İlk olarak Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin başlattığı ‘Maddeye Hayır, Yaşama Evet’ kampanyasına destekler gelmeye devam ediyor. Van’daki çocukların ve gençlerin büyük çoğunluğu için büyük tehlike arz eden madde bağımlılığı her geçen gün artarken Van’daki STK’lardan da konuyla ilgili tepki geldi. VAKAD’ın yaptığı alan çalışmaları neticesinde Van’da madde kullanım yaşının 9’a kadar düştüğü ve sayının da her geçen gün arttığı yönündeki haberimizden sonra Van’ın önde gelen STK’ları da konu ile ilgili görüşlerini paylaştı. YYÜ Rektörü Peyami Battal tarafından başlatılan kampanyaya Van’ın ekonomi ve meslek örgütü patronları tam destek verirken bu kişilerin konuşmalarında da Van’da AMATEM kurulması konusunu ön plana çıktı.

 

Van’da son zamanların en önemli konularından birisi olan çocuklar ve gençler arasındaki madde bağımlılığı konusundaki yankılar devam ediyor. İlk olarak YYÜ’nün başlattığı bir kampanya ile savaş açtığı ve özellikle sosyal medya üzerinden büyük etki yarattığı kampanyaya dün VAKAD katkı sunmuş ve alan çalışmalarını paylaşmıştı. Öte yandan bunun ardından madde kullanımı ile ilgili tepki ve öneriler Van’daki STK ve meslek kuruluşlarından geldi.

 

TAKVA: GEREKLİ ÇALIŞMALARI YÜRÜTECEĞİZ

 

Konuyla ilgili görüş bildiren isimlerden birisi VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva oldu. Bu konuda sadece YYÜ’nün ve birkaç derneğin değil tüm Van halkının ve STK’ların da duyarlı olması gerektiğini söyleyen Takva, YYÜ’nün başlattığı kampanyayı tam anlamıyla desteklediklerini söyledi. Takva, Özellikle sosyal medyada da bu konudaki görüşlerimizi belirtiyor ve bu konuya olan desteklerimizi elimizden geldikçe sürdürüyoruz. Hepimiz bu konunun muhatabıyız, kesinlikle hiç kimse kendini bunun dışında tutmaması gerekiyor. Özellikle insanlarımızın mesleği, statüsü ve konumu ne olursa olsun toplumsal yarası olan bu konuya herkesin duyarlı bir şekilde yaklaşması gerekiyor. Genel çerçevemiz budur ve inşallah önümüzdeki günlerde de bu konuyu ele alarak bir basın açıklaması ile birlikte bu konuyu desteklediğimizi ve özellikle gençlerin yoğunlukla bulunduğu YYÜ’nün bu konudaki desteğini kesinlikle canı gönülden destekliyoruz. Bu konuda sadece STK’lar üzerine düşen bir görev yok. Bu konuda herkesi ilgilendiren ve özelliklede emniyet güçlerini ilgilendiren bir konudur. Bunun için çalışmalarını çok ciddi ve anlamı bir şekilde yürütmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla STK’larda da bu ortak anlaşmanın içerisinde olacak ve bu konudaki çalışmalarını yürütülecektir. Bu kentin ekonomicileri olarak bizlere de düşen her görevi yapmaya hazırız. Bu her geçen günün toplumun her yerine vilayet etmektedir. Bu gerçekten toplumu yaralayan, toplumun performansını düşüren, toplumsal düzeni alt üst eden, ailelerin dağılmasına sebebiyet veren önemli bir meseledir. Bu konuda herkesin duyarlılık göstermesi lazım ve ayrıca hepimizin çocuklarımızı ve geleceğimizi koruma mecburiyetimiz var. Bu gençler bizim geleceğimiz dolayısı ile biz bu gençlerimiz koruduğumuz sürece geleceğimiz gelişebilir. Bu algıyı da bu şekilde dönüştürmemiz lazım.

 

ALPASLAN: HASTANELER YETERSİZ

 

Konuyla ilgili görüş bildiren isimlerden birisi de Van Esnaf Ve Sanatkârlar Odası (VESOB) Başkanı Faruk Alpaslan oldu. Kampanyadan dolayı öncelikle Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ni kutlayan Alpaslan, “Bu konuda hepimizin üzerine düşen görevleri yapması gerektiğini düşünüyorum. Van Kadın Derneği (VAKAD)’ın bu konudaki eğiliminiz görüyoruz. Bu konuda STK’ların ve diğer tüm ailelere de büyük görevler düşmektedir. Bu konunun çok önemli olduğunu ve memleketimize büyük yaralar verdiğiniz hepimiz çok iyi bir şekilde biliyor ve bu konuda çok iyi çalışmalar yaparak bu meseleyi tüm kamuoyuna bildirmemiz gerekiyor. Benim de şahit olduğum ve bu madde bağımlılığın burada hızlı bir şekilde yayıldığını görmekteyiz ve bu madde bağımlığına uğrayanların tekrardan tedavi edilmesi ve geri döndürülmesi gerektiğine inanmaktayım. Ama maalesef ki bizim birçok ailenin mağduriyetini dile getirmemize rağmen burada tedavilerin eksik kaldığını görmekteyiz. Emniyet güçlerimizin de bu konuda yakalamak ile insanlarımızı tedavi etmeksizin cezaevinde barındırmaz hale gelmiştir. İçicilerin önce cezaevlerine, daha sonra yeterli olmayan hastanelere gönderiliyor. Yeterli olmayan hastanelerde bu duruma sessiz kalınca ve bir şey yapamayınca bu insanlarımız, gençlerimiz ve çocuklarımız maalesef tekrardan geri dönmektedirler. Bu ilde öncellikle yapılması gerekilen hastanelerin bu konuda tam donanıma kavuşturulması daha sonra bizlere ve bu memleketteki diğer tüm insanlara düşen görevlerin en başında bu madde bağımlılarına karşı hakikatten daha iyi yaklaşımlı ve daha çok üstüne düşmesidir.

 

“YAŞ ORTALAMASI DAHA FAZLA DÜŞMESİN!”

 

“Öte yandan okul önlerinde ve özellikle çarşı merkezlerindeki eğlence merkezlerinde ve ara sokaklarda bu gibi insanlara kesinlikle hoş görülü davranmadan, bizzat toplum içerisinde bu insanları dışlayarak bu insanlar yer vermemeliyiz. Dışlamak derken tedavi etmek konusunda, huzuru ortamını bozacak ortamlardan bunları uzaklaştırmamız gerekmektedir. Yaş ortalamasının da daha aşağılara düştüğü bu günlerde ilimizin kaderi bu olmamalıdır. Daha yeni hayata atılmış bu gençlerimizin buna düşmelerine izin vermememiz lazım. Bu hayatın bu kadar kötü olduğunu insanlarımıza anlatmamız gerekiyor. Bizim esnafımız bu insanları kendi tezgahlarında kesinlikle bulundurmuyor ve barındırmıyoruz ama ne yazık ki toplum içerisinde bunu kolay kolay algılayamıyorsunuz. Bu özellikle eğitim ile gerçekleşecek ve insanlarımıza eğitim verilebilmenin yanı sıra ayrıca biz STK’lar olarak bizlere verilecek her türlü görevi de üstlenmeye hazırız. Geleceğimizin teminatı olan bu gençlerimizin biran evvel tedavi görmesi gerekmektedir. Bu çok önemli konuya bizlerin toplum olarak üzerine eğilmemiz gerekiyor. Bu konuda yapılacak çalışmaların hepsinde görev alacağımızı belirtmek istiyorum. Esnaf konusunda da biz bu çalışmaları başlatacağız. Özelliklede biz Esnaf Odası olarak satıcılara bu konuda göz açtırmayacağımızı da belirtmek istiyorum.” Dedi.

 

TOPRAK: GENÇ NESİLLER FELAKETİN EŞİĞİNDE

 

Van Ticaret Borsası (VATBO) Başkanı Selman Toprak ise konuyla ilgili bazı istatistiki bilgileri da paylaşarak, “Kişinin sinir sistemine etki ederek akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, bağımlılık yaratan, toplum içerisinde sosyal ve iktisadi çöküntüler meydana getiren maddelerin kullanımı olarak tanımladığımız madde bağımlılığı kavramı maalesef önümüzde duran en büyük problemlerin başında gelmektedir. İşi daha acı kılan durum ise; madde bağımlılığı ile ilgili devlet ve sivil toplum kuruluşları aracılığı ile ortaya konulan rakamsal veriler. Bu verilere bakıldığı zaman toplumda kadın-erkek ayrımı olmaksızın özellikle çocuklarda ve genç nesillerin büyük bir felaketin eşiğinde olduğu açıkça görülmektedir. Müşahede ettiğimiz bir diğer önemli konu ise uyuşturucu maddelere bağımlıların rahat ve kolay bir şekilde erişebilmesidir. Devletimizin öncülük ettiği ve yine bazı kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla almış olduğu önlemlere rağmen madde kullanım yaşının gün geçtikçe düşmesi, Türkiye’nin aslında hızla değişen ve dönüşüm yaşayan sosyal yaşam farklılıklarının ters tepmesidir.” Şeklinde konuştu

 

“VAN’DA ÖLÜM ORANI 2,9!”

 

Toprak konuşmasını şöyle sürdürdü, “Konuyla ilgili yayımlanmış verilere bakıldığında önümüzdeki problemin ne denli büyük olduğunu görebiliyoruz. “Emniyet Genel Müdürlüğü Türkiye Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) tarafından yapılan “Türkiye'de Genel Nüfusta Madde Kullanım Yaygınlığı Araştırması'na” göre, Türkiye'de bir yılda 105'i doğrudan, 260'ı dolaylı olmak üzere toplam 365 kişi uyuşturucu madde kullanımından hayatını kaybetti. Ölümlerin yüzde 81'inde afyon türevi en az bir madde, yüzde 19'unda ise afyon türevleri içermeyen maddeler saptandı. 3 olguda solvent ve 2 olguda çakmak gazı solunmasına bağlı olmak üzere, olguların yüzde 4,8'inde uçucu solunmasına bağlı ölüm saptandı. Doğrudan madde bağlantılı ölenlerin yüzde 95,2'si erkek, yüzde 4,8'i kadın. Uyuşturucudan ölen erkeklerin yaş ortalaması 33,5 oldu. Uyuşturucu kullanan erkeklerin en küçüğü 13, en büyüğü ise 79 yaşında yaşamını yitirdi. Uyuşturucudan ölen kadınların yaş ortalaması 43,2 olarak hesaplanırken kadınların en küçüğü 22 yaşında, en büyüğü ise 75 yaşında uyuşturucudan hayatını kaybetti. Uyuşturucudan ölenlerin genel yaş ortalaması da 34 olarak hesaplandı. En yüksek ölüm oranları sırasıyla yüzde 42,9 ile İstanbul, yüzde 8,6 ile Adana, yüzde 5,7 ile Mersin, yüzde 4,8 ile Antalya, yine yüzde 4,8 ile Ankara, yüzde 3,8 ile Gaziantep, yüzde 2,9 ile Nevşehir ve yüzde 2,9 ile Van'da gerçekleşti.”

 

“ÇOCUKLAR HEMEN ETKİLENEBİLİYOR”

 

Bu veriler işin sadece bir yönünü ele almakta. Bugün genç nesil izlediği bir sinema filminde dahi olumsuz olarak gördüğümüz bir hareketi yapıyor veya o davranışa meylediyorsa bu sorunun sadece kanunlar ve yasalarla değişmeyecek denli büyük bir toplumsal problem olduğunu gösteriyor. İşte bu noktada ailelere ve toplumu yönlendiren herkese büyük görevler düşüyor. Çocukları dışardaki tehlikelerden, masum görünen ancak felakete sürükleyen alışkanlıklardan alıkoymak için toplumsal seferberlik şart diyoruz. Son dönemde ilimizin gözde eğitim kuruluşu üniversitemizin başlattığı sosyal medya çalışması bu konuda atılmış en büyük adımlardan biridir. Konuya sosyal medya üzerinden devlet büyüklerinin, yazarların ve sivil toplum kuruluşlarının destek vermesi ortaya konan en güzel dayanışma tablolarından biridir.

 

“AMATEM’İN İLİMİZDE OLMAMASI BÜYÜK EKSİK”

 

“Van Ticaret Borsası olarak Van’da madde bağımlılığı ile daha etkin bir mücadele verilebilmesi için mutlak surette bir AMATEM kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Üniversite bünyesinde konuya hâkim akademisyenler kontrolünde veya bölge devlet hastanemiz bünyesinde oluşturulacak bu birimde madde bağımlılarını bu alışkanlıklarından koruyabiliriz. Bireysel ve grup terapi programları, aile tedavileri, sosyal danışmanlık, iş bulma ve kendine yardım grupları gibi çok sayıda tedavi seçenekleri sunan AMATEM’in bugüne kadar ilimizde olmaması maalesef büyük bir eksiklik ancak geç kalınmış bir adım değil. Bununla beraber AMATEM ile aynı işleve sahip özel tedavi merkezleri de yine toplumumuzda madde bağımlılığı ile mücadeleyi güçlendirecektir.”

 

“GEÇ KALINMIŞ DEĞİLİZ”

 

“Okullarda, dershanelerde denetimlerin daha da arttırılmasına ek olarak emniyet birimleri, psikologlar ve rehber öğretmenlerin her hafta düzenli olarak ailelere eğitimler vermesi, okullarda veli-öğretmen buluşmalarının sıklıkla düzenlenmesi ilk etapta sunabileceğimiz ve herkesin ortak görüşü olduğunu düşündüğümüz önlemlerdir. Bunların yanı sıra ilimizde Güvenli Okul-Güvenli Eğitim çalışmalarının daha da güçlendirilmesi ve bu konuda daha çok adım atılması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda özellikle üniversitemiz başta olmak üzere konuya duyarlılık göstererek destek veren herkesi kutluyor, bu kampanyaya desteğimizi bir kez daha yenileyerek güzel çalışmalar ve projelerle sorunun çözülmesini ümit ediyorum. Yarınlarımızı bugünlerden hazırlıyorsak bunu doğru bir şekilde yapmak da bizim elimizde. Hiçbir şey için geç kalmadık.”

 

SALAZ: PROJELER İLE BU İŞİ ÇÖZMELİYİZ

 

Gazetemize konuyla ilgili açıklamalarda bulunan bir diğer isimse VANGİAD eski başkanı Kadri Salaz oldu. Bu konuda kendileri de büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirten Salaz, bu konunun yıllardan devam eden bir konu olduğunu ama özellikle şu sıralar tehlike arz edecek boyutlara ulaştığını söyledi. Salaz ayrıca, “Bunlar bizim çocuklarımız ama nihayetinde bunlar kötü çocuklar daha doğrusu kötü alışkanlıkları olan çocuklardır. İnsanlara ve kendilerine zarar veren çocuklardır. Bu çocukların, bu insanların yeniden bir şekilde topluma kazandırılması gerekiyor. Bu kampanyalarla gerçekleşecek bir şey değil. Kamuoyunun da içerisinde olduğu bir projelere dökülmesi gerekiliyor. Bu çocukları tehdit ederek ya da döverek bu çocukları yol getirmek gibi bir imkânımız yok. Ancak bir proje ile bu çocuklarımızı tekrardan hayata bağlayabilir ve onların bir ekmek kazanmalarını ve bir iş sahibi olmalarını sağlayabiliriz. Bu konuda Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin kampanyasını çok önemsiyor ve destek veriyorum teşekkür ediyorum ancak bu belli bir süre sonra saman alevi gibi sönüp gidecektir. Bu yüzden bunu somutlaştırarak SODES ya da DAKA ile birlikte bir araya gelerek bir projeye kavuşturulması gerekiliyor ki bu çocukları sokaktan, madde bağımlılığından kurtarıp evlerine gitmelerine yardımcı olalım.”

 

“KURSLAR AÇILMALI”

 

“Madde bağımlılığı şimdi ortaya çıkan bir konu değil eskiden de olan bir konuydu. Ancak bu şekilde madde bağımlısı olan insanları kimse pek tanımaz ve bağımlı olduklarını kimse bilmezdi. O yüzden bu insanlar efendi ve saygılıydılar ancak şimdi bunlar insanlara ve çevreye zarar verenlere döndüler. Yaşamlarında büyük sıkıntılar var bu insanların ki böyle devam ettikçe bu insanların hayatları daha da kötüye doğru gidecektir. Bunların ailelerine bir yararlarının olmadığı gibi aksine zararları bulunmaktadır. Bunların zamanı geldiğinde bir aileleri elbette olacaktır. Ama zamanı geldiğinde artık vücutları bunu kaldıramayacaktır ve çoluk, çocuklarını arkalarında bırakıp gideceklerdir. Bu yüzden o insanları kazanmamız gerekiyor. Bu konuda alınacak destekler ile kurslar açılmalıdır bana göre. Böyle imkanlar sağlanırsa bizlerinde çorbada tuzu olsun diye elbette desteklerimiz olacaktır.


Orhan AŞAN-Önder ALTINAL / Şehrivan- ÖZEL

 

 

Editör: TE Bilisim