ŞEHRİVAN ÖZEL: SERCAN CANSIZ- Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Kanal M’de yayınlanan Kalkınma Gündemi adlı programında kentin dünden bugüne yaşananları, kentin ekonomisini, kalkınmasını değerlendirdi. Kapıköy’ün en çok konuşulan konu olduğu, kentin diğer ekonomik parametrelerinin ele aldığı programda Takva, kentin hala 76’ıncı sırada olmasının kabullenilebilir bir durum olmadığının altını çizdi.

TAKVA: YOKSULLUK BU KENTİN KADERİ OLMAMALI

Kentin ekonomisine dair net ve sert çıkışları ile bilinen, katıldığı tüm program, toplantı ve platformlarda rakamlarla kentin içinde bulunduğu duruma işaret eden Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, bir kez daha Van’a dair rakamlarla gündeme geldi. Kanal M televizyonunda Emre Karaduman’ın sunduğu Kalkınma Gündemi adlı programda konuşan Takva, kalkınmaya ve ekonomiye dair çarpıcı değerlendirmeler yaptı. “Yoksulluk kader değildir. Van’ın sahip olduğu potansiyeller açısından çok önemli bir kent konumunda sadece kendisi için değil, çevresi içinde ve ülkesine çok büyük bir zenginlik sağlayacak bir potansiyele sahip.” diyen Takva, “Van 76’ıncı sırada olmayı haketmiyor” dedi. Kapıköy konusunda ilk günden bu yana aynı noktada olduklarının altını çizen Takva, hala aynı yerde durduğunu söylerken, “Kapıköy mutlaka açılmalıdır. Çünkü kapının kapalı kalması kapansın çağrıları yapılarken dediğim gibi bize pahalıya mal oldu.” Dedi.

PANDEMİ BİR DOĞAL AFETTİR

Programda ilk olarak pandemi sürecinde kentin durumu ile ilgili soruyu cevaplayan Takva, pandeminin bir doğal afet olduğunu ve insanın elinde olmadan karşılaştığı bir düşman olduğunu söyleyerek, “Biz kentin ekonomik sürecini daha önce nasıl deprem öncesi ve sonrası diye değerlendirdiysek bence bundan sonra da bu böyle olacak. Kentin ekonomisini, kalkınmasını pandemi öncesi ve sonrası diye ele almak gerekiyor artık. Çünkü pandemi de bir doğal afet çünkü insanların kontrolünde olmadan karşılaştığı, görmediği, bilmediği bir düşmana karşı vermiş olduğu bir savaş olarak görmek lazım ve geçmiyor. Çemberin her an daraldığı bir beladan söz ediyoruz, dolayısıyla nereden, kimden geleceğini bilemeyeceğimiz afet süreci var.” Dedi.

“VAN TSO KENTİN EKONOMİSİNDE TARİHSEL BİR ROL OYNADI”

Pandemi sürecinde yaşanan olumsuzluklardan bahsederken kentin sürekli olarak benzer olaylar, afetler yaşadığına da değinen Takva, en büyük kırılmanın deprem olduğunu ama deprem sonrası ciddi bir çıkış yakalandığına değindi. “Bizim talihsizliklerimiz var. Bunlar lokal talihsizliklerdir. 2014 öncesinde biz İran ile bu kadar hemhal değildik mesela. Bir İran turizmi yoktu. O dönem Van TSO yüzünü dönüp komşularla pazarlara erişim konusunda bir perspektif oluşturmasaydı bugüne kadarki süreçler yaşanmayacaktı. Bugün Alışveriş Festivali, Nevroz Dönemi Hareketlilikleri gibi işler olmayacaktı. Bu noktada aslında esas kırılma depremde yaşandı. Bu kırılma sonrası biz bir çıkış arıyorduk bunu da en yakın yerden, yani İran’dan başlattık. 2014’te kahvaltı rekoru, kentin markalaşması adımları, kentin ticaret merkezi yapılması gibi konularda ciddi bir dinamizm oluştu. Bence burada Van TSO tarihsel bir rol oynadı.” Dedi.

YATIRIM ORTAMINI İYİLEŞTİRMEMİZ GEREKİYOR

Sadece İran ile sınırlı kalmama, kentin başka alanlarda da kazançlı olma konusunda türlü girişimler yaptıklarını da hatırlatan Takva, bu anlamda kalkınma ile ilgili sohbet esnasında beşeri sermaye konusuna vurgu yaptı. Kentin kalkınması için insan kaynağının olması ve yatırımların olmasını ifade eden Takva, “Kentin kalkınmasını, insan kaynağını güçlendirmemiz gerekiyor, yani yerel kalkınmayı sağlayabilmemiz için öncelikle yatırım ortamını iyileştirmemiz gerekiyor. Yatırım ortamını iyileştirmesine ilişkin önceliklerden ilki insan kaynağıdır. Bunun için beşeri sermayenin güçlü olması, nitelikli bir beşeri sermaye, mesleki yeterlilik düzeyini yakalamış bir kentsel eğitim sistemine ihtiyacımız var. Özellikle meslek meselesi, ara eleman konusu ve her anlamda yatırımı üretimi motive edecek ve orada hizmetleri üretecek insan kaynağını çok iyi bir düzeye getirmemiz gerekiyor. Bir kentte kısa ve uzun vadeli yerel kalkınma modellerini bizim bir anda ortaya koymamız ve bunun için fantastik tartışmalara girmemizin çok anlamlı olduğunu düşünmüyorum.” Dedi

BİZİ ÖN PLANA ÇIKARAN BİR SEKTÖR HAYVANCILIKTIR

Van’ın hem coğrafi hem de iklimsel olarak hayvancılığa uygun olduğunu ifade eden Takva, “Hem iklimsel özellikler hem de coğrafi yapımız hem de halkın geleneksel üretim alışkanlığı bu anlamda bizi birinci sıraya getirmektedir. Dolayısıyla rakamsal olarak baktığımızda bizi ön plana çıkaran bir sektör hayvancılıktır. Küçükbaş hayvancılıkta rakamlar bizi ülke genelinde birinci sırada yer almamızı sağlıyor. Dolayısıyla bizim bunu katma değeri yüksek üretime dönüştürecek bakış açısını ortaya koymamız gerekiyor ve eğitimlerimizi aynı zamanda bu çerçevede ele almamız gerekiyor. Hayvancılığı sürdürülebilir en önemli mekanizmalardan bir tanesi yem bitkileri meselesidir. Meralarımız, coğrafyamız buna çok uygun.” Dedi

YOKSULLUK KADER DEĞİLDİR

Van’ın iki caddeden oluşmadığını ve büyük bir yoksulluğun olduğunu dile getiren Takva şöyle devam etti: “Yoksulluk kader değildir. Van’ın sahip olduğu potansiyeller açısından çok önemli bir kent konumunda sadece kendisi için değil, çevresi içinde ve ülkesine çok büyük bir zenginlik sağlayacak bir potansiyele sahip. Şehir sadece iki caddeden oluşmuyor. İki sokak aşağı indiğiniz zaman büyük fakirlikle karşılaşıyorsunuz. Bu bir kader olmamalı. Dünyada en büyük zenginlik imar zenginliğidir. Yetkililerin bir araya gelip bu kente nasıl zenginlik yaratabiliriz ve bu kentin zenginliğini nasıl yaygınlaştırabiliriz. Bu konular için açılım içerisinde olmalılar. Vanlılar sadece sınır kapısını bekliyor olmamalılar. Çünkü Van aynı zamanda çok büyük bir ticaret merkezine sahip yeter ki biz buna sahip çıkalım. Van konumu itibariyle Türkiye’nin orta doğuya Batı Asya’ya, Orta Asya’ya ve Kafkas ülkelerine bağlayan önemli bir lojistik merkez dolayısıyla burada bir yatırım imkânı oluşturarak buradan dağılımı sağlayacak bir distribütör kent pozisyonu ortaya çıkmakta.” İfadelerinde bulundu

VAN 81 VİLAYET İÇERİSİNDE 76’NCI SIRADA YER ALIYOR

Van’ın sosyoekonomik olarak Türkiye sıralamasında 76’ncı sırada yer aldığını ifade eden Takva, “81 vilayet içeresinde sosyoekonomik gelişmişlik endeksi bakımından olarak 76. Sırada olmanın ezikliğini hızlı bir şekilde üzerimizden atmamız gerekiyor ve bu sırada olmayı kabullenmemeliyiz. Küresel ısınma ile birlikte iklim değişiklikleri Van’ı bu anlamda da son 50 yıl içerisinde en iyi yaşam alanları arasında çok iyi bir konma getirdi. Sahip olduğumuz tarihsel geçmiş bu anlamda bize çok iyi fırsatlar sağlıyor. Coğrafyamız hem hayvancılık hem tarım hem de yaşam açısından da çok önemli potansiyele sahip. Yedi tane ilçede termal alanlar var. Üç tanesini kullanabilir hale getirirsek bölgemizin çok daha ilgi çekici bir hale geleceğini düşünüyorum. Onun dışında Van birçok turizm ürününe sahip yer. Bizim pazarlama sorunumuz var. Önce elimizden geleni yapmalıyız buna rağmen olamıyorsa detayını araştırmalıyız. Fakat biz pazarlama ve turizm için bir şey yapmıyoruz.” Dedi

“KAPIKÖY AÇILMALIDIR!”

Kapıköy sınır kapısının tedbirler alınarak açılmasını söyleyen Takva, “Van’daki pandemi süreci ile tanışması tamamen batıdan doğuya doğru bir bulaş oldu. Kapıköy her türlü tedbir alınarak açık kalmalıdır dediğimiz zaman bizi dinlemediler. Kapıköy sadece turizm sektörünü domine eden bir şey değildir. Türkiye’nin doğuya açılan kapısıdır, geçiş güzergâhıdır, Kapıköy bu kentin 50-100 yıllık hayalidir. Dünyaya açılan penceredir. Onlarca sektör bundan etkileniyor. Şu an sınır ticareti yapılamaz hale geldi. Birçok insan bundan mağduriyet yaşadı. Kapalı kalması bize pahalıya mal oldu.”

“KAPIKÖY’ÜN UĞRATACAĞI ZARARLARI SÖYLEDİĞİMDE BİZİ YALANLAMAYA ÇALIŞTILAR”

“Ben Kapıköy ilk kapandığında yaşanılacak zararlardan söz etmiştim. Dedim ki Kapıköy kapalı kaldığında 1 yılda 300 milyon dolarlık bir zarar yaşayacağız. Ama insanlar kalkıp matematik uzmanı kesildi bizi hasetle yalanlamaya çalıştılar. Rakam rakam hepsini çalıştık, çıkardık. İthalatı, ihracatı, kredileri, sınır ticareti kaybı hepsini çalıştık biz o dönem. Ve bu kayıplar yaşandı da. İşte bunun için ben esas olan kapıyı kapatmak değildir, tedbir almaktır dedim, fakat hakarete uğradım. Ama kapılar açılacak ve açılmalı da geçen hafta toplantı yaptık. İran Turizm Bakanı tarihte ilk kez Van’a geldi ve bizi ziyaret etti. Bunun kadar kıymetli bir şey var mı? Ben Kapıköy kapansın diyenlerin bunun için de bir teşekkür etmesini beklerdim.” Dedi.

“BURADA BİR TUTARSIZLIK VAR”

Kapıköy’ün açılmaması konusunu tutarsızlık olarak yorumlayan Takva, konuyla ilgili olarak ayrıca “Bu arada kapının kapanması noktasındaki pozisyon benim şahsi dileğim değil. Bu Van TSO’nun genel bir talebidir. Benim olduğum yeri bunu gerekiyor. Van’ın maliye politikaları üzerinde konuşmak, görüş bildirmek benim işimdir. Diğer hiçbir şeye karışmam. Sağlık politikaları ile diğer kurumlar ilgilenir. Benim görevim ekonomiye konuşmak ve ben bu nedenle de bunu söylemek zorundayım. Ben her şart ve ahvalde bu kentin ekonomisinin diri, canlı olması yönünde beyanat veririm. Kimse beni bundan men edemez. Çünkü benim görevim bu. Ama sırf bunları söylediğimiz için ne hakaretler ne tahkirler duyduk. Ortada ciddi bir tutarsızlık var. Rusya’ya açığız, Edirne’de açığız, İran’la uçaklar gidip geliyor, ama bizim kapı kapalı. Ben bu yüzden işte adımların atılması gerektiğini düşünüyorum.”

İŞ ARAMAYIN İŞ KURUN

Gençlere iş aramayın iş kurun sloganıyla öğüt vererek gençlerin risk almasını söyleyen Takva, “Ben gençlerin mutlaka risk almalarını düşünüyorum. Benim sosyal medyamda şöyle bir slogan var “iş aramayın iş kurun” diyorum buna eleştirel bakan ve küçümseyen kişilerde var. Aslında bu bir felsefe, bir söylem yani iş aramakla ne biz kendimize ne de ülkemize sürdürülebilir bir katkı sağlayamayız bir kere bu bir gerçek herkesin mutlaka bir işin olması gerekiyor. İster arayarak ister kurarak daha öncede ifade ettiğim gibi bizim işverenlere ihtiyacımız var.” Dedi

Editör: TE Bilisim