Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından yapılan son analizlerde, Türkiye'de girilebilecek suyu mükemmel 5 noktadan birinin Van Gölü'nün Yeşilsu bölgesi olduğu belirlendi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü'nde sadece Yeşilsu bölgesinin değil, bakir kalan güney kısımlarının da suyunun mükemmel olduğu söyledi.

 

Yaz mevsimi ve havaların ısınmasıyla birlikte vatandaşlar sahillere akın ederken, Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından yapılan bir araştırmada Van Gölü suyu temizlik bakımından tam not aldı. Van Gölü'nün Yeşilsu bölgesi Türkiye'de Ege ve Akdeniz kıyılarındaki plajları aratmayacak. Araştırmada Van Gölü'nün Yeşilsu kıyıları, İzmir Çeşme, Antalya Muratpaşa, Mersin Anamur ve Samsun Bafra kıyılarıyla aynı kategoriye girerek girilebilecek mükemmel sahiller arasında yerine aldı. Her gün kirletilmesine rağmen bazı bölgelerindeki kirliliğin gün geçtikçe arttığı Van Gölü’nün bu durumu sevinç yaratırken, yetersiz arıtma ve bilinçsiz kirletilme nedeniyle neredeyse girilemez hale gelen sahiller ise can sıkmaya devam ediyor…

 

İNSAN SAĞLIĞINA ZARAR VEREN KİRLİLİK YOK

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, araştırılması halinde Van Gölü'nün güney kısımlarının sularının mükemmel olduğunun ortaya çıkacağını söyledi. Doç. Dr. Alaeddinoğlu, “Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu, yaptığı araştırmayla belirlediği 5 noktanın suyunda insan sağlığına zarar verecek hiçbir kirliliğin olmadığını ortaya koymuş. Diğer 4 nokta deniz sahili olurken, Van'daki ise göl sahili. Gerçekten Van Gölü'nün koyları ve kumsalları Ege sahilleriyle yarışacak durumdadır. Bu tür suyu temiz bölgeler Türkiye'de sınırlıdır. Ancak eğer kapsamlı bir araştırma yapılırsa Van Gölü'nün özellikle güney kısımlarının da sularının mükemmel olduğu görülecektir. Çünkü bu bölgelere karadan ulaşım olmadığı gibi kumsalları da okyanus sahillerinde görülen kumsallarla aynı özellikleri taşıyor. Bu yüzden doğayı seven ve iyi bir tatil yapmak isteyenleri buraya davet ediyoruz.” Dedi.

 

GÖL SUYU BİRÇOK HASTALIĞA İYİ GELİYOR

Geçtiğimiz yıl İstanbul Üniversitesinde yapılan tahlillere göre ise sodalı göl suyundan alınan numunelerin analizlerinde, suyun birçok hastalığa iyi geldiği belirlendi. Volkanik Nemrut Dağı'nın patlaması sonucu bölgedeki tektonik çöküntü alanının önünün kapanmasıyla oluşan ve eşsiz güzelliği, masmavi görüntüsü, sahilleriyle görenleri kendine hayran bırakan Van Gölü, sodalı suyuyla insanlara şifa kaynağı olacak. Bünyesinde barındırdığı tek canlı türü olan inci kefaliyle bölgenin ekonomisinin gelişmesinde önemli katkı sunan Van Gölü, bundan sonra sağlık turizminin gelişmesini de sağlayacak. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Sağlık Müdürlüğünün çalışması çerçevesinde İstanbul Üniversitesi'nde yapılan tahlillerin sonuçlarını geçen yıl yetkililere gönderildi. Yetkililer sodalı suyun cilt hastalıklarına faydalı olduğunu tespit ettiklerini ifade etti. Sedef gibi hastalıklara, yine güneş ışıklarının 45 derece açıyla göle vurduğu dönemlerde göle girmek akciğer, astım, KOAH hastalığına faydalı olduğu tespit edildi. Bu nedenle göl suyunun sağlığa faydası var. Bu suyu tedavide de değerlendirmek lazım.    

 

VAN TSO DEVREYE GİRDİ

Van TSO, çevresindeki yerleşim birimlerinin atıkları nedeniyle kirletilen Van Gölü'nün korunması için Ocak 2015 tarihinde bir açıklama yapmış ve eylem planı hazırlığı başlatmıştı.  TSO Başkanı Takva, amaçlarının sürekli kirlenen Van Gölü'nün korunmasına ilişkin çalışma yürütmek ve bu konuda bilinç oluşturmak olduğunu söyledi.

 

EYLEM PLANI HAZIRLANDI

Türkiye'nin ve bölgenin en önemli değerlerinden Van Gölü'nün korunması için Ocak 2015 tarihinde eylem planı hazırlama çalışmalarına başlayan Van Ticaret ve Sanayi Odası, kirliliğiyle sürekli gündeme gelen ve kirliliğin devam etmesi durumunda bilim adamları tarafından 25 yıllık ömür biçilen Van Gölü'nün bu olumsuz durumdan kurtarılması amacıyla çalışma yürüttü. Çalışmalar kapsamında karar alan Van TSO, ilk etapta gölün çevresindeki yerleşim birimlerinde yaşayan insanlara ulaşarak farkındalık yaratmayı hedefliyor. Yaklaşık 200 bin yıl önce Süphan Dağı'nın patlamasıyla püsküren lavların su akıntılarının önünü kesmesi sonucu oluşan Van Gölü'nün korunması amacıyla harekete geçen Van TSO, ayrıca korumanın hukuksal temellerini de oluşturmak amacıyla çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle kanun tasarısı hazırlığı yapıyor.

 

İNCİ KEFALİ DE KORUNACAK

Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Türkiye'de yüz ölçümü, dünyada da sodalı su bakımından en büyük göl olma özelliğine sahip Van Gölü'nün korunması konusunda hazırlayacakları eylem planının, 2015 yılındaki çalışma programında öncelikli konular arasında yer aldığını söyledi. Farkındalık yaratmanın yanında, gölü korumanın yasal koruma altına alınması gerektiğine inandıklarını, bu nedenle hazırlanması planlanan kanunların önemli olduğunu anlatan Takva, gölde yaşayan tek canlı türü olan inci kefali neslinin korunması açısından da çalışmanın çok önemli olduğunu vurguladı. Takva, bölgenin tanınmasında, eşsiz yaşam alanlarının oluşturulmasında gölün çok önemli katkısı olduğuna işaret ederek, “Van Gölü olmazsa, Van, dünyada çok bilinen bir yer olmayacak. Bu nedenle korumamız gerekiyor. Üniversite kampusu itibarıyla göl kıyısında. Üniversitemizin bilimsel katkılarını alarak çalışmamızı yürüteceğiz. El birliğiyle bir plan yapmaya çalışacağız.” Dedi.


ŞEHRİVAN ÖZEL – ORHAN AŞAN

Editör: TE Bilisim