Duygu çağrışım ve izlenimlerin dizeler halinde aktarıldığı, sözün sanata dönüştüğü anlatımlardır şiirler.

 

İnsanoğlunun var olduğu günden bu güne kadar dizeler hakim olmuştur edebiyatımıza. İslamiyet’in ilk yıllarında ve öncesinde Kabe duvarlarında en güzel şiirler sunulmuş, en büyük aşkları anlatmada kifayetsiz kalan sözcükleri tercüme etmede ise aracı olmuştur.

 

Sözü çok uzatmadan ben de naçizane yazmış olduğum üç şiirimi sizlerle paylaşmak isterim.

 

Şiirsiz bir gününüz olmaması temennisiyle…

 

SA / SE

Ansızın bir kuş gelir penceremin önüne

Ürker senin gibi, kanatlarını çırparken

 

Vakit gece olur tüm gündüzlere inat

Ben sende hep sabahı bulurum.

 

Aydınlanır pencerem, daha bir sıcak olur sabah çayım

Gözlerinin buğusunu kıskanır tüm sonbaharlar

 

Düşeyim önüm ardım sıra sana

Var bir tekme daha at, kalayım boşluklarında

 

Konuşsak seninle önce havadan sonra sudan

Düşürsem dilime , çıkarmasam aklımdan

 

Uzun şiirler okusam ellerinin hatırına

Omuz başlarında öpsem utanmadan arsızca

 

Bir film izlesek seninle başrolünde ikimizin oynadığı

Sen Türkan , güzelliği dillere destan…

Ben Ediz , fakir ama gururlu…

Mutlu sonu baştan belli olan

 

Çıksak kimsenin bilmediği adreslerin yolculuğuna

Kaybolsak birbirimizin çıkmaz sokaklarında

 

Ben türlü bahaneler uydursam avuç içlerini öpmek için

Sen her defasında kaçsan dudaklarımdan

 

Gözlerini sunsan değme manzaraya taş çıkaran

Doyasına seyre dalsam tüm kış boyunca

 

Bileklerinden koklasam kanmasam hiç tadına

Bir ney sesinde sesizliğine dem vursam

 

Düşsem yollarına köşe bucak seni arasam

Annemi hatırlayıp seni düşürsem aklıma

 

Göğsünün orta yerine yaslasan başımı

Ben çocuğun olup kokunla büyüsem

 

Şiirler söylesem sana, ben şairliğimden utansam

Şarkılar yazsam okusam yarım Türkçemle

 

Baharlar yağmurlar getirip sersem önüne

Türlü gizlerimi döksem yüzüne

 

Ne oldu olacak demeden ay gibi çıksan geceden

Yırtıp karanlığı göğüs boşluklarımızdan

Bir gelsen bir daha hiç gitmesen…

 

***

 

ANNE

Salçalı ekmeklere kanıp akşamı ederdim ben

Dizim kanasa en büyük derdim sayardım

Hele annemin fırlattığı terliği

nükleer başlıklı silah sanardım

Büyüdüm şimdi.

Ellerimde kan kokusu,

Dlimde lisanını bilmediğim küfürler var

 

ANNE

Emek diyorlar ekmeğe,

Gurur diyorlar aileye

Ve huzur diyorlar çocuklara..

Ben ne ara büyüdüm şimdi

 

ANNE

Akılsızlığım diz boyu

Sevdadan bir karış daha büyük korkularım var

Bırak beni çocuk kalayım

Derdim üç tane gazoz kapağı,

Dünyalar sizlerin, çocukluğumda benim olsun…

 

ANNE

Yedi büyük kıta varmış dünyada

Bizim mahallemiz en büyüğüydü oysa

Kağıt kesiği kadar acıtmadı canımı son işlenen cinayetler

Ben hala camgözü misketimin ardından koşarım.

Büyüdüm şimdi.

Ellerimde yarım sigara, ağzımda afyon kokusu var

 

ANNE

Gerçek sevdalar filmlerde olur diyorlar

Başrolüne de ihaneti yazıyorlar

Kadın da erkek de figüran kalıyor

Koskoca bir ihanet çemberinin sivri kenarında.

 

Sevmedim ben savaşları, oldum olası  korktum silahlardan

Bıktım ihanetlerden, kırılganlıklardan

Gülüşüne tutundum, sevdana daldım

Ben en çok çocukluğumdaki  ‘ben’i sevdim ANNE !!!

 

***

 

BAHTIŞEN

Patron Nuri Bey seslendi:

Kızım şu dönerciyi ara,

Hemen getirsin bir adana.

Soğutmasınlar üstü dumanlı,

Şöyle bol acılı , soğanlı…

 

Sekreter Bahtışen cevap verdi:

Tamam efendim, ararım şimdi

Hiç bekletir miyim sizi?

Afiyetle yersiniz yemeğinizi.

 

Geldi ofise bir buçuk adana.

Nuri çağırmadı kimseyi yanına.

Götürdü bir lokmada hepsini,

Yarım ekmekle de ezmeyi.

 

Bahtışense açtı çantasını

Çıkardı ekmek arasını.

Bell ki gönlü zengindi

Verdi arkadaşına yarısını.

 

Ay sonu yaptılar hesap

Parayı koyacak bulamadı dolap.

Nuri aldı milyon liraları.

Bahtışen saydı bozuklukları.

 

Kira , yakıt derken yetmedi maaş.

Aktı gözlerinden birkaç damla yaş.

Düzen böyle mi gider, dedi.

Evde ekmek bekliyor altı baş.

 

İşleri bozuldu yıllar sonra Nuri’nin.

Geç de olsa fark etmişti ettiğinin.

Aldıkça aldı, vermedi kimseye,

Kurbanı oldu sonunda kibrinin

 

Almalısın sen de burdan dersini.

Vereceksin elindekinin hepsini.

Çalma ,çırpma, haram yeme!

Kırsalar da elini, yüzseler de derini…

Editör: TE Bilisim