Diyarbakır’da bir annenin oğlu için oturma eylemi başlatıp evladına kavuşması ile başlayan HDP il binası önündeki ‘evlat’ nöbetleri sürüyor. Her geçen gün daha büyük bir yapıya dönüşen annelerin gözü yaşlı bekleyişi sürerken Türkiye’nin bir çok yerinden bekleyişe ve annelere destek yağıyor. Kimisi uzun süre önce kimisi son zamanlarda evladından ayrı kopan anneler dağa çıktığını söylediği anneler için ‘geri getirin’ çağrısını yaparken bir çok kesim ‘Analar Ağlamasın’ şiarı ile gözü yaşlı annelerin acısına ortak oluyor. Tüm Türkiye’de ses getiren bekleyişe bir destek de Van’daki önemli kurum ve kuruluşlardan gelmeye başladı. Van Ticaret ve Sanayi Odası, annelerin bekleyişi sürerken, “Hiç bir şey bir annenin göz yaşından kıymetli değil” diyerek gencecik insanların yerinin anneleri olduğunun altını çizdi. Bölgenin çocuklarının elinin silah değil kalem tutması gerektiği açıklamasını paylaşan Van TSO’nun açıklamasına benzer bir açıklama da Van Sivil Dayanışma İnsiyatifi’nden geldi. Van SDİ de “Annelerin acısına ortak oluyoruz” derken, “Silahların gölgesindeki durum her kesime zarar vermektedir.” Diyerek terör sorunu için ortak bir çözüm arayışının şart olduğunu vurguladı.

Diyarbakır’da çocuklarının dağa kaçırılmasında HDP'yi sorumlu tutarak 3 Eylül'de HDP İl Başkanlığı binası önüne gelen annelerinin başlattığı oturma eylemi devam ediyor. Evlatlarına kavuşmak için oturma eylemi yapan annelere destek her geçen gün artıyor. Annelere bir destek de Van Sivil dayanışma insiyatifinden geldi. Van SDİ’nin açıklaması ile birlikte Van Ticaret ve Sanayi Odası da gözü yaşlı annelere destek mesajı yayımlayarak acılarına ortak oldu.

“SDİ OLARAK ANNELERİN ACISINI ANLIYORUZ”

SDİ adına açıklama yapan SDİ Dönem İcra Kurul Üyesi Cevdet Arvas, bildiğiniz üzere Diyarbakır'da anne Hacire Akar, dağa kaçırılan oğlu için 22 Ağustos'ta sorumlu olarak gördüğü ve HDP'nin aracı olduğunu iddia ederek, partinin il binası önünde oturma eylemi başlattığını hatırlattı. Arvas, “Oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı oturma eylemi sonuç veren anne Akar, kararlı mücadelesiyle 24 Ağustos'ta oğluna kavuşmuştu. Hacire annenin oğlu için gösterdiği mücadele, benzer acıyı yaşayan, yüreği evladına duyduğu özlemle yanan diğer annelere de örnek oldu. Bugün itibariyle çocuklarını geri isteyen aile sayısı 24’e yükselmiş durumda ve bu dalga artarak devam edecektir. Bizler Van Sivil Dayanışma inisiyatifi olarak annelerin acısını anlıyor ve bu annelerin acısına ortak oluyoruz. Annelerin bu acısı hiçbir siyasi hesaba karıştırılmaksızın desteklenmeli,  sahip çıkılmalı.” Şeklinde konuştu.

“ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKMAKTADIR”

Arvas konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “Bölgemizde uzun zamandan beridir örgütün başvurduğu silahlı çatışma yöntemi nedeniyle, örgüt saflarında çatışmalarda veya iç infazlarda bugüne kadar ölen, öldürülen, kaybolup haber alınamayan gençlerin sayısı on binlerle ifade edilmektedir. Bunların önemli bir kısmı çocuk denecek yaştadır. Dünyanın tarifi mümkün olmayan en büyük acısı olan evlat acısını yıllardan beri Anne ve babalara reva gören bu işi organize eden kişi ve kurumlara çağrımız şudur; Ateş düştüğü yeri yakmaktadır. Unutmamalıyız ki annelerin ağıtları üzerinden bir zafer, bir düzen kurulamaz. Anadolu da yaşamak bir nimet olduğu gibi bir külfetinin de olduğunu hep beraber görüyoruz. Kadim geçmişi ve kültürü olan bu topraklar da imtihanımızı zorlaştırmamalı tersine kolaylaştırmalıyız. Bu anlamda analar ağlamamalıdır.”

“SİLAHLARIN GÖLGESİNDEKİ DURUM HER KESİME ZARAR VERMEKTEDİR”

Sorunları ve beklentileri meşru zeminlerde aramanın dışında bir seçeneğe sahip olmadıklarının altını çizen Arvas, “Siz çocuklarınızın sizden ayrılmasını ister misiniz? Bile bile evladınızın aynı yaşam koşullarına gitmesine, ölüme yürümesine göz yumar mısınız? Hangi çocuk anne ve babasının izni ve kabulü ile dağa çıkabilir, henüz 13-14 yaşındaki hangi çocuğa anne ve babası dağa çıksın diye izin verir. Bu çocukları Emperyalistlere kurban vermekten artık vazgeçin. Silahların gölgesindeki durum her kesime zarar vermektedir. Tüm bu acıları dindirmenin ve bölgenin sorunlarının çözülmesinin yolu başta PKK terör örgütünün tasfiye edilmesi ve çözümler için ortak zeminler oluşturulmasıdır.” Dedi.

DİYARBAKIR ŞEHİTLERİ UNUTULMADI

Arvas, dağa türlü yalan dolan ve zorla götürülen çocukların ve asker annelerinin de taşıdığı kaygıların son bulacağı günlere kavuşmayı umduklarını kaydederek, “Annelerin bu direnişinin terörün bölgemizde oluşturduğu karanlığı bitirmesine bir meşale olmasını diliyor, bu direnişin ortak paydamız olan inancımız ekseninde Kürdiyle Türküyle bu ülke için tek vücut olarak hareket etmemize vesile olmasını Yüce Yaratıcımızdan niyaz ediyoruz. Son olarak önceki gün Diyarbakır Kulp ilçesinde odun taşıyan köylüleri taşıyan minibüsün yoldan geçişi esnasında el yapımı patlayıcıyı patlatarak 7 köylünün şehit olmasına sebep olanları ve menfur olayı lanetliyoruz. Vefat edenlere Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralananlara Allahtan şifalar diliyoruz.” Şeklinde konuştu.

VAN TSO: HİÇBİR ŞEY BİR ANNENİN GÖZ YAŞINDAN KIYMETLİ DEĞİLDİR

Diyarbakır’daki anneler için bir mesaj da Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) Yönetim Kurulu paylaştı. Van TSO tarafından yapılan açıklamada hiçbir şeyin bir annenin göz yaşından kıymetli olmadığını ve kınalı kuzuların yerinin ailelerinin yanı olduğunu bildirdi. Diyarbakır’da HDP önünde eylem başlatan analarla ilgili Van TSO’dan yapılan açıklamada, “Ülkemiz, bölgemiz ve yaşamış olduğumuz coğrafyada asırlardır süre gelen birçok çatışma ve savaş süreçleri insanlarımızın karakteristik özelliğinin gelişme süreçlerinde olumsuz etkiler oluşturmuştur. Evlatlarını savaş meydanlarında kaybeden annelerimiz ağıtlar ve türküler eşliğinde acılarını dışa vurarak nesillerdir bizlere bu duyguların aktarılmasına sebep olmuşlardır. Geçmiş dönemlerde meydana gelen olumsuzluklar bir yana, yakın tarihimizde özellikle bölgemizde binlerce insanımızı kaybettiğimiz sıkıntılı süreçler yaşadık. Yine yakın coğrafyamızda başta sınır komşularımız olmak üzere yaşanan savaşlarda, annelerin feryatlarına tanık olduk, acılarını paylaştık. Evlat acısı; acıların en büyüğü, çığlıkların ve feryatların en derinidir. Yine evlat sevinci mutlulukların ve sevinçlerin en büyüğüdür. Bu noktada annelerimiz ve babalarımız toplumlarına faydalı birer birey yetiştirmek üzere evlat sahibi olurlar. Tüm çabalarını onların gelişme süreçlerine harcarlar. Hem mutlu günlerinde hem de acı günlerinde gözyaşı dökerler.” İfadelerine yer verildi.

“ANNELER ÇOCUKLARININ CANSIZ BEDENLERİ İLE KARŞILAŞMAK İSTEMİYORLAR”

Açıklamanın devamında Diyarbakır’da Hacire Ana’nın kaybolan evladına kavuşmak üzere başlatmış olduğu oturma eylemine çocukları kaçırılan birçok annenin katılım sağladığı kaydedilerek, “Yaşanan bu çığlık, kaybolan çocuklarına kavuşmaktan başka gayesi olmayan annelerin çığlığıdır. Anneler savaş meydanlarında veya dağ başlarında çocuklarının cansız bedenleri ile karşılaşmak istemiyorlar, anneler şiddetin hiçbir sorunu veya beklentiyi çözemeyeceğini iyi biliyorlar ve bugün Diyarbakır’da bunu haykırıyorlar. Siyasi, politik veya hangi maksat ve şiarla olursa olsun okul çağında eli kalem tutması gerekirken bir gencin soğuk bir çatışmanın ortasında bulunması ve elinde silahı ile kendi ülkesinin dağlarında silah çatması kabul edilemez.” Denildi.

“HİÇBİR ŞEY BİR ANNENİN GÖZYAŞINDAN KIYMETLİ DEĞİLDİR”

Önceki gün Diyarbakır Kulp’ta yaşanan hain saldırıya dikkat çekilen açıklamada, “Bir lokma ekmek için ormanda ağaç toplamaya giderken, yola döşenen patlayıcının infilak etmesi sonucu canlarını kaybeden, evlatlarını yetim bırakan insanlarımızın hayatını geri getiremez. Biz bu noktada muhataplara sesleniyoruz, ‘Savaş çirkindir. Savaş güzellikleri yok eder, savaş faydasızdır. Hiçbir şey bir annenin gözyaşından kıymetli değildir. Kınalı kuzuların yeri ailelerinin yanıdır. Hak, hukuk arayışının ülkemiz yasalarının meşru zemininde, herkese tanımış olduğu haklar çerçevesinde yapılması gerekir. Umuyoruz ki en kısa sürede annelerimizin feryadı karşılık bulur ve yine umuyoruz ki ekmeğinin peşinde her türlü zorluklara göğüs geren insanlarımız bir patlayıcının kurbanı olmaz. Bu süreçte bölgemizde bu olayların sona ermesi için, huzurun hakimiyeti, insanlarımızın maslahatı, zenginliği ve refahı için yapılacak etkinlik ve girişimlerin desteklenmesi gerektiğini ifade ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Editör: TE Bilisim