HDP Van Milletvekili Özdal Üçer İş-Kur işçilerinin işten çıkarılmasıyla ilgili TBMM’ye araştırma önergesi verdi. Üçer ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevaplaması istemiyle bir de soru önergesi verdi. Üçer, verdiği soru önergesinde, Devlet yetkililerinin işçi istihdamlarının kalıcı olması yönünde ne gerekiyorsa yapılacağı yönündeki vaatlerin gerçekleşmediğini söyleyerek, demokratik hak ekseni çerçevesinde Ankara’ya yürümek isteyen işçilere ise polisin biber gazı, TOMA, plastik mermi ve coplar ile müdahale ettiğini belirtti.

Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011’de meydana gelen 7.2 ile 5.6 büyüklüklerindeki depremlerin ardından İş-Kur, Toplum Yararına Çalışma Programı kapsamında 7 bin 286 kişiyi, Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere çeşitli resmi kurumlarda görevlendirmişti. 3 yıldan fazla bir süredir, 9 ay çalışıp, 3 ay boş kalan işçiler, son olarak 14 Haziran 2014 tarihinde işten çıkarılmıştı. İşçilere verilen bilgi, bir daha çalıştırılmayacakları yönündeydi. Bunun üzerine 7 bin 286 işçi dönüşümlü olarak Feqiye Teyran Parkı’nda oturma eylemi yaparak, seslerini duyurmaya çalışmıştı. İşçilerin bu eylemine Van’da bulunan STK’lar da destek vermiş işçilerin işe geri alınması istenmişti. Bu sorunun çözümü için HDP Van Milletvekilleri Özdal Üçer ve Nazmi Gür defalarca çağrı yapmış ve TBMM’ye soru önergesi vermişti. HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, bugünde TBMM’ye araştırma önergesi verirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevaplaması istemiyle bir de soru önergesi verdi.

‘İKTİDAR EMEKÇİLERİ OYALAMIŞTIR’

HDP’li Üçer verdiği soru önergesinde, iktidarın emekçileri oyalayabildiği kadar oyaladığını sonrasında ise onlara polis şiddetini layık gördüğünü söyledi. Üçer, “İşçiler, istihdamlarının kalıcı hale gelmesi için onlarca kez başta dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan olmak üzere, Çalışma Bakanı ve birçok devlet yetkilisi ile görüşmüş, bu görüşmeler esnasında kendilerine her defasında ‘istihdamlarının kalıcı olması yönünde ne gerekiyorsa yapılacağı, bir takım çalışmaların başlatıldığı’ yönünde vaatlerde bulunulmuş, ancak hiçbirisi gerçekleşmemiştir. Bunun üzerine, demokratik hak ekseni çerçevesinde Ankara’ya yürümek isteyen işçilere polis, biber gazı, TOMA, plastik mermi ve coplar ile müdahale etmiştir. İlk belirlemelere göre 22 kişinin gözaltına alındığı bu sert müdahalede 4 kişi de yaralanmıştır. Böyle bir gayrı-hukuki ve gayrı-insani müdahalenin, siyasal iktidarın icazeti/talimatı olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. İktidar, emekçileri oyalayabildiği kadar oyalamış, sonrasında ise onlara polis şiddetini layık görmüştür. Aldıkları çok düşük ücrete rağmen çalıştıkları birimlerin en ağır işlerini gören bu işçilere reva görülen uygulama, çağdaş hukuk devletinde asla karşılaşılmayacak bir durum arz etmektedir.” Dedi.

‘SEÇİM KAZANAMADIĞI İÇİN ZULÜM LAYIK GÖRÜLDÜ’

İşçilerin tüm bu baskılara rağmen Ankara’da direnişlerini sürdürdüğünü söyleyen Üçer, “Demokratik yöntemlerle hak talebinde bulunan bu işçiler, emniyet güçlerinin bütün engelleme çabalarına rağmen, yürüyüşlerinin 5. gününde Ankara’ya ulaşmış olup, direnişlerini Abdi İpekçi parkında kararlılıkla devam ettirmektedir. Bu gelişmelerin yanında, AKP hükümeti belediyelerini elinde bulundurduğu Gaziantep ve Şanlıurfa’ya 10 bin işçi alma kararı verirken, bu oran depremzede Van halkı için Bin 500 olarak belirlenmiştir. Bu tamamen siyasi bir tutum ve ayrımcılıktır. AKP Van’da seçimleri kazanamadığı için işçilere söz konusu zulmü layık görmektedir.” Dedi.

‘SORUMLULUĞUNUZU YERİNE GETİRİN’

Üçer verdiği soru önergesinde Bakan Çelik’in cevaplamasını istediği soruları ise şöyle sırladı:
“Bütün bu yaşananlara rağmen; hükümetin bu anti-demokratik ve çalışma haklarını hiçe sayan tutumda diretmesi nasıl açıklanabilir? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olmanız sıfatıyla, işçilerin haklarını korumak birinci vazifeniz olması gerekirken, üzerinize düşen sorumluluğu neden yerine getirmemekte ve işçilerin mağduriyetine göz yummaktasınız? Van İş-Kur işçileri işlerine yeniden kavuşabilmek adına hali hazırda eylem yapıyorken, Hükümet tarafından Gaziantep ve Şanlıurfa’ya 10 bin işçi, Van’a ise sadece Bin 500 işçi alınması kararı nasıl bir eşitlik ve adalet anlayışı ile açıklanabilir?. Söz konusu Vanlı işçilerin yeniden işe alınmaları sağlanacak mıdır?”

TBMM’YE ARAŞTIRMA ÖNERGESİ

HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ye işçilerin durumuyla ilgili bir de araştırma önergesi verdi. İşten çıkarılan işçilerin kararlı ve haklı mücadelelerine iktidar tarafından hiçbir çözüm üretilmediğini söyleyen Üçer, “Bunun yanında, söz konusu işçiler emniyet güçleri tarafından her defasında orantısız güç kullanılarak etkisiz kılınmak ve susturulmak istenmiştir. Yaşanan gelişmeler, iş barışının ve toplumsal barışın tamiri imkânsız bir şekilde zedelenmesine yol açacak noktaya ulaşmış durumdadır.” Dedi.

‘VAATLER YERİNE GETİRİLMEMİŞTİR’

Üçer verdiği araştırma önergesinde, “İşçiler 14 Haziran 2014 tarihinde işten çıkarılmıştır. Bunun üzerine 7 bin 286 işçi dönüşümlü olarak Van şehir merkezinde bulunan Feqiye Teyran Parkı’nda oturma eylemi yaparak, seslerini duyurmaya çalışmıştır. İşçiler; istihdamlarının kalıcı hale gelmesi için onlarca kez başta dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan olmak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve birçok devlet yetkilisi ile görüşmüş, bu görüşmeler esnasında kendilerine her defasında: ‘istihdamlarının kalıcı olması yönünde ne gerekiyorsa yapılacağı, bir takım çalışmaların başlatıldığı’ yönünde vaatlerde bulunulmuş, ancak hiçbiri gerçekleşmemiştir.” Dedi.

’PERSONEL AÇIĞI HAD SAFHADA’

Üçer verdiği önergenin devamında şöyle konuştu:
“Bunun üzerine; demokratik hak ekseni çerçevesinde Ankara’ya yürümek isteyen işçilere polis, biber gazı, TOMA, plastik mermi ve coplar ile müdahale etmiş; onlarca kişinin gözaltına alındığı bu sert müdahalede birçok kişi de yaralanmıştır. Böyle bir gayrı-hukuki ve gayrı-insani müdahalenin, siyasal iktidarın icazeti/talimatı olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. İktidar, emekçileri oyalayabildiği kadar oyalamış, sonrasında ise onlara polis şiddetini layık görmüştür. Oysaki başta Van Milli Eğitim bünyesinde olmak üzere, il genelindeki bütün kurumlarda personel açığı had safhadadır. Üstelik bu işçilerin ildeki devlet okullarının temizlik-bakım-onarım işlerinin icrasında görevlendirilmesi bile söz konusu işçilerin istihdamını sağlamak için tek başına yeterli olacaktır. Bütün bu yaşananlara rağmen; hükümetin anti-demokratik ve çalışma haklarını hiçe sayan tutumunda diretmesi, sorunu derinleştirmektedir. Yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın işçilerin haklı talepleri karşısında üzerinize düşen sorumluluğu yerine getirmemesi ve yaşanan mağduriyete göz yumması, demokratik bir ülkede asla karşılaşılmayacak bir durumdur. Bu nedenle: söz konusu işçilerin kalıcı istihdam şeklinde bir an önce yeniden işe alınmasına hizmet edecek şekilde meclis araştırması açılması ve böylelikle sorunun çözümüne ön ayak olunması, elzem bir hale dönüşmüş durumdadır.”

Editör: TE Bilisim