Dünya’da sadece Van Gölü’nde yaşayan Van (İnci Kefali) Balığının marka değeri gerektiği yerde değil. Van için; Van Kalesi, Van Gölü, Van Kedisi gibi doğa harikaları neyse Van Gölü Balığı da aynı derecede önem görmesi gerekirken Van Balığı daha fazla alakayı görmeyi bekliyor. Peki, bu balığın özelliği, daha önce yapılmış olan çalışmaları ve yapılması gerekenler nedir? Şehrivan Gazetesi olarak bu konuyu sizler için derledik.

 

Van Gölü Balığının (İnci Kefali) Van için büyük bir önem taşıdığı ve sadece Van Gölü’nde yaşayan bir canlı bir balık türü. Ancak gerek tanıtımı gerekse de marka değeri olarak Hamsi, İstavrit, Palamut türü balıkların yanında ismi çok duyulmuş değil. Van için büyük bir değer olan Van Gölü Balığı ya da bilim insanlarının verdiği adıyla İnci Kefali balığı birçok gıda da bulunan proteinlerden daha fazla proteine sahip. Tam bir diyet balığı olma özelliği olan balığın markalaşması ve marka değerinin artması için Van Gölü Balığını gündeme taşıyan Van Gölü Aktivisti Erdoğan Özel gazetemizde de bu konuyu dile getirdi. Bizde gazeteniz Şehrivan olarak Van Gölü (İnci Kefali) Balığının önemini siz okuyucularımız için kaleme aldık.

 

 

ÖZEL: COĞRAFYAMIZ “BALIĞI YİYİN” DİYOR

Konuyla ilgili ilk olarak görüştüğümüz Van Gölü Aktivisti Erdoğan Özel şu ifadelere yer verdi: “İnsanoğlu yaradılış gereği yaşadığı coğrafyaya çok çabuk uyum sağlayabiliyor. Hangi coğrafyada yaşıyorsa, o coğrafyanın iklimine uyum sağlamak için yaşadığı yere uygun, barınma ve gıda ihtiyaçlarını gidererek yaşamını devam ettirir. Bizler; Van Gölü Havzası'nda hayatını idame eden sakinler olarak, iklime göre giyinir, barınır ve besleniriz. Doğanın bir parçasıyız ve doğa bize bu anlamda cömertçe davranmış, birçok nimetini bize bahşetmiştir. Sağlığımız için, bizim de yapmamız gereken bu nimetlerden olabildiğince faydalanmaktır. Bu nimetlerin de başında Van Balığı gelmektedir.”

 

 

“BALIĞIMIZ KÜÇÜKTÜR VE DAHA SAĞLIKLIDIR”

Van Gölü Balığının sadece Van Gölü’nde olduğuna dikkat çeken Özel, “Öncelikle bu balığın dünyada sadece Van Gölü'nde yaşadığının bilincinde olup, Allah'ın bize bir lütufta bulunarak armağan ettiğini ve sadece bize ait olduğunun farkında olmalıyız. Bu kadar nadide bir nimetin fiyatı da bir o kadar ucuz. Diğer balık türleri ile kıyas edilmeyecek kadar ucuz ve doğal. Balık tüketiminin sağlığa faydalarını da biliyoruz. Tansiyon, kalp hastalığı, beyin, kanser, göz sağlığı, felç riski, kemiklerin güçlenmesi gibi hastalıklara iyi gelerek ömrü uzatır. Uzmanlar haftada en az iki kez öneriyor. Van Balığının bir özelliği de küçük boyutlu balık olmasıdır. Hamsi gibi, istavrit gibidir. Küçük boyutlu balıklar büyük balıklara göre daha az ağır metal ve kirlilik içerir. Küçük balıkların ömrü az olduğu için zararlı metallerden daha az etkilenirler. Bu nedenle genellikle küçük balıkları tercih etmemizde yarar vardır.” Dedi.

 

 

ÖZEL: BOL BOL TÜKETMELİYİZ

Van Gölü balığının, Van Kahvaltısı gibi bir marka değer olduğunu ifade eden Özel şöyle devam etti: “Van Balığını aynı Van Kahvaltısı gibi kendine has marka değeri olarak tanıtımının yapılması ve diğer şehirlerde hatta ülkelerde raflardaki yerini almasını sağlayarak önemli bir ekonomik getiri sağlanabilir. Nasıl ki şuan hamsi, çipura, levrek, çinekop vb. gibi balıklar, bir marka ise ve buraya taşınana kadar hem tazeliği gidiyor, hem de fiyat olarak değeri yüksek oluyor ise aynı şekilde bizde bunu diğer illere hatta ülkelere ithal edebiliriz. Yeter ki öncelikle biz sahip çıkalım. Nasıl sahip çıkacağız? Öncelikle bol bol tüketmeliyiz. Tadına varmalıyız. Sevmeliyiz. Tıpkı atalarımızdan kalma şor (tuzlu) balık, tandırda, yağda, közde ve yumurtalı gibi birçok yöntemler ile pişirerek tüketebiliriz.”

 

 

“BÖLGEMİZE ÖNEMLİ KATKILARI DA OLACAKTIR”

Sağlık açısından balığın bolca tüketilmesi gerektiğine değinen Özel son olarak, “Aslında Van Balığı; kültürümüzde var olan geleneksel bir yemeğimiz. Biz Van Gönüllüleri olarak, sağlığımız için bol bol Van Balığı tüketelim. Van Balığının ne kadar lezzetli ve sağlıklı olduğunu anlatalım. Göreceğiz ki bu nadide balığımız dış pazarlarda yerini alacaktır. Hem sağlıklı bir nesil, hem de bölgemize önemli ekonomik katkıları olacaktır. Bu kadar besin değeri yüksek olan Van Balığını bol bol tüketmeliyiz. Et ve tavuğun üretimi ve bize ulaştırılana kadar hangi aşamalardan geçtiğini bilemiyoruz.” İfadelerini kullandı.

 

 

IRAK: VAN BALIĞI İÇİN ÇALIŞMALAR YAPTIK

Konuyla ilgili görüştüğümüz Van Ticaret Borsası (Van TB) Eski Başkanı Feridun Irak daha önce Van Gölü Balığı için yaptıkları çalışmaları söyledi. Çalışmalar hakkında konuşan Irak şunları söyledi: “Balığın Van Balığı olarak bilinmesi için Van Ticaret Borasında olduğumu dönemde bir çalışma yaptık. Biz bu çalışmayı başlattıktan sonra Van TB’den ayrıldık. Bizden sonra nasıl bir çalışma yürütüldü, neler yapıldı bilmiyorum. Yüksek derecede soda içeren tuzlu sulara sahip olan Van Gölü’nde yaşayan tek balık türü olarak biliniyor. Yıllık 15 bin ton avlanma oranıyla, Türkiye iç su balıkları üretiminin 36’sını oluşturmaktadır. Balık taze ya da tuzlu olarak tüketilen ve tadına güzel olan bir balıktır.”

 

 

BİR DÖNEMLER KONSERVESİ DE YAPILDI

Van Gölü Balığının (İnci Kefali) konservesini yaptıklarını ifade eden Irak, “Balığın endüstriye kazandırılması için çalışmalar yaptık. Balığımızın konservesini de o dönemlerde yaptık. Balığımızı buradan Çanakkale Dardanel’e ulaştırdık. Yapılan çalışmalar ile Van Balığı konserveye dönüştü ve yaklaşık 200 adedi bize numune olarak gönderildi. Bizde bu numuneler üzerine çalışmalar yaptık. Çalışmalar sonucu balığımızın konserve olmasında bir sıkıntı görülmedi. Bu numune konservelerimizi herkese tattırdık. Gurmelere dahil bu balığımızı tattırdık. Besin değerlerine baktırdık ve diğer birçok balıktan çok daha iyi besin değerleri elde ettik.”

 

 

“VAN’DA KONSERVE TESİSİ KURULMALI”

Van’da konserve tesisinin kurulması gerektiğini ifade eden Irak şöyle devam etti: “Konserve tesisinin kurulması fikrini ortaya koyduk. Biz konservede kullanılan balıkların Norveç’ten getirildiğini çok iyi biliyoruz. Bu yüzden böyle bir fikri ortaya koyduk. Ancak bizden sonra bu fikir ortaya çıkmadı ve konuşulmadı. Konserve tesisi Van’da yapılabilir. Bunun yapılması demek gelir olarak 4-5 katına çıkmamız demektir. Bu projenin hayata geçmesi Van’da ciddi istihdamların olması, ekonominin kalkınması anlamına gelecektir. Van Balığının ciddi anlamda markalaşması gerekiyor. Birçok besinde daha sağlık olan balığımızın kesinlikle ön planda olması gerekiyor. Bu projemizde Sayın Mustafa Sarı hocamız ile çok görüştük. Kendileri bu konuda bize çok yardımcı oldular.”

 

 

VAN TB’DE HAZIRLANAN PROJE

Projenin amacı, yüksek derecede soda içeren tuzlu sulara sahip olan Van Gölü’nde yaşayan tek balık türü olan ve yıllık 15.000 ton avlanma oranıyla. Türkiye iç su balıkları üretiminin 36’sını oluşturan İnci Kefalinin yörelere göre tüketim alışkanlıklarının belirlenmesi, bilimsel esaslara göre tuzlama yöntemlerinin tespiti, endüstriyel hammadde olarak değerlendirilebilme olanaklarının araştırılması ve sonuçların yayın haline getirilerek kamuoyuna duyurulmasıdır. Proje çerçevesinde hazırlanan anket Van Gölü çevresindeki yerleşim birimlerindeki 1180 kişiye uygulanmıştır. Buna göre yıllık olarak 15 bin ton avlanan İnci Kefalinin yaklaşık 4 bin tonunun ilkel metotlarla hijyen olmayan koşullarda tuzlanarak, geri kalanının ise taze olarak tüketildiği, taze olarak tüketilmek üzere pazara getirilen balıkların ise aynı gün veya bir gün sonra tüketilememesi halinde imha edildiği tespit edilmiştir. Yine kış aylarında avlanan 200 kg İnci Kefali, temizlendikten sonra 3 kg’lık vakumlu paketlerde hızlı dondurularak, soğuk zincire uygun olarak Dardanel A.Ş.’ne gönderilmiş ve konserve üretim gerçekleştirilmiştir. İnci Kefalinden üretilen konservenin, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) standartlarına göre, raf ömrü, mikrobiyolojik ve kimyasal analizleri yapılmış, besin ve kalite değerleri palamut ve alabalık konserveleri ile karşılaştırılmıştır.

 

 

BİR DÖNEM DE VAN BURGER OLMUŞTU!

Van Balığı bir dönem de Van Burger adıyla nam salmış ve o dönemler ciddi bir ivme yakalamıştı. Van Balığı Avrupa Birliği-Kadın İstihdamının Desteklenmesi Hibe Programı kapsamında 'Van Kadınları Balık Köfte Yaparak İstihdama Katılıyor' projesi çerçevesinde hizmete giren ve 50 işsiz kadının istihdam edildiği 'Vangölü İncisi Balık İşleme Ünitesi'nde işlenmeye başlamıştı. O dönem Van Valisi Münir Karaloğlu tarafından hizmete açılan balıklar Karaloğlu tarafından "İnci kefalinden çok güzel köfte, içli köfte, hamburgeri (Van burger) herkese tavsiye ediyoruz" demişti. 437 bin Euro’luk bir projenin hammaddesi olan Van Balığı köfte ve burger olarak uzunca süre de kendisinden söz ettirmişti.

 

 

İNCİ KEFALİ TAM BİR DİYET BALIĞI

Yapılan araştırmalara göre Van Gölü Balığının (İnci Kefali) Palamut ve Alabalık değerleri karşılaştırıldı. İnci Kefalinde protein oranı 21 iken, Alabalıkta 19, Palamutta ise 25 olduğu öğrenildi. Aynı şekilde İnci Kefalinde yağ oranı 12, Alabalıkta 20 ve Palamutta ise 30 olduğu gözlemlendi. Bu değerlere göre İnci Kefalinin diyet balığı olduğu da gözlemlendi. Yine bir başka araştırmaya göre İnci Kefalinin enerjisi 192, Alabalığın 256 ve Palamut ise 370 olarak belirlendi. Bu balıklar arasında bir diğer en önemli faktör ise fiyat oldu. İnci Kefali 1 lira, Alabalık 5 lira ve Palamut ise 10 lira olarak değerlendirildi.

 

 

KIRIMIZ ETLE AYNI PROTEİNE SAHİP

İnci Kefali Balığının bir diğer araştırması ise kırmızı et ve beyaz et üzerinden yapıldı. Protein oranı olarak İnci Kefali 18 iken, kırmızı et 19, beyaz et ise yine aynı şekilde 19 olarak belirlendi. Balıklar olduğu gibi kırmızı ve beyaz ete göre yağ oranı düşük olan İnci Kefali 4, kırımızı et 18 ve beyaz et ise 8 olarak hesaplandı. 3 gıdanın kalorisi de bu çalışmada yer aldı. İnci kefali kalori olarak en düşük kaloriyle 108, kırmızı et 240 ve beyaz et ise 140 olarak belirlendi.

 

 

ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ

İnci Kefali, toptancılar tarafından öğleden sonra toplanarak, akşam şehre getirilmektedir. Satın alırken günlük balık olmasına dikkat edilmelidir. Seyyar satıcılar yerine soğuk hava deposu veya buzdolabı olan, beslenme sağlığı kurallarına uyan satış yerleri tercih edilmelidir. 

Gölde üst üste 2–3 gün fırtına olduğunda günlük balık yakalanamadığı için piyasada satılan balıklar alınırken çok dikkatli olunmalıdır. Balık, balıkçıdan mümkünse sabah alınmalı eğer soğuk ortamda muhafaza edilemeyecekse eve dönerken satın alınmalıdır. Alınan balıklar hemen temizlenmelidir. Temizlenmiş balıklar hemen yenilmeyecekse, soğuk ortamda muhafaza edilmelidir.


ŞEHRİVAN ÖZEL: ÖNDER ALTINAL / ERDAL ERBAŞ

FOTOĞRAF: ORHAN AŞAN

Editör: TE Bilisim