Türkiye'de demokrasi kültürü yerleşmeye devam ettikçe siyaset arenasında bütün olup bitenler tabandan tavana kadar her yeri işgal edecek gibi...

Bugünlerde de bunu her yerde görmek mümkün...

Henüz şimdilik olmasa da önümüzdeki günlerde siyasetle yatıp siyasetle kalkacağımız bir gerçek...

Hatta şu sıralar siyasetin en işlek yerinde aday adayların heyecanı yatmıyor değil..

Gün geçmiyor ki aday adayların isimleri sosyal medya başta olmak üzere birçok sahada boy göstermesin.

Gün geçmiyor ki taksideki muhabetten okullara varıncaya kadar yeni aday isimleri tartışılmıyor olsun...

Hele 10 Şubat arefesinde herkesin gözü kulağı devlet memurlarında...

Şu aralar Van'da istifa furyası başladı bile...

Eskiden böyle değildi elbet!

Demokrasi kültürünün biraz daha yerleşmesiyle iglili bir durum bu!

Kuşkusuz bunda AK Parti'nin önemli bir rolü olduğu gerçek.

Özellikle geçen seçimde Ak Parti'ye bu anlamda büyük bir teveccüh gösterildi.

Bugün de durum farklı değil.

Yine Ak Parti'ye büyük bir eğilim olacağı gözüküyor. Ancak diğer taraftan hiçbir dönemde olmadığı kadar HDP'ye de bir eğilim gözüküyor.  Diğer partilerde ise durum son on yılda olduğu gibi pek değişmeyecek gibi.

 

Peki demokratik teamüller diyoruz da durum gerçekten demokrasi çarkına göre mi işleyecek?

İşte bu soruya gönül rahatlığıyla "evet!" diyebilmek şimdilik zor.

Yani bütün anketlerde birinci çıksanız ve Ankara'ya giderken ipi en önde göğüsleseniz bile bir partiden aday gösterilmeniz yine de "diğer kriterler"e bağlı!

Peki "diğer kriterler" ne? İşte o partiden patiye değişiyor. Ancak ortak yönler de yok değil! Her şeyden önce "lidere yakınlık" ilk akla gelen demokratik kriter!! Sonra devreye diğer diğer "kriterler" girer ki liste uzayıp gider.

 

O zaman aday adayı olmak için sıraya girmenin bir önemi var mı?

Burada da rivayetler muhtelif!

Gerçekten "vekil" olmak isteyenler yanında mevcut konumunu korumak veya yükseltmek için de aday adaylığa soyunanlar da var. Hatta devlet memuru olup da bu dört ayda biraz dinleneyim diyenlere bile rastlamak mümkün.

 

Peki, gerçeğe en yakın durum ne?

O da şu: Ankara'da güçlü bir ışık almadıysanız boşu boşuna yola çıkmayın!

Yükseleyim bari diyorsanız o da geçti! Ak Parti bunları da yemiyor artık...

Hele maddi durumu kötü olan "ışıksız" bürokrat / memurlar ne olur yerlerinizden kıpırdamayın!

Sizi kaşınıza gözünüze bakıp da alırlar sanmayın!

Dünyanın neresinde 3-5 dakika içinde mülakatla vekil keşfedecek bir sistem olabilir?

Öyle kolay değil!

Adı istifa söylentileri içinde dolaşan veya vekilliğe soyunmuş olan ancak listeye giremeyeceği dünden belli olan nice aday adayı...

Yazıktır kardeşim!..

Ailenizin, çoluk çocuğun rızkına yazıktır!

Etrafınızda hiç mi âkil adam yok?

Bir müdür atarken bile bin kriteri soran bir sistemde vekillik öyle kolay mı?

Düşünün! Geçen seçimde kredi çekip aday adaylık ücretini ödeyen memurlara bile rastladık.

Şimdi durum daha da vahim gibi...

Vesselam!...


Kasım Çelik yazdı...

Editör: TE Bilisim