Bir önceki yazımda Siyonistleştirilen Yahudileri yazmıştım. Takip edebildiğim kadarı ile pek ilgi görmemiş olacak ki yazım fazla okunmamış. Oysa konu çok önemli ve hayatımızın her merhalesini ilgilendirmektedir. Çünkü bizi bugün İslam’dan koparan ve bugünkü yaşam biçimini bize dikte ettirenler ne yazık ki Siyonist Yahudilerdir.

Yahudilerin Siyonist öğretiye boyun eğdirdiği Hıristiyanları yazmaya devam edelim.

b) Siyonistleştirilene Hıristiyanlar

Yahudiler, kendi yurtlarından ve coğrafyalarından sürgün edilmelerinden sonra bozulan birliklerini toparlamak ve tekrar Tevrat’ın hükümlerini (Tevrat’ı tahrif etmelerine rağmen) icraata sokmak için giriştikleri her çabadan geri kalmadılar.

Müslümanları Yahudilerin en büyük düşmanı olarak bildikleri için tek çareleri Hıristiyanları kendi davalarına kazandırmaktı. Bir önceki yazımda da değindiğim gibi Yahudiler Hıristiyanları kendi davalarına inandırmak ve desteklerini sağlamak için buna ihtiyaçları vardı ve Protestanlığı iki papazın eli ile kurdular.

Protestanlık mezhebi kurulmazda evvel Katolik Hıristiyanlar, Yahudileri Hz. İsa (as) katilleri olarak bilir ve onlardan nefret ederlerdi. Dönemin İngiltere’si bundan dolayı hiçbir Yahudi’yi İngiltere’ye sokmazdı. Bu durumu çok iyi bilen Yahudiler iki mason papazı yeni mezhep kurmaya yönlendirdi ve aydınlanma dönemi dedikleri Reform ve Rönesans dönemi aslında aydınlanma değil Yahudiliğin Hıristiyanları emellerine inandırma dönemidir.

Protestanlık mezhebi iç öğreti olarak tamamen Siyonist öğretinin ta kendisidir. Ama dıştan görünüşü bir Hıristiyan mezhebi olarak takdim edilir. Zaten amaçta buydu ve bununla Hıristiyanların desteğini sağlamaktı ve sağlamakta da gecikmediler. İngiltere’ye Püritenler grubunu Protestan mezhebine inandırmakla işe başlayan Yahudiler bunu başardıktan sonra Yahudilerin İngiltere’ye girmelerini sağladılar.

Yahudileri İngiltere’ye girmelerinden sonra Amerika kıtasının keşfi ile oraya gidenlerin öncüleri bu Yahudilerdi. Amerika’ya giden Yahudiler Protestan yaptıkları Hıristiyanları kendi öğretilerine öyle inandırmışlardı ki seçilen ABD başkanlarının büyük çoğunluğu Yahudi kökenlilerdi.

Amerika kıta olarak keşfedildikten sonra Avrupa’nın maceraperest ve topraksız insanları yeni kıtada toprak sahibi olmak için oraya akın ettiler. İngiliz, Fransız, İspanyol, Portekiz ve İtalyanların akın ettiği yeni kıtada hâkim olan İngiltere’den giden ve ipleri ellerinde tutan Yahudilerdi. Yeni kıtada altın madenlerini bulup işleten ve Afrika’dan getirtilen siyah insanları köle olarak çalıştıranlar elde ettikleri gelirler ile çok zengin olanların öncüleri Yahudilerdi.

Amerika’ya giden Yahudilerden bugün en zengin olanı Rockefeller ailesi oldu ve bu aile Amerika’nın sevk ve idare edilmesinde tek söz sahibi bir ailedir. Amerika başkanlık seçimleri Rockefeller imparatorluğundan müsaade ve desteklerini almadan seçim kazanmaları imkânsızdır. Rockefeller Amerika başkanı olarak kimi seçerlerse o kişi başkan olur. Bunun Cumhuriyetçilerden veya Demokratlardan seçilmesi fark etmiyor. Yeter ki Rockefeller ailesinin rızası olsun….

Rockefeller gibi birçok Yahudi aile Amerika’da zengin oldu. Ancak dizginler hep Rockefeller ailesinin elinde kaldı ve kurmuş oldukları en üst düzey örgütü İlluminati sayesinde öncelikle Amerika daha sonra Rothschild ailesinin çok etkin olduğu İngiltere’de tamamen siyaset ve ekonomiye yön vermeye başladılar.

Özellikle Amerika’da Protestanlık mezhebinin içinde geliştirdikleri Evanjelist tarikat bugün Amerika’nın büyük bir bölümünü etkisi altına almış durumdadır. Evanjelistler kimdir nasıl bir inanca sahiptirler ve Yahudiliğe hizmetleri nasıl olmuştur üzerinde duralım ve Hıristiyanları nasıl Siyonistleştirdiklerini anlayalım.

Kelime olarak “müjde ya da iyi haber“ manasına gelen evanjelizm, evanjelist olarak da İncil’de Hz. İsa’nın havarileri olarak geçen Matthew, Mark, Luke ve John’a verilen unvandır.

İngiltere’de Anglikan bir papaz olan John Nelson Darby’nin 1870’lerden itibaren Amerika’ya yaptığı seferlerden sonra evanjelik düşünce ülkede hızla yayıldı. Darby, kurmuş olduğu Plymouth Kardeşlik hareketi ile ülkeyi şehir-şehir, kasaba-kasaba gezerek verdiği etkileyici vaazlarla mürit toplamayı başarmış ve takipçileri de kendilerini dispensalist olarak da tanımlarlar.

Evanjelizmin öncüleri olan Darbyistler kendilerini “Hıristiyan Siyonistler” olarak adlandırırlar ve bunu Kitabı Mukaddesi ele alış tarzlarına dayandırırlar. Ve onların inancına göre Mesih’in dünyaya yeniden gelmesi için bazı şartlar öne sürerler.

Bu şartlar şunlardır;

1- Yahudilerin Filistin’e geri dönmeleri ve kendilerine ait topraklarda bir devlet kurmaları,
2- Kudüs’ün başkent yapılması,
3- Mescidi Aksanın yıkılıp yerine Süleyman tapınağının inşa edilmesi,
4- Tüm insanlara İncilin vaaz edilmesi,
5- Tribülasyon (Kargaşa dönemi) Yahudilerin ve iman edenlerin eziyet görmesi,
6- Armagedon savaşı,
7- İnanların (Hıristiyanların) semaya yükseltilmesi.

İlk madde Siyonizm'in ilk siyasi hareketini başlatan Theodor Herzl’in 1897 yılında Basel’de toplanan 1. Siyonist Kongrede alınan bu şart Hıristiyan Siyonistlerin en öncü maddesi olarak birinci sırada yerini alması gözden kaçmaması gereken bir şart olduğunu unutmayalım.
Siyonistleştirilen Hıristiyanların genel bakışlarına gelince;

Siyonizm; bütün dünyaya dağılmış bulunan Yahudilerin yeniden toplanıp anayurtları olarak bildikleri Filistin topraklarında başkenti Kudüs olan bir Siyonist devlet kurmaları için her türlü çabayı serf ettiklerini bildiğimiz bir Yahudi öğretisidir.

Bu öğreti için Hıristiyan âlemini öğretilerine inandıran Yahudilerin en büyük destekçileri Amerika’da bulunan Evanjelistlerdir. Mesih’in geri dönmesini hızlandırmak için kıyametin kopmasını bir an evvel isteyen Evanjelistler aslında Yahudilerden nefret etmektedirler. Onlara göre Yahudiler pis ve tembel insanlardır. Yahudilerin bu durumunu bilen ama “Yahudilerin ne yaptıkları ve ne düşündükleri umurumuzda değil. Biz Allah’ın ne söylediğine bakarız. Allah o toprakların Yahudilere ait olduğunu söylüyor.”

Evanjelistler, Mesihin dönmesini istiyorlarsa, Tanrının buna zorlanması gerekmektedir. Bunun olması için şartları olgunlaştırmak insanların elindedir. Bugün ABD yönetiminde olanların büyük bir kısmı Evanjelisttir. Obama’dan önceki başkan olan Bush çok iyi bir evanjelistti. ABD rejim ve yöneticiler olarak İsrail’e çok sahip çıkmaları onların Yahudilere hizmet etmenin en büyük şeref ve Cennete gitmenin yolu olarak inanmalarından kaynaklanmaktadır.

İslam’ı kendi yayılmacı siyasetine ve aynı zamanda öğretisine engel gören Siyonizm Müslümanları öz kaynakları olan Kurandan uzaklaştırmak ve onları ırklara bölerek dağıtıp yönetmek işlevine geçtiği günden bu yana İslam alemi siyaset platformunda yer almamaktadır. Ama son 30 yıldır İslam dünyasında görülen Kurana dönüş hareketleri hem ABD’yi hem de Siyonist İsrail’i panikletmesi onları farklı hesaplara yöneltti. Bunlardan birincisi işbirliği içine girdiği son önem Müslüman siyasetçileri iktidarlara getirip destek vererek Kurana dönüşlerin önünü kesmek ve Müslümanların siyaset sahnesine kendi öğretileri ile dönmelerini engellemektir.

Bunu için son dönemde yapılan Arap Baharı yapılanmaları kendiliğinden değil tam aksine Yahudi-Hıristiyan ittifakının bir organizesi olduğu bilinmesi gereken en önemli bir konudur.

Gelecek yazımda Siyonistleştirilen Müslümanları yazmak dileği ile…

Selam ve dua Allah’a gerçek manada tabi olanlara…