Özlü Söz: En tehlikeli yanlış doğruya en yakın olan yanlıştır. Necmeddin Erbakan

Siyonistleştirilenler yazı dizimin son yazısını Siyonistleştirilen Müslümanları yazmaya çalışacağım. Umarım konu anlaşılır, çünkü bugün İslam dünyasında karşı karşıya bulunduğumuz olaylar Siyonistlerin emrine aldığı veya işbirliğine girdikten sonra öğretisi doğrultusunda eğittiği kişi ve organizelerin durumu daha iyi anlaşılır.

İslam birliğinin ortadan kalkması ile coğrafyamızda baş gösteren dış destekli faşist ve dikta rejimlerin organizesini özellikle ABD yapmaktadır. Önceki yazımda ABD’nin yönetiminin Evanjelist tarikatına bağlı oluşu ve Siyonistleştirilen Hıristiyanların İsrail hayranlığı bugün coğrafyamızı işgal ile birlikte insanlarımızın katledilmesi ile birbirlerine düşman edilmeleri tamamen Siyonistleştirmenin tezahürüdür.

Siyonist fikre ilk önce Yahudiler dâhil edildi. Ancak Yahudiler dünyaya dağılmış bir vaziyette idiler. Mutlaka Hıristiyanların desteğine ihtiyaçları vardı bunu da Protestanlık mezhebi ile başlayarak Evanjelizmi gerçekleştirmek sureti ile bu gücü arkalarına almış oldular.

Bundan sonra iş Müslümanları siyasal zeminden indirmek, birliklerini bozmak, aralarına düşmanlık sokmak ve daha sonra onlardan mevki ve statü verilecek kişilerin önderliğinde aralarına sınırlar koymak sureti ile öğretileri doğrultusunda işbirliğine girmek. Siyonizm’in ana hedefi bu ve bu hedef için hiçbir yaptırımdan kaçmaz.

c) Siyonistleştirilen Müslümanlar

Bu konuda Müslümanları iki kategoride incelemek gerekir,
1- Aslen Yahudi olup Müslüman görünenler
2- Müslüman olup iktidar olama hırsı ile verilen mevki ve makamlara kanan Müslümanlar.

Aslen Yahudi olup Müslüman görünenler

Bunlar Osmanlı İmparatorluğu zamanında Kanuni Sultan Süleymanın 1492 yılında İspanya’da zulüm gördükleri için ülkesine getirttiği Yahudilerin neslinden gelen ve 1626 yılında İzmir Kadifekalede dünyaya gelen Sabatay Sevinin müritlerinin başlattığı ilk adımdır. Aslen Yahudi ama Müslüman görünmeleri ile başlayan bu dönem daha sonra Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile birlikte yönetime gelen aslen Yahudi ama görünürde Türk ve aynı zamanda Müslüman olanların başlattığı bu serüven bugün içinden çıkılmaz olaylara temel olmuştur.

Sabatay Sevi kimdir ve amacı nedir;

1626'da İzmir'de Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Din adamı olarak yetiştirilen Sabetay Sevi, 39'uncu yaşının eşiğinde yoğun bir mistisizme saplandı. Toplumu kurtarabilecek ilâhi bir güce sahip olduğunu söylemeye başladı ve 31 Mayıs 1665 tarihinde Mesih olduğunu ilân etti. Yahudi inancına göre Mesih (kurtarıcı), kendilerine bu günkü İsrail topraklarında bağımsız bir devlet kuracak ve dünyanın dört bir yayına dağılmış olan Yahudileri bir araya toplayacaktır.

Sabetay Sevi, haham olarak sinagoglarda ateşli konuşmalar yaptı ve taraftarlarının sayısını her gün arttırdı. Avrupa'dan Yemen'e, Kuzey Afrika'dan Anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyada yaşayan insanlar arasında dalgalanmalar, kaynaşmalar oldu. Bunun sonucunda heyecan kasırgası ile Yahudiliğin resmî tutumundan ayrı, yeni ve radikal bir akım doğdu.

Bu akım, Hıristiyanlar arasında etkileşimlere, Müslümanlar arasında ise sert ve ciddî tartışmalara yol açtı. İnsanlar, Sabetay Sevi'ye tapmaya, sinagoglardaki konuşmalarından sonra taşkınlıklar yapmaya başladılar. Kimse, neler olabileceğini kestiremiyordu. Sabetay Sevi, oluşmasına yol açtığı heyecan seline kapıldı. Taraftarlarıyla birlikte Osmanlı Devleti'nin başşehri İstanbul’a doğru yürüyüşe geçti. Bu olay üzerine Sevi tutuklandı ve yargılandı.

Sultan Dördüncü Mehmet, çok uzun süren yargılamayı perde arkasından takip etti. Yargılama sonunda Sabetay Sevi'nin önüne iki seçenek kondu: İddialarından vazgeçmezse öldürülecek, Müslümanlığı kabul ederse, hayatı bağışlanacaktır. Sevi: "Bu can bu bedende olduğu sürece Müslüman'ım." der, Aziz Mehmet Efendi adını alır.

Taraftarlarının bazıları bu ihaneti kabullenmez ve intihar ederler. Çoğunluk ise Müslümanlığı kabul eder. Mesih, yani kurtarıcı, kendisini kurtarabilmek için dinini değiştirmiştir. Bir müddet sonra da taraftarları arısındaki intiharları durdurabilmek ve insanları kendisine çekebilmek için bir çıkış yapar: Cübbesinin içine bir kuş yerleştirerek topluluğunun huzuruna çıkar. Burada cübbesinin önünü açarak sakladığı kuşu uçurur. "Can bedenden çıktı." Diyerek, eski dinine döndüğünü ima eder.

Sabetay Sevi ve yandaşlarına, dinlerinden döndükleri için, 'dönme' veya 'avdeti' denilir. Fakat onlar, İslâmiyet'i kabul ettiklerini söylemelerine, görünüşte Müslüman gibi hareket etmelerine rağmen, gerçekte Musevîliğe inanmaktadırlar.

Yukarıda Sabatay Sevi ile ilgili bilgileri verdikten sonra ona bağlı olan Sabataycıların daha sonra ne yaptıkları önem arz etmektedir. Osmanlı devletinin çok önemli kademelerinde görev alan daha sonrada kurulan T. Cumhuriyetinin yönetim kadrosunun tamamına yakının oluşturan Sabataistler iki konumu çok önemseyerek buna çok dikkat etmek sureti ile halkı aldattı. Bu iki konum biri Müslüman görünmek ve diğeri de Türk görünmek!

Osmanlı devleti İspanyadan getirdiği Yahudileri ana merkez olarak Selanik kentine yerleştirdi. Büyük bir kısmı da İstanbul ve İzmir’e yerleştirilirken ana merkezin Selanik olması sonradan çıkan olayların o merkezden yönlendirilmesi çok önem arz etmektedir.

İttihat ve Terraki örgütü bu Sabataycıların içinden çıkmıştır. Örgütlenerek Osmanlı devletinin sonlarında iktidarı ele almalarıyla Osmanlıyı her taraftan savaşa sokmalarının ardından batı Avrupa’nın dört Katolik ülkesinde kanunları getirerek İslam hükümlerini yürürlükten kaldırmıştır. Daha sonra Kürt halkının varlığını inkâr etmeleri, Kürtlerin dillerini yasaklama ve hak mahrumiyetine uğratmaları İttihat ve Terraki örgütünü devamı olan CHP’nin ilk dönem icraatlarıydı.

Yerleşik Yahudiler, Osmanlının son yüzyılında hiç boş durmamış önce kendi öğretilerini yayabilmek için mason locaları açmış ve Osmanlının birçok bürokratını mason birader olarak aralarına katmayı başarmışlardı. Daha sonra onların eli ile kurulan Türkiye Cumhuriyetini oluşturan kadrolarda kendilerinden olduğu için Siyonizm’e hizmet eden masonluğu genç cumhuriyetin genlerine yerleştirmeyi başarmışlardır.

Türklük adına hareket edip kendilerini de aynı zamanda Müslüman gösteren Sabataistler Türkiye Cumhuriyetinin ilk kurucuları olarak tarihe geçmiştir. Ve yönetmek istediği halka belki de dünyada ilk aldatanlar olarak bilinmesi gereken yine bu Sabataistlerdir. Sabataistler bilinip tanınmadan bugün Türkiye Cumhuriyetinde geçmişte ve günümüzde olan olayları bilmemiz çok zordur.

Türkiye’de masonluk Osmanlıda başlayarak günümüze kadar hızla gelişmiş ve ilk öncüleri olarak Emanuel Karoso, Hayim Naum, Metr Becerano ve Nesim Mazlıyah gibi ünlü masonlar Siyonizm’e hizmet ederek hem Osmanlının yıkılmasını sağlamış hem de yeni kurulan cumhuriyetin bütün üst düzey kadrolarına masonlar yerleştirilmek sureti ile hizmetlerini sürdürmüşlerdir.

2- Müslüman olup iktidar olama hırsı ile verilen mevki ve makamlara kanan Müslümanlar.

Türkiye Cumhuriyeti kuran kadro ve daha sonra mason localarından yetişen yerli masonlar tamamen Siyonizm’in öğretisi doğrultusunda çalışmış ve bu konuda üzerine düşen her görevi yerine getirmişlerdir.

İlk yıllarda hükümeti oluşturan Sabataist kökenliler ve onların kurduğu mason localarında yetişenler uzun süre iktidara getirildiler. İslam dünyasında Kurana dönüşlerin başlaması ile birlikte bu Siyonist güç hesaplarını değiştirdi ve artık onların kontrolünde olabilecek Müslüman kadroları iş başına getirip iktidarı onlara destek vererek yürütmesi kararlaştırıldı.

Önceleri Demokrat Parti sonra Adalet Partisi ve daha sonra ANAP işbaşına getirildi. İslam dünyasındaki Kurana dönüşler ivme kazanınca bu defada AKP kurularak Erdoğan iktidara getirildi. Erdoğan’ın iktidarı diğer iktidarlardan daha fazla İslami birikime sahip olması ve Milli Görüş saflarından gelmesi çok dikkat edilmesi gereken bir konudur.

Çünkü gelişen İslami hareketleri önlemek ancak ABD ve İsrail ile işbirliği içinde olan Müslümanlarla durdurulabilir. Onlar da öyle yaptı ve Erdoğan liderliğinde ve daha evvel İslam adına söylediklerini başbakan olduktan sonra terk ederek İslam’a ters düşen beyanat ve ilkelere adım atması bu işin hangi boyutlara geldiğinin en bariz göstergesidir.

Tüm İslam âleminde Siyonistlerin öğretisi doğrultusunda dizayn edilen yenidünya düzeni Siyonist İsrail’in rüyası olan Nil ile Fırat nehirleri arasındaki kutsal sayılan topraklarda Büyük İsrail İmparatorluğunun kurumasına yardımcı olacakları için iktidar yapılanlar bu İslami hareketleri önleyebileceklerdi ve öylede yaptılar.

Türkiye Cumhuriyetinin birçok dışişleri bakanı Yahudi kökenliydi. Üst düzey bürokratlar ve üst düzey makamlar tamamen ya Yahudi kökenlilerin elinde veya onların dümen suyuna göre hareket eden masonların elindeydi. O dönemde İslam’a ve Müslümanlara gösterilen zorluklar, nefret ve kin ile birlikte yapılan eziyetlerin nedeni o makamlarda oturanların Sabataist Yahudi veya mason olmalarıydı.

İlk dönemde Müslüman olup masonluğu kabul ederek Siyonizm’e hizmet ettirilenlerin listesini sunalım; Talat Paşa, Namık Kemal, Mithat Paşa, Adnan Adıvar, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Refik Tulga, Lütfü Kırdar, Muhittin Üstündağ, Şükrü Kaya, Hazım Atıf Kuyucak, Reşat Nuri Güntekin, Fahrettin Kerim Gökay, Ahmet Emin Yalman, Nazım Hikmet (Selanik kökenli bir Yahudi), Halide Edip Adıvar, Haluk Şaman, Necmeddin Sadak, Şahap Kocatopçu, Nermin Abadan Unat, Ziya Gökalp, Çetin Altan, Enver Ziya Karal, Turhan Feyzioğlu, Ferit Melen, Özer Uçuran Çiller, İsmail Cem İpekçi, Şükrü Sina Gürel, Süleyman Demirel, Rauf Denktaş, Suna Koç (Kıraç), Vural Arıkan, Vedat Dalokay, Faruk Komili, Selim Edes, Ayhan Işık, Zeki Alasya, Zafer Ergin.

Liste daha da uzatılabilir ancak köşemiz uygun almayabilir ve okuyucuyu da sıkmamak adına uzatmak istemiyorum. Ancak Sabataist Yahudiler ve masonlar ile ilgili aşağıda bazı linkler vereceğim. İsteyen bu linklere müracaatla meseleyi kendisine detaylandırabilir.

Aşağıda isim ve meslek gruplarını vereceğim günümüzde ve birçoğumuzu tanıdığı bazı şahsiyetler ya Sabataist Yahudi kökenlidir ya da masondur. Bunların durumu internet sitelerine düşmüş listesini istifadenize sunuyorum.

SİYASİLER

Rahşan Ecevit, İsmail Cem, Tansu Çiller, Şükrü Sina Gürel, Ercan Karakaş, Bülent Tanla, Coşkun Kırca, Kemal Derviş, Cavid Bey, Nuri Conker, Ahmet İsvan, Osman Kibar, Hayrettin ERkmen, Turan Güneş, Sebati Ataman, Emre Gönensay, Naim Talu, Salih Bozok, Turhan Kapanli, Mithat Şükrü Bleda, Sümer Oral, Ali Topuz

GAZETECİLER

Güneri Civaoğlu, Cüneyt Arcayürek, Ahmed Emin yalman, Nazlı Ilıcak, Cengiz Çandar, Canan Barlas, Altan Öymen, Örsan Öymen, Abdi İpekçi, Nail Güreli, Güngör Mengi, Yusuf Ziya Ortaç, Ali Sirmen, Aydın Emeç, Çetin Emeç, Ülkü Arman, Sedat Simavi, Erol Simavi, Ali Naci Karacan, Nadir Nadi Abalioğlu, Yunus Nadi Abalioğlu, Ali Gevgilli, Ruhat Mengi

SANAYİCİ-İŞADAMI

Nejat Eczacıbaşı, Büyent Eczacıbaşı, Feyyaz Berker, Feyyaz Tokar, Cen Boyner, Ali Koçman, Dinç Bilgin, Can Paker, Ömer Çavuşoğlu, Halil Bezmen, Dilber Ailesi, Rona Yırcali, Selahattin Göktuğ, Fuad Sadıkoğlu, Ferdi Vardarman, Öner Akgerman

YAZARLAR

Halide Edip Adıvar, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal, Muazzez Berkand, Nazım Hikmet Ran, Azra Erhat, Vedat Nedim Tör, Yaşar Nabi Nayır, Cemal Sahir Erozan, Emil Galip Sandalcı, Ali Canip Yöntem

ÜNİVERSİTE

Kemal Gürüz, Kemal Alemdaroğlu, Nermin Abadan Unat, Sulhi Dönmezer, Talat Halman, Gündüz Gedikoğlu, Eser Karakaş, H. Veldet Velidedeoğlu, Sıddık Sami Onar, İlhan Arsel

ASKERLER

Çevik Bir, Ali Fuad Cebesoy, Amiral Sait Halman, Tuğgeneral Halit Göktuğ, Yarbay Selim Soley, Tümgeneral Ömer Z. Dorman, Kurmay Albay Osmam Köksal, Tümgeneral Sırrı Öktem, General Cahit Tokgöz, General Zeki Soydemir

SİNEMA-TİYATRO

Haldun Dormen, Hulusi Kentmen, Ayhan Işık, Kenan Işık, Aziz Rutkay, Doğa Rutkay, Aziz Basmacı, Yıldız Kenter, Müşfik Kenter, Leyla Gencer, Haluk Bilginer

TELEVİZYON

Ali Kırca, Reha Muhtar, Ali Baransel, M. Ali Birand, Seher Dilmaç

EĞLENCE

Sezen Aksu, Nilüfer, Burak Kut, Neco, Sibel Egemen, Çiğdem Talu, Egemen Bostancı, Murat Arkan, Perran Kutman, Harika Avcı, Ozan Orhon

OKRASİ

Gazi Erçel, Metin Yalman, Osan Olcay, Osman Kulin, Sadun Terem, Kaya Toperi

SERBEST MESLEK

Atilla Dorsay, Cemil İpekçi, Uğur Civelek, Yıldırım Mayruk

KARİKATÜRİSTLER

Cemal Nadir Güler, Semih Poroy, Ali Ulvi Ersoy, Altan Erbulak

Özellikle İslam dünyasında ABD ve İsrail öğreti doğrultusunda iktidar olan veya dikta rejimlerle İslam dünyasında yer alan Hüsnü Mübarek, Saddam Hüseyin, İran Şahı, Suudi Kralları, Fas, Tunus, Suriye ve benzeri İslam ülkelerinin işbirlikçi yöneticileri hep ABD ve İsrail öğretisine temel taş oldular.

Selam ve dua Allah’a gerçek manada tabi olanlaradır.

LİNKLER:

1- http://haberturkiye.blogcu.com/tarihin-labirentlerinde-sabetayistler-in-pesinde/5989329
2- http://sabetayistmustafakemalataturk.blogspot.com.tr/2012/01/gizli-yahudi-haham-semsi-efendinin-asl.html
3- http://gizliilimler.tr.gg/Osmanl%26%23305%3B-h-dan-G.ue.n.ue.m.ue.ze-Sabetayistler--k1-D.oe.nmeler-k2-.htm
4- http://turkiyevedunyadamasonluk.blogspot.com.tr/2013/08/turkiyede-masonluk-sabetayclarn.html
5- http://www.youtube.com/watch?v=MCu4STocQ_4
6- http://sabetaysevi.blogspot.com.tr/2013/08/turkiyede-sanat-camias-masonlarn-ve.html
7- http://sabetayistmustafakemalataturk.blogspot.com.tr/2012/01/turkiyede-gizli-yahudi-iktidar-icimizde.html#!/2012/01/turkiyede-gizli-yahudi-iktidar-icimizde.html