Türkiye engelli yüz güzeli seçildikten sonra kendisi de engelli güzellik yarışması düzenleyen Meltem Tarhan, engellilerin her işi başarabileceğini belirterek, "Yeter ki engellilere engel olmasınlar, imkân tanısınlar." Dedi. Verimli ve emek yoğunluklu bir yaşamı olan Meltem Tarhan'ın Van'daki engelliler için çok güzel hayalleri ve projeleri var. Hiçbir bakış açısı, yaşadıkları, onu hayal kurmaya, düşündüğü projeleri bir bir hayata geçireceği günü beklemesine engel olmuyor. Güzelliği ve pozitif düşüncesiyle enerji veren Meltem, “İmkân tanınsın birçok projeyi hayata geçiririm” Diyecek kadar da iddialı.

 

2009 yılında yapılan engelli güzellik yarışmasında 3 bin engelli arasından "Türkiye engelli yüz güzeli" seçilen Meltem Tarhan, nasıl engelli olduğunu, neler yaşadığını, güzellik yarışmasını ve beklentilerini anlattı. Kimlikteki isminin Menşure olduğunu ancak kendisini Meltem diye çağırdıklarını ifade eden Tarhan, Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı bir köyde dünyaya gelmiş. 6 nüfuslu bir ailenin çocuğu olan Tarhan, üniversiteyi birinci sınıfta terk ettiğini söyledi. Diyarbakır'da yaşadığı bir trafik kazası sonucu sakatlandığını ve doktorlar tarafından sağ ayağından yüzde elli engelli kaldığını söyleyen Tarhan, “Baston ya da başka bir araç kullanmıyorum. Hiçbir zaman onları bir ihtiyaç olarak görmedim. ‘Kendim böyle yürürüm’ dedim. Ki bazen doktorlarım şaşırıyor ‘senin cihazla yürümen lazım, nasıl böyle yürüyorsun’ diyorlar. Şimdi bu da biraz başarılılıktır, azimliliktir bence. Ben daha çok spor yaptım, yüzdüm, kiloma dikkat ediyorum. Bu da önemliydi benim için. Kilo bizim en büyük problemimiz, o yüzden çok dikkat ediyorum. Yarın ne olacağını bilmiyorum ama şu anda baston falan kullanmıyorum.” Diye konuştu.

 

“ENGELLİ YÜZ GÜZELİ SEÇİLDİM”

2009 yılında internette "engelliler güzellik yarışması" diye bir duyuruya rastladığını kaydeden Tarhan, “Ben de bir tane fotoğrafla başvurumu yaptım. Kendim de çalışıyordum, o sırada güzellik salonum vardı. Bir sabah telefonum çaldı, "3 bin kişi içerisinde 25 kişi seçilmişsiniz, hemen bugün Ankara'ya gelmeniz gerekiyor" dedi. Ben de Ankara'ya gittim, tekrar 3 bin kişi içinde eleme oldu seçildik. 15 gün Ankara'da kaldım, daha sonra Antalya Kemer'e götürdüler. Orada da 15 gün otelde kaldık. Burada da engelliler yüz güzeli ben seçildim. Ama şöyle bir şey; benim kendi düşüncem amaç güzellik değildi. Herkesin kendine göre bir güzelliği vardır. Çirkin bayan yoktur, bakımsız bayan vardır. Bir de şöyle düşündüm, bir engelli podyuma çıkıp "ben güzelim" diyebilmeli, benim ilk amacım oydu. Hani aileme ilk danıştığımda açık söyleyeyim, ağabeyim ve babam karşı çıktı. Babam "hayır olmaz, sen zaten bizim gönlümüzün prensesisin" dedi. ‘Hayır’ dedim, ‘benim amacım orada olmak, arkadaşlarıma destek olmak.’ Zaten bir tek güzellik değildi mesele, önümüzdeki engelleri aşmak ve engelli olmanın güzelliğe engel olmadığını ispatlamaktı. Sonra yarışmada birinci seçildim.” Şeklinde konuştu.

 

KENDİSİ AYNI YARIŞMAYI DÜZENLEDİ

Yarışmanın birincisi olduktan sonra bir proje hazırlayıp bir engelli güzellik yarışması düzenlemeyi planladığını ifade eden Tarhan, “O dönem bizim Diyarbakır Valisine gittim. Ve valimizin desteği ile yarışmayı düzenlemeye karar verdik. Valimiz bize polis evini tahsis etti. Ben de aynı şekilde internet üzerinde yarışmanın duyurusunu yaptım ve 15 kızımız, Batman, Diyarbakır, İzmir, Ayvalık, Türkiye'nin değişik yerlerinden geldiler. Diyarbakır'da konuk ettik. Güzellik yarışması vesilesiyle bir de Diyarbakır'ı bölgeyi tanıtmak istedim. Ve son gece 25 Ocak 2010'da güzellik yarışmamızı yaptık. Bakanımız Mehdi Eker 8 tane tekerlekli sandalye bize tahsis etti. O da davetleydi ama gelemedi. O gece valimiz bir de konuşma yaptı. ‘Ben Meltem hanıma mahcup oldum, yapamazsınız demiştim’ dedi. ‘Yapamazsınız’ diye bir şey yok yeter ki engel olmasın kimse. İmkânlar sunulsun her şeyi yaparız.” Dedi.

 

YARIŞMA NOTER HUZURUNDA YAPILDI

Tarhan, düzenlediği güzellik yarışmasının çok güzel geçtiğini, yarışmayı jüri ve noter huzurunda yaptıklarına dikkat çekerek, “2 Diyarbakır'dan 1 de İstanbul'dan üç tane yüz güzelimiz seçildi. Diğerlerini de biz Antalya gibi yapmadık, göz güzeli, saç güzeli, yürüyüş güzeli diye onları da seçtik. Çünkü Antalya'da seçilmeyenler o zaman üzülmüştü. Biz öyle yapmadık. Her bir güzelimize de ödüllerini verdik. Bu yarışmamız geleneksel olmanın önünü de açtı. Hatta böyle bir yarışmanın Van'da da düzenlenebileceği teklifi geldi bana. Neden olmasın. Bir de biz o dönem gelinlik sergisi açtık. Her yıl İstanbul Kumsarayı'nda engelli bay, engelli bayan gelinlik sergisi oluyor, sergiye çıkıyorlar, çok güzel oluyor. Yani bu tarz şeyler çok güzel bir şey. Aslında burada da düşünüyorum. Benim Diyarbakır'da da birçok projelerim oldu, bir tek bu değil. Bilgisayar, İngilizce, el sanatları… Yani bunların hepsini engelli dernekleriyle hayata geçirdik. Bir derneğe üye değilim, ama hepsiyle de gönüllü çalışıyorum. Zaten bir yere de üye olmak istemiyorum, hepsiyle de çalışmak istiyorum, elimden ne gelirse, maddi manevi.”

 

ENGELLİLER İÇİN BİRÇOK PROJESİ VAR

Engelli kadınlarla ilgili çeşitli projelerinin olduğunu dile getiren Tarhan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Engelli bayanlar üzerinden, ‘Engelsiz Kafe’ olabilir mesela. Bu nasıl olur; herkes gelip gidebilir bu kafeye ama bir down sendromu hastası kasaya bakabilir, servis yapabilir. Bedensel engelli bir arkadaşımız servis yapabilir. Görme engelli, mesela haftanın bir günü canlı müzik yapabilir. Tiyatro, folklor, görme engelliler çok güzel halay çekiyor, çok güzel oynuyorlar. Down sendromlular çok güzel oynuyor. Bedensel engelliler de oynuyor ama onlar kadar değil. Mesela el sanatları, kaligrafi, çivili tablo, ben burada araştırdım, hiç kimse bunu yapmıyor. Ama çok güzel bir sanat. Bunun bir hikâyesi de var, çivinin aşkı. Bunu bütün engelli arkadaşlarımız yapabilir. Böyle bir düşüncem de var. Böyle bir kurs açılabilir. Bir atölyemiz olacak, engelli arkadaşlarımız oturup üretecek ve yurdun her tarafına gönderilebilecek.”


ŞEHRİVAN GÜNCEL: MERAL YILDIZ

 
Editör: TE Bilisim