Van TSO başkanı Necdet Takva, Van’da düzenlenen kalkınma ve ekonomi odaklı buluşmada kentle ilgili önemli sorunları önemli katılımcıların olduğu toplantıda dile getirdi. Konuşmasında kentin bekleyen sorunlarına değinerek başlayan Takva, hızlıca verdiği başlıklardan sonra kentle ilgili önemli detaylar ve ekonomik durumu paylaştı. Konuşmasına dün 6’ıncı yıl dönümü olan Van depremi ile başlayan Takva, olayın ekonomik boyutuna değinerek: “Bundan tam yedi yıl önce bu gün iki yıkıcı depremin ilkini yaşadık. Tam on beş gün sonra da ikinci bir yıkıcı deprem yaşadık. Van şehri bu felaketlerden resmî kayıtlara göre 644 Can kaybederken 30 bin konutu ve 7 bin işyerini kaybetti. Bu vesile ile hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Felaketin mali kaybı tahminlerimize göre aşağı yukarı 50 milyar TL (yani 50 katrilyon) civarındadır.”

 

DEĞİNMEYECEĞİM DEDİ AMA TAM ÜSTÜNE BASTI!

Takva, sıkça dillendirilen ve Van’ın hala çözüm bekleyen önemli konularını hızlıca geçerken, aslında önemli konulara da vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: “Ben bu gün Van şehrinin spesifik sorunları olan, sınır ticaretinde yaşadığımız sorunlardan, yılan hikayesine dönen çevre yolumuzun olmayışından, demir yolunun gölden bağlantısının yarattığı stratejik çıkmazından, biriken vergilerin terkin edilmeden taksitlendirilmesinden, afet konutlarının yarattığı borç stokundan, kişi başına 3500 GSYH ile ülke ortalamasının 25'i, Marmara Bölgesinin 12'si seviyesinde Olmamız meselesinden, 23.000 kişiye Düşen bir banka şubesinden, eğitimde neden 78. Sırada bulunduğumuzdan, finansmana erişimde yaşadığımız problemlerden, ihracat ve ithalattaki rakamsal felaketimizden, ülkenin en genç nüfusuna sahip 3 şehirden biri olmamızın yaratacağı muhtemel sorunlardan, 18 yıl boyunca her ay 8 milyon TL TOKİ'ye ödeme yapmamızın yarattığı emisyon sorunundan, 6. Bölge teşvik uygulamasından yeterince pay alamayışımızdan, ihtiyacımız olan spesifik destek ve teşviklerden, yatırım ortamının yeterince verimli olmayışından, sicil affının etkin uygulanamamasından, cazibe merkezleri programının açıklanmamasının yarattığı belirsizlikten ve diğer ekonomik, sosyal sorunlarımızdan söz etmeyeceğim.”

 

VAN MUHTEŞEM BİR YAŞAM ALANIDIR!

“Sizlere neden Van şehrinin Türkiye için önemli olduğundan söz etmek istiyorum. Bir kere şunu hepimiz biliyoruz ki Türkiye'nin rekabet üstünlüğü olan coğrafyaya yani orta asya, Ortadoğu, Kafkaslar'a en yakın Şehirlerden biriyiz. 500 km'lik bir çember içerisinde 125 milyon insana ve 5 ülkeye erişimi olan önemli bir şehir. Daha İstanbul ve Ankara başkent değilken önemli bir medeniyete başkent olmuş dünyanın en kadim yerleşim alanlarından biridir. İstesek de istemesek de bu böyledir. Ortalama 50 yılda bir Yıkıcı depremlerin yaşanmasına rağmen her zaman insanların artarak yerleştiği, muhteşem bir yerleşke ve yaşam alanıdır. Su ülkesidir. Güneş'in başkentidir.”

 

Van Türkiye’nin Doğuya açılan ve muhteşem fırsatları barındıran bir şehirdir. Van bu nedenle Türkiye için önemlidir. Bizler de bu önemi her defasında öne çıkaran bir yaklaşım içinde olmalıyız. Bizler şehrimiz hakkında farkındalığımızı yücelttiğimiz oranda güçlü bir ekonomik yapıya, doğru yerel kalkınma yaklaşımlarına sahip olabiliriz. Şimdi yapılması gereken tek şey biraz farkında olmaktır. Van Şehri 1 üretip 7 tüketen şehir olmak istemiyor. Hakettiği Değeri görmek, bölge ve ülke ekonomisinde etkin olmak istiyor. Ankara'nın bunun farkına varmasını istiyor. Şu an olduğundan çok daha fazla dinlenilir olmak istiyor. Buna Hakkı Olduğunu biliyor ve bunu istiyor.”

 

VAN NEDEN SON SIRALARDA?

“Şimdi Türkiye'nin kara sınır şehirlerinin ekonomik performansına bakınız; tamamı aşağı yukarı aynı düzeyde. Yani sosyo-ekonomik gelişim endeksinde son sıralarda. Peki neden? Çünkü bu şehirler tamamiyle güvenlik gerekçeleriyle ve iktidarları izleyebilme düzeyleri ile şekillenmişlerdir. Bu Türkiye'nin 2023 vizyonu ile 500 milyar ihracat hedefiyle ne kadar örtüşüyor? Örtüşmüyor. O halde sorunu bütüncül bir yaklaşımla yeniden ele almak gerekmektedir. Önümüzdeki 20 yıl boyunca ülkemizin en temel sorunu bölgelerarası Gelişmişlik farkı meselesi olacak. Bizler Bunu aşmanın kısa vadede küçük dokunmalarla olacağına inanıyoruz. Girişimci sayısını arttırmalıyız. Kümelenmeyi hızlandırmalı, sektörel kümelenme meselesini yerel kalkınmada öncelik olarak ele almalıyız.”

 

ÇÖZÜM: ORTAK AKIL

“Esnafı, taciri, sanayiciyi, yatırımcıyı daha fazla sahiplenmeliyiz. Bu kesimler toplumsal birlikteliğin çimentosudur. Kentimiz, bölgemiz ve ülkemizin kalkınması bu kesimleri sahiplenmemiz ve sevgiyle dokunmamızla doğru orantılıdır. Bu kesimler sırtında yumurta küfesi ile dolaşan insanlardır. Küçük bir sendeleme küfeyi yerle bir eder. 90 km ötede Dünya'nın 3. Büyük doğalgaz üreticisi, 5. Büyük petrol üreticisi olan bir ülke var. Yüzölçümü bizim 2 katımız, nüfusu bizimle aynı. Sınırın hemen ötesinde 4 litre mazotu 1 tl'ye satın alabiliyorsunuz. Sınırın bu tarafında 1 lt mazot 4,5 tl. Peki 300 km'lik sınır boyunda bu zenginliğe erişim meselesini nasıl çözeceğiz. Bir bidon mazot için genç insanlarımızın hayatını kaybetmesi ile bu sorunu çözebiliyor muyuz? Hayır. O halde başka bir şey yapmalıyız. O başka bir şeyi yapmak, devletimizin, hükümetimizin ve içinde Van ve ülke sevgisi ile yanıp tutuşan Van lobisinin, yani başta Van halkı olmak üzere, siyasi temsilcilerimizin ve Vanlı bürokratların birlikte ve ortak akılla üreteceği yaklaşımlar belirleyecektir.”

 

VAN’IN ZENGİNLİĞİ TÜRKİYE’NİN ZENGİNLİĞİ DEMEK

“Van şehri sadece ülkemizin yaşadığı sorunlardan etkilenmiyor, aynı zamanda başta yakın çevremiz olmak üzere dünyadaki gelişmelerden de etkileniyor. Bizler ülkemizin diğer bölgelerinde yaşayan insanlarla aynı gemide, aynı kaderi paylaşan insanlarız. Van’ın zenginliği ve refahı Türkiye’nin zenginliği ve refahı demektir. Bizler buna inanıyor, bunu savunuyoruz. Ekonomik ve sosyal tedbir alanlarına ulusal bir stratejiyle bakmamız gerek. Buna karar verecek olan Devlet ve Hükümetimizdir. Yani ülke bürokrasisi. Bürokrasi hiç bir ülkede yönetsel bir rejim değildir. Bu siyasetin işidir. Ancak bürokrasinin stratejik kolaylaştırıcı yaklaşımı ile siyasal karar verme mekanizmalarını harekete Geçirme gücü vardır. Bizler Bu yaklaşımı yeterince hisseden bir şehir değiliz. Sizden ricamız var. Bizleri dinleyin. Ve eğer seviyorsanız bizlere dokunun. Çünkü sevmek aynı zamanda dokunmaktır.”

 

REKABET GÜCÜNÜ KAYBETME LÜKSÜMÜZ YOK

“Şimdi bir araştırma yaptırıyoruz. İllerin kamu yatırımlarından aldıkları paylara bakacağız. Bizimle aynı ölçekteki illerin siyasal lobi güçleri ile illerine aktardıkları kaynakların miktarına bakıp, kıyaslayacağız. Gücümüzü ve rengimizi o zaman daha net göreceğiz. Yetiştirebilseydik bu sonuçları sizlerle bu gün paylaşacaktık. Ama araştırma bitince çarpıcı sonuçlar elde edeceğimizi biliyorum. Kaynak kullanımında etkisiz olduğumuzu hep beraber göreceğimizi düşünüyorum. Bizler bu durumu kabul etmemeliyiz. Kentimizin rekabet gücünü kaybetme lüksümüz yok.”

 

GÜÇLÜ BİR VAN LOBİSİ ŞART!

“Van lobisini güçlendirecek ve bu şehrin aşkını alevlendirecek çalışmalara ihtiyacımız var. Bu nedenle Ankara’da bizleri temsil eden Van gücünün bu meseleleri daha fazla ve daha etkin dile getirmesi gerekir. Politikacılarımızın şehrimizin yaşadığı sorunları çözmede ve kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması konusunda daha fazla enerjisine İhtiyacımız var. Hükümetimizin son 15 yılda her alanda bölgesel ve kentsel gelişimde elde ettiği niceliksel ve niteliksel görecelilik takdire şayandır. Ama Türkiye cumhuriyeti 15 değil, 94 yaşındadır. Eğer bir ironik önerme olacaksa; cumhuriyetimiz burada 15 yaşındadır ve hala çocuktur demeliyiz. O halde meseleye bütüncül bakabilmeyi başarmalı, çok çalışmalıyız.”

 

CAZİBE MERKEZİ MUAMMASINA DA DEĞİNDİ

“Ülkemizde yerel kalkınma stratejisinde, anlaşılabilir bir mevzuat çalışmasına ihtiyaç var. Kaldı ki Bölgemizde Yatırımcıların düzeyi, Yasaların öngördüğü anlaşılabilirlikle örtüşmemektedir. Az önce söz etmeyeceğimi ifade ettiğim bir konudan söz etmek istiyorum. Şu 23 ili kapsayan cazibe merkezleri destek programından. Başbakanımız yaklaşık 1 yıl önce uygulamanın nasıl olacağını bizlerle paylaştı. Ve yaklaşık 8 ay önce baş vurular yapıldı. Hala açıklanan bir şey yok. Şimdi biz hangi yatırımcı ile konuşsak bu programın açıklanmasını beklediklerini söylüyorlar. Olası yatırımcılarımızı da kaybetme riski ile karşı karşıya kalıyoruz. Belirsizlik, kent ve bölgesel yatırım ortamını olumsuz etkiliyor. Milletvekillerimizden bu konunun takipçisi olmalarını bekliyoruz. Bu ve benzer programlarda destek mekanizmalarına erişimde kolaylaştırıcı uygulamalara ihtiyacımız var.”

Editör: TE Bilisim