2014 yılı ekonomik sıkıntıların zirveye çıktığı bir yıl olarak geride bırakan Van’da kötü gidişata yeni yılın ilk değerlendirmesini kentin önemli simgelerinden birisi olan Zahir Kandaşoğlu’ndan geldi. Kentteki gidişata susmak yerine artık çözüm üretilmesi gerektiğine vurgu yapan Kandaşoğlu, Van’daki yatırımcı, işadamı, esnaf ve tüccarın iyice bitme noktasına geldiğine belirterek Van’ın yeniden toparlanması için dinamikleri harekete çağırdı. Kandaşoğlu zamanında Van için Başbakan Ecevit’in elini bile öptüğünü hatırlatırken şimdiki dinamiklerin kent konusunda duyarsız olduğunu söyledi.

Van Ticaret ve Sanayi Odası Eski Başkanı ve Doğu Şirketler Yönetim Kurulu Zahir Kandaşoğlu 2015 yılı ile ilgili Şehrivan’a yaptığı değerlendirmede geçen yılda yaşanan ekonomik sıkıntılara dikkat çekti. Son birkaç yıldır yaşanan sıkıntıların iyice zirveye çıktığı geçen şu dönemde kentin dinamiklerinin çözüm üretmede ve sorunları dillendirmede suskun kaldıklarına vurgu yapan Kandaşoğlu, kendi dönemlerinde sayısız işlerin kente kazandırılmasına ve şu an bile uygulamaya geçirilmeye çalışılan projelere öncülük ettiklerine vurgu yaptı. Kentin en önemli kurtuluş kaynağı olabilecek Kapıköy Sınır Kapısı’nı bile kendi yönetimde olduğu dönemlerde açtıklarını fakat şu zamana kadar bir ilerleme katedilmediğine değinen Kandaşoğlu, Van’ın İran ile ilgili bu potansiyeli değerlendirmesi gerektiğine vurgu yaptı. Kandaşoğlu; “İranlı turistler olmasa Cumhuriyet Caddesi esnafı bitecek duruma geldi.” Diyerek Van’a olan ilgili dile getirirken buna rağmen mevcut durumda Van’ın halen ekonomik açıdan çok zayıf kaldığına vurgu yaptı.

KANDAŞOĞLU: İRANLILARA KAFA TUTTUM!

Kapıköy’ün açılması için büyük çabalar sarfettiklerini ve büyük zorluklarla kapıyı açtırdıklarını belirten Kandaşoğlu, Kapıköy’ün halen istenilen şeklide çalışmamasını eleştirerek; “O kapıyı yumruğumun zoruyla açtım ben. Hiçbir şey yokken iki ülke arasında 2011 yılındaki bir toplantıda İran’a resmen hakaret ettim ben. Bakan yardımcısının olduğu toplantıda ben 20 yıldır bu yolu yapmıyorsunuz, yapmayacaksanız ben yapayım dedim. Beni İran İslam Cumhuriyeti’ne hakaret ettiğim gerekçesiyle kürsüden indirdiler! Ama ben konuşurum, ticaret yapmak istiyorum dedim, arkasında da durdum. Zorla da açtırdım bu kapıyı. Üstelik bu kentin ekonomisi için sadece Kapıköy için diretmedim. Bu ilin ekonomisi iyi olsun diye sabah 7’de Galata Köprüsü’nde eylem yaptım. Niye kimse fuarlara gelmiyor, Van’ı konuşmuyor diye çıkıp İstanbul’dan Van’a deve kervanı yürütmüşüm. Kocaeli’ne gidip bir yatırım sözü almayıncaya kadar bu develeri buradan kaldırmam demişim ve o gün Kocaeli parkının sözünü almışım. TOBB önünde eylem yapmışım Saray-Kapıköy’de iki ülkenin uluslararası tesisler olsun istedim. Özalp-Saray Kapıköy için bunun sözünü aldım ama 5 yıldır takibi yapılmadığı için hayata geçmiyor.” Dedi.

“İRANLILAR OLMASA CUMHURİYET ESNAFI BİTECEK!”

Van’ın İran ile olan ihracatının 2014 yılında beklenilenin çok altında kalmasına dair yorumlarda da bulunan Kandaşoğlu, buna rağmen kentin her zaman İran’dan kazanç sağlamaya açık olduğuna vurgu yaparak kente gelen İranlı turistlerin sayısının bunu kanıtladığını kaydetti. Kandaşoğlu ayrıca; “Kapıköy niye açılmıyor? Bu İranlılar şimdi gidip geliyor Allah aşkına bu ülke ne kaybediyor? Hatta bakıyoruz ekonomik sıkıntılarla dolu bir yıl geçirdik ve bu yıl İranlılar tarihte olmadığı kadar yoğun bir şeklide Van’a geldi. Üstelik İran’dan gelen esnaflar olamasa Cumhuriyet esnafı da bitecek duruma geldi. Kentteki olumsuzluklara rağmen İranlılar ciddi anlamda Van’a akın etti ve görünen o ki eğer uğraşılırsa Van sadece İranlı turistlerle bile ciddi bir ekonomik sıçrayış yapabilecek bir kapasiteye sahip. Ama bu fırsatlar değerlendirilmeyince kente bir şeyler katamıyorsunuz işte. Bu potansiyele sahip çıkıp bu kenti ticari işbirliği dışında bölgeye hitap eden bir cazibe merkezi haline de getirmek lazım.” Dedi.

“KAPIKÖY’Ü BİZ AÇTIK, DEVAMI GELMEDİ!”

Kandaşoğlu, Kapıköy ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü; “Kapıköy’deki şu andaki günübirlik girişleri yumruk zoruyla açtık. Ama devamı gelmedi. Ne ithalat-ihracata başlayabildik ne de serbest bölge adına netice alınabildi. Hatta şu an söz konusu İhtisas Gümrüğü ile ilgili girişimleri de zamanında biz yaptık. O yüzden bu İhtisas Gümrüğü için şimdi kimse laf etmesin. Onu gündeme ben getirdim! Şimdi de meyvesini alıp “Biz getirdik” diyorlar. Gümrük Bölge Müdürlüğü de zaten Van’da, Özalp, Saray, Kapıköy arası Serbest Bölge olmalı. Eğer serbest bölge olursa ürünler diğer ülkelerden gelecek. Ne zaman bu malları satarsan o zaman vergisini ödeyip işlemini başlatacaksın. Mersin’i kurtaran Mersin’i Mersin yapan bu serbest bölgedir işte! Bu olursa İhtisas Gümrüğü de devreye girer. Böyle olmadıktan sonra İhtisas Gümrüğü olmasının ne anlamı olur ki! Ki bunun her şeyi de hazırlığı, ölçümü yapıldı. Sadece uygulamaya geçirilmesi gerekiyor. Ama bunun için de bir çaba yok maalesef…”

“O PROJELERİN HEPSİ İÇİN BEN ÇABALADIM!”

“Bu kentte yapılmayanlar sadece Kapıköy ve diğer işlerin takipsizliği mi? Elbette ki hayır. Bunun dışında nice işlerin Van’da olmayacağı için bu kenti oyalamadılar mı yıllarca! Diyarlardı ki Van’a gece uçuşu yapılamaz. Van’da peki niye uçaklar gece 1’e kadar inebiliyor? Bu bir zulum değil mi Allah aşkına? Fuar vardı insanlar gece Van’a gelemiyordu. Demek ki takip edildiği zaman bir şeyleri değiştirebiliyorsunuz! Biz birçok işi gerçek kıldık. Mesele bir taraftan İran için çalışırken yine tekstil kenti o günlerde gündeme getirdik. Tekno Kent’i ha keza zorla gündeme taşıdım. Dünyada bu merkezler varken Van’ın bu ihtiyacını defalarca yineledim. Kurduğumuzda birçok kurum çekimser davrandı, girmedi. Buna rağmen yaptım, bitirdim birçok kurumu da isteksizliğe rağmen hissedar ettim ve istediğim şekilde biterse bu da Van’a büyük bir artı katacak bir yatırımdır. Ama başındaki insanlar iyi olacak. Bakalım çalışırsa işsiz gençlerimiz kalacak mı? Her bir genç bu koca coğrafyada büyük projeler yapar. Gidin Van Büyükşehir Belediyesi’ne sorun: Fidanlık arsası belediyeye verilmiyordu. Ben bakanlığa gittim, ilgili kurumlara gittim. O binlerce dönümlük araziyi belediyeye ben kazandırdım ve milli park olması için adeta çalmadık kapı bırakmadım.”

“DESTEK ALSAK BUGÜN O ŞİRKETLER VAN’IN OLACAKTI”

Sadece Kapıköy değil diğer bir çok iş ve yatırımda takipsizlik nedeniyle Van’ın kaybettiğine vurgu yapan Kandaşoğlu, bölgenin bu süreçte yatırımlardan da mahrum kaldığına vurgu yaparak; “Kandaşoğlu bugün Van TSO başkanı olacak Edremit’te İhtisas Hastanesi kapanacak? Kapandı işte… Tamam, bölge hastanemiz, yeterince büyük bir yatırım var ama doktorumuz yok! Oraya giren çıkamıyor! Sadece benim 6-7 akrabam gencecik yaşta vahim bir şekilde hayatını kaybetti. Peki, kim bunları kamuoyu ile konuşuyor? Kim bunları bakanlıklara taşıyor? Bu kadar büyük yatırım var eğitimde, sağlıkta ve diğer sektörlerde ama biz bunun içini dolduramıyoruz. Peki, bu yatırımlara rağmen biz niye Ankara’da ameliyat olup, Ankara parklarını dolduruyoruz… Bu ilin geleceği parlak ama yeter ki bu ile sahip çıkalım. Yeter ki bu ile bir proje kazandıralım. Ben çadırlarda fuar yaptım yer yerinden oynuyordu. Dünya sallanıyordu adeta! Açtığımız bütün fuarlarda en yetkili isimler TOBB Başkanı, yönetimi, bakanları, milletvekilleri… Hatta ilk fuarımızda Başbakan Erdoğan bile geldi… Ben şu anki fuarın şokunu yaşıyorum. Orada mükemmel bir yapı oluşturduk. Ben ve özellikle dönemin Valisi Münir Karaloğlu bu iş için büyük emek verdik ve sonunda kazandırdık bu kente. Ben istememe rağmen Organize’ye rağmen oraya yapıldı ama. Bugün ben destek alsam Van Çimento benimdi, Van halkınındı. Van Et, Van Yün biz Vanlıların olacaktı. Ama hep engellediler. Bu projelerin hiç birini Vanlıların almasına izin vermediler.” Dedi.

“KİMSE YANLIŞLARI DİLLENDİRMİYOR!”

Yine şu anki OSB konusundaki emeklerinin de büyük olduğuna vurgu yapan Kandaşoğlu, şu an yüzlerce işadamının sıra beklediği yönündeki söylemlere rağmen kentte sanayinin ciddi anlamda sıkıntılı durumda olduğuna vurgu yaptı. Kandaşoğlu OSB’deki durum ile ilgili olarak ise; “Onlar benim dönemimden bu yana orada bekliyor. Önceleri arsa hibeleri vardı. İnsanlar o zaman müracaat etti. Şu anda bekleyen falan yok. Hatta bekleyen varsa gelsin ben kendi arazimi vereceğim ve yatırım yaptıracağım. Birinci etapta bile şu anda 20-30 satılık arsa var. Bu tür beklentiler yaratmaya da gerek yok. Bu tür beklentiler yaratmak yerine kendi esnafımıza, yatırımcımıza, işadamımıza sahip çıkalım. Ama bakıyorsunuz bu kente değer katılan isimler her geçen gün biraz daha yıpratılıyor. Bu kente yatırım yapanlar kenti terk etsin diye binlerce dedikodu üretiliyor. Üstelik bu memleketin çocukları kenti terk ederken dışardaki yatırımcıların Van’a gelmesi için de büyük çabalar veriliyor ama onca dil dökmeye rağmen bir netice alınmıyor. Bakın torba yasalar bizi perişan etti. Bölgeye yönelik yasalarda ciddi sıkıntılar var. Ama kim kalkıp bunlara itiraz ediyor, kim yanlışları dile getiriyor? Ben zamanında gidip dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in elini öpmüşlüğüm var! Şimdi kent için kim ne yapıyor? Dedim ki Van ve bölgede özelleştirmeden vazgeçin ve 2050’ye kadar da yapmayın. O gün Kundura Fabrikası için yapmıştım. Peki, şimdi kimde? Şimdi nasıl bir rant var? Bir dernek kime neye göre olmayan bir şey üzerinden aidat topluyor? Bunun gibi özelleştirmeler için ben el öptüm… Ama VEDAŞ gibi özelleştirilen kurumlar, kente katkı sunmayan torba yasalar ve bu memlekete yatırım yapanlar resmen yıpratılıyor ama kimsenin kılını kıpırdattığı yok. Bu kentin acilen bu ölü toprağını üzerinden atması ve el birliği ile toparlanması gerekiyor. Yoksa bu gidişat kente ileriki süreçlerde çok daha büyük zararlar verecek.” Şeklinde konuştu.


ÖMER AYTAÇ AYKAÇ - ŞEHRİVAN ÖZEL

Editör: TE Bilisim