ŞEHRİVAN HABER: HAMİT KARAKUŞ/HEKİM İNALÖZ- Van Çevre Derneği ev sahipliği tarafından organize edilen Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) ‘Van Temsilciler Meclisi Toplantısı’ Van’da yapıldı. Dün itibariyle başlayan ve çeşitli konular başlığında devam edecek toplantıda önemli konular konuşulurken konuklar ve Van’dan isimlerle birlikte kentteki çevre sorunları konuşuldu. Van Gölü havzası illerinin de dahil edildiği bir toplantı olarak düzenlenen etkinlikte Van Gölü’nün kirliliği, kıyı işgali, çevresel kirlilik ve yeşil alanların azlığı gibi önemli konular konuşuldu. Toplantıda Van’daki ve göldeki kirlilikle birlikte yeşil alan konusundaki sıkıntı dikkat çekerken Van Çevre Derneği Alı Kalçık’ın yeşil alan konusundaki son tespiti toplantıya damga vurdu. Kalçık kentin artık nefes alamayacak duruma geldiğini söyleyerek: “İlimizde orman olmaması sazlık alanların da dolgu yapılması imara açılması ve yakılmasından dolayı oksijen alamayacak duruma geldiğimiz, çağdaş yaşanılabilir bir kentte kişi başına düşen yeşil alanın 15 metre kare olması gerekirken maalesef ilimizde 2 metre karenin altına düşmüştür. Yardımlaşma adı altında dağıtılan kömürler tüm canlıları tehdit etmektedir. Dağıtılan kömürler havayı kirletmekte ve canlılara tehdit oluşturmaktadır.” diye belirtti.

Van Çevre Derneği ev sahipliğinde Van Ticaret ve Sanayi Odası’nda (Van TSO) Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) ‘Van Temsilciler Meclisi Toplantısı’ yapıldı. TÜRÇEP temsilciler meclisi tarafından üç ayda bir yapılan toplantı 12-13 Nisan tarihleri arasında Van’da gerçekleştirilecek. Türkiye’de üç ayda bir ilde yapılan toplantı da çevre sorunları ele alınarak enine boyuna masaya yatırılıyor. Van’da yapılan toplantıda bölgenin ve Van Gölü Havzasının sorunlarını ele alınarak 2 oturum şeklinde yapılacak. Toplantıda, Van Gölü kirliliği ve çözüm önerileri, Van Gölü koruma kanunu ve çevre sorunları, ekolojik toplum ve yenilenebilir enerji konusu ele alınacak. Toplantıya, çevre aktivistleri ve akademisyenler, STK temsilcileri, ekolojistler ve vatandaşlar katıldı.

UYAR: ÜRETTİĞİMİZ ÇÖZÜMÜ HEPİMİZİN ÇÖZÜMÜ DİYORUZ

Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) Koordinatörü Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, toplantıda yaptığı açıklamada, Çevre ile ilgili sorunları tanımlayıp kent ve bölgede diğer arkadaşlarla deney paylaşarak ve toplumun sorunlarını tanımlanıp, uygulanabilir çözümler üretilmesine katkı sunmak istediklerini, gönüllü olarak çalıştıklarını dile getirdi. Uyar, “Bölge’de bulunan 9 arkadaşımız, kendi aralarında seçtikleri temsilciler ve koordinatörlerle burada bulunmaktayız. Türkiye Çevre Platformu olarak, bütün bileşenlerimizle şunu eleştirip bu kötüdür, bu adildir demiyoruz.”

BU BİRLİK SÜRECEK

“Bugüne kadar 15 yıldır, Oktay Demirkan liderliğinde oylama yapmadan oturup konuşup vardığımız noktayı, ürettiğimiz çözümü hepimizin çözümü diyoruz. Kimseyi eleştirip ve araştırmaya vaktimiz yok. Kendimiz bildiğimiz kadarıyla bir şeyler üretmeye çalışıyoruz. Ürettiğimizi karar verme süreçlerinde değerlendirilmesini istiyoruz. Siyasi partilerle ilişiğimiz nedir? Onu söyleyeyim. Her partide olmak üzere siyasi partilerde olan birçok arkadaşımız var. Biz sorunları tanımlayıp, çözümleri üretip, çözümleri toplumsallaştırıyoruz. Birleşenlerimizden istiyoruz ki, kendi siyasi partilerine gitsinler ortak ürettiğimiz çözümü, siyasileştirsinler. Anlayışımız budur. Güzel bir beraberliğimiz var. Bu beraberliğimizi sürdüreceğiz.” dedi.

KALÇIK: EN GÜZEL MİRAS YAŞANILIR BİR DÜNYA

Çevre Derneği (Çev-Der) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kalçık, toplantıda yaptığı açıklamada, canlıların doğayla anlam kazandığını ve varlığını buna borçlu olduğunu ifade etti. Kalçık, Canlıya saygı, doğaya saygıdan geçtiğini belirterek, “Çevreyi koruyan ve bu bilinci kendi belleklerine kazımış toplumlar sağlıklı yaşam ileri demokrasi, ahlaklı toplum yapısı, koşullarında yaşarken, doğayı yok eden anlayışlar sağlıksız toplumlar yaratırlar. Küresel ölçekte kapitalist modernitenin gün be gün doğa üzerindeki vahşeti aşikârdır. Bir tarafta buna hizmet eden bu modernitenin çarkına diş olan devlet anlayışları, sermaye sahipleri ve bireyler varken diğer tarafta insanca yaşamın koşullarını, doğayı, çevreyi koruyan bizler varız. Hepimize mühim görev sorumluluklar düşmektedir. Geleceğimize bırakacağımız en güzel miras yaşanılır bir dünya olmalıdır.” dedi.

“ACİL ÇÖZÜM BULUNAMAZSA YAKIN TARİHTE BALÇIK ÇUKURUNA DÖNÜŞECEKTİR”

Bölgenin, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını ve bunun izlerini hala bünyesinde barındırdığını belirten Kalçık, “Günümüze kadar ulaşmış bu kıymetli yapılar bizlere ve geleceğimize ışık tutmaktadır. Yaşanılabilirlik açısından insanlık tarihinde ekol kentlerden biri olan Van kentimizin suyu, doğası, turizmi ile birçok toplumun yerleşim yeri olmuştur. Elbette ki her şehirde ekoloji ve çevre adına sorunlar olduğu gibi kentimizde de vahşet boyutuna varan sorunlar yaşamaktayız. Bunların başında su, toprak ve hava kirliliği, doğa tahribatı ve çevre kirliliği gelmektedir. Bununla birlikte çevre dengesi bozulmaktadır. Van denizi medeniyetlerin yerleşiminde önemli kriterlerden biri olmuştur. Fakat Van Denizi 21. yüzyıla damga vuran hazır tüketim toplum algısı ve çevre ahlakının tam yerleşmemesinden dolayı buna acil çözüm bulunamazsa yakın tarihte balçık çukuruna dönüşecektir. ” diye ifade etti.

KALÇIK: KORUMA KANUNU ACİLEN ÇIKMASI LAZIM

3621 sayılı kanun hem de kıyı koruma kanunun acilen çıkması gerektiğini ifade eden Kalçık, “Van Gölü Havzası halkını ve bütün STK'ların partilerin ve odaların ortak talepleridir. Yine bölgemizde çatışmalı ortamdan dolayı ormanların yakıldığı yabani ekosistem yaşamının yok edildiği, Sümbül dağlarında ve bölgedeki dağlarda ceylanların geyiklerin katledildiği, Çatak ve Bahçesaray'daki kırmızı benekli alabalıkların yok edildiği ve benzeri bölgelerde bu gibi vahşetlerin yaşandığı gerçeğiyle karşı karşıyız. Her ve güvenlik projelerinin flora ve fauna katliamına neden olduğu ve suyu metalaştırarak kapalı havzalara dönüştürdüğü oradaki yaşayan canlılar, tarihi yapılar tahrip edilmekte kültürümüz, tarihimiz ve çevremiz yok ediliyor. Mera alanları, yaylalar keyfi uygulamalarla yasaklanmış bölge halkının hayvancılık yapması engellenmiştir. Doğa katliamları suyun kirletilmesine tarımsal faaliyetlerin yapılamamasına neden olmuş toplum ekonomik ve sosyal olarak geriletilmiştir. Doğada yaşamlarını idame eden canlılar avcılık adı altında pervasız yöntemlerle katledilmiştir.” Dedi

KALÇIK: VAN’DA YEŞİL ALAN 2 METRE KARENİN ALTINA DÜŞMÜŞTÜR

Kentteki çevre sorunlarına değinen Kalçık, “Van Gölü kirliliği kıyıların işgali arıtmaların olmaması günde Van Denizi’ne 56 bin 400 metreküp kanalizasyon atığı deşarj edildiği, günde 650-700 ton evsel atıkların vahşi depolama sistemiyle atıldığı, onlarca taş ve kum ocağı, beton santralleri doğamızı katletmektedir. Zorunlu göçlerden dolayı ilimizde yüzlerce ahırın olması kent yaşamını tehdit etmektedir. İlimizde orman olmaması sazlık alanların da dolgu yapılması imara açılması ve yakılmasından dolayı oksijen alamayacak duruma geldiğimiz, çağdaş yaşanılabilir bir kentte kişi başına düşen yeşil alanın 15 metre kare olması gerekirken maalesef ilimizde 2 metre karenin altına düşmüştür. Yardımlaşma adı altında dağıtılan kömürler tüm canlıları tehdit etmektedir. Dağıtılan kömürler havayı kirletmekte ve canlılara tehdit oluşturmaktadır.” diye belirtti.

KALÇIK: 27 BAŞLIK ALTINDA ÇEVRE SORUNLARI YETKİLERE SUNDUK AMA…

TMMOB, KESK, İHD ve ÇEVDER ortaklığında, 27 başlık altında çevresel sorunları dosya halinde yetkililere sunduklarını dile getiren Kalçık, “O günden bu güne kadar sorunlara çözüm bulunmadığı gibi katlanarak büyümüştür. Van Denizi havzada yaşayan insanların ve tüm kurum kuruluşların ortak beklentisi isteği Van Denizinin koruma kanunun bir an önce çıkmasıdır. TÜRÇEP ailesi olarak bu sorunu her toplantıda dile getirdik. Her platformda da takipçisi olacağız. Van özelinde yaşanan sorunlar çok daha kapsamlıdır bu bağlamda yapılan toplantı mühimdir önemi büyüktür. Doğayı koruma, bu değerde mücadelede etme amasız fakatsız ekolojiyi katleden bütün anlayışlara karşı durmaktan geçer, Toplantımızın sonuç alıcı olacağından kuşkum yoktur.” dedi.

Editör: TE Bilisim