Türkiye Yol-İş Sendikası’na üye yaklaşık 300 taşeron işçi, basın açıklaması yaptı. Yol-İş Sendikası Van Şubesi Başkanı Salih Çalımlı, 6 bin 400 üye adına dava açtıklarını ve mahkemelerin tamamını kazandıklarını söyledi. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün bunu kabul etmediği ve kararları temyiz ettiğini dile getiren Çalımlı, şöyle konuştu: “Bu kış şartlarında sıfırını altında -20 derecede Erzurum’da, Kars’ta, Hakkâri’de, Yüksekova’da, Bahçesaray’da, Başkale’de, Saray’da, Ağrı’da, Kağızman’da, Doğubeyazıt’ta ve diğer bütün il ve ilçelerde kar mücadelesi veren işçileri, tünel ve baraj inşaatlarında çalışan emekçiler, köylere; yol, su götürmek için gecesini gündüzüne katan fedakâr işçileri saygıyla selamlıyoruz.”

“YOL-İŞ’İ SOKAĞA İNMEYE MECBUR ETTİLER”

Bu konuyu daha önce masada konuştuklarını belirten Çalımlı, sorunların çözülmemesinden dolayı sokağa döküldüklerini belirtti. Çalımlı, “Bizler bugün Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı çeşitli birimlerde çalışan işçiler olarak hep birlikte hastalandık. 3 yıldır süren bir rahatsızlığımızın tedavisini daha çok erteleyemezdik. Hepimizin psikolojisi bozuldu. Bu nedenle doktora gideceğiz. Bugün Türkiye’nin 81 il ve ilçelerinde arkadaşlarımızı konuşacağız. Bugün işçileri sadece birer sayı, birer çalışan olduğunu zannedenlere, onların birer insan, birer hayat, birer anne, birer baba olduklarını unutmayalım. Onlarında yaşama haklarının olduğunu, aile geçindirdiklerini, kirada oturduklarının olduğunu, onlarında çocuklarının olduğunu ve okutmak istediklerini, harçlık vermek istediklerini unutmayalım. Bizler masa da konuştuk olmadı, mahkeme de konuştuk olmadı, yargıtay da konuştuk yine olmadı. Bugün YOL-İŞ Sendikası’nı sokağa inmeye mecbur etmişlerdir. Bu nedenle eylemin asıl mimarları kulaklarını işçilerin taleplerine tıkamış olanlardır.” Dedi.

ÇALIMLI: HER YIL YÜZLERCE KİŞİ ÖLÜYOR

Tedbirsizlikten ve yetersiz önlemlerden dolayı her yıl yüzlerce işçinin hayatını kaybettiğini belirten Çalımlı şu sözlere yer verdi: “Yol ve yapı işçileri görevlerini yaparken her yıl yüzlerce görev şehidi veriyor. Her yıl yüzlerce inşaat işçisi tedbirsizlikten, yetersiz önlemden, maliyet hesaplarını insandan daha değerli zanneden zihniyetler yüzünden ölüyorlar. Kısaca en küçük hatanın bedelini canıyla ödeyen yiğit ve fedakâr işçilerden söz ediyoruz. Her yıl iş kazalarından dolayı yüzlerce kişi hayatını kaybediyor. Her yıl memleketin bir yerinde, bir yapı ve yol işçisinin cenazesini kaldırıyoruz. Bu nedenle yol işçilerine, inşaat işçilerine, maden ve baraj işçilerine sadece istatistik rakamı gibi bakılamaz. Bunlar birer insan, bunlar anne veya baba, bunlar işçi.”

“HAKSIZLIĞA VE ADALETSİZLİĞE SEYİRCİ KALAMAZDIK”

Bizler Karayollarının kuruluşundan bugüne kadar sendika olarak var olmuşuz. Son yaşanılan konulardan dolayı tüm işçiler huzursuz oldular. Bizde sendika olarak buna sessiz kalamazdık diyen Çalımlı, “Bugün on binlerce Karayolları işçileri; tedirgin, mutsuz ve endişe içerisindedir. Biz anayasa ve yasalarda yer alan sendikalar, serbestçe üye olma hakkımızı kullandık. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kuruluşundan beri sendika örgütlülük var olmuştur. Buna rağmen son yıllarda taşeron işçi uygulaması olağandışı biçimde on binlere yaklaştı. Hem tüm çalışanlar huzursuz oldu hem de sendikasız ve sosyal haklardan yoksun taşeron işçiler huzursuz oldu. Bir işçi sendikası olarak bu huzursuzluğa, haksızlığa ve adaletsizliğe seyirci kalamazdık. Nihayet 2010 yılında konuyu etraflıca bir kez daha değerlendirdik, işçilerle defalarca toplantılar yapıldı. Eğitim çalışmaları yaptık ve örgütlenmeyi başlattık. Dayanağımız; anayasa ve yasallardır. Tüm çalışanların insanca çalışma ve insanca yaşama hakları için. Yasal ve evrensel bir insan hakkı olan sendikalaşma hakkımızı kullandık. Genel Müdürlüğe başvurarak üyelerimizin mevcut toplu iş sözleşmesinden yararlanmasını istedik. Kurum; işçilerin kendi işçisi olmadığını belirterek başvurumuzu reddetti. Türkiye YOL-İŞ Sendikası, hukuk yolundan ayrılmadı. İlk elde 6400 üyemiz adına davalar açtık. Binlerce üyemiz mahkemelere gelerek tanıklık ettiler. Bu mahkemelerin tamamını kazandık. Karayolları Genel Müdürlüğü bunu da kabul etmedi ve kararları temyiz etti. Dosyalar son karar makamı olan Yargıtay’a gitti. 2011 yılının ekim ayında beri Yargıtay da karar vermeye başladı, 6400’ü aşkın işçinin tamamının kararları açıklandı. Yargıtay, adına taşeron işçi denilen, taşeron işçi diye isimlendirilen işçilerin işe ilk girişlerinden itibaren Karayolları Genel Müdürlüğü iççi olduklarına kesin olarak karar verilmiştir.” Sözlerine yer verdi.

ÇALIMLI: KADROLARI VERMELERİ GEREKMEKTEDİR

Açılan davaları kazanmalarına rağmen Karayolları tarafında kadrolarının verilmediğini belirten Çalımlı, bir an önce kadroların verilmesini belirtti. Çalımlı şöyle devam etti: Bu durumda, demokratik teamüllere göre yapılması gereken tek bir iş vardır. Karayollarının işçisi olduğu kesinleşen işçilerin Yargıtay kararı ışığında belirlenen haklarının verilmesidir, yani kadroların verilmesidir. Kısaca Yargıtay kararına uygun olarak adalettin tecelli etmesidir. İki yılı aşkındır bu bir türlü gerçekleşmiyor. Kararın gereğinin yapılması gerekenler, topu birbirine atıyorlar, Yargıtay kararı uygulanmıyor. Bu tek başına hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlalidir. Her geçen gün demokrasimize verilen zarar büyümekte, yasalara ve uygulayıcılarına güven sarsılmaktadır. Sendika olarak diyalog yolundan kopmamak için gayret harcıyoruz. Ama sabrımızın da bir sonu olduğunun göstergelerinden biri başlangıç olarak işte bu basın toplantısıdır. Karayollarının geçici işçisi durumunda olan işçilerin örgütlenmesi ve toplu iş sözleşmesinden yararlanmaları istemi, yasal ve haklı bir taleptir. Buradan kuruma, ilgili Bakanlığa ve Hükümete sesleniyoruz! Yargıtay kararının gereğini yerine getiriniz. Hukuk devleti ilkesi anayasal bir ilkedir. Gereğinin bir an önce yapılması gerekir diyor ve saygı sunuyorum.”

Karayolları Bölge Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasının ardında, grup sessiz bir şekilde dağıldı.

Önder ALTINAL

Editör: TE Bilisim