Van Büyükşehir Belediyesine ait İskele Mahallesinde bulunan artıma tesisinin çalışmaması hem çevre katliamına neden oluyor hem de insan sağlığını tehdit ediyor. Tesis arıtamıyor, hem kirliliğin her geçen daha büyük boyutlara ulaşmasına neden oluyor hem de artık kentte her geçen gün daha büyük boyutlara ulaşan bir kokuya neden oluyor. Bir taraftan göl kirleniyor bir taraftan Van ilk giren herkes bu kötü kokuyla Van’a merhaba demiş oluyor. Kirlilik korkunç boyutlara ulaşırken yetkililerden hiç bir adım gelmiyor...

 

Van için büyük bir öneme sahip olan Van Gölü, gün geçtikçe kirlenmeye devam ediyor. Gerek vatandaşların duyarsızlığı gerekse de arıtma tesisi adı verilen ancak arıtma yapmak yerine denizi kirleten bu tesisler hem insan sağlığını tehdit ediyor hem de çevre katliamına neden oluyor. İskele Mahallesi’nde bulunan ve Büyükşehir Belediyesine ait tesislerin gölü kirletmesi objektiflere yansıdı. Yaşam olanı içinde olan tesislerin temizleme yerine aksine gölü kirletmesi tepkilere de neden oldu. Mahalle sakinlerinin kokudan dolayı rahatsız olduğu tesislerin bulunduğu alanda oyun oynayan, su maymuncu toplayan çocukların sağlığı ise tehlikede. 

 

 

KALÇIK: SORUMLUSU YETKİLİLERDİR

Yaşanan çevre katliamıyla ilgili açıklamalarda bulunan ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık Van Gölü’nde yaşanan vahşeti ve kirliliği anlattı. Kalçık ilk olarak şunları söyledi: “Van deyince aklımıza ilk gelen Van Gölü olmaktadır. Van’ı Van yapan Van’ı çekim merkezi yapan Van Gölüdür. Eğer ki Van Gölü’müz olmamış olsaydı bir Muş’tan farkımız olamazdı. İnsanların Van’a gelmek istemesindeki en temel neden Van Gölüdür. Su hayattır, suyun olduğu her yerde mutlaka hayat vardır. Biz Vanlıların gözümüzün nuru gibi baktığı ve yüzyıllardır anlata anlata bitiremediğimiz Van Gölümüz vardır. Fakat bugünkü şartlarda Van Gölümüzü değerlendirdiğimizde resmen hayatımız karartılıyor, kirletiliyor, yok oluyor. Eğer ki su hayattır diyorsak ve Van Gölümüz böylesi vahşi bir şekilde kirletiliyorsa bunun sorumlusu tamamıyla yetkililerdir.”

 

 

“PİSLİK ÇUKURUNA DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Arıtma tesisinin olduğu yerde bir dere olmadığı halde kanalizasyonun bir dere gibi Van Gölüne aktığını söyleyen Kalçık, “Van merkez üç ilçede 520 bin nüfus yaşıyor. Bu 520 bin nüfusun bütün atıkları İskele de bulunan ve Van Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen arıtma tesisine geliyor. Bu arıtma tesisi 1972 yıllarda o günün şartlarına göre yapılmış. Bu arıtma tesisinin yetersiz olduğunu ve sadece o günün şartlarında olduğu için yüzde otuzluk bir çökertme dediğimiz bir uygulama ile yapılmaktadır. Bizler belediye ile yaptığımız görüşmelerde şu an arıtma tesisinin yüzde otuzluk bir arıtım yaptığını ilerleyen dönemlerde ise kademe kademe olarak bu yüzde otuzluk artıma oranı yükselecektir denildi. Fakat ne yazık ki beraber gidip gördüğümüz o bölgede herhangi bir çay yatağının olmamasına rağmen atıklar bir dere gibi akıp Van Gölüne gelmektedir. Van Gölüne resmen kanalizasyon akmaktadır. Saniyede Bin 800 litre kanalizasyon Van Gölüne akıtılmaktadır. Şu an Van Gölüne bir kilometre derinlemesine 3 kilometrede enine olan bir dereden, Van’ın tüm kanalizasyonu akıtılmaktadır. O bölgeye beraber gidip baktık. Orası resmen bir pislik çukuruna dönüşmüştür.” Dedi.

 

 

KALÇIK: VAN GÖLÜ 15 YIL İÇİNDE...

Önlem alınmaması durumunda gölün kaybolacağına işret eden Kalçık, Aral Denizinin bu yüzden kuruduğunu söyledi. Kalçık şöyle devam etti: “Yüzüncü Yıl Üniversitesi ile görüşme yaptık. Konuyla ilgili yaptığımız araştırmalara göre böyle gitmeye devam ederse 15 yıl içerisinde Van Gölü tamamıyla kirlenmiş olacaktır. Aral Denizi sırf bu yüzden kurudu. Bu da bunun çok açık bir örneğidir. Van’da yetkililerinin Van Gölünün kirlenmesi ile ilgili acil önlem alması gerekmektedir. Şehrin her tarafında bir Van Gölü yoktur. Arıtma tesisi keşke Van Gölünün yanında olmamış olsaydı. Hadi Van Gölünün kenarında olmuş olsa bile ileri biyolojik arıtma olmuş olsaydı Van Gölümüz bu kadar kirlenmezdi.”

 

 

HEM KÖTÜ GÖRÜNTÜ HEM DE KÖTÜ KOKU

Tesisin şehrin girişinde olmasının yanlış olduğunu ifade eden Kalçık, tesislerin kötü kokuya da neden olduğunu söyledi. Kalçık, “Şehrin tam girişinde olan arıtma tesisinin olması yanlıştır. Şehirlerin girişleri o şehrin bir aynası durumundadır. Bir şehre girerken orada ne görürse şehrin içi olarak da onu görmektedir. Şehre girerken hemen insana kötü bir koku gelmeye başlıyor. Kötü kokunun yanında ise çok çirkin bir görüntü oluşmaktadır. Arıtma tesislerinin yeri insanların yaşam alanları olmamalı arıtma tesisleri tamamıyla insan yaşamanın olmadığı bölgelere kurulmalıdır. Bu arıtma tesisleri ile ilgili yaptığımız çalışmalar mevcuttur. Bunları yetkililere sunduk ne bir cevap alabildik nede arıtma tesislerinin yeri ile ilgili bir çözüm bulundu.” İfadelerini kullandı.

 

 

“ÖNCELİKLERİ VAN GÖLÜ DEĞİL”

Van’daki dinamiklerin Van Gölünü öncelik almadığını ifade eden Kalçık konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ne yazık ki Van’daki dinamiklerin önceliği Van Gölü değil. Şu an Van’da siyasi sorunları bir tarafa bıraktığımızda en temel sorunun Van Gölünün kirletilmesi olduğu aşikardır. Özellikle merkezi hükümetin ve belediyenin buna çözüm bulması gerekir. Çok da büyük bir proje gerektiren ve büyük paralar harcanabilecek bir şey değildir. Tamam, Van’da yollar, kaldırımlar ve parklar gibi hizmetler yapılıyor ama öncelikli olarak bir an önce Van Gölünün kirlenmemesine bir çare bulunmalı. Sadece bir belediyenin ileri biyolojik arıtma tesisi inşa etmesi ile bu iş çözülmeyecektir. Van Gölünü koruma kanunları çıkarılmalıdır.”

 

 

KALÇIK: KORUMA KANUNU ÇIKARILMALI

Van Gölüne 19 dere aktığını ve hiç birinde filtrenin olmadığını ifade eden Kalçık, “Van’da yaşayan 1 milyon 70 bin nüfus var. Van Gölü havzası çevresinde bulunan herkes dolaylı yollarla Van Gölünü kirletmektedir. Merkezi hükümetin Van Gölünü koruma kanunu çıkarması gerekiyor. Bununla ilgili çalışmaların biran önce başlatılması gerekiyor. Bu kanun çıkarıldıktan sonra Van’da bulunan bütün belediyeler ileri biyolojik arıtma tesisleri yaparak arıtma yapması gerekiyor. Birde şu an bizim tespitlerimize göre Van Gölü’ne akan 19 dere vardır. Bu derelerinin filtreleme, elek sistemleri ile evrensel atıkların Van Gölüne ulaşmasını engellemeleri gerekmektedir. Şu an gördüğümüz gibi milyonlarca kuş pisliği Van Gölüne aktığı bölgeden beslenmektedir. Bu bir şekilde bizlerin hayatına her anlamda etki etmektedir.” Dedi.

 

 

“KİRLETMEYE HAKKIMIZ VE HADDİMİZ YOK”

Van’da yaşayanları Van Gölü kirletmeye hakkı olmadığını ifade eden Kalçık şunları söyledi: “Bizler Van’da yaşamaktayız ve güzelim Van Gölümüzü kirletme hakkına ve haddine sahip değiliz. Van Gölümüz bizlerin ve gelecek nesillerimize bırakacağımız mirasımızdır. Bu bağlamda bütün yetkililerin Van Gölü için hassasiyet göstermesi gerekir. Van Gölünün kirletilmemesi sorunu noktasında birlik olarak diyalog içinde el birliği ile kirletilmekten kurtarılması gerekiyor. Bizim siyasetçilerimiz koltuklarda oturarak popülizm yapmaktadır. Bu makamlarda oturarak popülizm yapacaklarına Van Gölün’ün kirletilmemesi adına hassasiyet göstermeleri gerekmektedir. Siyasi ve yerel yönetimlerimizin bu hassasiyeti gösterdiği zaman halkımızın da duyarlı olması gerekmektedir.”

 

 

IŞIK: KEŞKE TESİSLER BURADAN KALDIRILSA

Gazetemize konuşan Muhammed Işık adlı çocuk tesisin olduğu alanın yaşam alanları olduğunu söyledi. Işık, “Biz burada su maymuncuğu topluyoruz. Topladığımız bu su maymuncuklarını süs yapıyor ya da satıyoruz. Ama burası çok kötü kokuyor. Evimiz de hemen tesislerin yanında yer alıyor. Bazen koku evin içine kadar gidiyor. Denize girmek istiyoruz ama bu kirlilikten giremiyoruz. Keşke tesisleri başka bir yere alsalar da bize hem su maymuncuğunu daha sağlıklı toplayalım hem de göle girebilelim.” Şeklinde konuştu.

 

 

ELMAS: BELEDİYE ÇÖZÜM BULSUN

Tesislerin yarattığı kötü kokuyla ilgili konuşan Faruk Elmas ise şunları söyledi: “Arıtma tesisinin mahallede olması çok saçma. Biz bu mahallede kokudan dolayı yaşayamıyoruz. Belediyeye ait artıma tesisi için daha önce belediyeden geldiler ve sorunu çözeceklerini söylediler. Ancak henüz ne bir çalışma yapıldı, ne gelen oldu ne de giden. Belediyenin bu kötü koku ve görüntü için bir çalışma yapmasını istiyoruz.”


ŞEHRİVAN GÜNCEL: ÖNDER ALTINAL

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim