Van, zor bir kent. Bunu hepimiz biliyoruz.

Gelirken ağlarsınız bu kente, giderken ağlarsınız. Doğrudur.

Yalan da yok, hilaf da yok!

Böyle bir kentte iş yapmak da, organizasyon yapmak da zor farkındayız.

 

***

 

Geçtiğimiz günlerde iki gün süren bir ekonomi zirvesi mahiyetinde bir toplantı vardı.

İstanbul’da ‘organizasyon’ işlerini yıllardır yapan, son dönemlerde de Van’daki boşluğu farkeden bir ‘firma’ yaptı.

Zaten içine ekonomi, kalkınma, zirve falan dediniz mi tamamdır.

Olaya Van Valiliği ve kentin birçok dinamiği de dâhil edildi.

Daha ne olsun. Valiliğin destek verdiği bir organizasyonun ‘ağırlığı’ su götürmez bir gerçek.

İyi ama…

İşin içine Valiliği de koyuyorsanız, olayın bir devlet ciddiyetinde olduğunu unutmayacaksınız.

 

***

 

Organizasyonu yapan vatandaşın kendisine de söyledim.

Van’da organizasyon yapmak zor iştir. Bakın bunu daha önce bu ‘zirve’nin alasını yapmaya çalışan Van Ekonomist Dergisi’nin sahipleri Orhan Olgun ve Zeki Yiğit’e sorun.

Onlar Türkiye’nin kalbinde yani İstanbul’da, üstelik Cumhurbaşkanı ve bir çok bakanın katılacağı bir organizasyon hazırladılar. Yani bir ‘Uludağ Ekonomi Zirvesi’ gibi bomba bir proje olacaktı. Ama saatler içinde yerle bir olan bir programa döndü.

Cumhurbaşkanı katılmaktan vazgeçti. Konuşma krizi yaşandı gibi gibi…

 

***

 

Hiç dolandırmadan açık söyleyeyim.

Van’da geçtiğimiz yıllarda toplantı, zirve, buluşma gerçekleşti.

Daha birkaç dönem önce mesela Van’da 2023 Van Vizyonu başlığı ile önemli ekonomi ve kalkınma buluşmaları gerçekleşiyordu.

Onlara da yine bugünkü dinamiklerin aynısının, tıpkısı katılıyordu.

Burudaki sorun şu: Bu tür toplantılara ihtiyaç var. Amenna. Ama ‘çıktısı’ olan toplantılar gerek. Öbür türlü herkesin prestijli isimleri getirip ‘havalı’ toplantı yapma özgürlüğü var.

Özgürsünüz! Ama… Sormadan da olmaz.

Bu tür toplantıların alası zaten, hâlihazırda Van’da yapılmıyor mu?

Bakınız Milletvekilimiz Beşir Atalay tarafından yönetilmiyor mu?

Şüphesiz bir şekilde Van tarihinin en etkili buluşmaları diye adlandırabilirim.

Orda da biz bizeyiz. Öyle kalsaydık inanın baştan “Bu işten bir şey çıkmaz” derdim. Ama Sayın Atalay devlet tecrübesi, bakanlık tecrübesiyle o kadar güzel dokunuşlar yaptı ki.

Hepsine katıldım.

Her bir toplantıda mutlaka bakanlar oldu.

Ve önüne konulan sorunlar direkt olarak bakanın katıldığı toplantılarda anlık talimatlar ile çözüldü.

 

***

 

Bol keseden sallamıyoruz ha.

Et ve Süt Kurumu bizatihi dönemin bakanı Faruk Çelik’in talimatıyla bir yıldan az bir sürede çözülmedi mi?

Kapıköy Gümrük Kapısı’nın modernizasyonu bir Güç Birliği toplantısının ardından şekillenmedi mi?

Çevre Yolu için Güç Birliği toplantısının ardından Van’a özel bakanlar kurulu kararı çıkmadı mı?

Van Şehir Hastaneleri müjdesi Sağlık Bakanı’nın toplantısında verilmedi mi?

Her katılan bakan “Bu ne güzel bir oluşum” demedi mi? Dedi. Çünkü imrendikleri, hayran kaldıkları bir toplantı oldu.

Dipnot: Van’daki dinamiklerin bu toplantılarda kent adına konuşma ve sorun aktarma konusundaki aşırı ‘zayıflık’ ve başarısızlıklarına rağmen bu önemli çıktılara ulaşıldı.

 

***

 

O halde işi bilene vermek lazım. Haksız mıyım?

Bakın günlerce sosyal medyada programa “şu katılacak”, “Bu konuşacak”, “Şu gelecek” diye verip yanlış yönlendirme yapmayacaksınız.

Küçük bir örnek vereyim. Bu zirveden önce benim afişlerini gördüğüm en az 3 tane Türkiye’nin önemli gazetecisinin olduğu program tanıtımı vardı.

Çok basitçe.

Hürriyet’ten Akif Beki, Türkiye Gazetesi’nden Çetiner Çetin, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Yeni Birlik Gazetesi’nden Avni Özgürel, Sabah’tan Mahmut Övür, BİK Genel Müdürü Yakup Karaca, TRT Haber’den Seval Çöpür.

E iyi de kardeşim. Bu kadar reklam yapıp bu isimlerin hiç birini getirmeyerek Van’ı kandırmanın ne anlamı var?

Bunlar dışında gazetecilerin geldiğini gördüm. Hatta Habertürk’ten Sevilay Yükselir’in Akdamar Adası’nda çektiği fotoğrafları paylaştığı mesajını da gördüm.

Dün de Habertürk’te güzel bir yazısı vardı. Van’a dair izlenimlerini paylaşmış.

Bu isimlerin gelip Van’ı görmesi, Van’ı konuşması, bir twit’te paylaşması bile önemlidir. Saygı duyarım.

Lakin bu insanlar gelip Van’da konuşmalı, Vanlı’yı dinlemeli, Van’ın birkaç derdine tanık olmalı. Toplantılar sürerken gezi yapan bu isimler bizim iki gün boyunca konuştuğumuz konulardan haberdar olmadan bu işi nasıl Ankara’lara, İstanbul’lara taşıyacak?

Hatta size bir fikir vereyim. Bakın gelen gazetecilerin Van gezilerinden derledikleri köşeler ve yazılar tanıtıma daha büyük katkı sunmuş.

Ekonomi, kalkınma yerine gazetecileri kente getirip gezi, tanıtım organizasyonları yapmak daha mantıklı.

Diğer konularını bırakın işin ehilleri yapsın.

 

***

 

Geldik mi yine aynı noktaya.

Yani bu gelen gazeteciler, muhabirler işin ekonomi, kalkınma boyutuyla çok ilgilenmedi.

Reklamlar yapıldı. Gelecek denilenlerin bir kısmı da gelmedi.

Gelenler gezerken salonda toplantıyı yine biz bize yaptık.

Kendi derdimizi yine kendimize anlattık. Benim itirazım bunadır işte!

Yoksa çok kıymetli konuşmalar vardı. Bizzatihi gazetemizin manşetine taşıdık.

Sayın Vali Murat Zorluoğlu’ndan müthiş yatırım çağrısı geldi.

Van TSO başkanı Necdet Takva’dan çok iyi bir sunum geldi.

Ha keza önemli konular konuşuldu.

Ama bu kadar önemli konuşma bence doğrudan çözüm getirmeyecek toplantılarda konuşmacıları yormaktan öteye geçmiyor.

Dün yine Güç Birliği toplantısı vardı. Kentin dinamiklerinin oturduğu masada muhatapları ile doğrudan bir bakandı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü. Bu toplantıdan da Van’a Güneş Enerjisi İhtisas Sanayi Bölgesi müjdesi çıktı.

Daha ne olsun!

Bu Güç Birliği Toplantıları bize yeter de artar bile.

Bunun dışında zirve yapılacaksa, yine çözüm getirecek isimlerin katılımıyla yapılmalı.

Öbür türlü biz zaten hep Van’dayız.

Ara ara bir araya gelmek için toplantı düzenlemek istesek, bol bol yaparız.

Hadi yaptınız. Reklamını yaptığınız ile gerçekte olan arasında ‘aldatmaca’ varsa ben buna Van ile oynamak derim. Kimse kusura bakmasın.


***

 

Diğer bir konu bu tür toplantılarda kareye giren isimler. Şimdi madem adı zirve… Madem adı ekonomi, madem adı kalkınma. Bırakalım da bu işi iyi bilenler konuşsun. Geçen sosyal medyada da paylaştım. Birçok ismi bu tür toplantılarda görüyoruz. Adamın başkanı, müdürü olduğu kurum, kuruluşa hiç katkısı yok. Haliyle genelde Van’a katkısı yok.

Sadece adı ‘başkan’. Gelip toplantıda konuşma alıyor. İyi de kardeşim. Hadi bir hata olmuş bir koltuk sahibi olmuş. Bence her toplantıda da gelip konuşmasına gerek yoktur. Çünkü vereceği bir şey yoktur. Hadi toplantı yaptınız. Bari konuşacak adamlara dikkat edin. Kimseyi küçümsemek istemem ama… Bir Beşir Atalay’ın, bir Mithat Melen’in, bir Burhan Kayatürk’ün karşısına olmayacak adamları koyup ‘kalkınma’ tartıştırmak da olmaz yani. Bu isimlerin de bir ağırlığı var. Hepimizin feyz alacağı konuşmalar var. Bir de orda yaptığı konuşmasını hemen twitter’a fotoğraf ile paylaşıp ‘reklama’ çevirme fırsatı arayanlar var.

Hizmet yapıp oraya çıkanlar var, bir de hiçbir şey yapamayıp da orada başkan diye oturanlar var. Olmaz.

 

***

 

İşin özü. Bizim önümüzde önemli sorunlarımız var.

Hani Necdet Takva’nın deyinmeyeceğim deyip ama konuşmasının başında ‘spoiler’ verdiği kentin ‘baba’ sorunları var ya. İşte bizim onları konuşmamız gerekiyor.

Bunun için de bize bir Tane Güç Birliği Platformu yeter diye düşünüyorum.

Bu platform etkili kullanılırsa daha birçok konuda çok somut adımlar atılacak.

İyisi mi bu Güç Birliği ile ciddi konularımızı konuşmaya devam edelim.

Hatta bahse konu buluşmaların amentüsünü sayılabilecek ‘özetini’ SP başkanı Sayın Özay İlhan twitter’dan paylaştığı mesajında zaten vermişti.

Bize de paylaşıp yazıyı onunla bitirmek düşer:

“Gün gelecek Van’da kent ekonomisi ve yerel kalkınma için samimi manada toplantılar yapılacak ve güzel adımlar atılacak ama o gün bugün değil.”