümleleri de aradan kullanıveriyor; Dinçer, “6 Kasım'da bir Van seyahati vardı. Bu seyahati mevcut ortamda ertelemek durumunda kaldık. Ortam ekonomi konuşmaya izin verdiği takdirde, bunu yeniden gerçekleştirmek düşüncesindeyiz” diye konuştu.

Bu açıklamaya tepki ile mi karşılık vermek lazım yoksa kendi halimize mi yanalım siz söyleyin? Biz beyefendilere uygun ortamı hazırlamadığımız için mi dizimizi dövelim, yoksa “Siz nasıl gelmezsiniz?” diye ateş mi püskürelim?

Bence TÜSİAD ve sonu ‘D’ ile bütün tüm adamlardan oluşan o kesimlerden gelip Van’da ulusal gündem değerlendirmesi yapmalarından vazgeçip kendi işimizi kendimiz görelim. Bu kentin kadim zenginliği de insanı da bu kente yeter.

Kalsın…

***

VANFEST GELİYOOOR!

Van TSO’da şu anda önemli bir çalışmanın daha hazırlığı devam ediyor. Van kimi zaman bozulan moralini bozmak için ses getirecek yeni bir işe daha hazırlanıyor.

Tıpkı Van Kahvaltı Rekoru’nda olduğu gibi kitlesel bir katılım ile yine Vanlı’nın eliyle yapılacak bir festivale hazırlanıyor. Henüz ete, kemiğe bürünme aşamasında olan Van Alışveriş Festivali diğer bir isim ile Van Shopping Fest için Van TSO büyük bir hazırlık yaparken, kahvaltıdan daha profesyonel ve büyük bir organizasyon için kollar sıvandı.

15 Mart-05 Nisan 2015 tarihinde Van’da kampanyaya katılacak mağazalar ile birlikte koca bir açık hava alışveriş festivali düzenlenecek. İsteyen herkes bu festivale katılıp logosununu işyerine asıp indirimlerle özellikle İranlıların Van’da olduğu dönemde bu festival ile kar sağlayacak.

Üstelik festival tam profesyonel bir organizasyon ile düzenlenecek. Tanıtım yüzü ise sürpriz ve Türkiye’nin önemli yüzlerinden biri ile yapılacak!

İyisi mi biz Van’ın kendi kanından, kendi canından insanların yaptığı organizasyon, girişim ve yatırımlarla meşgul olalım.

Böylesi daha iyi!..

***

DERS OLSUN

Bir küçük not ile bitirmek istiyorum… Geçtiğimiz Ekim ayında yapılan Kobanî eylemlerinden çok sonra Van’da yapılan sağduyu çağrısının geç kalınmışlığı da katılımı da Van gibi bir heybetli bir şehre yakışmamıştı.

Bölgedeki gerginlikler esnasında Diyarbakır’daki STK’ların güçlü duruşu bu anlamda her defasında Van’ın öne geçerken bugün düzenlenecek 1 Kasım Dünya Kobanî günü nedeniyle yapılacak kitlesel eylem öncesinde de yine Diyarbakır farkını gösterdi. Daha bir gün öncesinden açıklama ile önceden sağduyu çağrısı yine Diyarbakır’dan yapılırken Van sessiz kaldı. Olayların çıkmayacağı ve ulusal bir ses getirecek yerinde bir eylemin Van’da çıkmaması umuduyla, bu defa STK’ların geride kalmamaları temennisiyle…

1 Kasım Dünya Kobanî Günü barışa ve Kobanî’de zafere vesile olsun.

Editör: TE Bilisim