Son dönemlerde esen barış rüzgarları Van’daki KCK davasından çıkan tahliyelerle daha bir anlam kazandı.

 

Van Belediye Başkanı Bekir Kaya ile BDP Van Eski İl Başkanı Cüneyt Caniş’in de aralarında bulunduğu tutukluların tahliye edilmesi, halk iradesiyle seçilmişlerin olması gereken yere dönmeleri açısından da son derece önemlidir.

 

Aksi bir durum, hükümetin daha önce söyleyegeldiği “Silahlı kanatla mücadele, siyasi kanatla müzakere” söyleminin tam tersini gösterecekti bize: “Silahlı kanatla müzakere, siyasi kanatla mücadele”.

 

Savcının tahliye talebine gösterdiği gerekçenin, hukuki açıdan ayrıca değerlendirilmesi gerekiyor.

 

O gerekçenin özeti aynen şu: PKK eylemsizlik kararını geri çekerse, Bekir Kaya ve arkadaşları tekrar içeri alınacak…

 

Bence önemsiz bir ayrıntı da değil bu.

 

Sonuç olarak siyasetçilerin özgürlüklerine kavuşmuş olmaları memnuniyet vericidir.

 

* * *

 

Siyasi tutuklulardan yola çıkıp anlatmak istediğim başka bir konu da var bugün.

 

Araya onu da serpiştirelim istedim.

 

DHA Van Bölge Müdürü Feyat Erdemir’in şahit olup bana anlattığı bir olay üzerinden şekilleniyor konumuz.

 

Yakın zamanda yapılan YGS sınavına oğlunu götüren Erdemir, okul önünde onun gibi çocuğunu sınava getiren BDP’nin Van’daki en önemli isimlerinden biriyle karşılaşıyor.

 

Uzun süren siyasi hayatının büyük çoğunluğunu cezaevlerinde geçirmiş, bu konuda en çok zulme uğramışlardan biri…

 

“O kadar heyecanlıydı ki” diyor Erdemir, “Kendi heyecanımı unutup onun heyecanına ortak oldum…”

 

Heyecanlı olmasının sebebine gelince…

 

Bugüne kadar çocukların tüm özel günlerinde hiç yanlarında olamamış, bazılarının doğumunu bile görmemiş…

 

Çocukları doğduğunda cezaevinde, okula başladıklarında cezaevinde, sınavlara girdiklerinde cezaevinde…

 

Bütün bunları aslında, tüm babalar çocuklarının önemli anlarında yanlarında olabilsinler diye yapıyor.

 

Kendini, ailesini feda ediyor…

 

“İlk defa bir çocuğumun önemli bir anında yanındayım” diyor büyük bi heyecanla…

 

Böyle bir heyecana ortak olmamak mümkün değil.

 

Feyat Ağabey bana anlattığında üzerinden günler geçmesine rağmen ben bile heyecanlandım.

 

Duygulandım da…

 

Kürt sorununun hikâyesidir bu çünkü.

 

Bunun gibi ve bundan daha ağır, anlatılabilecek on binlerce hikâye vardır belleklerimizde.

 

Bütün bu mağduriyetlerin, dramların karşılığı ancak barışla giderilir.

 

*  *  *

 

Her ne olursa olsun, acıyı çeken bilir barışın ne demek olduğunu, neden önemli olduğunu.

 

Gerisi bilemez…

 

Gerisinin anlık duyguları vardır: hüzünlenir, sinirlenir…

 

Kendince birkaç kelam eder, kinini kusar, söylediklerinin ne manaya geldiğini bile anlayamaz…

 

İki dakika sonra unutur da o hüznü, keyfine bakar…

 

Sözgelimi, sosyal medyada yatıp kalkan, ihtiyacını ne ara giderdiğini merak ettiğim yeniyetmeler anlayamazlar bunu.

 

Anlayamadıkları için saçmalayıp dururlar…

 

Her şeye burun kıvırırlar…

 

Kendilerine pay çıkarırlar…

 

İnsanların tahliye kararına duydukları sevinci kendilerince küçümseme dengesizliğine girerler…

 

Ellerinde duyguların samimiyetini ölçen makine var sanki.

 

Varsa böyle bir makine, emin olun, kendi duygularını ölçmekten korkarlar…

 

Neyse, çok da takılmamak lazım böylesine.

 

Seçildiği günden bu yana Van için büyük şans olduğunu hep söylediğim Bekir Kaya’nın olması gereken yere geri dönmesi mutluluk vericidir.

 

Van mutlu olmuştur…