Van’da geçtiğimiz hafta 3 gün boyunca Türkiye-İran Van Forumu rüzgârı esti. Van Valisi Doğan’ın uzun süre önce heyecanla bahsettiği ve Van Valiliği, TASAM, IPIS, DAKA ve YYÜ işbirliği ile yapılan toplantı hiç şüphesiz hem Türkiye’nin hem de İran’ın iki ülke önüne ‘Yeni’ ibaresini katarak başlattığı dönemin yansıtılması adına önemli bir toplantıydı.

Van Valiliği öncülüğünde yapılan ve sağlam paydaşlarla temellendirilen bu toplantıların açılış ve kapanış bölümü olmak üzere 8 oturumuna da katılarak uzun yıllardır Van-İran ilişkilerinde gelinen noktayı görmek istedim.

Uzun süre önce duyurulan bu toplantı şahsen bende bir heyecan uyandırmış ve özellikle Van camiasının katılımdaki payını görmek istemiştim…

***

Bir iyi bir yönüyle değerlendirmek istediği o toplantının müsaade ederseniz ilk önce olumsuz yanlarıyla bahsedeyim: Öncelikle toplantıya Van nezdindeki katılımın düşüklüğü en çok canımı sıkan ve kent adına olan umutlarımın umutsuzluğa dönüşmesine neden olan durum oldu.

Hemen açılış gününe döneyim: Toplantı öncesinde birkaç bakanın bazı sebeplerle katılmadığı düşünüldüğünde aslında bakanların protokol karmaşası ile toplantıdaki gidişata etki etmemelerine memnun bile oldum. O toplantıya burada olması hasebiyle açılışta yer almasa da Van Milletvekili Mustafa Bilici katılmıştı. Bunun dışında açılışta konuşması olması hasebiyle Van TSO Başkanı Necdet Takva da katılmış ve ikili ilişkiler anlamında önemli söylemlere yer vermişti.

Fakat paydaşlardan birisi olmamasından mıdır bilinmez ilk günün açılış merasiminin ardından Van TSO’dan da paydaşlarından da katılan olmadı. Peki ya Van TSO dışındakiler?

Van’da ne açılışta ne de sonraki 8 toplantı boyunca hiçbir STK’nın, büyükşehir ve ilçe belediyesi yetkililerinin, meslek kuruluşlarının olmaması boylu boyuna kentin gidişatındaki bu durumu da ortaya koyuyor aslında… Düşünün ki yıllardır konuşulan Kapıköy sorunu ve diğer ikili ilişkiler uluslararası anlamda masaya yatırılıyor ve bu toplantılara olmadık programda yer alan kent dinamikleri aciz kalıyor…

Anlamak mümkün değil…

***

Hadi açılış bölümünü geçtim… 8 oturum, 8 başlık altında iki ülkenin lojistiği, sanayisi, ekonomisi, medya ve iletişimi ve daha bir çok yanı konuşulan toplantıda İran büyükelçisinden tutun da Hoy Valisi’ne, IPIS başkanına ve İran’dan gelen diğer katılımcıların her birine kadar büyük hazırlıklar ile gelinen o toplantıda Van’ın aciziyetini görmek en büyük hayal kırıklığı olarak yansıdı.

Zira hem Türkiye’nin önemli üniversitelerinden, oluşumlarından ve iş dünyasından gelen isimler hem de İran kesimi iki ülke işbirliğini bangır bangır konuşurken Van’dan sadece birkaç ismin müdahil olup Van’ı da işin için katması bu kente yakışmadı…

İran’dan gelen isimler büyük hazırlıklar ve dolu dolu ajandalar ile iki ülke işbirliğini konuşur, ilişkiler anlamında iyi ya da kötü fikir beyan ederken Van’ın sadece foruma adını vererek kalması bu kentin gelişimdeki rol alanların duyarlılığını da, STK’ların ve diğer oluşumların kaygılarını da, duruma göre hareketlerini de gün gibi ortaya çıkarmış oldu.

***

Yıllardır beklenen bu toplantıda İranlılar bile Türkiye tarafından ve Van eşrafından daha istekli iken;

-Organizasyonda illa ki bazı oluşum ve kuruluşların logosu mu olması lazımdı?
-Bir siyasi parti tarafından mı düzenlenmesi gerekiyordu?
-Belediyenin katılmaması için Valilik, Valiliğin katılmaması için Belediyenin mi olmaması gerekiyordu?
-Siyasi yancıların, iki gün boyunca oturumları takip etmesi için milletvekillerinin, belediye başkanlarının da sürekli orda durması mı gerekiyordu?
-Ticari olarak bir kazanım teminatında bulunulması mı gerekiyordu?
-Konuşmak, müzakere etmek için illa ki özel olarak davet ve ‘Buyrun’ edilmek mi gerekiyordu?

Bence kent menfaatine olan bu tür toplantılarda bu kadar çekimser, kaygılı, mesafeli olmamak gerekiyordu.

İranlı isimlerin medeniyet, ticaret ve yönetim dersi verdiği o toplantıda, mevcut sorunları sadece açılış konuşmalarında değil, her panelde ayrı ayrı anlatmak, paylaşmak ve ilgili isimlere geniş geniş izah etmek gerekiyordu.

Van olarak en büyük derdimiz Kapıköy iken Büyükelçisi, Valisi, Konsolosu şusu, busu katılmışken kentin yaşadığı problemleri anlatmak konusunda Valiyi, Van TSO’yu ve birkaç işadamını yalnız bırakmak bu kentin önde gelen isimlerine hiç yakışmadı açıkçası…

Birileri kendi imkanları ile Türkiye’nin farklı bölgelerinde gelip toplantıya katılmak için yollara düşerken bizde dinamikler şehrin merkezindeki bir toplantıya katılma noktasında üşengeçlik gösterdiler…

Hal böyle iken kiminle neyin çözümü için konuşacağız Allah aşkına?

Anlamakta güçlük çekiyorum… Güçlük çektiğim konuları anlamak, o panelden kötünün devamı iyinin başlangıcı olarak izlenimleri yazmaya devam edeceğim…

Bir sonraki yazıda devam edelim…