Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, seçim ve oy adına Çözüm Süreci'nin feda edilmemesi gerektiğini belirterek, "Birlikte yaşama irademizi boşa çıkaracak, çatışmayı yeniden alevlendirilecek provokasyonların artık yaşanmamasını istiyoruz" dedi.

 

Arslan, Tuşba İlçe Belediyesi ile Hak-İş'e bağlı Hizmet-İş Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesi imza törenine katıldı. Belediye konferans salonundaki törende konuşan Arslan, toplu iş sözleşmelerinde elde edilen hakların en kısa zamanda alınabilmesinin, iş güvencesi ve barışının önemini vurguladı. Sözleşmelerdeki en önemli şartın ücretler olduğunu dile getiren Arslan, alın teri dökerek kente hizmet üreten çalışanların, iyi bir ücret almasını önemsediklerini söyledi.

 

Türkiye ve Van'ın geleceğinin, barışın korunması durumunda daha aydınlık olacağını belirten Arslan, bölgede 2 ay boyunca Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu bünyesinde yaptıkları toplantılara değindi. Bölgenin 2 yıl önceki ve bugünkü durumu arasında kıyas edilemeyecek kadar büyük fark bulunduğunu kaydeden Arslan, şöyle devam etti: "Bugün gelecekle ilgili daha fazla umudumuz var. Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu olarak zaman zaman toplanıyoruz. Toplantıda ortaya koyduğumuz görüşler şu, Türkiye ne yaparsa ne ederse etsin, mutlaka çatışmasızlık sürecini sürdürmemiz gerekiyor. Silahların gölgesinden kurtulmamız gerekiyor. Bir şekilde barışı, Çözüm Süreci'ni demokratik gelişmelerle taçlandırmamız gerekiyor. Çok önemli adımlar atıldı, geldiğimiz noktayı asla küçümsemiyorum. Bölge halkını sindirerek, psikolojik baskılar kurarak, onların iradelerine yönelik müdahaleleri sürece uygun görmüyoruz." Mahmut Arslan, toplumun birlikte yaşama iradesini ortaya koyduğunu da vurguladı.

 

ARSLAN: SÜRECİ DEVAM ETTİRMEMİZ GEREKİYOR

Arslan, 20 yıl boyunca "olağanüstü hal" bölgesinde yaşamanın ne kadar ağır bedelleri olduğunu yakından bildiğini ancak 2002'den bu yana ülkenin normalleşmeye başladığını ifade etti. Ülkede birlikte yaşama adına herkesin sorumlu davranması gerektiğini, bu nedenle Çözüm Süreci'ni önemsediklerini belirten Arslan, şunları kaydetti: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, hükümetin ve Çözüm Süreci'nin muhataplarının sorumlu davranmak zorunda olduğunu hatırlatıyorum. Seçim adına, oy adına bu süreç feda edilmemeli. Birlikte yaşama irademizi boşa çıkaracak, çatışmayı yeniden alevlendirilecek provokasyonların artık yaşanmamasını istiyoruz. Bunlar en çok bölge halkına zarar veriyor." Arslan, sürecin bölge halkının güvenliği esas alınarak devam ettirilmesi, güvenlik-barış ilişkisinin sağlıklı zeminde sürdürülmesi gerektiğini bildirdi.

 

"6-7 EKİM OLAYLARINI BÖLGE HALKININ İRADESİ DURDURDU"

Arslan, 6-7 Ekim sürecinin ardından Ankara'da yaptıkları özel bir toplantıda Başbakan Ahmet Davutoğlu'na "Yaşanan olayları hükümetin müdahaleleri mi, Abdullah Öcalan'ın talebi mi durdurdu" şeklinde soru sorulduğunu söyledi. Davutoğlu'nun da "Ne hükümetin müdahalesi ne de İmralı'nın talebi durdurdu. Bölge halkının iradesi durdurdu" diye cevap verdiğini anlatan Arslan, bu tespitin doğru olduğunu kaydetti. Sürecin korunması ve kollanması gerektiğini dile getiren Arslan, Akil İnsanlar Heyeti olarak Türkiye'de ilk kez farklı kesimleri bir araya getirdiklerini belirtti. "Öcalan asılsın" ve "Öcalan serbest bırakılsın" diyen iki insanı aynı masada buluşturduklarını anlatan Arslan, "Birbirlerine tahammül ederek konuştular. Bu nedenle Akil İnsanlar projesi, Türkiye'nin önemli projelerinden biridir" dedi. Konuşmaların ardından Arslan ile Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe, toplu iş sözleşmesini imzaladı. 

Editör: TE Bilisim